Oruç Tutmak Yaşlanmayı Geciktiriyor
Uzman Dr. Mehmet Yavuz, Ramazan ayında oruç tutmanın faydalarını ve sakıncalı olduğu durumları anlattı. Oruç tutmanın kansere yakalanma riskini azalttığını belirten Yavuz, " Oruç tutmak yaşlanmayı geciktiriyor, algı ve öğrenme seviyesini maksimuma çıkarıyor" dedi.
Ramazan ayında oruç tutmanın fiziksel ve zihinsel sağlığa büyük katkı sağladığını belirten, Reem Nöropsikiyatri Merkezi‘nden Uzman Dr. Mehmet Yavuz "Bedenimizi ve irademizi disipline sokan oruç, açlık sınırında olan insanları anlamayı ve gün içinde hoşgörüyle hareket etmeyi öğretirken, zihnimizin de daha pratik çalışmasına fırsat verir. Sindirimle zaman harcamayan vücudumuz, öğrenme, algılama ve hafıza yeteneğine odaklanır" diye konuştu.
Oruç tutmanın algılama, öğrenme ve hafızayı güçlendirdiğini de belirten Yavuz, "Oruç tutarken uzaklaştığımız fiziksel istekler, beynimizin yapılan işlere yoğunlaşmasını sağlıyor. Gereksiz metabolik aktivitelerle uğraşmayan vücut, algılama ve öğrenmeye odaklanarak, hafızamızın daha iyi çalışmasına katkıda bulunur" şeklinde konuştu.
Ramazan ayında oruç tutanlarda kandaki lipit ve kolesterol düzeyi azaldığı için damarların kendini tamir ettiğini belirten Dr. Yavuz, "Oruç sayesinde damarların temizlenerek, kan dolaşımı artıyor. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, oruç tutmak hücrelerin yenilenmesini sağladığı için bedenimizi ve zihnimizi daha sağlıklı hale getirir ve yaşlanmayı büyük ölçüde geciktirir" dedi.
Oruç sırasında sindirime ayrılan zamanın azaldığını da ifade eden Uzman Dr. Mehmet Yavuz, "Sindirim organları bu süreçte dinlenerek kendini yeniliyor. Özellikle, durmaksızın çalışan karaciğerin dinlenmesine olanak sağlayan oruç, kan içerisinde yer alan akyuvarların da performansıyla, vücudumuzdaki her organı ayrı ayrı dinlendirir ve hastalıklara karşı direnç sağlar" diye konuştu.
Oruç tutmanın kanser oluşumunu engellediğini belirten Yavuz, "Kanser vakası, vücudun herhangi bir yerinde birkaç anarşik hücrenin terör faaliyetleri için başkaldırması ile başlar. Ancak bu terörist faaliyet bazen bedenin kendi dokusu gibi bir görüntü vererek savunma sistemini yanıltabilir. Eğer beden sürekli metabolizma faaliyetleri ile uğraşıyorsa neler olup bittiğini anlayamayabilir. Oruçlu kişide ise, organizma kendini kontrol etmeye vakit bulur ve böyle faaliyetlere anında müdahale eder. Böylece
kanser oluşumu başlangıç noktasında engellenmiş olur" dedi.
Oruç tutmanın sağlıklı insanlar için geçerli olduğunu belirten Dr. Yavuz, orucun zararlı olabileceği durumları şu şekilde anlattı;
"Vücudun susuz kalması sonucu kanın yoğunlaşmasıyla ortaya çıkan felci daha önce geçirmiş hastalar ve felç riski taşıyanlar, kan şekeri düşme riski bulunan diyabet hastaları, aktif mide ülseri olanlar, böbrek yetmezliği yaşayanlar, Parkinson Alzheimer ve Sara hastaları, önemli psikolojik rahatsızlıkları olanlar ve gün içinde sürekli ilaç kullanması gereken hastalar."
Kaynak: İHA
Oruç tutmanın algılama, öğrenme ve hafızayı güçlendirdiğini de belirten Yavuz, "Oruç tutarken uzaklaştığımız fiziksel istekler, beynimizin yapılan işlere yoğunlaşmasını sağlıyor. Gereksiz metabolik aktivitelerle uğraşmayan vücut, algılama ve öğrenmeye odaklanarak, hafızamızın daha iyi çalışmasına katkıda bulunur" şeklinde konuştu.
Ramazan ayında oruç tutanlarda kandaki lipit ve kolesterol düzeyi azaldığı için damarların kendini tamir ettiğini belirten Dr. Yavuz, "Oruç sayesinde damarların temizlenerek, kan dolaşımı artıyor. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda, oruç tutmak hücrelerin yenilenmesini sağladığı için bedenimizi ve zihnimizi daha sağlıklı hale getirir ve yaşlanmayı büyük ölçüde geciktirir" dedi.
Oruç sırasında sindirime ayrılan zamanın azaldığını da ifade eden Uzman Dr. Mehmet Yavuz, "Sindirim organları bu süreçte dinlenerek kendini yeniliyor. Özellikle, durmaksızın çalışan karaciğerin dinlenmesine olanak sağlayan oruç, kan içerisinde yer alan akyuvarların da performansıyla, vücudumuzdaki her organı ayrı ayrı dinlendirir ve hastalıklara karşı direnç sağlar" diye konuştu.
Oruç tutmanın kanser oluşumunu engellediğini belirten Yavuz, "Kanser vakası, vücudun herhangi bir yerinde birkaç anarşik hücrenin terör faaliyetleri için başkaldırması ile başlar. Ancak bu terörist faaliyet bazen bedenin kendi dokusu gibi bir görüntü vererek savunma sistemini yanıltabilir. Eğer beden sürekli metabolizma faaliyetleri ile uğraşıyorsa neler olup bittiğini anlayamayabilir. Oruçlu kişide ise, organizma kendini kontrol etmeye vakit bulur ve böyle faaliyetlere anında müdahale eder. Böylece
kanser oluşumu başlangıç noktasında engellenmiş olur" dedi.
Oruç tutmanın sağlıklı insanlar için geçerli olduğunu belirten Dr. Yavuz, orucun zararlı olabileceği durumları şu şekilde anlattı;
"Vücudun susuz kalması sonucu kanın yoğunlaşmasıyla ortaya çıkan felci daha önce geçirmiş hastalar ve felç riski taşıyanlar, kan şekeri düşme riski bulunan diyabet hastaları, aktif mide ülseri olanlar, böbrek yetmezliği yaşayanlar, Parkinson Alzheimer ve Sara hastaları, önemli psikolojik rahatsızlıkları olanlar ve gün içinde sürekli ilaç kullanması gereken hastalar."