Eagük Toplantısında Türkiye’Nin Ev Sahipliğine Övgü Ve Teşekkür
Birleşmiş Milletler’in İstanbul’da yapılan 4. En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı (EAGÜK) katılımcıları Türkiye’nin böyle bir toplantıya ev sahipliği yapmasında övgü ile bahsederken, Tükiye’nin bu ülkelere verdiği destek için teşekkür etti.
Birleşmiş Milletler’in İstanbul’da yapılan 4. En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı (EAGÜK) katılımcıları Türkiye’nin böyle bir toplantıya ev sahipliği yapmasında övgü ile bahsederken, Tükiye’nin bu ülkelere verdiği destek için teşekkür etti.
Benin Cumhurbaşkanı Boni Yayi, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Merkezi’nde yapılan EAGÜK’nın resmi açılış toplantısında yaptığı açılış konuşmada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e böyle bir toplantıya ev sahipliği yapmasında dolayı teşekkür etti. Yayi, ayrıca Türkiye’ye ve halkına, ülkesine verdiği destek ve taahhütlerden dolayı teşekkür etti.
En az gelişmiş ülkelerin durumuna değinen Yayi, “En az gelişmiş ülkeler önemli gelişmeler kaydetti, ama buna rağmen fakirlik azalmadı. Uluslararası çabalara rağmen, ülkelerin kendi çabalarına rağmen özellikle yönetişim ve insan kaynakları, içme suyu, kadınların eşitliği konusunda hala zorluklar var.” dedi.
En az gelişmiş 48 ülkedeki çocuk ve anne ölümlerinin çok az azaltılabildiğini ifade eden Benin Cumhurbaşkanı, “Özellikle kız çocuklarının okuması son derece düşük. HIV ve sıtma ile mücadelede önemli açıklar var. Bin Yıl Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmaktan çok uzaktayız.” ifadelerini kullandı.
Boni Yayi, İstanbul toplantısı ile ilgili beklentilerini ise şöyle sıraladı: “İstanbul konferansı son derece kapsamlı ve gerçekten sonuç verecek eylem programı ile sonuçlanmalı. Bundan önce kabul edilen ilk 3 eylem planı bize üretim yapmanın önemini gösterdi.”
NEPAL BAŞBAKANI: TÜRKİYE‘NİN GELENEĞİNİN BİR PARÇASI
Nepal Başbakanı Jhala Nath Khanal ise İstanbul’da bu tür zirveler gerçekleştirmenin “Türkiye’nin geleneğinin bir parçası” olduğunu söyledi. Türkiye’nin dünyadaki konumunu son yıllarda ekonomik gelişmeyle de ortaya koyduğunu belirten Nepal Başbakanı, Türkiye’nin köprü karakterine sahip olan bir ülke olduğunu kaydetti. Jhala Nath Khanal, Türkiye’nin ayrıca en az gelişmiş ülkeler ve dünyanın geri kalanı arasında da bir köprü rolünü de üslendiğini kaydetti ve zirvenin İstanbul’da gerçekleşmesinin son derece önemli olduğunu belirtti. Nepal Başbakanı zirveye ilişkin olarak da “Yeni bir beklenti ve ümit sayfası açıyoruz. Siyasi ve ekonomik taahhütlerle fakirlikle ilgili sorunların çözülebileceğine inanıyorum. Kalkınma paradigmamızda hatalar var, çünkü en az gelişmiş ülkelerin sayısı arttı. Dünyayı mutlak fakirlikten kurtarma fırsatına sahibiz.” dedi.
BARROSSO, GÜL’E VE TÜRKİYE’YE “OLAĞANÜSTÜ EVSAHİPLİĞİ VE KALKINMAYA VERDİKLERİ ÖNEM İÇİN” TEŞEKKÜR ETTİ
Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barrosso da konuşmasının başında Cumhurbaşkanı Gül’e ve Türkiye’ye “olağanüstü evsahipliği ve kalkınmaya verdikleri önem için” teşekkür etti.
