Ramazan, Yoksulluğun Yaşanarak Anlaşılmasına Vesile Oluyor
Kayseri İl Müftüsü Ali Maraşlıgil, Ramazan ayının dolu dolu yaşanması gerektiğini belirterek, “Ramazan, açlık, susuzlukla birlikte toplumdaki fakir ve yoksulların sıkıntılarının yaşanarak anlaşılmasına vesile oluyor.” dedi.
Kayseri İl Müftüsü Ali Maraşlıgil, Ramazan ayının dolu dolu yaşanması gerektiğini belirterek, “Ramazan, açlık, susuzlukla birlikte toplumdaki fakir ve yoksulların sıkıntılarının yaşanarak anlaşılmasına vesile oluyor.” dedi.
Ali Maraşlıgil, yaptığı yazılı açıklamada, evveli rahmet, ortası mağfiret sonu da cehennemden azat olarak müjdelenen Ramazan ayına girmek üzere olunduğunu ifade etti. Maraşlıgil, şunları dile getirdi: “31 Temmuz Pazar akşamı ilk teravih namazı kılınarak, gece de ilk sahura kalkılacaktır. 1 Ağustos Pazartesi ise Ramazan ayının birinci günüdür. Ramazan ayı Allah’ın, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in ümmetine bahsettiği, içinde ömürlük günahlarımızın affına vesile Kadir Gecesi’nin bulunduğu mübarek bir aydır. Bu ayda tutulan Ramazan orucu hicretten 1,5 yıl önce yaklaşık farz kılınmıştır. Lügat olarak oruç, nefsin yöneldiği şeylerden imsak etmek anlamına gelirken, ıstılah olarak da Ramazan ayında imsak vaktinden başlayarak güneşin batışına kadarki zaman içinde niyet ederek yemeyi, içmeyi ve şehevi istekleri terk etmek anlamına gelmektedir. Oruçtan maksat insanın kulluğunu bilmesi, Rabbini tanıması ve dolayısıyla Allah’ın rızasının kazanıp sonsuz mutlulukları hedeflemesidir. Oruçtan maksat Allah’ın rızasını kazanmak olmakla beraber birçok diğer faydaları da vardır.”
‘İnsan oruç vasıtasıyla Rabbi‘ne itaat etmeyi öğrenir’ diyen Maraşlıgil açıklamasına şöyle devam etti: “Kazancının ürünü iftar sofrasında vakit gelmeden bir lokma yiyemez, sanki Allah’ın ‘Buyurun kullarım yiyin‘ emrini bekler ve esas itibarı ile her şeyin malikinin âlemlerin Rabbi olduğunu öğrenir. Açlık, susuzlukla birlikte toplumdaki fakir ve yoksulların sıkıntılarının yaşanarak anlaşılmasına vesile olur ki bu uygulama; insanın şefkat ve merhamet duygularını doruk noktaya ulaştırarak toplumsal dayanışmayı, yardımlaşmayı, paylaşmayı yaygın ve kalıcı bir hale getirir. Bu davranış zekât ve fıtır sadakalarının zenginlerden fakirlere akışıyla toplumun her kesiminde ekonomik bir canlılığın yaşanmasına sebep olur. Ahlakın güzelleşmesi yönünden de oruçla; sabır, sebat, hamd, şükür, kanaat ve benzeri güzellikler kalıcı hale gelir, nefsin canavarlığını, vicdansızlığını ve benzeri çirkinliklerini giderir. Ayrıca oruç ibadetinin sağlık açısından sinir sistemi, kan deveranı, hazım sistemi ve karaciğer üzerinde sayılamayacak kadar faydalarının olduğunu tabiplerimiz ifade etmektedir.”
Maraşlıgil, Diyanet İşleri Başkanlığı‘nın yayınladığı takvimlerdeki vakitlerin esas alınmasını isteyerek, “Ramazan ayında sabah ezanları imsak vaktinde okunduğu için ezanın başlaması ile birlikte yeme içmeye son verilmesi gerekir. Çünkü oruç imsak la başlamaktadır. Ramazan orucunun her günü için niyet gerekir. İmsak vaktinden sonra oruca muhalif bir şey olmamak kadıyla, iftardan kaba kuşluk vaktine kadar niyet edilebilir. Ayrıca Ramazan ayında ve her zaman namazlarda tadili erkâna riayet edilmeli, teravih namazlarının sünnete uygun olarak ikişer rekât kılınması sünnete uygun bir davranıştır. Ramazan ayında fıtır sadakası ve zekâtlarımızı uygun yerlere uygun bir şekilde vermemiz gerekir. Yine bu ayda komşuluklarımızın geliştirilmesi ve iftarı komşularımızla paylaşmamız dinimizin tavsiyesidir.” ifadelerine yer verdi.
