Gökçen Enç: Kadına En Çok Değer Veren Ak Parti Olduğu İçin Buradayım (Özel)
Antalya’da AK Parti’den yedinci sıra milletvekili adayı olan Gökçen Özdoğan Enç, kadına en çok değer verilen yerin AK Parti olduğunu söyledi. Bunun için yedi yıldır AK Parti’de siyaset yaptığını dile getiren Enç, AK Parti dışında hiçbir partinin Antalya’da seçilebilecek sıradan kadın aday göstermediğine dikkat çekti.
Antalya’da AK Parti’den yedinci sıra milletvekili adayı olan Gökçen Özdoğan Enç, kadına en çok değer verilen yerin AK Parti olduğunu söyledi. Bunun için yedi yıldır AK Parti’de siyaset yaptığını dile getiren Enç, AK Parti dışında hiçbir partinin Antalya’da seçilebilecek sıradan kadın aday göstermediğine dikkat çekti.
Enç, CHP’nin dördüncü sıra milletvekili adayı Yıldıray Sapan hakkında ise eşine şiddet uygulamaktan yargı kararı bulunduğunu savundu.
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde halkla ilişkiler eğitimi alan, evli ve bir çocuk annesi Gökçen Özdoğan Enç, 2004’te katıldığı AK Parti’de 7 yıl farklı kademelerde görev yaptıktan sonra milletvekili adayı gösterildi. Antalya’da seçilebilecek sıradaki tek kadın aday olan Enç, 35 yaşındaki bir kadının yerel ölçekte gelebileceği en üst seviyeye ulaştığını söyledi.
Bunun, AK Parti’nin kadına verdiği değerin somut göstergelerinden biri olduğuna işaret eden Enç, “Kadının önemini yüksek sesle savunan siyasi partilerin kadına bakış açısını arızalı buluyorum. Antalya özelinde seçilebilecek noktada bir tane kadın adayları yok. Nerede cumhuriyetçilik, nerede halkçılık? AK Parti’nin bu anlamda Antalya’da bir devrim yaptığını düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
"CHP’NİN ADAYI EŞİNİ DÖVMEKTEN MAHKUM"
Enç, muhalefet partilerinin kadına verdiği değeri bir örnekle anlattı: “CHP’nin 4. sıra milletvekili adayı eşini darp ettiği için mahkum oldu. Böyle birisinin Antalya’da kadınların ellerini sıkarak nasıl oy istediğini anlamıyorum. Ben mecliste dayakçı zihniyeti görmek istemiyorum. En yakınına, sevdiklerine fiziksel şiddet uygulayan bir insan, nasıl ufuk açıcı çalışmalarda bulunabilir ki. Onu her anlamda protesto ediyorum. Kadın örgütlerinin de sesi çok cılız çıktı, protesto olmadı. Bunu da çifte standarda bağlıyorum. ‘Onun özel hayatıdır’ dendi, kapatıldı. Hayır, o artık kamusal bir kimlik. Normal vatandaş olsa kimsenin ilgisini çekmez ama o beyefendi Antalya’dan 4. sıra milletvekili adayı. Hemen üstü kapatıldı, geçiştirildi. Geçiştirilmeliydi. Fiziksel, cinsel, ekonomik, şiddetin her türüne tepki göstermezseniz meşrulaştırırsınız.”
"SİZ ÇOK MODERNSİNİZ, NASIL AK PARTİ’DE SİYASET YAPARSINIZ?"
İletişimci olmasının, kendisine avantaj sağladığını, seçmenle kolay ve sıcak ilişki kurabildiğini aktaran Enç, seçim çalışmaları sırasında Antalyalı seçmenin en çok, “Siz çok modern görünüyorsunuz, nasıl AK Parti’de siyaset yapıyorsunuz?” sorusuna muhatap olduğunu belirtti. Enç, şöyle dedi:
“Maalesef kafalarda yanlış hatalı bir AK Parti algısı var. Bu sanal korku üreten bir takım kanallar aracılığıyla pompalandı, hala da pompalanıyor. Doğal olarak buna inanan vatandaşlarımız var. Modernite farklı bir kavram. Başı örtülü ya da açık olmak, modernitenin simgesi olmamalı. İnsanların beynini açıp okuyamazsınız. Hiçbir insanın alnında modernlik ölçer bir alet yok. Bu anlamda ‘Siz çok modern görünüyorsunuz, nasıl AK Parti’de siyaset yapıyorsunuz?’ sorularıyla karşılaşıyorum. Ben de partimizde asla böyle ayrım olmadığını, kimsenin özel alanına karışılmadığını anlatıyorum. Büyük oranda ikna oluyorlar. 7 yıl uzun bir süre. Üniversite mezunu genç bir kadın 7 yıldır bu partide. Benim kendime göre birikimim var; anayasal düzen, cumhuriyet, Atatürk’le ilgili. Benzer durumlarda en ufacık bir rahatsızlık, dayatma hissetsem niye AK Parti’de siyaset yapayım.”
Enç, kendisine, “Sen daha çağdaş partide siyaset yapmalısın.” diyenlere, en çağdaş, en modern, en demokrat partinin AK Parti olduğunu, insanların da kendi anlatımı üzerine ikna olduklarını dile getirdi.
"SİYASETE GİRMEMİN NEDENİ SİVİL ANAYASA ÖZLEMİM"
Parti programını okuduktan sonra AK Parti saflarına katıldığını, en büyük özleminin Türkiye’nin sivil anayasaya kavuşması olduğunu ifade eden Enç, “Beni hala daha en çok cezbeden, siyaset yapmamın temel nedeni sivil anayasa özlemim. Lise, üniversite yıllarında 1982 Anayasası’nın bu ülkeye dar, yetersiz geldiğini, 75 milyonun taleplerini karşılayamadığını gördüm. En önemlisi darbe ürünü olan bir anayasa ne kadar sivil olabilirdi? Bunu sorguladım. AK Parti, bunu yüksek sesle dillendiren ve eyleme dönüşmesi için çalışma yapan bir parti. 12 Eylül 2010’da referandum sürecini birlikte yaşadık. Bu millet yüzde 58 ile 26 maddenin değişmesine ‘evet’ dedi.” şeklinde konuştu.
