Mhp Lideri Bahçeli Hatay‘da

Karayolu ile öğle saatlerinde Hatay‘a gelen Bahçeli, partisinin emlak konutları önünde düzenlediği mitingde halka hitap etti. 30 dereceyi aşkın sıcakta gerçekleşen mitingde MHP ilçe ve belde teşkilatları vatandaşa su ve şapka dağıttı. Konuşmasına 12 Haziran seçimlerinin millete ve Antakyalılara hayırlı olması temennisiyle başlayan Bahçeli, "12 Haziran seçimleri bugüne kadar yapılmış olanların içinde çok daha önemli ve farklı bir anlam yüklenmiştir. Geleceğimizin belirlenmesi bu seçimle daha açık ve net

olarak ortaya konacaktır. Çok ciddi iç ve dış tehlikelerle karşı karşıya kaldığı, tuzaklar kurulduğu bir ortamda seçime gidiyoruz. Sizden ricam mutlaka sandığa gitmelisiniz, ailenizi, çevresini, akrabanızı, köylülerinizi mutlaka sandığa gitmeye teşvik ediniz. Aklınızın süzgecinden vicdanınızın sesinden hareketle millet olarak iradenizi ortaya koyunuz. Çünkü bu ülke sizindir karar da sizin olmalıdır" dedi.

Başbakan Erdoğan‘a yüklenen Bahçeli, "Seçimlere az süre kala bazı televizyonlarımıza sözleşmeli ve besleme insanlar çıkararak kamuoyu araştırmalarını açıklayıp iktidarın kim olacağını söylüyorlar. Şimdiden Adalet ve Kalkınma Partisi‘ne iktidarını müjdelemişler. Bunlar edepsiz, terbiyesiz, millet iradesine saygısız insanlardır. 3 kişi bir araya geleceksiniz nerden beslendiği meçhul sonucu duyurup vatandaşa duyuracaksınız. Öyleyse bu pazar gününü niye bekliyoruz. 30 derece sıcakla bu açık hava toplantısını

niye yapıyoruz. Millet olarak kendinize, şahsiyetinize, kimliğine saygı duyun. Sandığa gittiğinizde bu tür insanlara da bir ders verin. Soruyorlar başbakana ‘Balkon konuşmanızda nelere değineceksiniz‘ başbakan da karşısındaki bülbüllere bakıyor ve ‘şunları şunları diyeceğim‘ diyor. Sanki seçimi kazanmış. Sayın başbakan Türk siyasi hayatında bu aziz millet seni balkona koyacak oradan seyredeceksiniz" diye konuştu.

Türkiye‘de millet iradesine gem vurulmak istendiğini savunan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Her tür türlü yalan ve iftiranın olduğu bir dönemde bu seçimlere gidiyorsunuz. Öyleyle milli bir tavır ortaya koymalısınız. Başbakan alışmış durmak yok yola devam diyor. Artık yeter senden bıktık ve utandık, git başımızdan deme zamanı. 9 Yıla yakın süre içinde ülkemizi yöneten AKP yorulmuştur, tükenmiştir ve 3. dönem için yapacağı hiçbir şey kalmamıştır. 9 yılı kaybolan yıllar olarak tarihe geçirmiştir. Çok da büyük hatalar işlemiş yanlış politikalar takip etmişlerdir. Her şeyden evvel milletin ağız

tadını kaçırmışlar, huzuru barışı zedelemişler, milletimizi geleceğinden endişe duyar hale gelmiştir. Üniter yapı, milli devlet anlayışı büyük bir tahribat altına alınmış siyasi iktidar Türkiye‘yi bir yol ayrımına sürüklemiştir. 12 Haziran‘da buna dur diyeceksiniz. Yeni bir yolu ve iktidarı 12 Haziran‘da ortaya çıkaracaksınız. Başbakan bu ülkeyi etnik temelde ve inanç temelinde bölünmeye ayrışmaya götürmektedir. Bu çok tehlikelidir. Bu büyük tahribat 3. dönemde de olmamalıdır. Onun için bu seçimde AKP

tasfiye edilmeli ve Türk siyasi hayatından çıkartılmalıdır. Bunda en önemli görev 2 dönem Adalet ve Kalkınma Partisi‘ne oy vermiş olan vatandaşlarımıza düşüyor. Onlara ve size sesleniyorum. AKP ye bir sonu sorunuz 9 yılda bizi nereye götürüyor, 3. dönemde niye bu kadar istiyorsunuz, kime ne söz verdiniz, bu söz için hangi mecburiyet altına girdiniz bu vebalı almıyoruz size dur diyoruz. Bunu yapmak lazım. Yoksa Sayın Başbakan şaşırmış, ne konuşacağını bilmez hale gelmiş, argo kavramlarla vatandaşı azarlar

duruma gelmiştir. Televizyonlarda sabahtan akşama konuşuyor ama karşı karşıya kaldığınız sıkıntılardan bahsetmiyor. Olmayan projelerden bahsedip milletimizle dalga geçiyor. 9 yıldır harcayarak hiçbir şey yapmadan yalan dolanlarla vatandaşı aldatıyor, yeni yerler açıp yandaşlarını müteahhitlerini zengin etme gayreti içinde olduğunu görüyoruz. Onun için yüce divanda hesap sorma vakti geldiği düşüncesindeyiz."

