(Özel Haber) Mudanya Sahilindeki Milyon Dolarlık Yalıların Kaderi Aihm‘de Belli Olacak

Bursa‘nın Mudanya ilçesinde Kıyı Kanunu gereği yıkılacak olan tarihi Rum yalısı için Türkiye‘yi AİHM‘de 70 bin euro tazminat ödemeye mahkum eden emekli daire başkanı, ikinci kez AİHM‘ye gidiyor.

Edinilen bilgiye göre, 1995 yılında Kültür Bakanlığının bir daire başkanlığından emekli olan Ömer Tuncer, şair ve yazar Fakihe Odman‘ın ölümünün ardından Sosyal Hizmetler Kurumu‘na bıraktığı yalıyı, düzenlenen ihaleyle satın aldı. Tüm parasını tarihi yalının restorasyonuna harcayan Tuncer, harabeyi andıran binayı eski ihtişamına kavuşturdu. Yalısını sanat evine dönüştüren Tuncer, 1999 yılında Hazine‘nin kıyı şeridinde kalan evlerin yıkılması yönündeki kararıyla şoke oldu. Hakkını aramak için Mudanya

Asliye Hukuk Mahkemesi‘ne başvuran Tuncer ve diğer 35 yalı sahibinin tapusu, Kıyı Kanunu gereği reddedildi. Yargıtay‘ın yerel mahkemenin bu kararını onamasıyla ikinci şoku yaşayan Ömer Tuncer, çareyi AİHM‘ye müracaat etmekte buldu. 2 yıl süren yargılamanın ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, "kişinin mülkiyet hakkını ihlal ettiği" gerekçesiyle Türkiye‘yi 70 bin euro tazminat ödemeye mahkum etti.

Tazminatını alan Ömer Tuncer, AİHM‘nin kendisini haklı bulan bu kararını gerekçe göstererek tekrar Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesi‘ne bir dava açtı. Davacının talebi reddedilirken, Yargıtay da bu kararı onadı. Karar düzeltmesi istedikten sonra ikinci kez AİHM‘ye müracaat edeceğini söyleyen Tuncer, yalısı için tam 12 yıldır sürdürdüğü hukuk savaşını İHA‘ya anlattı.

"KIYI KANUNU‘YLA TARİHİ MUDANYA YALILARI YOK EDİLMEK İSTENİYOR"

Mudanya yalılarını Kıyı Kanunu gereği yok edecek bir yapı oluşturulduğunu iddia eden Ömer Tuncer, "Ben, Kültür Bakanlığından emekli olmadan önce buradan eski bir yıkıntıyı, devletten satın almış ve emekli olunca da varımı yoğumu koyup yalıyı onarmıştım. Mudanya‘nın kıyı şeridi üzerinde çoğunluğu yalı 35 bina için 1999 yılında yıkım kararı verildi. Bütün varımı yoğumu harcayarak bu evi onardım ve sanat evine dönüştürdüm. Sanat evi çalışırken Hazine avukatları ve Mudanya Mal Müdürlüğü kıyıdaki 35 eve dava

açarak tapularını iptal ettirdi. Tapuların iptalinden sonra bu 35 evin sahipleri bu kararı temyiz etti fakat yüksek mahkemede karar değişmedi" dedi.

"İKİNCİ KEZ AİHM‘YE GİDECEĞİZ"

Tapuların iptal edilmesinin bu evlerin devlet tarafından satın alınması anlamına gelmediğini ifade eden Ömer Tuncer, "Tapuların iptal edilmesi demek, evlerin satın alınması demek değil. Bu, tapuların olduğu gibi iptal edilmesi ve sahiplerine 5 kuruş para ödenmemesi anlamına geliyor. Oysa bu evlerin hemen hemen çoğu yaklaşık 100 yıllık evler. Kimi onarılmış, kimi döküntüyken ayağa kaldırılmış. Bu evlerin Mudanya‘nın hem tarihinde hem de bugünkü yaşamında önemi ve değeri var. Kaldı ki alan SİT alanı ve

evlerden bazıları da tescilli. Tescilli olan evleri yıkamıyorlar. Ama tescilli olmayanları yıkma isteğiyle davaların bir bölümü halen sürmekte. Söz gelimi biz AİHM‘ye gittik, tazminat kazandık. Bunu gerekçe gösterip Türkiye‘de bir dava daha açtık ve onu da kaybettik. Şimdi yeniden AİHM‘ye gideceğiz" diye konuştu.

"5 KURUŞ ÖDENMEDEN YALILAR GASP EDİLDİ"

2B olarak anılan yasa gibi düşünülerek evlerin tekrar sahiplerine iade edilmesini istediklerini ifade eden Ömer Tuncer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ormanlardaki evler, sahiplerine nasıl iade ediliyorsa Kıyı Kanunu‘nun mağdur ettiği bu ev sahiplerinin de aynı biçimde kurtarılması gerektiğini düşünüyorum. Bununla alakalı Cumhurbaşkanı‘na, Başbakan‘a, milletvekillerine mektuplar yazdım. Hepsinden yasa gerekçe gösterilerek olumsuz cevaplar geldi. Şimdi yeni Meclis döneminde Kıyı Kanunu da Orman Kanunu gibi değerlendirilerek bu evlerin sahiplerine iade edilmesini istiyorum. Yoksa benim gibi AİHM‘ye gidecekler olabilir. Bana kalırsa devlet gerçekten

zarara uğratılıyor. Tazminatlar ve mahkeme masrafları ödeniyor. Bir de sonunda Mudanya yok edilecek. Mudanya‘nın bu yalı esprisi kalmayacak, ortadan kalkacak. Burası eski Rum Mahallesi, bunları korumak gerekirken yok etmenin anlamını anlamıyorum. Bir de tabii devletin 5 kuruş vermeden ev sahiplerinden evleri gasp etmiş olmalarını da anlamıyorum. Kaldı ki bu evlerde oturan insanların çoğu öyle ticari şeyler yapacak insanlar değil. Yaşlı, bu evlerde oturup ömürlerin sonunu geçirmeye çalışan bir şekilde evleri

almış insanlar. Hepsi mağdur durumdalar."

"KIYI KANUNU 180 EVİ KAPSIYOR"

Mudanya Belediye Başkanı Hasan Aktürk ise, kıyı kenar çizgisiyle alakalı hazinenin tüm sahil boyunca 180 civarında evi kapsayacak bir çizgi çektiğini hatırlatarak, "Bu binalar arasında tescilli olanlar var. Bu binaların Hazine tarafından el koyulmuş olsa bile yıkılması yasal olarak mümkün değil. Zaten bu bina sahiplerinden ikisi AİHM‘ye kadar gitti. Biz de binası belediyemize ait olan, sahildeki tescilli otel için Hazine ile mahkemelik olduk. Hazine bize yaklaşık 3 milyon lira ödeyerek o binanın kıyı

şeridinde kalan kısmını kendi mülküne geçirdi" dedi.

Büyükşehir Belediyesi‘nin yeni bir projesini hatırlatan Başkan Aktürk, "İDO iskelesinden Yeniköy Bölgesi‘ndeki yat limanına kadar 7 bin 200 metrelik sahil yeni baştan düzenlenecek. Bu proje, sahilin çok modern, çok mükemmel, çok kullanılır disiplinli bir hale getirilmesini öngörüyor. 40 milyon liralık bir proje bu. Bu kapsamda yapılacak çalışmalar var" diye konuştu.

Sahil projesinde kıyıda kalan tescilli binaların nasıl yıkılacağı ise merak konusu.

Kaynak: İHA