Enç, CHP’nin dördüncü sıra milletvekili adayı Yıldıray Sapan hakkında ise eşine şiddet uygulamaktan yargı kararı bulunduğunu savundu.
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde halkla ilişkiler eğitimi alan, evli ve bir çocuk annesi Gökçen Özdoğan Enç, 2004’te katıldığı AK Parti’de 7 yıl farklı kademelerde görev yaptıktan sonra milletvekili adayı gösterildi. Antalya’da seçilebilecek sıradaki tek kadın aday olan Enç, 35 yaşındaki bir kadının yerel ölçekte gelebileceği en üst seviyeye ulaştığını söyledi.
Bunun, AK Parti’nin kadına verdiği değerin somut göstergelerinden biri olduğuna işaret eden Enç, “Kadının önemini yüksek sesle savunan siyasi partilerin kadına bakış açısını arızalı buluyorum. Antalya özelinde seçilebilecek noktada bir tane kadın adayları yok. Nerede cumhuriyetçilik, nerede halkçılık? AK Parti’nin bu anlamda Antalya’da bir devrim yaptığını düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
"CHP’NİN ADAYI EŞİNİ DÖVMEKTEN MAHKUM"
Enç, muhalefet partilerinin kadına verdiği değeri bir örnekle anlattı: “CHP’nin 4. sıra milletvekili adayı eşini darp ettiği için mahkum oldu. Böyle birisinin Antalya’da kadınların ellerini sıkarak nasıl oy istediğini anlamıyorum. Ben mecliste dayakçı zihniyeti görmek istemiyorum. En yakınına, sevdiklerine fiziksel şiddet uygulayan bir insan, nasıl ufuk açıcı çalışmalarda bulunabilir ki. Onu her anlamda protesto ediyorum. Kadın örgütlerinin de sesi çok cılız çıktı, protesto olmadı. Bunu da çifte standarda bağlıyorum. ‘Onun özel hayatıdır’ dendi, kapatıldı. Hayır, o artık kamusal bir kimlik. Normal vatandaş olsa kimsenin ilgisini çekmez ama o beyefendi Antalya’dan 4. sıra milletvekili adayı. Hemen üstü kapatıldı, geçiştirildi. Geçiştirilmeliydi. Fiziksel, cinsel, ekonomik, şiddetin her türüne tepki göstermezseniz meşrulaştırırsınız.”
"SİZ ÇOK MODERNSİNİZ, NASIL AK PARTİ’DE SİYASET YAPARSINIZ?"
İletişimci olmasının, kendisine avantaj sağladığını, seçmenle kolay ve sıcak ilişki kurabildiğini aktaran Enç, seçim çalışmaları sırasında Antalyalı seçmenin en çok, “Siz çok modern görünüyorsunuz, nasıl AK Parti’de siyaset yapıyorsunuz?” sorusuna muhatap olduğunu belirtti. Enç, şöyle dedi:
“Maalesef kafalarda yanlış hatalı bir AK Parti algısı var. Bu sanal korku üreten bir takım kanallar aracılığıyla pompalandı, hala da pompalanıyor. Doğal olarak buna inanan vatandaşlarımız var. Modernite farklı bir kavram. Başı örtülü ya da açık olmak, modernitenin simgesi olmamalı. İnsanların beynini açıp okuyamazsınız. Hiçbir insanın alnında modernlik ölçer bir alet yok. Bu anlamda ‘Siz çok modern görünüyorsunuz, nasıl AK Parti’de siyaset yapıyorsunuz?’ sorularıyla karşılaşıyorum. Ben de partimizde asla böyle ayrım olmadığını, kimsenin özel alanına karışılmadığını anlatıyorum. Büyük oranda ikna oluyorlar. 7 yıl uzun bir süre. Üniversite mezunu genç bir kadın 7 yıldır bu partide. Benim kendime göre birikimim var; anayasal düzen, cumhuriyet, Atatürk’le ilgili. Benzer durumlarda en ufacık bir rahatsızlık, dayatma hissetsem niye AK Parti’de siyaset yapayım.”
Enç, kendisine, “Sen daha çağdaş partide siyaset yapmalısın.” diyenlere, en çağdaş, en modern, en demokrat partinin AK Parti olduğunu, insanların da kendi anlatımı üzerine ikna olduklarını dile getirdi.
"SİYASETE GİRMEMİN NEDENİ SİVİL ANAYASA ÖZLEMİM"
Parti programını okuduktan sonra AK Parti saflarına katıldığını, en büyük özleminin Türkiye’nin sivil anayasaya kavuşması olduğunu ifade eden Enç, “Beni hala daha en çok cezbeden, siyaset yapmamın temel nedeni sivil anayasa özlemim. Lise, üniversite yıllarında 1982 Anayasası’nın bu ülkeye dar, yetersiz geldiğini, 75 milyonun taleplerini karşılayamadığını gördüm. En önemlisi darbe ürünü olan bir anayasa ne kadar sivil olabilirdi? Bunu sorguladım. AK Parti, bunu yüksek sesle dillendiren ve eyleme dönüşmesi için çalışma yapan bir parti. 12 Eylül 2010’da referandum sürecini birlikte yaşadık. Bu millet yüzde 58 ile 26 maddenin değişmesine ‘evet’ dedi.” şeklinde konuştu.