Başbakan Erdoğan‘ın televizyonlarda anlattığı Türkiye ile bu ülkede yaşayan insanların gerçekleri arasında uçurumlar olduğunu savunan Bahçeli, "Vatandaş bir taraftan etnik temelli bölünme, bir tarafta da ekonomi yönetiminde menfaatlenme olarak ikiye ayrılmış. Bir yanda servet sahibi olmuş AKP yöneticileri öte yanda yoksulluk içinde kıvranan sadaka ekonomisine mecbur bırakılmış Türkiye‘nin büyük bölümü. Şimdi buna bir dur demek son vermek lazımdır. Milletimizin temel sorunları şunlardır. Türkiye‘de 6

milyona aşkın işsiz vardır. Genç işsizler dikkat çekmektedir. Aziz millet evlatları işsizlik karşısında eziliyor, karamsarlığa düşüyor, anne babaları da büyük bir üzüntü içine giriyor. Diploması var ama aşı yok işi yok diye düşünüyor. Nüfusun yüzde 18‘i yani 13 milyon vatandaşımız yoksulluk sınırının altındadır. Açlık sınırının altında olanların sayısı gittikçe artmaktadır. Öyle aileler var ki çocuklarınızı sabaha kadar aç uyutmak zorunda kalmaktadır. Buna karşılık Başbakan çıkıyor, uçak yapacağım, kanal

yapacağım, tank yapağım diyor ama kaç kişiye iş bulacağını söylemiyor. Bu gidişatın sonu iyi değil. Bir yanda tırmanan bölücü terör, öte yandan işsizlik ve yoksulluğun olduğu geleceği çok daha büyük tehlikelere sokabilecek sosyal olaylarla ülkemiz karşı karşıya kalmış durumda. Başbakan da gitmiş sağda solda herkese iftira ediyor. Erzurum‘da devlet adamı olmak için yurt dışına gitmek gerekiyor Bahçeli 3 tane yer dışında bir yere gitmek lazım diyor. Bakınız şu edepsize, senin gibi devlet adamı olabilmek için

Amerika‘ya gidip diz mi çökmek lazım. Bunlar ölçüyü kaçırmış, eğer Amerika‘ya gitmek devlet adamlığının bir ölçüsü ise olmaz olsun öyle devlet adamlığı" dedi.

Ülkenin AK Parti iktidarı döneminde çok büyük tahribat altına girdiğini bu sebeple MHP iktidarından bir onarım hükümeti oluşturarak yoksulluk ve işsizlikle mücadeleye öncelik vereceklerini anlatan Bahçeli, şunları söyledi:

"Birinci çözüm yolumuz işsizlik olmalıdır. İstihdam dostu, insan odaklı ekonomi politikası uygulayarak üretim sektörünü canlandırıp istihdam yaratan işadamlarını destekleyip daha geniş alanlara yatırım yapmalarını sağlayarak işsizlikle mücadele edeceğiz. MHP iktidarında yıllık yüzde 7 kalkınma hızıyla her yıl 700 bin gencimize iş sağlayacağız. Yoksullukla mücadelede bir yerden başlamak lazım. Asgari ücreti enflasyonla ilişkilendirerek 825 TL‘ye çıkaracağız. Çiftçilerin mazot, gübre, ilaç topum gübre gibi

tarımsal girdiler üzerinde ÖTV ve KDV‘yi tamamen kaldırarak, mısır, bağda, soya ve ayçiçeği gibi ürünlere fiyat politikası uygulama yaklaşımı içinde olacağız. Ev hanımlara destek olacağız, aile sigortası, pozitif yaşam desteği, ilkokulda okuyan çocuklarımıza 45 TL cep harçlığı, engelliği aylığını 450 TL, ailelerine 350 TL yardım yapacağız. İşsizlik, yoksulluk ve terörle mücadele edeceğiz. Yoksullukla mücadelede başlangıç noktamız hilal kart olacaktır. Yoksul vatandaşım; size vereceğimiz hilal kartla

tamamen alnı açık başı dik haysiyet ve şerefi ile yaşayan ben artık yalnız çaresiz değilim, devletimin verdiği kart var diyerek insanca yaşayabileceksiniz. Neticede huzurlu mutlu bir fert olarak doğulusu batılısı, kuzeylisi, sünnisi, alevisi ile kardeşçe birlik bütünlük içinde yaşanabilecek bir Türkiye‘yi söz veriyorum."