Katarak Anne Karnında Da Başlayabiliyor
İnsanoğlunun en önemli değerlerinden biri olan göz ve görme duyusunu olumsuz etkileyen sıkıntılardan biri olan kataraktın bazen anne karnında başladığı belirtildi.
Gebelik sırasında kullanılan ilaçlar ve değişik nedenlerden dolayı doğumsal katarak rahatsızlığının bebeklerde de görüldüğünü ifade eden Aydın Göz Hastanesi Hekimlerinden Op. Dr. Özlem Polatlı “Görülme oranı 10 milyonda 1.5-6 arasında olmakla beraber okul öncesi körlük nedenlerinin yüzde 10‘unu bu hastalık oluşturmaktadır. Doğuştan olan kataraktlar; kalıtsal nedenlere, metabolik hastalıklara, travmaya, radyasyona, rahim içi enfeksiyonlara, gebelik sırasında kullanılan ilaçlara veya henüz bilinmeyen nedenlere bağlı olarak gelişebilmektedir. Bu hastalık bazen diğer göz hastalıklarıyla birliktede oluşabilmektedir” dedi.
BELİRTİLERİ NELERDİR? Yeni doğan bebeğin gözbebeğinde beyazlık görüldüğünde ya da bebeğin annenin yüzüne ve ışığa ilgisiz olduğu gözlemlendiğinde hemen doktora başvurulması gerektiği söyleyen Op. Dr. Özlem Polatlı “Bu durum, çoğunlukla doğuştan kataraktın belirtisidir ve tek gözde veya her iki gözde olabilmektedir. Tek gözde görülen kataraktlarda göz tembelliğine bağlı kalıcı görme bozukluğu görülebilmektedir. Doğuşta başlangıç halinde olup çocuk yaşta ilerleyen katarakt çeşitleri de görülebilmektedir” diye konuştu.
TEDAVİ YÖNTEMİ NEDİR? Hastalığın tedavisi konusunda da bilgi veren Aydın Göz Hastanesi hekimi Op. Dr. Polatlı “Kataraktın ilaçla tedavisi olmadığı için tek çözüm yöntemi cerrahidir. Doğumsal katarakt tedavisi çoğunlukla `FAKO` yöntemiyle yapılmaktadır ve yaş uygunsa göz içine katlanabilir mercek yerleştirilmektedir. Doğuştan kataraktlı bebekler zamanında ameliyat edilseler de göz ve görmenin gelişim halinde olmasına bağlı olarak görme tembelliği ve ileriki yaşlarda sık görülen enfeksiyonlar olabilmektedir. Doğumsal kataraktın tedavisindeki en önemli bölüm; bu ameliyattan sonra yapılacak olan göz tembelliğiyle mücadele ve ameliyat sonrası ilaçların doğru kullanılması bölümüdür. Bu bölümde aile ve hekim arasındaki işbirliği çok önemlidir. Eğer bu iş birliği iyi yapılırsa ameliyatın başarı oranı yüksek olacaktır” diye konuştu.