Lys Türkiye Birincisi Menekşe‘nin Başarı Öyküsü
Balıkesir‘de girdiği Lisan Yerleştirme Sınavı‘nda (LYS) aldığı 579,815 puanla TS-2‘de Türkiye birincisi olunca üniversitelerin peşine düştüğü Menekşe Okyay, Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Edebiyat Öğretmenliği Bölümü‘nü tercih edeceğini söyledi.
Emekli öğretmen olan babası ve ev hanımı olan görme engelli annesiyle birlikte yaşadığı Balıkesir‘in Savaştepe ilçesinde imkansızlıklar içinde eğitim gördüğü Savaştepe Anadolu Öğretmen Lisesi‘ni başarıyla bitirip LYS‘de Türkiye birinci olan Menekşe Okyay, elde ettiği başarısını anlatırken son derece rahat ve stressiz bir çalışma süreci geçirdiğini, kendisini her türlü sonuca hazırladığını ancak dersleriyle ilgili konu tekrarlarını yapıp, her gün düzenli şekilde çalıştığını ve nihayet başarının geldiğini
söyledi. 18 yaşındaki Okyay, hiç dershane eğitimi almadığını, üniversite sınavlarına hazırlık sürecinde kaynak kitap sıkıntısı çektiği halde komşularından, arkadaşlarının eski kitap ve testlerinden çalıştığını, derslerini iyi takip edip konu tekrarlarını yaptığını anlattı. Dershanelere akıtılan paraların boşa olduğunu belirten Okyay, "Dershaneye gitmedim. İlk ve ortaöğretim hayatım boyunca gitmedim. Sadece okuldan aldığım eğitimin eğer üzerine çaba gösterir ve üzerine koyarsanız yeterli olacağını düşündüm.
Kendim planlı ve programlı çalıştım. Dershaneye gitmeden de başarı geldi. Maddi durum zaten dershane için pek elverişli değildi ama ben kendim de tercih etmedim. Çünkü dershanenin öğrenciye kattığı tek şey boş zamanlarında disiplinli çalışma alışkanlığı kazandırmasıdır. Eğer siz o disiplini kendiniz sağlarsanız dershaneye gitmeden de başarılabilir. Bugün pek çok öğrenci dershanelere binlerce lira para aktarıyor, buna hiç gerek yok. Çünkü öğrenci kendi çabalarıyla bir şeyler başarabilir. İllaki başkasının
hazırladığı programa uymak zorunda değilsiniz. Ben birkaç yıldır liseye başladığımdan beri üniversiteyi düşünüyordum. Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Edebiyat Öğretmenliği‘ni tercih edeceğim, bu değişmeyecek. Çünkü idealim. Bu popülarite beni biraz rahatsız etse de beklemiyordum, telefonlarım eskisinden daha çok çalmaya başladı. Vakıflar, özel üniversiteler arayıp yardım tekliflerinde bulundular. Özel üniversitelerin tekliflerini nazikçe reddettim, çünkü kararımı zaten vermiştim. O yüzden
dikkate almadım" dedi.
DÖRT BUÇUK YAŞINDA OKUMA-YAZMA ÖĞRENDİ
Türkiye‘nin en köklü okullarından biri olan Savaştepe Anadolu Öğretmen Lisesi‘nde öğrenim gördüğü sınıfta 11 kişi olduklarını, Ayşegül Kocatürk isimli arkadaşının da Türkiye 16.‘sı olduğunu söyleyen Okyay, okuldan Türkiye‘de ilk 100, 200 ve 500‘e giren çok sayıda arkadaşının bulunduğunu ve okulunun köklü ve kaliteli bir eğitim kurumu olduğunu kaydetti. Okuma-yazmayı dört buçuk yaşında öğrendiğini belirten Menekşe, "Babam ilkokulda benim temelimi iyi attı. Bana okuma-yazmayı öğreten de odur zaten. Dört
buçuk yaşımda öğrendim okuma yazmayı. İlköğretim döneminde daha rahattık, ama lise dönemimde ben tamamıyla kendim çalıştım. Babam ben okuldayken hep anneme baktı, sık sık tedaviye götürdü. Kaynak olarak kitap sıkıntısı yaşadım. Ben istediğim kitapları alamadım. Konu anlatımlı kitap hiç almadım. Çünkü ders kitaplarım vardı, onlardan tuttuğum notlarımı çalıştım. Arkadaşlarımın kullanmadığı kitaplardan aldım, halk kütüphanesinden faydalandım. Arada elime para geçtikçe az sayıda kitap aldım" diye konuştu.
