Aso Başkanı Özdebir‘den Hükümete Kıdem Tazminatı Uyarısı

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, mevcut kıdem tazminatı uygulamasının işgücü maliyetlerini yükseltip, yeni işe alımları güçleştirdiğini belirterek, "Hükümet bu konuyu fazla geciktirmeden gündemine almalı ve sorunu bir çözüme bağlamalıdır.

ASO Başkanı Nurettin Özdebir, Ankara Sanayi Odası‘nın Temmuz ayı Meclis toplantısında yaptığı konuşmada, hükümetin kıdem tazminatı konusunda fon oluşturulması ve kazanılmış hakları koruyarak sosyal taraflarla istişare içinde çözüleceğini belirtmesinin kendilerini memnun ettiğini söyledi. Medyada çıkan ‘Kıdem tazminatının kaldırılacağı ya da 20 yıla 6 ay kıdem verileceği‘ gibi haberlerin kafaları karıştırdığı gibi sorunun çözümünü de sabote eder mahiyette olduğunu ifade eden Özdebir, "ASO olarak yıllardır

kıdem tazminatı sisteminde bir reform yapılmasını ve kıdeme hak kazanmak için çalışılması gereken sürenin uzatılarak kazanılan kıdemin düşürülmesi ve bir Kıdem Tazminatı Fonu kurulması gerektiğini ifade ediyoruz. Bu önerimize sendikalar karşı çıkmaktadır. Ancak, mevcut kıdem tazminatı uygulaması çalışanlara yeterli güvence sağlamadığı gibi iş barışını da olumsuz etkilemektedir" şeklinde konuştu.

Mevcut kıdem tazminatı uygulamasının işgücü maliyetlerini yükselterek Türkiye‘nin rekabet gücünü olumsuz etkilediğini savunan Özdebir, yeni işe almaları da güçleştirerek işsizliğin azalmasını engellendiğini söyledi. Özdebir, "Hükümet bu konuyu fazla geciktirmeden gündemine almalı ve sorunu bir çözüme bağlamalıdır. Kıdem tazminatının yanı sıra işgücü piyasasını katılaştıran, işe almayı ve işten çıkarmayı zorlaştıran yasalar da istihdam artışını frenlemektedir. İşlerin açıldığı dönemlerde işveren, eğer

önünü göremiyorsa işe yeni eleman almaktansa fazla mesaiye yönelmektedir. İşgücü piyasasındaki katılıkları giderecek esnek çalışma yöntemlerini mevzuatımıza kazandıracak düzenlemeler de bir an önce gerçekleştirilmelidir" dedi.

Çalışma Bakanı Faruk Çelik‘in "bölgesel asgari ücret"in hükümetin gündeminde olmadığı şeklindeki açıklamasını da değerlendiren Özdebir, bu konunun hükümetin gündeminde olması gerektiğini vurguladı. Özdebir, "Bölgesel asgari ücret uygulaması, hem bölgeler arası gelir dağılımı dengesizliklerini giderecek hem de çalışanlara sosyal güvence sağlayacaktır. Bölgesel asgari ücret derken sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu‘yu kastetmiyoruz. Başta İç Anadolu olmak üzere ülkemizde yatırım bekleyen çok sayıda azgelişmiş

il ve ilçemiz bulunmaktadır. Bu azgelişmiş bölgelerde bölgesel asgari ücret, aslında fiilen uygulanmaktadır" diye konuştu.

Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri‘ndeki krize de değinen Özdebir, "Başta Yunanistan olmak üzere AB‘de yaşanan borç krizi, AB liderlerinin karar almakta gecikmeleri nedeniyle derinleşme riski taşımaktadır. Amerika Birleşik Devletleri‘nde borçlanma tavanını yükseltme tartışmaları devam etmektedir. Bu gelişmelerin son günlerde döviz piyasasında yaşanan çalkantılarda etkisi vardır. Ancak biz bu çalkantıların esas nedeninin yetkili ya da yetkisiz kişilerce yapılan gereksiz kriz uyarıları olduğunu

düşünüyoruz. Biz ekonominin temellerinin sağlam olduğunu ve içeriden kaynaklanan bir risk olmadığını düşünüyoruz. Ancak, küresel ekonomide yaşanabilecek çalkantılardan biz de etkileneceğiz" dedi.

Türkiye ekonomisindeki gelişmelerden de bahseden Özdebir, cari işlemler açığına dikkat çekti. Özdebir, "Cari işlemler açığının temel nedeni dış ticaret açığıdır. Mayıs ayında ihracat yüzde 12 artarken ithalatın artış oranı yüzde 43 olmuş, Mayıs sonu itibariyle 12 aylık dış ticaret açığı 92 milyar doları aşmıştır. Dış ticaret açığındaki bu hızlı artış ile Mayıs sonunda 12 aylık cari işlemler açığı 68 milyar doları geçmiştir. Biz, cari işlemler açığının azaltılması için ekonomik büyümeden feragat etmek

yerine cari işlemler açığını azaltacak yapısal tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyoruz. Daha önce ürettiğimiz ancak, TL‘deki değerlenme ve artan faktör maliyetleri nedeniyle rakiplerimize kaptırdığımız ara mallarının yeniden ülkemizde üretimini ve kullanımını özendirmeliyiz" şeklinde konuştu.

Gümrük politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini de belirten Özdebir, "Bazı tekstil ürünlerinin ithalatına ek vergi uygulamasına gidilmesi doğru bir adımdır. Üçüncü ülkelerden ülkemize giren ve yerli üreticilerimiz için haksız rekabete yol açan mallara uygulanan gümrük vergisi oranları, serbest dolaşıma başka ülkelerden girmenin yol açacağı maliyet artışlarının altında kalacak şekilde yükseltilmelidir" diye konuştu.

Mayıs ayında sanayi üretiminin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8 arttığını hatırlatan Özdebir, "Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre üretim; madencilik ve taşocakçılığında binde 5, imalat sanayinde yüzde 9 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımında yüzde 5 artmıştır. Sanayi Sipariş Endeksi ise Mayıs ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 28, bir önceki aya göre ise yüzde 5 artmıştır. Mayıs ayında en yüksek artış ise yüzde 45 ile sermaye malı imalatında

görülmüştür. Siparişlerdeki bu artış ile birlikte Mayıs ayında yüzde 11 olan yatırım malları üretimindeki artışın yaz aylarında da devam edeceğini düşünüyoruz" dedi.

Kaynak: İHA