Demirtaş‘tan "Travma" Benzetmesi
Hakkari‘den bağımsız milletvekili seçilen ve dün BDP‘ye üye olduğunu açıklayan Selahattin Demirtaş, ‘‘Türk toplumunda ‘Habur travması‘ deniliyor ya Kürt toplumunda şu anda aynı travma ‘Hatip Dicle travması‘ olarak duruyor‘‘ dedi.
Demirtaş, BDP Genel Merkezi‘nde gazetecilerle sohbet toplantısı yaparak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Bir soru üzerine ‘‘Hatip Dicle‘nin durumunu‘‘ değerlendiren Demirtaş, ‘‘Hesaplarımıza göre şu anda bizim hakkımız olan 6 milletvekilliği, baraj nedeniyle AKP‘de. Bu yetmiyor bir tane daha, Oya Eronat, hiç hak etmediği halde yine AKP‘ye geçecek. Bu normal, önümüze bakalım diyemeyiz. Demek ki devlet, Kürtlere yaklaşımını 1924‘ten beri hiç değiştirmemiş. Zihniyet hiç değişmemiş, Kürtlere reva görülen budur. Karşımızda bir blok var, devlet bloku. AKP de bu blokun içindedir. Bu beni ilgilendirmiyor diyemez‘‘ diye konuştu.
Yüksek Seçim Kurulunun da (YSK) hükümetin de devletin bir kurumu olduğunu belirten Demirtaş, ‘‘Dolayısıyla bu devletin Kürtlere karşı bir tavrıdır. Şimdi biz istiyoruz ki devlet bu tavırda somut bir değişiklik göstersin bize. Sadece bir vekil meselesi değil, desin ki biz Kürtlerle ilgili tavrımızı değiştirdik. Bu bizim, bir milletvekilliğini yeniden elde etmemizden çok çok daha önemli sonuçlar doğurur. Birincisi Kürt halkının algısını değiştirir. Türk toplumunda ‘Habur travması‘ deniliyor ya Kürt toplumunda şu anda aynı travma, ‘Hatip Dicle travması‘ olarak duruyor. Bu travmanın giderilmesi lazım‘‘ dedi.
Demirtaş, ‘‘Yemin etmeme kararlarından geri adım atıp atmayacaklarına‘‘ yönelik soruyu da ‘‘Biz bunu tartışmıyoruz bile‘‘ şeklinde yanıtladı.
Bir gazetecinin ‘‘Tutuklu milletvekilleriyle ilgili düzenleme yapılması halinde bundan Murat Karayılan‘ın da yararlanabileceği‘‘ şeklinde görüşler bulunduğunu belirtmesi üzerine Demirtaş, ‘‘Sanki haftaya yeniden seçim var. Milletvekilleriyle ilgili bir düzenleme yapılınca, haftaya da seçimde, Karayılan da zaten çok hevesliydi, aday olsam, Meclise girsem diye. Saçmalamasınlar. Uç örnekler vererek sürecin tıkanmaması lazım‘‘ diye konuştu.
Demirtaş, ‘‘Hatip Dicle olayı, yeni anayasa konusunda koz olarak mı kullanılıyor?‘‘ sorusu üzerine, kendilerinin hak ve özgürlükleri pazarlık konusu yapmadıklarını belirterek, ‘‘Yeni anayasa gündemde olsa da olmasa da siyasal gücümüz olsa da olmasa da Hatip Dicle meselesi bir haksızlıktır. Bunu gidermek için bir pazarlığa gerek yok. Biz hiçbir şey taahhüt etmeden devlet bunu yerine getirmek zorundadır‘‘ diye konuştu.
Demokrasinin, az olanın hakkının korunması anlamına geldiğini ifade eden Demirtaş, ‘‘Yeni anayasa başka bir şeydir, bu krizin aşılması başka bir şeydir. Biz yeni anayasa konusunda zaten hazırız. Destek vereceğiz, hep birlikte yeni anayasayı yapalım diyoruz, bu başka bir şeydir. Ama ‘Hatip Dicle olayı çözülmezse yeni anayasa olmaz‘ diye bir şeyimiz de yok. Biz parlamentoya girmeden yeni anayasaya destek veremeyiz. Girmemiz için de siyaseten önümüzün açılması lazım. Bizlerde, ‘Başımıza artık bir iş gelmeyecek‘ güvencesinin oluşması lazım‘‘ dedi.
