"hava Çok Yıldızlı, Köpekle Çok Havlıyordu, Deprem Sanki ‘geliyorum’ Diyordu"
17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen ve ‘asrın felaketi’ olarak adlandırılan Marmara depremini yaşayan Sinan Eren, deprem gecesi havanın çok yıldızlı olduğunu, köpeklerin de aşırı derecede havladığını söyledi.
Eren, deprem sonrasında çöken apartmanın enkazından bir delikten çıktıklarını söyledi.
17 Ağustos 1999 tarihinde saatler gece 03.02’yi gösterdiğinde Kocaeli 7.4 büyüklüğündeki depremle 45 saniye boyunca sallandı. Resmi raporlara göre, 17 bin 840 kişi öldü, 43 bin 953 kişi ise yaralandı. 505 kişi sakat kaldı. 285 bin 211 konut, 42 bin 902 işyeri hasar gördü. Resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50 bin ölüm, ağır-hafif 100 bine yakın kişi yaralandı. Ayrıca 133 bin 683 çöken bina ile yaklaşık 600 bin kişi evsiz kaldı.
17 Ağustos felaketini yaşayan Sinan Eren, deprem öncesinde balkonda yemek yediğini, o gün depremin sanki habercisi gibi havanın çok yıldızlı olduğunu ifade etti. Saat 23.30 gibi yattığını dile getiren Eren, saat 2.30 gibi uyandığını belirterek deprem anını şöyle anlattı: “Su falan içtim çok sıcaktı. O ara köpekler havlıyordu. Salonun camından dışarı baktım. Tam yattım, dalmamıştım o ara deprem oldu. Baktım avize sallanıyor, yoldan araba geçiyor, ondan sandım. Devam edince deprem olduğunun farkına vardım. Kalktık ama gidecek bir yer yok 6. kattasın yani. Bitmesini bekledik. Konu komşuyu toplayarak binadan aşağı indik. Bina çökmüştü. Altta dükkan vardı bakkal dükkanı, mobilya dükkanı. Yan yatık vaziyette en son bizim bina yıkıldı Bekirdere Üçyol`da.”
Yaşanan deprem sonrasında 6 katlı binanın en alt katının çöktüğünü belirten Sinan Eren, yan yana bitişik olan binaların ikiye ayrıldığını apartmanların ana kapısının yok olduğundan ötürü, iki binanın ortasından açılan delikten dışarıya çıktıklarını söyledi. Eren şöyle konuştu: “İki bina bitişikti. İki bina ayrıldı, iki binanın arasından çıktık biz. İndiğimiz yer aşağı yukarı 3,5 metre falandı. Bütün milleti çıkardık can kaybı olmadı tabi. Ona çok sevindik biz. Cenab-ı Allah bir daha yaşatmasın.”
Eren, Gölcük ve Değirmendere’nin depremi en ağır yaşayan bölgeler olduğunu da hatırlattı.
Gülfer Eren ise eşinin 23.00-23.30 gibi yattığını, kendisinin ise 00.30 gibi yattığını söyledi. Bir süre balkonda oturduğunu ifade eden Gülfer Hanım, deprem anını şöyle anlattı: “Uyuyordum balkonda ev bir anda sallanınca ben hemen fırlayacak gibi oldum. Beyim ‘hemen otur deprem oluyor’ dedi. Oturduk o anda. Sonra kalktık ikinci sallantıda ev yıkıldı yan vaziyette. Ben hemen balkon tarafına çıkmaya çalıştım. Beyim ‘çıkma’ dedi. Durduktan sonra bağırışları falan duyduk komşularla aşağı indik. Bir kat çökmüştü evimiz. Binanın dış kapısı yoktu. En altın bir üstünden komşudan çıktık. Erkekler bizi 3-3,5 metreden dışarıya aldılar. İki evin arasından çıktık. Hatta bir komşumuz bodruma düştü onu da beyim kurtardı. Sağ salim çıktık bir şey olmadı çok şükür. Zor durumdaydık tabi. Korku şaşkınlık o şekilde.”
17 Ağustos 1999 tarihinde saatler gece 03.02’yi gösterdiğinde Kocaeli 7.4 büyüklüğündeki depremle 45 saniye boyunca sallandı. Resmi raporlara göre, 17 bin 840 kişi öldü, 43 bin 953 kişi ise yaralandı. 505 kişi sakat kaldı. 285 bin 211 konut, 42 bin 902 işyeri hasar gördü. Resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50 bin ölüm, ağır-hafif 100 bine yakın kişi yaralandı. Ayrıca 133 bin 683 çöken bina ile yaklaşık 600 bin kişi evsiz kaldı.
17 Ağustos felaketini yaşayan Sinan Eren, deprem öncesinde balkonda yemek yediğini, o gün depremin sanki habercisi gibi havanın çok yıldızlı olduğunu ifade etti. Saat 23.30 gibi yattığını dile getiren Eren, saat 2.30 gibi uyandığını belirterek deprem anını şöyle anlattı: “Su falan içtim çok sıcaktı. O ara köpekler havlıyordu. Salonun camından dışarı baktım. Tam yattım, dalmamıştım o ara deprem oldu. Baktım avize sallanıyor, yoldan araba geçiyor, ondan sandım. Devam edince deprem olduğunun farkına vardım. Kalktık ama gidecek bir yer yok 6. kattasın yani. Bitmesini bekledik. Konu komşuyu toplayarak binadan aşağı indik. Bina çökmüştü. Altta dükkan vardı bakkal dükkanı, mobilya dükkanı. Yan yatık vaziyette en son bizim bina yıkıldı Bekirdere Üçyol`da.”
Yaşanan deprem sonrasında 6 katlı binanın en alt katının çöktüğünü belirten Sinan Eren, yan yana bitişik olan binaların ikiye ayrıldığını apartmanların ana kapısının yok olduğundan ötürü, iki binanın ortasından açılan delikten dışarıya çıktıklarını söyledi. Eren şöyle konuştu: “İki bina bitişikti. İki bina ayrıldı, iki binanın arasından çıktık biz. İndiğimiz yer aşağı yukarı 3,5 metre falandı. Bütün milleti çıkardık can kaybı olmadı tabi. Ona çok sevindik biz. Cenab-ı Allah bir daha yaşatmasın.”
Eren, Gölcük ve Değirmendere’nin depremi en ağır yaşayan bölgeler olduğunu da hatırlattı.
Gülfer Eren ise eşinin 23.00-23.30 gibi yattığını, kendisinin ise 00.30 gibi yattığını söyledi. Bir süre balkonda oturduğunu ifade eden Gülfer Hanım, deprem anını şöyle anlattı: “Uyuyordum balkonda ev bir anda sallanınca ben hemen fırlayacak gibi oldum. Beyim ‘hemen otur deprem oluyor’ dedi. Oturduk o anda. Sonra kalktık ikinci sallantıda ev yıkıldı yan vaziyette. Ben hemen balkon tarafına çıkmaya çalıştım. Beyim ‘çıkma’ dedi. Durduktan sonra bağırışları falan duyduk komşularla aşağı indik. Bir kat çökmüştü evimiz. Binanın dış kapısı yoktu. En altın bir üstünden komşudan çıktık. Erkekler bizi 3-3,5 metreden dışarıya aldılar. İki evin arasından çıktık. Hatta bir komşumuz bodruma düştü onu da beyim kurtardı. Sağ salim çıktık bir şey olmadı çok şükür. Zor durumdaydık tabi. Korku şaşkınlık o şekilde.”