Erdoğan'a The Economist önerisi

Seçim sonrasını değerlendiren Economist, son başyazısında Başbakan Erdoğan'a tavsiyelerde bulundu. Ünlü İngiliz dergisi, "Liberal bir anayasa ve Kürtlerle nihai uzlaşma ona Atatürk'ün yanında, modern Türkiye'nin en büyük insanları arasında bir yer sağlar” ifadesine yer verdi.

Erdoğan'a The Economist önerisi
İngiliz The Economist dergisi, 12 Haziran seçimleri öncesinde “CHP’ye oy verin” çağrısı yapmış ve Erdoğan’ın sert tepkisini almıştı. Dergi son sayısında seçimi ve sonrasındaki senaryoları ele aldı. Seçim sonuçlarını AK Parti için “büyük bir zafer” olarak tanımlayan dergi önümüzdeki günlerdeki Türkiye’yi bekleyen önemli konularda da Erdoğan’a tavsiyelerde bulundu.

Economist’in başyazında şu değerlendirmeler yapıldı:

‘BÜYÜK ZAFER’
“Hangi standart söz konusu olursa olsun büyük bir zafer. 12 Haziran’da düzenlenen genel seçimlerde mevcut Başbakan Recep Tayyip Eerdoğan’ın liderliğindeki AK Parti, yüzde 87 katılımla gerçekleşen seçimlerde yüzde 50’ye yakın oy aldı. Bu AK Parti’nin ard arda kazandığı üçüncü seçim, üstelik her seferinde oy oranını arttırarak. Arap Baharı’nın çalkantısı ortasında, Türkiye Müslüman dünyada cesaret verici bir laik demokrasi örneği veriyor.

‘3’TE 2’Yİ BULAMAMASI CESARET VERİCİ’
Bu bir başka nedenle de cesaret verici; AK Parti umduğu gibi Maclis’te üçte ikilik orana ulaşamadı. Bu, Erdoğan’ın çok istediği, diğer görüşleri hesaba katmadan anayasayı tekrar yazma olasılığını da ortadan kaldırdı.

‘ERDOĞAN OTOKRATİK EĞİLİMLERİNE GEM VEURMALI’
Eğer Türkiye daha fazla liberal demokrasi istiyorsa, 1980’de darbe yapan askerlerin kurduğu mevcut yapının geliştirilmesi gerekiyor. Bu her yer için geçerli bir durum ama Türkiye için özellikle geçerli. AK Parti’nin üçüncü döneminde kaygı duyulan nokta, partinin köklerine dönerek laik cumhuriyeti İslamlaştırmaya çalışması değil, Erdoğan’ın otokratik eğilimine gem vuramaması olur. Halihazırda pek çok muhalif gazeteci hapse atıldı.

‘EKONOMİNİN GETİRDİĞİ DESTEK AZALABİLİR’

Daha fazla geleceği tahmin edilen eleştirilere karşında Erdoğan, önümüzdeki 4 yıl daha az toleranslı olabilir. Ekonominin ender görünen gücü geçtiğimiz 10 yılda AK Parti’ye olan desteği arttırdı. Ancak öyle görünüyor ki bu biraz abartılmış durumda, bütçe açığı GSMH’nın yüzde 8’i boyutunda, işsizlik de halen yüzde 11 düzeyinde. Bu rakamları düşürmek için yapılması gerekenler popülariteyi azaltacaktır.

‘DIŞ POLİTİKADA UZLAŞMACI OLMALI’

Dış politikada da işler zorlaşacak. Suriye de dahil olmak üzere, Türkiye Arap komşularındaki demokrasi ve insan haklarının geliştirilmesinde olumlu işler yaptı. Ama kapısına dayanan isyan Türkiye diplomasisi için zor bir sınav olacak. İsrail’le ilişkiler buzdolabına kaldırılmış durumda ve AB üyeliği müzakereleri tıkanmış durumda. Eğer Erdoğan bu yönlerde de gelişme kaydetmek istiyorsa, geçmişte olduğundan daha fazla uzlaşmacı olmalı.

‘EN BÜYÜK SINAV ANAYASA
Ama en büyük sınav anayasa değişikliğinde olacak. Bu konuda Erdoğan iki şey yapmalı. Bir; başbakanlığı sonunda geçmeyi umduğu Fransız modeli güçlü başkanlık sistemi konusundaki hırsını bırakmalı. Bu Türkiye gibi aşırı merkeziyetçi bir ülke için kötü bir fikir. Kaldı ki muhalefetteki hiçbir parti de bunu kabul etmez. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmaması için hiç bir neden yok ama parti arkadaşı olan Abdullah Gül’ün şimdiki cumhurbaşkanlığının bitmesini 2014’e kadar beklemeli. Gül ikinci kez seçilirse de 2019’a kadar. Bu da Erdoğan’ı cumhuriyetin 100’üncü yılı olan 2023’te Çankaya Köşkü’ne taşıyacaktır.

‘ÖCALAN’IN HAPİSTEN ÇIKMASI ANLAMINA GELSE DE…’
İkinci olarak, Türkiye’nin en büyük problem olan ülkedeki 15 milyon Kürtle ilgili sorunların çözümünde yeniden harekete geçmeli. Seçimler Kürtlerin desteklediği BDP’li 36 milletvekilini Meclis’e taşıdı. İki sene önce Erdoğan ‘Kürt açılımını’ başlatmıştı ama ordu ile PKK arasında yeniden başlayan çatışmalar sonrasında açılımı bırakmıştı. Anayasanın yeniden yazılmasında onlara ihtiyacı olacağından Erdoğan BDP’ye dönerek şiddetin sona erdirilmesine karşılık, daha fazla azınlık hakkı ve yetki devri önermeli. Bu Abdullah Öcalan’ın hapisten çıkması anlamına gelse de.

‘ATAÜRK’ÜN YANINDA YER ALMAK İÇİN’
Gözü cumhurbaşkanlığında olduğu için Erdoğan dördüncü kez başbakan olmayacaktır. Asıl düşünmesi gerekense tarihte alacağı yerdir. Liberal bir anayasa ve Kürtlerle nihai uzlaşma ona Atatürk’ün yanında, modern Türkiye’nin en büyük insanları arasında bir yer sağlar.”