Demirtaş, ‘‘Görüşme için Başbakandan randevu isteyip istemeyeceği‘‘ sorusuna da şu yanıtı verdi:
‘‘Şu durumda, şu haliyle bizim AKP‘den randevu istemek için tek bir nedenimiz yok. Hele Başbakanın, AKP sözcülerinin konuşmaları üzerine, biz daha gideceğiz, AKP‘yi ikna edeceğiz. Önce AKP bir ikna olsun, çıksın ikna olduğunu açıklasın da. Biz daha gideceğiz, bizden malımızı çalan hırsızı önce ikna edeceğiz, diyeceğiz ki ‘Sen bir hırsızsın, şunu sana bir kabul ettirelim.‘ Onun üzerine daha hırsızla bir anlaşma yapacağız, var mı böyle bir şey? Yavuz hırsız bir de bunlar, çalmışlar açık bir şekilde, üstüne yatmışlar. Hiçbir şey olmamış gibi üstüne bizi suçluyorlar. Meşruiyet açısından Hatip Dicle‘nin konusu tartışılmaz bir konudur.‘‘
YSK‘nın Dicle‘nin milletvekilliğini düşürmesiyle ilgili Demirtaş, ‘‘Böyle bir yetki kimsede yok. Sultanlarda yok böyle bir yetki. Kaddafi‘nin böyle bir yetkisi yok. Saddam‘ın yoktu. YSK nasıl böyle bir yetki kullanabilir? Bize de olmuş işte, hukuk devletidir, boyun eğin diyorlar. Bu doğru bir şey değil‘‘ diye konuştu.
Bülent Arınç‘ın konuyla ilgili sözlerini değerlendiren Selahattin Demirtaş, ‘‘Başbakan, onun gibi konuşmuyor. Başbakana bakıyoruz, biliyorsunuz orada patron Başbakan. Patron da iyi bir şeyler söylemiyor‘‘ dedi.
Selahattin Demirtaş, ‘‘Ergenekon‘un yanında siz de mi yanıyorsunuz?‘‘ sorusuna da ‘‘Onlar olmasaydı, bizim vekillerimiz daha kolay tahliye olurdu gibimize geliyor. Somut bir şeye dayanarak söylemiyorum, hislerim öyle‘‘ diye konuştu.
01.07.2011 16:37:03
Kaynak: AA
Bir soru üzerine ‘‘Hatip Dicle‘nin durumunu‘‘ değerlendiren Demirtaş, ‘‘Hesaplarımıza göre şu anda bizim hakkımız olan 6 milletvekilliği, baraj nedeniyle AKP‘de. Bu yetmiyor bir tane daha, Oya Eronat, hiç hak etmediği halde yine AKP‘ye geçecek. Bu normal, önümüze bakalım diyemeyiz. Demek ki devlet, Kürtlere yaklaşımını 1924‘ten beri hiç değiştirmemiş. Zihniyet hiç değişmemiş, Kürtlere reva görülen budur. Karşımızda bir blok var, devlet bloku. AKP de bu blokun içindedir. Bu beni ilgilendirmiyor diyemez‘‘ diye konuştu.
Yüksek Seçim Kurulunun da (YSK) hükümetin de devletin bir kurumu olduğunu belirten Demirtaş, ‘‘Dolayısıyla bu devletin Kürtlere karşı bir tavrıdır. Şimdi biz istiyoruz ki devlet bu tavırda somut bir değişiklik göstersin bize. Sadece bir vekil meselesi değil, desin ki biz Kürtlerle ilgili tavrımızı değiştirdik. Bu bizim, bir milletvekilliğini yeniden elde etmemizden çok çok daha önemli sonuçlar doğurur. Birincisi Kürt halkının algısını değiştirir. Türk toplumunda ‘Habur travması‘ deniliyor ya Kürt toplumunda şu anda aynı travma, ‘Hatip Dicle travması‘ olarak duruyor. Bu travmanın giderilmesi lazım‘‘ dedi.
Demirtaş, ‘‘Yemin etmeme kararlarından geri adım atıp atmayacaklarına‘‘ yönelik soruyu da ‘‘Biz bunu tartışmıyoruz bile‘‘ şeklinde yanıtladı.