"KENDİNİ YORMA, SENİ ÜNİVERSİTEYE GÖNDEREMEYECEĞİM"
Ailece yaşadıkları maddi sıkıntıların kendisini de etkilediğini belirten Menekşe, burs için uygun vakıflara başvuruda bulunacağını söyledi. Ailesinin yanından ayrılamayacağını belirten Menekşe Okyay, "Maddi sıkıntımız var. Burslar öğretim yılı içinde geliyor. Bunlar gelene kadar kazandığım okula yerleşebileyim, kayıt yaptırabileyim, kırtasiye masraflarımı karşılayabileyim, annemin hastalığına daha iyi baktırabilelim diye maddi yardıma ihtiyacımız var. Öncelikli düşüncem ailem, geçen yıl babam bana
üniversite sınavına hazırlanırken açık açık ‘Kendini çok yorma çünkü ben seni üniversiteye falan gönderemeyeceğim‘ dedi. Ama buna rağmen çalıştım, derece yaparsam imkan bulurum diye. Amacıma da ulaştım. Annem şeker hastası, 3 yıl önce teşhis edildi. Son 1 yıldır da şekerden dolayı gözlerini kaybetti. Tedavileri devam ediyor, ama uzun bir tedavi süreci. Daha da devam edecek. Bu tedavi ve yol masrafları bizi zora soktu. Krediler çektik, zor duruma düştük. En çok bunun sıkıntısını yaşıyoruz" dedi.
Menekşe, ailesiyle birlikte üniversite eğitimi için ağustos ayı içinde Balıkesir‘e taşınmaları gerektiğini söyledi.
MENEKŞE‘DEN BAŞARI TÜYOLARI
Maddi imkansızlıklar içerisinde eğitim gördüğü halde azmederek büyük bir başarı elde eden Menekşe Okyay, kendisi gibi sınava hazırlanacak olan tüm öğrencilere altın tavsiyelerde bulundu. Başarıyla ilgili tüyolar veren Okyay, diğer taraftan da "Sınav ve üniversite her şey değil" diyerek aileleri ve çocuklarını uyarmayı ihmal etmedi. Sınav sürecinin son derece stresli bir dönem olduğunu vurgulayan LYS şampiyonu, "Kafanıza çok takarsanız stresli bir süreç. Bu sınav hayatımız için çok önemli bir nokta ama
hayatın sonu değil. Ben kesinlikle kendimi yormadım, bir de her türlü ihtimali göz önüne almak lazım. Ben 2 yıldır çalışıyorum, kazanamama ihtimaline kendimi hazırladım ve kafamı rahatlattım. Ben sınava girerken çok stressiz bir şekilde girdim, sanki normal bir deneme yapıyormuşum gibi ve denemelerimden de yüksek bir net elde ettim. Bir de programlı çalışmak ve konu tekrarı yapmak çok önemli. Daha çok konu çalıştım, tekrar ettilından biri olan Savaştepe Anadolu Öğretmen Lisesi‘nde öm, kendimi yormadan.
Günde 1 saatlik çalışmadan söz ediyorum, çok değil. Sabit bir saat belirlemek doğru değil. Daha çok boş bulduğum vakitlerde, okuldan geldiğimde akşam saatlerinde. Hani derler ya, sıkı bir rejim programına uymayın da sağlıklı beslenmeyi hayat tarzı haline getirin. Ben de düzenli çalışmayı hayat tarzı haline getirdim, yormadan hayatın bir parçası olarak. Daha kolay oluyor tabii bünye alışınca. Ben zaten derece yapamasaydım okuyamayabileceğimi de biliyordum. B planım vardı. Üniversiteye gidemezsem iş bulmayı
düşünüyordum ve her şeye hazırlıklıydım. En iyi ihtimale de, en kötü ihtimale de. Bu yüzden önce gönlüm ve kafam rahattı. Yani kazanamasaydım da hayat devam edecekti. Bunu özellikle aileler için söylüyorum, çocuğunuz kazanamasa da hayatı devam edecek. Sınav hayatın sonu değil. Üniversiteye gidemese de insan bir şekilde hayatını devam ettiriyor" diye konuştu.
Menekşe, elde ettiği başarıyla kendilerine çok sayıda yardım teklifleri geldiğini, bu sözlerin tutulmasını istediklerini belirtti.
"KIZIMI GÖRMEK İSTİYORUM"
Balıkesir‘in Savaştepe ilçesinde kıt imkanlarla geçinmeye çalışan ailenin tek çocuğu olan Menekşe‘nin azimli çalışması ile gelen başarı, ilçede ve Balıkesir‘de büyük bir sevinçle karşılandı. Kızıyla onur duyduklarını söyleyen anne Naciye Okyay, "Allah herkese inşallah böyle başarılı ve hayırlı evlat nasip eder. Çok onurlu ve mutluyuz. Biz Manisa‘ya hastaneye gitmiştik, dönüşümüzde kızımdan Türkiye birincisi olduğunu öğrendik. Dershaneye göndersek bizim kızımızın fotoğrafları da çıkardı dedik.
