Hukukçu Eski Milletvekili Yemin Krizini Değerlendirdi

Eski hukukçu ve Kastamonu 22. ve 23. Dönem milletvekilli Musa Sıvacıoğlu, "Milletimiz yepyeni meclis ve yeni bir anayasa beklentisi içindeyken, ‘biz yapmazük, etmezük, girmezük‘ gibi milletin beklemediği olumsuzluklarla başladı. CHP‘ye yakışmadı" dedi.

Sıvacıoğlu, meclis gündemini değerlendirdi. AK Parti Kastamonu İl teşkilatı binası toplantı salonunda ulusal ve yerel basın temsilcileri ile bir araya gelen Sıvacıoğlu, yemin krizinde CHP‘nin tavrını anlayamadığını belirtti. Muhalefet partilerin maksadının bir iki kişi değil tüm Ergenekon yapılanmasındaki kişilerin serbest bırakılmasını sağlamak istediğini ileri süren Sıvacıoğlu, şöyle konuştu: "Sen cumhuriyetle yaşıt olacaksın, TBMM bu milletin iradesini yıllardır yansıtacak, en önemli bir programdaki

görevi yerine getirmeyip boykot edeceksin. CHP‘nin ağırlığına geçmişine, yüklendiği misyona yakışır bir durum değil. Anayasadan onlar da yakınıyordu. Milletimiz yepyeni meclis ve yeni bir anayasa beklentisi içindeyken, ‘biz yapmazük, etmezük, girmezük‘ gibi milletin beklemediği olumsuzluklarla başladı. CHP ve MHP‘nin özellikle Silivri‘de yargılananların yüzde 100‘ünü tahliye amaçlı girişimlerde bulundu. Başka isimleri de, seçilebilecek yerlerden koymaya çalıştılar."

Öteden beri CHP‘nin, ‘milletvekili hakkında dosya var siz bunlara dokunulmazlık veriyorsunuz, onları yargılamıyorsunuz‘ diye mangalda kül bırakmadığını anlatan Sıvacıoğlu, şunları söyledi: "Şimdi öyle bir noktaya geldiler ki yargının kararının tanımama noktasındalar. ‘Siz iktidarsınız, yargıya müdahale edin, kanuni değişiklikler yapın, oradaki kişiler serbest bırakılsın, milletvekilliği görevi devam etsin‘ diyorlar. O biçim çelişki yumağı ki, öteden beri CHP söylediklerinin tam tersini söylemeye başladı.

Kamuoyunda derin yapılanma ve Ergenekon ismiyle bilinen bir hareket için ‘Aslında böyle olmamıştı, haksız yere tutuklanıp yargılanıyorlar‘ diye listelerinde milletvekili sıfatı göstermek istiyorlar. İşin en sakıncalı yönü bence bu topyekün bu yapılanmayı koruma adına bunları yapıyorlar. Ergenekon‘un yargılanmasına veya oradaki kişilerin yargılanmasına tamamen karşıt olduklarından dolayı böyle bir harekete giriştiler. Yani sadece Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay ve Engin Alan‘a milletvekili sıfatı vermek

değil. Eğer bu dedikleri sağlanmış olursa bu Ergenekon adıyla bilinen Balyoz‘dur. Bu Silivri‘de görülen davalar zincirinin ortadan kaldırılmasıdır. Bir yerde bu yargının üzerine gittiği bir konuda tamamen Türkiye‘nin üzerinden kaldırmak ve Türkiye‘de olan birtakım karanlık oyunların gün yüzüne çıkarılmaması için verilen bir mücadeledir. Ben bunu kişi bazlı düşünmüyorum. Mehmet Haberal, Mustafa Balbay ve Engin Alan‘ın isimlerini kullanıp Türkiye‘de dönen dolapları karanlık bir takım oyunları illegal

yapılanmalar, faili meçhullerin ortaya çıkmaması için verdikleri bir mücadeledir. Ben inanıyorum ki, bu olaylar açık ve net bir şekilde gün yüzüne çıktığında bu işleri savunan bir takım bilemediğimiz isimler de ortaya çıkacaktır."

Meclisin iç tüzüğü hakkında da bilgi veren Sıvacıoğlu, seçim öncesinde listeye alınan ve Silivri‘de yatan isimlerin söylendiği gibi milletvekili sıfatını kazandığını ifade etti. Yemin etmeyen milletvekillerinin TBMM‘de, genel kurulda, komisyonlarda görev alabilmesi için yemin etmesinin şart olduğunu anlatan Sıvacıoğlu, şöyle konuştu: "Görev almanın dışında, kanun teklifinde bulunabilmek, yazılı ve sözlü soru sorma, araştırma ve önerge gibi meclis içi faaliyetlerin yapılabilmesi için de yemin asıldır.

Şöyle bir tablo ile karşı karşıya kaldık.CHP ana muhalefet partisi olarak en fazla çoğunluğu alan partidir. Genel kurul çalışmalarında yemin töreninde hazır bulundu, ancak yemin etmedi.CHP önceden de anayasa değişikliklerine katılmış, önergeler verdi, değişik tekliflerde bulunmuş ancak oylamaya katılmamıştı. MHP yemin törenine katıldı ancak ısrarlı duruşları var. Engin Alan için mahkemeden serbest bırakılmasını talep ediyorlar bunun için iktidara acımasızca eleştiriyorlar."

CHP‘nin, AK Parti‘nin büyük başarısını hazmedememe gibi bir durumu olduğunu ileri süren Sıvacıoğlu, CHP‘yi çocuk psikolojisi içinde bulunmakla suçladı. CHP‘nin durumunu ilginç örnek ve benzetmelerle anlatan Sıvacıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Çocuk istediği şeyi alamazsa mazeret gösterip, kural dışı yöntemlerle başkalarına aldırır. CHP‘nin durumu, buna benziyor. Mızıkçılık yapmak, hazmedememek. İlk günden böyle yapan bir CHP‘nin durumu, ters otoyola giren bir sürücünün durumu gibidir. Buradan nasıl

bir şekilde çıkar, kendileri bilirler. Bir kişiye yemin ettirdiler. ‘Kanun teklifi verelim. O kişileri kurtarma yoluna bakalım‘ dediler. Hani nerede o teklif. Kişiye yönelik kanun olmaz. Kanun çıkarsa o herkesi bağlar. Karayılan‘ı da bağlar, diğer teröristleri de bağlar. Haberal, Balbay ve Alan derken, sadece onların ismini zikredemezsin, kanunlar ülke genelinde uygulanır. Hukukun temel prensiplerini bozmayacaksın değiştirmeyeceksin."

Sıvacıoğlu, bu durumdan kurtuluşun yolunun CHP‘nin meclise gelmesi, fonksiyonuna uygun yemin etmesi olduğunu da söyledi.

AK Pati‘den 22. ve 23. Dönem milletvekilliği yapan Musa Sıvacıoğlu, milletvekilliğinden önce Sivas İmranlı, Batman Beşiri, Bolu Mengen ve Çankırı Orta Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptı. Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü, Avrupa Topluluğu Koordinasyon Dairesi Başkanlığı ile Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü‘nde Tetkik Hâkimliği görevlerinde bulundu. Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdür Yardımcılığı yaptı. Fransa ve Belçika‘da AB konusunda master düzeyinde

eğitim aldı. Sıvacıoğlu, Ankara Cumhuriyet Savcılığı görevini de yürüttü. 23. Dönem Mliletvekilliği görevinde ise Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Üyesi oldu.

Kaynak: İHA