Aydın: Enflasyon Riski Yok

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, Türkiye‘de bir enflasyon riskinin söz konusu olmadığına dikkati çekerek, beklentilerin dışında bir enflasyon beklemediklerini söyledi.

Türkiye‘nin yerel işlemlerden, içerde meydana gelen hareketliliklerden ziyade küresel dünyada meydana gelen hareketlerden daha çok etkilendiğinin altını çizen Aydın, ‘‘Bizim de kendimizi buradan arındırmamız, ayıklamamız mümkün değil. Doğal olarak son dönemde gördüğümüz şeylerin ciddi bölümünün dışsal olduğunu hepimizin kabul etmesi lazım. Ama seyre baktığımız zaman, TL‘nin seyri son 10 yıla baktığımız zaman istikrarlı bir seyirdir‘‘ yorumunu yaptı.

Türk bankacılık sektörünün hala ‘‘bakir bir alan‘‘ olduğunu dile getiren Aydın, orta ve uzun vadede çalışan sayısı ve şubeleşmenin artacağını düşündüklerini söyledi.

-‘‘KIRILGANLIKLAR SON DERECE SINIRLI‘‘-

Döviz kurlarındaki yükselişle ilgili de Aydın, Türkiye‘de serbest kur rejiminin uygulandığını, bu rejimde kurun fiyatının arz ve talebe göre belirlendiğini anımsatarak, son dönemdeki kurların seyrinde çok ciddi bir derinlik olmadığının altını çizdi.

Risklere dair bir soruyu ise Aydın, küresel risklere işaret ederek, ihtiyatlı yaklaşım içinde olunması ve iç tasarrufların artırılması gerektiğini belirterek, mevcut kaynakların etkin kullanımının önemli olduğunu söyledi.

Bankaların açık pozisyonuna dair soruya ise Aydın, ‘‘Bankaların açık pozisyonu yok. Buna ilişkin zaten ekonomi yönetiminden de açıklama yapılmıştı‘‘ karşılığını verdi.

Türkiye‘de bir enflasyon riskinin söz konusu olmadığına dikkati çeken Aydın, beklentilerin dışında bir enflasyon beklemediklerini, Türkiye‘nin makroekonomik verilerinin olumlu seyrettiğini, böylesine olumlu bir ekonomide kırılganlıkların da son derece sınırlı olduğunu düşündüklerini vurguladı. 

-CARİ AÇIK...-

Cari açığın yapısal bir sorun olduğuna değinen Aydın, sektörün bütün oyuncularının dışardan alınan şeylerin içeride üretimi için kredi verdiğini, bunların her birinin aslında cari açığı bir şekilde daraltıcı hususlar olduğunu vurguladı.

Ancak ülkenin enerji gibi içinde olmayan ve dışardan alınması gerekenlerin de bulunduğunu ifade eden Aydın, şunları söyledi:

‘‘Bizim kısa vadede veya sektörün diğer oyuncularıyla ekonomi yönetiminin de bir başına çözemeyeceği hususlar vardır, devam edecektir. Daha çok satabildiğimiz sürece, daha çok markalar üretebildiğimiz sürece, daha çok rekabet edebilecek bir ekonomiye, katma değeri yüksek ürünlere sahip olduğumuz sürece kapatabileceğiz. Bu bir kültürdür, bu bir süreçtir. Biz yapısal önlemlerin bu doğrultuda sektörün oyuncuları ve ekonomi yönetimimizce alınmakta olduğunu söylüyoruz. Çok ciddi enerji yatırımları da var. Bunu da göz ardı etmeyelim.‘‘

-‘‘ASLINDA DÜNYADAKİ GELİŞMELER HATIRLATILDI‘‘-

Krizle ilgili uyarılar konusunda da Aydın, bu açıklamalarla aslında dünya konjonktüründeki gelişmelerin hatırlatıldığını, AB‘deki borç yükü, ABD‘de borçlanma yapısıyla ilgili tartışmaların birer belirti olduğunu, bu belirtiler doğrultusunda bir açıklama yapıldığını söyledi. 

Aydın, ‘‘Biz risklerin doğru tespiti ve yönetimiyle ilgileniyoruz. Hatta krizle ilgili çok enteresan bir tespit var; herkesin aynı anda kaybettiği zaman olurmuş. Yani herkesin aynı anda kaybettiği bir ortam söz konusu değil. Onun için biz o tarz bir şeyi (kriz beklentisini) kabul etmiyoruz‘‘ diye konuştu.

-‘‘NİÇİN NEGATİF OLALIM?‘‘-

Aydın, bir gazetecinin, ‘‘Sizi çok iyimser buldum. Bunun nedeni nedir?‘‘ sorusunu şöyle yanıtladı:

‘‘Kötümser olmamızı gerektirecek bir şeyler söyleyin biz de kötümser olalım. Ülkedeki bütün makro veriler olumlu seyrediyorsa, ülkede siyasi istikrar varsa, ekonomik istikrar varsa, dünyadaki gelişmeler daha önceden görülüp önlemler alınabiliyorsa, Türk bankacılık sektörü verimli çalışmaya devam ediyorsa, sektör 2008-2009‘daki krizi son derece pozitif bir şekilde atlatabiliyorsa, devletin gözetim ve denetimi altına alınmış bir banka yoksa, devletin sermaye yardımı yaptığı banka yoksa niçin negatif olalım?‘‘

Kaynak: AA