Komşularımız geldi, sonra gazeteciler bizi buldu. Çok sevindik ama gözlerim görmediği için çocuğumu göremiyorum, bu yüzden üzüntülüyüm. Gözlerimin bir an önce açılmasını istiyorum. Yardım eli uzatacaklara teşekkür ederiz" dedi.
Öğretmen emeklisi baba Osman Okyay ise, tek çocukları olan Menekşe ile gurur duyduklarını söyledi. Kızının hiçbir isteğini yerine getiremediklerini anlatan Okyay, 2 milyon öğrencinin arasında imkansızlıklar içinde yetişip de Türkiye birincisi olmanın kolay bir şey olmadığını söyledi. Osman Okyay, "Çocuğumuzun başarısı bizi çok gururlandırdı, çok sevindirdi. Menekşe tek çocuğumuz. Evde tek göz bir odada çalışıp başarı sağladı. Kitapsız, testsiz sınavlara hazırlandı. Kitap alamadık, bizim çocuğumuza hiçbir
faydamız olmadı. Eşim hasta olduğu için onunla ilgilendim, Menekşe tek başına kalıp çalıştı evde. Maddi durumumuz sarsıldı. Kızımızın Türkiye birinciliği haberini hastaneden dönüşte kendisinden öğrendik. Biz o üzüntü içinde pek sevinemedik bile. Ertesi gün aklımız başımıza geldi ve çok sevindik. Kaymakamlık, yerel basın, İlçe Milli Eğitim bizimle çok ilgilendi, hepsine çok teşekkür ediyoruz. Çocuğumuzu başıboş olarak dışarılara salmadık. Kontrollü bir şekilde kendisi ders programı yapıp çalıştı.
İstediklerini hiçbir şekilde yerine getiremedik. Hep eksik malzemelerle çalıştı, komşuların verdiği eski test kitaplarını çözerek bu hale geldi. Biz kızımıza ne yapalım, ancak alnından öpüyoruz. 2 milyon öğrencinin içerisinde Türkiye birincisi gelmek, dershanesiz, kitapsız, evsiz, damsız azılından biri olan Savaştepe Anadolu Öğretmen Lisesi‘nde ömsanacak bir şey değil. Gurur verici. Dışarıya çıktığım zaman alnım açık, başım dik şekilde gezebiliyorum çocuğumla beraber. Daha ne isteyeyim. Devletimiz de,
milletimiz de sağ olsun. İlgilenen herkese çok teşekkür ediyoruz" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
söyledi. 18 yaşındaki Okyay, hiç dershane eğitimi almadığını, üniversite sınavlarına hazırlık sürecinde kaynak kitap sıkıntısı çektiği halde komşularından, arkadaşlarının eski kitap ve testlerinden çalıştığını, derslerini iyi takip edip konu tekrarlarını yaptığını anlattı. Dershanelere akıtılan paraların boşa olduğunu belirten Okyay, "Dershaneye gitmedim. İlk ve ortaöğretim hayatım boyunca gitmedim. Sadece okuldan aldığım eğitimin eğer üzerine çaba gösterir ve üzerine koyarsanız yeterli olacağını düşündüm.
Kendim planlı ve programlı çalıştım. Dershaneye gitmeden de başarı geldi. Maddi durum zaten dershane için pek elverişli değildi ama ben kendim de tercih etmedim. Çünkü dershanenin öğrenciye kattığı tek şey boş zamanlarında disiplinli çalışma alışkanlığı kazandırmasıdır. Eğer siz o disiplini kendiniz sağlarsanız dershaneye gitmeden de başarılabilir. Bugün pek çok öğrenci dershanelere binlerce lira para aktarıyor, buna hiç gerek yok. Çünkü öğrenci kendi çabalarıyla bir şeyler başarabilir. İllaki başkasının
hazırladığı programa uymak zorunda değilsiniz. Ben birkaç yıldır liseye başladığımdan beri üniversiteyi düşünüyordum. Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Edebiyat Öğretmenliği‘ni tercih edeceğim, bu değişmeyecek. Çünkü idealim. Bu popülarite beni biraz rahatsız etse de beklemiyordum, telefonlarım eskisinden daha çok çalmaya başladı. Vakıflar, özel üniversiteler arayıp yardım tekliflerinde bulundular. Özel üniversitelerin tekliflerini nazikçe reddettim, çünkü kararımı zaten vermiştim. O yüzden
dikkate almadım" dedi.
