80 Darbesi Öncesi Kandırıldıklarını Belirten Tkp‘li: Artık Oyunlara Gelmeyiz
12 Eylül 1980 darbesi öncesi, kandırılarak birbirlerine sağcı-solcu diye düşürüldüklerini belirten dönemin Türkiye Komünist Partisi(TKP) üyesi Şemsettin Hamzaçebi(57), bugün artık oynanan oyunların farkında olduklarını ve aynı oyuna gelmeyeceklerini söyledi.
12 Eylül 1980 darbesi öncesi, kandırılarak birbirlerine sağcı-solcu diye düşürüldüklerini belirten dönemin Türkiye Komünist Partisi(TKP) üyesi Şemsettin Hamzaçebi(57), bugün artık oynanan oyunların farkında olduklarını ve aynı oyuna gelmeyeceklerini söyledi. Kenan Evren’in ifadeye çağrılmasının sevincini yaşayan emekli madenci Hamzaçebi, bu kararın en çok kendisini sevindirdiğini ifade etti. Hamzaçebi, ihtilal öncesi karşı karşıya geldiği ülkücü arkadaşı Ahmet Kurt ile şimdi arada bir o günleri konuştuklarını dile getirdi.
Zonguldak‘ta yaşayan maden emeklisi Şemsettin Hamzaçebi(57), 12 Eylül 1980 darbesinde gördüğü işkencelerden dolayı gözlerini yitirme noktasına gelmiş. Ayrıca sağ kol ve dizlerinde kısmi felç meydana gelmiş. Geçmişte oynanan oyunların artık farkında olduklarını belirten Hamzaçebi, "O gün kandırdılar, ama bugün oynanan oyunların farkındayız." dedi.
Vatani görevini yaparken, Türk Silahlı Kuvvetleri Boks Şampiyonu olmasına rağmen darbecilerin gazabından kurtulamadığını dile getiren Hamzaçebi, resmi üyeliği bulunmamasına rağmen bir kişinin ihbarına dayanılarak darbeciler tarafından Türkiye Komünist Partisi’ne (TKP) üye olduğu iddiasıyla gece 01.00’de evinden alınarak ağır işkencelere maruz kaldı. Daha sonra nakledildiği Gölcük’teki askeri cezaevinde psikolojik işkenceye maruz bırakıldı. 3 yıl süren işkenceden sonra cezaevinden sağlığını yitirerek çıktığını ifade eden Hamzaçebi, şunları söyledi: “Eskiden boyum ve posumdan dolayı herkesin gıpta ile baktığı biriyken işkencelerden sonra gözlerim şaşı oldu, nesneleri çift görüyorum. Bacak ve kollarımda kısmi felç var. Bizi haksız yere hapse atıp bu hallere düşürenlerden iki dünyada da davacıyım."
Bir gece yarısı evinden alınan Zonguldaklı maden işçisi Şemsettin Hamzaçebi, o günleri şöyle anlattı: “14 Haziran 1981’de gece eve gelmiştim. Gece saat 01.00’de kapım zorlandı ve içeriye sivil polisler girdi. Kendilerinin Ankara’dan geldiklerini ve Derinlemesine Araştırma Laboratuarı(DAL) polisi olduklarını söyleyen ekipler, kitap aradıklarını ifade ettiler. Evde ne kadar kitap varsa topladılar, beni de aldılar, hatta rahmetli anneannem bir tane polisin ceketinden yakaladı; ‘Oğlumu nereye götürüyorsunuz?’ diye sordu.‘Teyze o şimdi gelecek’ dedi 3 sene sonra geldim.”
Evinden alınarak Zonguldak 1. Şube‘ye götürülen genç madenci için ömrü boyunca unutmayacağı işkence dolu günler başladı. Röportaj verirken dahi ‘beni içeri alacaklar’ endişesi taşıdığını anlatan Hamzaçebi, yaşadığı işkenceleri şöyle anlattı: “Orada 15 gün boyunca gözlerimiz bağlı, beton üzerinde yattık, 15 gün gece gündüz bize vurmadıkları, dayak yapmadıkları işkence kalmadı. Neymiş efendim? Sen TKP’ye üye oldun mu olmadın mı? Ya olmadım diyorum, ‘Yok yok sen olmuşsun’ diyor. Olmadım deyince ‘Bu ifade geçerli değil git içeride biraz daha yat’ diyorlardı. Birkaç gün arayla aynı durum devam ediyordu. En sonunda dayanamadık kabul etmek zorunda kaldık."
80 darbesi öncesi en samimi akrabasıyla bile -o sağcı ben solcuyum- diye düşman olduklarını dile getiren Hamzaçebi, "Ben 12 Eylül’den davacıyım. Benim sağlığımı sıhhatimi geri versinler. Benim sağlığımı, gözlerimi geri verebilir mi? Ben o zamanın solcusuyum, ben şimdi anladım ki, sağcıyı da solcuyu da kandırmışlar, bizi bir birimize vurdurmuşlar. Vurdurmuşlar ama şimdi meydana çıkıyor hepsi. Yani oyuna geldiğimizin en güzel göstergesi; bugün sağcıyla solcu yan yana namaz kılıyor camide." diye konuştu.
