Hamzaçebi: Diyarbakır‘daki Saldırının Günü Tesadüf Değil
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Diyarbakır’daki saldırının Demokratik Toplum Kongresi‘nin özerklik ilan ettiği gün meydana geldiğini, bunun da bir tesadüf olmadığını söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Diyarbakır’daki saldırının Demokratik Toplum Kongresi‘nin özerklik ilan ettiği gün meydana geldiğini, bunun da bir tesadüf olmadığını söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ve CHP Afyonkarasihar Milletvekili Ahmet Toptaş, parlamentoda düzenledikleri basın toplantısında, dün şehit olan 13 askere Allah‘tan rahmet, ailelerine ve Türk milletine de bağ sağlığı ve sabır dilediğini söyledi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu‘nun da konu ile ilgili gerekli açıklamaları yaptığını söyleyen Hamzaçebi, saldırının Demokratik Toplum Kongresi‘nin özerklik ilan etmesiyle aynı gün meydana geldiğini, bunun da bir tesadüf olmadığını ifade etti. Saldırının, Türkiye‘nin üniter yapısını parçalamak isteyenlerin bir hareketi olduğunu belirten Hamzaçebi, Türkiye‘nin ulus devlet yapısından hiçbir şekilde taviz vermeyeceğini vurguladı.
Bütün siyasi partilerin dimdik ayakta durması gerektiğini ifade eden Hamzaçebi, Türkiye‘de terör konusunun sadece TSK‘nin eline bırakıldığını ve işin sosyal, psikolojik ve ekonomik yönlerinin tamamen göz ardı edildiğini belirtti. AK Parti hükümetinin Türk Silahlı Kuvvetleri‘nin hareket kabiliyeti sınırlandırdığını söyleyen Hamzaçebi, TSK‘nın terör eylemleri karşısında hareket kabiliyetini sınırlamanın doğru olmadığını belirtti. Hamzaçebi sözlerini şöyle sürdürdü: "TSK‘nın her türlü olanağa sahip olması gerekir. Gerekli olanaklara sahip olmamaları, Türk askerinin de moralini bozmaktadır. Türkiye hiçbir şekilde taviz vermeyecektir. Tehditle Türkiye‘yi bir yerlere götürmek mümkün değildir. Bundan sonrası için, AKP hükümeti görevlidir. Gerekli önlemler Parlamentoda konuşulmalıdır. Özerklik ilan edilmesi demek, alternatif bir devlet oluşumu demektir. Sonuçta olan, Kürt kökenli vatandaşlarımıza olmaktadır. Kimlik politikaları, kanlı eylemlerin odağı olmuştur, hiçbir şekilde özgürlükçü değildir."
CHP Afyonkarasihar Milletvekili Ahmet Toptaş ta, düzenlediği basın toplantısında, Silvan‘daki terör saldırısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Toptaş, "Diyarbakır‘da 13 askerimiz hunharca katledildi. 7 askerimiz de yaralandı. Dün kahraman pilotlarımız, yerleşim yerine düşmemek için, kendilerini kurtaramadan denize düştüler. Şehit olan askerlerimize Allah‘tan rahmet, ailelerine ve ulusumuza baş sağlığı diliyorum." diye konuştu.
Terörizmin bu kadar azmasının sebeplerini araştırmak ve üzerinde düşünmek gerektiğini söyleyen Toptaş, Kürt açılımı projesinin içi boş, ne olduğu belirsiz bir proje olduğunu ifade etti. Habur kampından gelen teröristlerin, çadırda kurulan mahkemede ifadelerinin alındığını ve PKK bayrakları ile otobüslerin üzerinde şehir şehir dolaşıldığını belirten Toptaş, bir yandan da özel yetki mahkemeleri aracılığıyla onlarca generalin cezaevine konulduğunu belirtti.
Darbeden bugüne kadar en çok zararı görenin Türk halkı ve CHP olduğunu söyleyen Toptaş sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu koşullarda CHP‘nin darbecilerden yana olması düşünülebilir mi? CHP‘nin mensupları zamanında cezaevlerine konmuştur. Bugün ki iktidar ise darbenin mahsulüdür. Sınır ötesi operasyonlara katılan generaller içeridedir. Denize çakılan pilotların komutanları içeridedir. Darbecilik adı altında TSK teslim alınmak istenmektedir. Sahte belgeler ile askerler tutuklanmaktadır. Beyazıt Karataş ve Nedim Güngör Kurubaş, suç işledikleri iddia edilen dönemlerde yurt dışında görevli olarak çalışmaktaydı. Bunun belgeleri elimizde. Biri Washington‘da, diğeri de Roma‘da görevli olarak çalışmaktaydı. Gerekli belgeler Cumhurbaşkanlığı‘na da verildi. Ancak hiçbir şey yapılmadı. Sahte belgeler düzenleyenler hakkında neden hiçbir işlem yapılmıyor? Araştırılması gereken konu budur."