DÖRT BUÇUK YAŞINDA OKUMA-YAZMA ÖĞRENDİ
Türkiye‘nin en köklü okullarından biri olan Savaştepe Anadolu Öğretmen Lisesi‘nde öğrenim gördüğü sınıfta 11 kişi olduklarını, Ayşegül Kocatürk isimli arkadaşının da Türkiye 16.‘sı olduğunu söyleyen Okyay, okuldan Türkiye‘de ilk 100, 200 ve 500‘e giren çok sayıda arkadaşının bulunduğunu ve okulunun köklü ve kaliteli bir eğitim kurumu olduğunu kaydetti. Okuma-yazmayı dört buçuk yaşında öğrendiğini belirten Menekşe, "Babam ilkokulda benim temelimi iyi attı. Bana okuma-yazmayı öğreten de odur zaten. Dört
buçuk yaşımda öğrendim okuma yazmayı. İlköğretim döneminde daha rahattık, ama lise dönemimde ben tamamıyla kendim çalıştım. Babam ben okuldayken hep anneme baktı, sık sık tedaviye götürdü. Kaynak olarak kitap sıkıntısı yaşadım. Ben istediğim kitapları alamadım. Konu anlatımlı kitap hiç almadım. Çünkü ders kitaplarım vardı, onlardan tuttuğum notlarımı çalıştım. Arkadaşlarımın kullanmadığı kitaplardan aldım, halk kütüphanesinden faydalandım. Arada elime para geçtikçe az sayıda kitap aldım" diye konuştu.
"KENDİNİ YORMA, SENİ ÜNİVERSİTEYE GÖNDEREMEYECEĞİM"
Ailece yaşadıkları maddi sıkıntıların kendisini de etkilediğini belirten Menekşe, burs için uygun vakıflara başvuruda bulunacağını söyledi. Ailesinin yanından ayrılamayacağını belirten Menekşe Okyay, "Maddi sıkıntımız var. Burslar öğretim yılı içinde geliyor. Bunlar gelene kadar kazandığım okula yerleşebileyim, kayıt yaptırabileyim, kırtasiye masraflarımı karşılayabileyim, annemin hastalığına daha iyi baktırabilelim diye maddi yardıma ihtiyacımız var. Öncelikli düşüncem ailem, geçen yıl babam bana
üniversite sınavına hazırlanırken açık açık ‘Kendini çok yorma çünkü ben seni üniversiteye falan gönderemeyeceğim‘ dedi. Ama buna rağmen çalıştım, derece yaparsam imkan bulurum diye. Amacıma da ulaştım. Annem şeker hastası, 3 yıl önce teşhis edildi. Son 1 yıldır da şekerden dolayı gözlerini kaybetti. Tedavileri devam ediyor, ama uzun bir tedavi süreci. Daha da devam edecek. Bu tedavi ve yol masrafları bizi zora soktu. Krediler çektik, zor duruma düştük. En çok bunun sıkıntısını yaşıyoruz" dedi.
Menekşe, ailesiyle birlikte üniversite eğitimi için ağustos ayı içinde Balıkesir‘e taşınmaları gerektiğini söyledi.
MENEKŞE‘DEN BAŞARI TÜYOLARI
Maddi imkansızlıklar içerisinde eğitim gördüğü halde azmederek büyük bir başarı elde eden Menekşe Okyay, kendisi gibi sınava hazırlanacak olan tüm öğrencilere altın tavsiyelerde bulundu. Başarıyla ilgili tüyolar veren Okyay, diğer taraftan da "Sınav ve üniversite her şey değil" diyerek aileleri ve çocuklarını uyarmayı ihmal etmedi. Sınav sürecinin son derece stresli bir dönem olduğunu vurgulayan LYS şampiyonu, "Kafanıza çok takarsanız stresli bir süreç. Bu sınav hayatımız için çok önemli bir nokta ama
hayatın sonu değil. Ben kesinlikle kendimi yormadım, bir de her türlü ihtimali göz önüne almak lazım. Ben 2 yıldır çalışıyorum, kazanamama ihtimaline kendimi hazırladım ve kafamı rahatlattım. Ben sınava girerken çok stressiz bir şekilde girdim, sanki normal bir deneme yapıyormuşum gibi ve denemelerimden de yüksek bir net elde ettim. Bir de programlı çalışmak ve konu tekrarı yapmak çok önemli. Daha çok konu çalıştım, tekrar ettilından biri olan Savaştepe Anadolu Öğretmen Lisesi‘nde öm, kendimi yormadan.