1980 DARBESİNİN SAĞCISI VE SOLCUSU ŞİMDİ KARDEŞ OLDU
Darbe öncesi sağ-sol çatışmasında karşı karşıya gelen Çatalağzı beldesinin iki genci Şemsettin Hamzaçebi ve ülkücü Ahmet Kurt, geçmişte yaptıkları hatadan ders aldıklarını belirtti. Sık sık bir araya gelerek eski günleri yad eden eski dostlardan Ahmet Kurt ise şunları söyledi: “Bunlar o dönem solcuydular, biz de MHP kökenliyiz, rahmetli Albay’ın (Alparslan Türkeş) izinde gidiyorduk. Bazı konumları bilmeden karşı karşıya gelmiş bulunduk. Biz sağcı, o solcu, arkadaşlarımızın çektiği ızdırapları Gölcük’te, 28. Tümen’de ve diğer cezaevlerinde aç susuz, çırılçıplak, ne vaziyette yaşadıklarını anladık ve dinledik. Ve o arkadaşlarımızla şimdi sokaklarda el ele kol kola geziyoruz."
Zonguldak‘ta yaşayan maden emeklisi Şemsettin Hamzaçebi(57), 12 Eylül 1980 darbesinde gördüğü işkencelerden dolayı gözlerini yitirme noktasına gelmiş. Ayrıca sağ kol ve dizlerinde kısmi felç meydana gelmiş. Geçmişte oynanan oyunların artık farkında olduklarını belirten Hamzaçebi, "O gün kandırdılar, ama bugün oynanan oyunların farkındayız." dedi.
Vatani görevini yaparken, Türk Silahlı Kuvvetleri Boks Şampiyonu olmasına rağmen darbecilerin gazabından kurtulamadığını dile getiren Hamzaçebi, resmi üyeliği bulunmamasına rağmen bir kişinin ihbarına dayanılarak darbeciler tarafından Türkiye Komünist Partisi’ne (TKP) üye olduğu iddiasıyla gece 01.00’de evinden alınarak ağır işkencelere maruz kaldı. Daha sonra nakledildiği Gölcük’teki askeri cezaevinde psikolojik işkenceye maruz bırakıldı. 3 yıl süren işkenceden sonra cezaevinden sağlığını yitirerek çıktığını ifade eden Hamzaçebi, şunları söyledi: “Eskiden boyum ve posumdan dolayı herkesin gıpta ile baktığı biriyken işkencelerden sonra gözlerim şaşı oldu, nesneleri çift görüyorum. Bacak ve kollarımda kısmi felç var. Bizi haksız yere hapse atıp bu hallere düşürenlerden iki dünyada da davacıyım."
Bir gece yarısı evinden alınan Zonguldaklı maden işçisi Şemsettin Hamzaçebi, o günleri şöyle anlattı: “14 Haziran 1981’de gece eve gelmiştim. Gece saat 01.00’de kapım zorlandı ve içeriye sivil polisler girdi. Kendilerinin Ankara’dan geldiklerini ve Derinlemesine Araştırma Laboratuarı(DAL) polisi olduklarını söyleyen ekipler, kitap aradıklarını ifade ettiler. Evde ne kadar kitap varsa topladılar, beni de aldılar, hatta rahmetli anneannem bir tane polisin ceketinden yakaladı; ‘Oğlumu nereye götürüyorsunuz?’ diye sordu.‘Teyze o şimdi gelecek’ dedi 3 sene sonra geldim.”
Evinden alınarak Zonguldak 1. Şube‘ye götürülen genç madenci için ömrü boyunca unutmayacağı işkence dolu günler başladı. Röportaj verirken dahi ‘beni içeri alacaklar’ endişesi taşıdığını anlatan Hamzaçebi, yaşadığı işkenceleri şöyle anlattı: “Orada 15 gün boyunca gözlerimiz bağlı, beton üzerinde yattık, 15 gün gece gündüz bize vurmadıkları, dayak yapmadıkları işkence kalmadı. Neymiş efendim? Sen TKP’ye üye oldun mu olmadın mı? Ya olmadım diyorum, ‘Yok yok sen olmuşsun’ diyor. Olmadım deyince ‘Bu ifade geçerli değil git içeride biraz daha yat’ diyorlardı. Birkaç gün arayla aynı durum devam ediyordu. En sonunda dayanamadık kabul etmek zorunda kaldık."
80 darbesi öncesi en samimi akrabasıyla bile -o sağcı ben solcuyum- diye düşman olduklarını dile getiren Hamzaçebi, "Ben 12 Eylül’den davacıyım. Benim sağlığımı sıhhatimi geri versinler. Benim sağlığımı, gözlerimi geri verebilir mi? Ben o zamanın solcusuyum, ben şimdi anladım ki, sağcıyı da solcuyu da kandırmışlar, bizi bir birimize vurdurmuşlar. Vurdurmuşlar ama şimdi meydana çıkıyor hepsi. Yani oyuna geldiğimizin en güzel göstergesi; bugün sağcıyla solcu yan yana namaz kılıyor camide." diye konuştu.
1980 DARBESİNİN SAĞCISI VE SOLCUSU ŞİMDİ KARDEŞ OLDU
Darbe öncesi sağ-sol çatışmasında karşı karşıya gelen Çatalağzı beldesinin iki genci Şemsettin Hamzaçebi ve ülkücü Ahmet Kurt, geçmişte yaptıkları hatadan ders aldıklarını belirtti. Sık sık bir araya gelerek eski günleri yad eden eski dostlardan Ahmet Kurt ise şunları söyledi: “Bunlar o dönem solcuydular, biz de MHP kökenliyiz, rahmetli Albay’ın (Alparslan Türkeş) izinde gidiyorduk. Bazı konumları bilmeden karşı karşıya gelmiş bulunduk. Biz sağcı, o solcu, arkadaşlarımızın çektiği ızdırapları Gölcük’te, 28. Tümen’de ve diğer cezaevlerinde aç susuz, çırılçıplak, ne vaziyette yaşadıklarını anladık ve dinledik. Ve o arkadaşlarımızla şimdi sokaklarda el ele kol kola geziyoruz."