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ve CHP Afyonkarasihar Milletvekili Ahmet Toptaş, parlamentoda düzenledikleri basın toplantısında, dün şehit olan 13 askere Allah‘tan rahmet, ailelerine ve Türk milletine de bağ sağlığı ve sabır dilediğini söyledi. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu‘nun da konu ile ilgili gerekli açıklamaları yaptığını söyleyen Hamzaçebi, saldırının Demokratik Toplum Kongresi‘nin özerklik ilan etmesiyle aynı gün meydana geldiğini, bunun da bir tesadüf olmadığını ifade etti. Saldırının, Türkiye‘nin üniter yapısını parçalamak isteyenlerin bir hareketi olduğunu belirten Hamzaçebi, Türkiye‘nin ulus devlet yapısından hiçbir şekilde taviz vermeyeceğini vurguladı.
Bütün siyasi partilerin dimdik ayakta durması gerektiğini ifade eden Hamzaçebi, Türkiye‘de terör konusunun sadece TSK‘nin eline bırakıldığını ve işin sosyal, psikolojik ve ekonomik yönlerinin tamamen göz ardı edildiğini belirtti. AK Parti hükümetinin Türk Silahlı Kuvvetleri‘nin hareket kabiliyeti sınırlandırdığını söyleyen Hamzaçebi, TSK‘nın terör eylemleri karşısında hareket kabiliyetini sınırlamanın doğru olmadığını belirtti. Hamzaçebi sözlerini şöyle sürdürdü: "TSK‘nın her türlü olanağa sahip olması gerekir. Gerekli olanaklara sahip olmamaları, Türk askerinin de moralini bozmaktadır. Türkiye hiçbir şekilde taviz vermeyecektir. Tehditle Türkiye‘yi bir yerlere götürmek mümkün değildir. Bundan sonrası için, AKP hükümeti görevlidir. Gerekli önlemler Parlamentoda konuşulmalıdır. Özerklik ilan edilmesi demek, alternatif bir devlet oluşumu demektir. Sonuçta olan, Kürt kökenli vatandaşlarımıza olmaktadır. Kimlik politikaları, kanlı eylemlerin odağı olmuştur, hiçbir şekilde özgürlükçü değildir."
CHP Afyonkarasihar Milletvekili Ahmet Toptaş ta, düzenlediği basın toplantısında, Silvan‘daki terör saldırısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Toptaş, "Diyarbakır‘da 13 askerimiz hunharca katledildi. 7 askerimiz de yaralandı. Dün kahraman pilotlarımız, yerleşim yerine düşmemek için, kendilerini kurtaramadan denize düştüler. Şehit olan askerlerimize Allah‘tan rahmet, ailelerine ve ulusumuza baş sağlığı diliyorum." diye konuştu.
Terörizmin bu kadar azmasının sebeplerini araştırmak ve üzerinde düşünmek gerektiğini söyleyen Toptaş, Kürt açılımı projesinin içi boş, ne olduğu belirsiz bir proje olduğunu ifade etti. Habur kampından gelen teröristlerin, çadırda kurulan mahkemede ifadelerinin alındığını ve PKK bayrakları ile otobüslerin üzerinde şehir şehir dolaşıldığını belirten Toptaş, bir yandan da özel yetki mahkemeleri aracılığıyla onlarca generalin cezaevine konulduğunu belirtti.
Darbeden bugüne kadar en çok zararı görenin Türk halkı ve CHP olduğunu söyleyen Toptaş sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu koşullarda CHP‘nin darbecilerden yana olması düşünülebilir mi? CHP‘nin mensupları zamanında cezaevlerine konmuştur. Bugün ki iktidar ise darbenin mahsulüdür. Sınır ötesi operasyonlara katılan generaller içeridedir. Denize çakılan pilotların komutanları içeridedir. Darbecilik adı altında TSK teslim alınmak istenmektedir. Sahte belgeler ile askerler tutuklanmaktadır. Beyazıt Karataş ve Nedim Güngör Kurubaş, suç işledikleri iddia edilen dönemlerde yurt dışında görevli olarak çalışmaktaydı. Bunun belgeleri elimizde. Biri Washington‘da, diğeri de Roma‘da görevli olarak çalışmaktaydı. Gerekli belgeler Cumhurbaşkanlığı‘na da verildi. Ancak hiçbir şey yapılmadı. Sahte belgeler düzenleyenler hakkında neden hiçbir işlem yapılmıyor? Araştırılması gereken konu budur."