Günde 1 saatlik çalışmadan söz ediyorum, çok değil. Sabit bir saat belirlemek doğru değil. Daha çok boş bulduğum vakitlerde, okuldan geldiğimde akşam saatlerinde. Hani derler ya, sıkı bir rejim programına uymayın da sağlıklı beslenmeyi hayat tarzı haline getirin. Ben de düzenli çalışmayı hayat tarzı haline getirdim, yormadan hayatın bir parçası olarak. Daha kolay oluyor tabii bünye alışınca. Ben zaten derece yapamasaydım okuyamayabileceğimi de biliyordum. B planım vardı. Üniversiteye gidemezsem iş bulmayı
düşünüyordum ve her şeye hazırlıklıydım. En iyi ihtimale de, en kötü ihtimale de. Bu yüzden önce gönlüm ve kafam rahattı. Yani kazanamasaydım da hayat devam edecekti. Bunu özellikle aileler için söylüyorum, çocuğunuz kazanamasa da hayatı devam edecek. Sınav hayatın sonu değil. Üniversiteye gidemese de insan bir şekilde hayatını devam ettiriyor" diye konuştu.
Menekşe, elde ettiği başarıyla kendilerine çok sayıda yardım teklifleri geldiğini, bu sözlerin tutulmasını istediklerini belirtti.
"KIZIMI GÖRMEK İSTİYORUM"
Balıkesir‘in Savaştepe ilçesinde kıt imkanlarla geçinmeye çalışan ailenin tek çocuğu olan Menekşe‘nin azimli çalışması ile gelen başarı, ilçede ve Balıkesir‘de büyük bir sevinçle karşılandı. Kızıyla onur duyduklarını söyleyen anne Naciye Okyay, "Allah herkese inşallah böyle başarılı ve hayırlı evlat nasip eder. Çok onurlu ve mutluyuz. Biz Manisa‘ya hastaneye gitmiştik, dönüşümüzde kızımdan Türkiye birincisi olduğunu öğrendik. Dershaneye göndersek bizim kızımızın fotoğrafları da çıkardı dedik.
Komşularımız geldi, sonra gazeteciler bizi buldu. Çok sevindik ama gözlerim görmediği için çocuğumu göremiyorum, bu yüzden üzüntülüyüm. Gözlerimin bir an önce açılmasını istiyorum. Yardım eli uzatacaklara teşekkür ederiz" dedi.
Öğretmen emeklisi baba Osman Okyay ise, tek çocukları olan Menekşe ile gurur duyduklarını söyledi. Kızının hiçbir isteğini yerine getiremediklerini anlatan Okyay, 2 milyon öğrencinin arasında imkansızlıklar içinde yetişip de Türkiye birincisi olmanın kolay bir şey olmadığını söyledi. Osman Okyay, "Çocuğumuzun başarısı bizi çok gururlandırdı, çok sevindirdi. Menekşe tek çocuğumuz. Evde tek göz bir odada çalışıp başarı sağladı. Kitapsız, testsiz sınavlara hazırlandı. Kitap alamadık, bizim çocuğumuza hiçbir
faydamız olmadı. Eşim hasta olduğu için onunla ilgilendim, Menekşe tek başına kalıp çalıştı evde. Maddi durumumuz sarsıldı. Kızımızın Türkiye birinciliği haberini hastaneden dönüşte kendisinden öğrendik. Biz o üzüntü içinde pek sevinemedik bile. Ertesi gün aklımız başımıza geldi ve çok sevindik. Kaymakamlık, yerel basın, İlçe Milli Eğitim bizimle çok ilgilendi, hepsine çok teşekkür ediyoruz. Çocuğumuzu başıboş olarak dışarılara salmadık. Kontrollü bir şekilde kendisi ders programı yapıp çalıştı.
İstediklerini hiçbir şekilde yerine getiremedik. Hep eksik malzemelerle çalıştı, komşuların verdiği eski test kitaplarını çözerek bu hale geldi. Biz kızımıza ne yapalım, ancak alnından öpüyoruz. 2 milyon öğrencinin içerisinde Türkiye birincisi gelmek, dershanesiz, kitapsız, evsiz, damsız azılından biri olan Savaştepe Anadolu Öğretmen Lisesi‘nde ömsanacak bir şey değil. Gurur verici. Dışarıya çıktığım zaman alnım açık, başım dik şekilde gezebiliyorum çocuğumla beraber. Daha ne isteyeyim. Devletimiz de,
milletimiz de sağ olsun. İlgilenen herkese çok teşekkür ediyoruz" şeklinde konuştu.