İnşaat Sektörü Sıkıntılı
Mersin Yapı Müteahhitleri Derneği (MERYAP) Başkanı Nesim Ekinci, demir fiyatlarındaki artışın inşaat sektörünü olumsuz etkilediğini belirterek, "Fiyatlarda istikrar sağlanmalı" dedi.
Demir fiyatlarında yüzde 50‘yi aşan artış oranının inşaat sektörünü ‘alarma geçirdiğini‘ anlatan Ekinci, konut maliyetindeki bu ürkütücü gelişmelerin önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı. Son 1 yıl içerisinde demir fiyatlarında yaşanan değişken fiyat artışına dikkat çeken Ekinci, "Demir fiyatlarının sürekli yükselmesi birçok müteahhidin işini yavaşlatmasına ve birçoğunun da geçici olarak işi durdurmasına sebebiyet vermiştir. Demir fiyatları ‘zirve denemeleri‘ yaparcasına yükselirken, sektörümüzün
girdiği çıkmaz da derinleşmiştir. 2010 yılı Temmuz ayı başında fabrika çıkış fiyatı 985 TL olan demirin bugün fabrika çıkışının yaklaşık bin 600 TL/ton seviyesine ulaştığını görüyoruz. Bu artış oranı ise yüzde 53.91‘e tekabül ediyor. Demir fiyatlarında yüzde 50‘yi aşan artış kaydedilirken, bu fiyat tüccar tarafından da katlanıyor" dedi.
Mersin Yapı Müteahhitleri olarak demir fiyatlarında istikrar sağlanmasını talep ettiklerini dile getiren Ekinci, "Sektörümüz birçok alt sektörü de bünyesinde barındıran, besleyen, ekonomiye ciddi kazanımlar sağlayan ve işsizliğin çözümü olarak öne çıkan bir sektördür. Sadece bizim sektörümüz değil, birçok alt sektör de bu haksız fiyat artışından olumsuz etkilenmiştir. Bu durum, birçok müteahhidin işini yavaşlatmasına ve birçoğunun da geçici olarak işi durdurmasına sebebiyet vermiştir. İşsizliğin en
önemli sorun olarak öne çıktığı günümüzde, işsizliğe çare olan sektörlerin başında gelen inşaat sektörü zor bir süreçten geçmektedir. Konut maliyetindeki artış beraberinde birçok sorunu da getirecektir. Vatandaşlarımız düğünlerde hediye olarak altın değil, demir taksa yeridir. Rekabet koşullarının sağlanması ve serbest piyasa koşullarının dikkate alınmasının yanında birçok alanda ciddi atılımlar başlatan hükümetin, yatırımlarımız aksamadan bu soruna bir çözüm üretmesini talep ediyoruz" diye konuştu.
Rekabet Kurulu‘nun geçtiğimiz hafta yayınladığı ön araştırma raporuna da değinen Nesim Ekinci, uzun demir-çelik piyasasına yönelik şikayetlerin reddine karar verilmesine anlam veremediklerini kaydetti. Ekinci, demir fiyatlarının dünya fiyatlarıyla paralellik göstermediğini, başta hurda olmak üzere hammadde fiyatları, enerji birim fiyatları, döviz kurları ve üretim teknolojisi gibi maliyet unsurlarının benzerlik kaydetmediğini vurguladı.
Kaynak: İHA
girdiği çıkmaz da derinleşmiştir. 2010 yılı Temmuz ayı başında fabrika çıkış fiyatı 985 TL olan demirin bugün fabrika çıkışının yaklaşık bin 600 TL/ton seviyesine ulaştığını görüyoruz. Bu artış oranı ise yüzde 53.91‘e tekabül ediyor. Demir fiyatlarında yüzde 50‘yi aşan artış kaydedilirken, bu fiyat tüccar tarafından da katlanıyor" dedi.
Mersin Yapı Müteahhitleri olarak demir fiyatlarında istikrar sağlanmasını talep ettiklerini dile getiren Ekinci, "Sektörümüz birçok alt sektörü de bünyesinde barındıran, besleyen, ekonomiye ciddi kazanımlar sağlayan ve işsizliğin çözümü olarak öne çıkan bir sektördür. Sadece bizim sektörümüz değil, birçok alt sektör de bu haksız fiyat artışından olumsuz etkilenmiştir. Bu durum, birçok müteahhidin işini yavaşlatmasına ve birçoğunun da geçici olarak işi durdurmasına sebebiyet vermiştir. İşsizliğin en
önemli sorun olarak öne çıktığı günümüzde, işsizliğe çare olan sektörlerin başında gelen inşaat sektörü zor bir süreçten geçmektedir. Konut maliyetindeki artış beraberinde birçok sorunu da getirecektir. Vatandaşlarımız düğünlerde hediye olarak altın değil, demir taksa yeridir. Rekabet koşullarının sağlanması ve serbest piyasa koşullarının dikkate alınmasının yanında birçok alanda ciddi atılımlar başlatan hükümetin, yatırımlarımız aksamadan bu soruna bir çözüm üretmesini talep ediyoruz" diye konuştu.
Rekabet Kurulu‘nun geçtiğimiz hafta yayınladığı ön araştırma raporuna da değinen Nesim Ekinci, uzun demir-çelik piyasasına yönelik şikayetlerin reddine karar verilmesine anlam veremediklerini kaydetti. Ekinci, demir fiyatlarının dünya fiyatlarıyla paralellik göstermediğini, başta hurda olmak üzere hammadde fiyatları, enerji birim fiyatları, döviz kurları ve üretim teknolojisi gibi maliyet unsurlarının benzerlik kaydetmediğini vurguladı.