En az gelişmiş ülkelerde yaşayanların sayısının 880 milyon olduğunu ve bu halkların yarısının aşırı fakilik altında olduğunu söyleyen Barrosso, bu hakların hayatlarını idame ettirmekte zorlandığını ve çok marjinalleşmiş bir yaşamları bulunduğunu söyledi. Günlük gelirleri 1 Euro’nun altında olduğunu ve sürekli olarak acil durum şartları altında yaşadıklarını belirten Barrosso, “Bu şartları değiştirmemeiz ve onlara fırsatlar sunmamız gerekiyor.” diye ekledi.
AB’nin dünyanın en büyük bağışçı ülkeler grubu olduğuna dikkat çeken Komisyon Başkanı, AB’nin geçen yıl verdiği yardımın 53,5 milyar Euro olduğunu kaydetti. Barrosso, “Resmi kalkınma yardımı olarak rekor düzeye ulaşılmıştır. Ayrıca Fakirliğin tamamen ortadan kaldırılması için çalışıyoruz.” dedi.
Kalkınma hedeflerine ulaşmanın yolunun hedeflerin ortak olmasından geçtiğini belirten Barosso, dünyada yaşanan iklim değişikliği, gıda güvenliği, barış ve güvenlik sorunları ve ekonomik kriz gibi sorunların kendilerini etkilediğini ama en çok en az gelişmiş ülkeleri etkilediğini belirten Barrosso, “Kürseel eylemlere ihtiyaç var. Bazı en az gelişmiş ülkeler son 10 yılda bazı başarı elde ettiler ama bu yeterli olmadı. Sahra altı ülkelerde savaş sonrası dönemlerini yaşayan ülkelerde sorunlar var.” dedi.
Yarım ve yatırım yapılacak ülkelerde gelişmenin esas mesulünün bu ülkeler olması gerektiğini belirten Barrosso, bu ülkelerin taahhüt vermeleri ve ellerinden geleni yapmaları gerektiğini kaydetti. Barrosso, kalkınmanın sağlanmasının bu ülkelerin iç poltikalarını değiştirmelerine de bağlı olduğunu dile getirdi.
Barrosso, İstanbul konferansında 3 önemli konunun ele alınacağını belirterek bu konuları “Ülkelerin kırılganlığının ve hassasiyetlerinin giderilmesi, sürdürülebilir kalkınmaların imkan dahiline getirilmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması” olarak açıkladı.
İnsan hakları, kadın-erkek eşitliği barış ve güvenliği de çok önemsediklerini belirten Komisyon Başkanı “Her ülke kendi hassas kırılgan durumunu koruyabilmek için eşitsizlikleri gidermelidir. Özel sektör burada çok önemli. Özel sektör insanların hayatlarını geliştirebilir. Ticaret politikaları da önemlidir. Bunların hepsi tutarlı bir şekilde gitmeli ve sinerji içinde çalışmalıdır. AB bu ülkelere giden kaynağı 3 katına çıkarmıştır.” ifadelerini kullandı.
“Sorunun tek çözümü kalkınma yardımları olamaz. Yardımın niteliği ve niceliği de dikkate alınmalıdır.” diyen Barrosso, kurumsal ortamın da oluşturulması gerektiğini kaydetti.
Uluslararası kalkınma tablosunun değiştiğine de dikkat çeken Barrosso, “Kalkınma ortak bir hedeften oluşmalıdır.” dedi. AB’nin konferanstan çok şey beklediğini söyleyen Barrosso, fakirlikle mücadelenin hızlanacağını, kalkınma yardımının yeniden yapılandırılacağını düşündüklerini kaydetti.
Benin Cumhurbaşkanı Boni Yayi, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Merkezi’nde yapılan EAGÜK’nın resmi açılış toplantısında yaptığı açılış konuşmada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e böyle bir toplantıya ev sahipliği yapmasında dolayı teşekkür etti. Yayi, ayrıca Türkiye’ye ve halkına, ülkesine verdiği destek ve taahhütlerden dolayı teşekkür etti.