Ali Maraşlıgil, yaptığı yazılı açıklamada, evveli rahmet, ortası mağfiret sonu da cehennemden azat olarak müjdelenen Ramazan ayına girmek üzere olunduğunu ifade etti. Maraşlıgil, şunları dile getirdi: “31 Temmuz Pazar akşamı ilk teravih namazı kılınarak, gece de ilk sahura kalkılacaktır. 1 Ağustos Pazartesi ise Ramazan ayının birinci günüdür. Ramazan ayı Allah’ın, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed’in ümmetine bahsettiği, içinde ömürlük günahlarımızın affına vesile Kadir Gecesi’nin bulunduğu mübarek bir aydır. Bu ayda tutulan Ramazan orucu hicretten 1,5 yıl önce yaklaşık farz kılınmıştır. Lügat olarak oruç, nefsin yöneldiği şeylerden imsak etmek anlamına gelirken, ıstılah olarak da Ramazan ayında imsak vaktinden başlayarak güneşin batışına kadarki zaman içinde niyet ederek yemeyi, içmeyi ve şehevi istekleri terk etmek anlamına gelmektedir. Oruçtan maksat insanın kulluğunu bilmesi, Rabbini tanıması ve dolayısıyla Allah’ın rızasının kazanıp sonsuz mutlulukları hedeflemesidir. Oruçtan maksat Allah’ın rızasını kazanmak olmakla beraber birçok diğer faydaları da vardır.”
‘İnsan oruç vasıtasıyla Rabbi‘ne itaat etmeyi öğrenir’ diyen Maraşlıgil açıklamasına şöyle devam etti: “Kazancının ürünü iftar sofrasında vakit gelmeden bir lokma yiyemez, sanki Allah’ın ‘Buyurun kullarım yiyin‘ emrini bekler ve esas itibarı ile her şeyin malikinin âlemlerin Rabbi olduğunu öğrenir. Açlık, susuzlukla birlikte toplumdaki fakir ve yoksulların sıkıntılarının yaşanarak anlaşılmasına vesile olur ki bu uygulama; insanın şefkat ve merhamet duygularını doruk noktaya ulaştırarak toplumsal dayanışmayı, yardımlaşmayı, paylaşmayı yaygın ve kalıcı bir hale getirir. Bu davranış zekât ve fıtır sadakalarının zenginlerden fakirlere akışıyla toplumun her kesiminde ekonomik bir canlılığın yaşanmasına sebep olur. Ahlakın güzelleşmesi yönünden de oruçla; sabır, sebat, hamd, şükür, kanaat ve benzeri güzellikler kalıcı hale gelir, nefsin canavarlığını, vicdansızlığını ve benzeri çirkinliklerini giderir. Ayrıca oruç ibadetinin sağlık açısından sinir sistemi, kan deveranı, hazım sistemi ve karaciğer üzerinde sayılamayacak kadar faydalarının olduğunu tabiplerimiz ifade etmektedir.”
Maraşlıgil, Diyanet İşleri Başkanlığı‘nın yayınladığı takvimlerdeki vakitlerin esas alınmasını isteyerek, “Ramazan ayında sabah ezanları imsak vaktinde okunduğu için ezanın başlaması ile birlikte yeme içmeye son verilmesi gerekir. Çünkü oruç imsak la başlamaktadır. Ramazan orucunun her günü için niyet gerekir. İmsak vaktinden sonra oruca muhalif bir şey olmamak kadıyla, iftardan kaba kuşluk vaktine kadar niyet edilebilir. Ayrıca Ramazan ayında ve her zaman namazlarda tadili erkâna riayet edilmeli, teravih namazlarının sünnete uygun olarak ikişer rekât kılınması sünnete uygun bir davranıştır. Ramazan ayında fıtır sadakası ve zekâtlarımızı uygun yerlere uygun bir şekilde vermemiz gerekir. Yine bu ayda komşuluklarımızın geliştirilmesi ve iftarı komşularımızla paylaşmamız dinimizin tavsiyesidir.” ifadelerine yer verdi.