Bir gazetecinin ‘‘Tutuklu milletvekilleriyle ilgili düzenleme yapılması halinde bundan Murat Karayılan‘ın da yararlanabileceği‘‘ şeklinde görüşler bulunduğunu belirtmesi üzerine Demirtaş, ‘‘Sanki haftaya yeniden seçim var. Milletvekilleriyle ilgili bir düzenleme yapılınca, haftaya da seçimde, Karayılan da zaten çok hevesliydi, aday olsam, Meclise girsem diye. Saçmalamasınlar. Uç örnekler vererek sürecin tıkanmaması lazım‘‘ diye konuştu.
Demirtaş, ‘‘Hatip Dicle olayı, yeni anayasa konusunda koz olarak mı kullanılıyor?‘‘ sorusu üzerine, kendilerinin hak ve özgürlükleri pazarlık konusu yapmadıklarını belirterek, ‘‘Yeni anayasa gündemde olsa da olmasa da siyasal gücümüz olsa da olmasa da Hatip Dicle meselesi bir haksızlıktır. Bunu gidermek için bir pazarlığa gerek yok. Biz hiçbir şey taahhüt etmeden devlet bunu yerine getirmek zorundadır‘‘ diye konuştu.
Demokrasinin, az olanın hakkının korunması anlamına geldiğini ifade eden Demirtaş, ‘‘Yeni anayasa başka bir şeydir, bu krizin aşılması başka bir şeydir. Biz yeni anayasa konusunda zaten hazırız. Destek vereceğiz, hep birlikte yeni anayasayı yapalım diyoruz, bu başka bir şeydir. Ama ‘Hatip Dicle olayı çözülmezse yeni anayasa olmaz‘ diye bir şeyimiz de yok. Biz parlamentoya girmeden yeni anayasaya destek veremeyiz. Girmemiz için de siyaseten önümüzün açılması lazım. Bizlerde, ‘Başımıza artık bir iş gelmeyecek‘ güvencesinin oluşması lazım‘‘ dedi.
Demirtaş, ‘‘Görüşme için Başbakandan randevu isteyip istemeyeceği‘‘ sorusuna da şu yanıtı verdi:
‘‘Şu durumda, şu haliyle bizim AKP‘den randevu istemek için tek bir nedenimiz yok. Hele Başbakanın, AKP sözcülerinin konuşmaları üzerine, biz daha gideceğiz, AKP‘yi ikna edeceğiz. Önce AKP bir ikna olsun, çıksın ikna olduğunu açıklasın da. Biz daha gideceğiz, bizden malımızı çalan hırsızı önce ikna edeceğiz, diyeceğiz ki ‘Sen bir hırsızsın, şunu sana bir kabul ettirelim.‘ Onun üzerine daha hırsızla bir anlaşma yapacağız, var mı böyle bir şey? Yavuz hırsız bir de bunlar, çalmışlar açık bir şekilde, üstüne yatmışlar. Hiçbir şey olmamış gibi üstüne bizi suçluyorlar. Meşruiyet açısından Hatip Dicle‘nin konusu tartışılmaz bir konudur.‘‘
YSK‘nın Dicle‘nin milletvekilliğini düşürmesiyle ilgili Demirtaş, ‘‘Böyle bir yetki kimsede yok. Sultanlarda yok böyle bir yetki. Kaddafi‘nin böyle bir yetkisi yok. Saddam‘ın yoktu. YSK nasıl böyle bir yetki kullanabilir? Bize de olmuş işte, hukuk devletidir, boyun eğin diyorlar. Bu doğru bir şey değil‘‘ diye konuştu.
Bülent Arınç‘ın konuyla ilgili sözlerini değerlendiren Selahattin Demirtaş, ‘‘Başbakan, onun gibi konuşmuyor. Başbakana bakıyoruz, biliyorsunuz orada patron Başbakan. Patron da iyi bir şeyler söylemiyor‘‘ dedi.
Selahattin Demirtaş, ‘‘Ergenekon‘un yanında siz de mi yanıyorsunuz?‘‘ sorusuna da ‘‘Onlar olmasaydı, bizim vekillerimiz daha kolay tahliye olurdu gibimize geliyor. Somut bir şeye dayanarak söylemiyorum, hislerim öyle‘‘ diye konuştu.
01.07.2011 16:37:03