Rus Siyaset Uzmanı Dugin:

Rusya‘nın önde gelen siyaset uzmanlarından Avrasya Hareketi lideri Aleksandr Dugin, Ergenekon operasyonunun Türkiye‘nin ulusal çıkarlarına uymadığını savundu.

Rus basını tarafından "Ergenekon‘un beyni" olarak adlandırılan Aleksandr Dugin yaptığı açıklamada, Ergenekon davası ve güncel uluslararası sorunlarla ilgili görüşlerini anlattı.

Mustafa Kemal Atatürk‘ün temelini attığı bağımsız ve ulusal politika izleyen Türkiye‘nin artık ABD‘nin işine gelmediğini ve ABD‘nin yeni stratejisinin bölgede daha az milliyetçi ve daha fazla ABD yanlısı, yani AB standartlarına uyan bir Türkiye oluşturmaya yönelik olduğunu vurgulayan Dugin, ABD‘nin Türkiye‘den Kuzey Kıbrıs‘tan vazgeçmesini ve bağımsız Kürt devleti oluşumuna da göz yummasını talep ettiğini söyledi.

ABD‘nin yeni stratejisiyle Türkiye‘de güvenilir ülke sıfatını kaybettiğini vurgulayan Dugin, "Zaten Türkiye‘nin ABD ve NATO ile işbirliğine olan ihtiyacı eski Sovyetler Birliği tehdidinden kaynaklanıyordu. Şimdiki Rusya ise böyle bir tehdit gücünü çoktan kaybetmiş durumda ve Türkiye‘ye her hangi bir müdahalede bulunmaya hevesi ve imkanı da yok. Rusya‘nın eski gücüne dönmesi için belki bin yıl daha zamana ihtiyaç vardır. Yani Rusya artık eski SSCB, Türkiye de eski Osmanlı değil. Yani aramızda her hangi

bir tehdit veya tehlike unsuru kalmadı" dedi.

Türkiye‘deki Kemalist milliyetçi düşünceye sahip bazı generaller ve politikacılar ABD ve NATO‘yla olan işbirliğinin Türkiye‘nin yararından ziyade zararına olduğunu ve batının başlıca hedefinin Türkiye‘nin gücünün zayıflatılması ve Kemalist devlet yapısından uzaklaştırılması olduğunu anlamaya başladıklarını kaydeden Dugin, "Ben bu insanların görüşüne tamamen katılıyorum. Ergenekon‘la her hangi bir bağlantım yok ve bu konuda beni suçlamak çok saçma. Ben bu olaylara, bir Rus milliyetçisi olarak bakıyorum ve

kendi ülkemde aynı görüşleri savunuyorum. Bizim isteğimiz Türkiye ve Rusya‘nın Avrasya stratejik bloğunda yer almasıdır. Buraya İran ve Çin‘in de katılmasını istiyoruz. Özellikle Türkiye ile Rusya‘nın ortak hedefler için mutlaka yaklaşması lazım" dedi.

Türkiye‘de işbaşında bulunan hükümetin tamamen batı yanlısı insanlardan oluştuğu söylentilerine katılmadığını da vurgulayan Dugin, "Ben bu konuda Ergenekon sanıklarından farklı düşünüyorum. Türkiye hükümetinin bu konuda çok akıllı bir politika izlediğini, tehdidin nereden geldiğini iyi anlayarak ona göre önlemler aldığı görüşündeyim. Özellikle Dışişleri Bakanı Davutoğlu‘nun mevcut durumu Ergenekon sanıklarından daha kötü anladığını hiç düşünmüyorum. Sadece Ergenekon davasında gözaltına alınanlar daha

radikal görüşlü insanlardır. Hükümet ise daha akıllı ve ılımlı bir Avrasyacı görüşe sahip bulunuyor. Hükümet için belki dini değerler Kemalist değerlerden daha fazla önem taşıyabilir. Ama her iki tarafın durumla ilgili yaptığı analizler aynıdır. Dolayısıyla ben her iki tarafın görüşlerine katılıyorum. Maalesef üçüncü güçler Türkiye toplumunu parçalamak amacıyla bu iki grubu birbiriyle karşı karşıya getirmeyi başardı. Burada ABD‘nin eli olduğundan hiç kuşkum yok. Kemalist, askeri ve ulusal güçlerle ılımlı

İslamcılar karşı karşıya getirildi. Halbuki her iki taraf Avrasyacı görüşe sahip. Maalesef ABD bu operasyonla Avrasya sürecine darbe vurmuş oldu. Tabii ki Ergenekon soruşturması çerçevesinde çeşitli iddialarla gözaltına alınan yakın arkadaşlarımın görüşlerini destekliyorum ama onlardan farklı olarak ben geleneksel İslam‘ı tehdit olarak görmüyorum. Geleneksel İslam ister Türkiye‘de olsun ve isterse de Rusya‘da tehdit değil tam tersi batıya karşı direnen büyük bir güç kaynağıdır" ifadelerini kullandı.

Türkiye ile İsrail ilişkilerine de değinen Dugin, "Türkiye ile İsrail ilişkilerinin soğuk olması çok iyi ve bence daha uzun zaman böyle devam eder. Çünkü İsrail daha fazla ABD yanlısı politika izliyor ve bu nedenle bölgedeki tüm müttefiklerini kaybederek tek kaldı. İsrail‘in Gazze‘ye yardım filosuna yaptığı saldırıdan dolayı Türkiye‘den özür dilememesi, Türkiye açısından kabul edilir bir durum değil. İsrail ise bu gemidekileri terörist olarak vasıflandırdı ve bundan vazgeçmeyi de düşünmüyor. Türkiye‘nin

Ortadoğu politikasını takdirle karşılıyorum ve Türkiye‘nin özellikle Suriye ve İran konusundaki yaklaşımı her türlü övgüye layık" dedi.

Kaynak: İHA