En az gelişmiş ülkelerin durumuna değinen Yayi, “En az gelişmiş ülkeler önemli gelişmeler kaydetti, ama buna rağmen fakirlik azalmadı. Uluslararası çabalara rağmen, ülkelerin kendi çabalarına rağmen özellikle yönetişim ve insan kaynakları, içme suyu, kadınların eşitliği konusunda hala zorluklar var.” dedi.
En az gelişmiş 48 ülkedeki çocuk ve anne ölümlerinin çok az azaltılabildiğini ifade eden Benin Cumhurbaşkanı, “Özellikle kız çocuklarının okuması son derece düşük. HIV ve sıtma ile mücadelede önemli açıklar var. Bin Yıl Kalkınma Hedefleri’ne ulaşmaktan çok uzaktayız.” ifadelerini kullandı.
Boni Yayi, İstanbul toplantısı ile ilgili beklentilerini ise şöyle sıraladı: “İstanbul konferansı son derece kapsamlı ve gerçekten sonuç verecek eylem programı ile sonuçlanmalı. Bundan önce kabul edilen ilk 3 eylem planı bize üretim yapmanın önemini gösterdi.”
NEPAL BAŞBAKANI: TÜRKİYE‘NİN GELENEĞİNİN BİR PARÇASI
Nepal Başbakanı Jhala Nath Khanal ise İstanbul’da bu tür zirveler gerçekleştirmenin “Türkiye’nin geleneğinin bir parçası” olduğunu söyledi. Türkiye’nin dünyadaki konumunu son yıllarda ekonomik gelişmeyle de ortaya koyduğunu belirten Nepal Başbakanı, Türkiye’nin köprü karakterine sahip olan bir ülke olduğunu kaydetti. Jhala Nath Khanal, Türkiye’nin ayrıca en az gelişmiş ülkeler ve dünyanın geri kalanı arasında da bir köprü rolünü de üslendiğini kaydetti ve zirvenin İstanbul’da gerçekleşmesinin son derece önemli olduğunu belirtti. Nepal Başbakanı zirveye ilişkin olarak da “Yeni bir beklenti ve ümit sayfası açıyoruz. Siyasi ve ekonomik taahhütlerle fakirlikle ilgili sorunların çözülebileceğine inanıyorum. Kalkınma paradigmamızda hatalar var, çünkü en az gelişmiş ülkelerin sayısı arttı. Dünyayı mutlak fakirlikten kurtarma fırsatına sahibiz.” dedi.
BARROSSO, GÜL’E VE TÜRKİYE’YE “OLAĞANÜSTÜ EVSAHİPLİĞİ VE KALKINMAYA VERDİKLERİ ÖNEM İÇİN” TEŞEKKÜR ETTİ
Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barrosso da konuşmasının başında Cumhurbaşkanı Gül’e ve Türkiye’ye “olağanüstü evsahipliği ve kalkınmaya verdikleri önem için” teşekkür etti.
En az gelişmiş ülkelerde yaşayanların sayısının 880 milyon olduğunu ve bu halkların yarısının aşırı fakilik altında olduğunu söyleyen Barrosso, bu hakların hayatlarını idame ettirmekte zorlandığını ve çok marjinalleşmiş bir yaşamları bulunduğunu söyledi. Günlük gelirleri 1 Euro’nun altında olduğunu ve sürekli olarak acil durum şartları altında yaşadıklarını belirten Barrosso, “Bu şartları değiştirmemeiz ve onlara fırsatlar sunmamız gerekiyor.” diye ekledi.
AB’nin dünyanın en büyük bağışçı ülkeler grubu olduğuna dikkat çeken Komisyon Başkanı, AB’nin geçen yıl verdiği yardımın 53,5 milyar Euro olduğunu kaydetti. Barrosso, “Resmi kalkınma yardımı olarak rekor düzeye ulaşılmıştır. Ayrıca Fakirliğin tamamen ortadan kaldırılması için çalışıyoruz.” dedi.
Kalkınma hedeflerine ulaşmanın yolunun hedeflerin ortak olmasından geçtiğini belirten Barosso, dünyada yaşanan iklim değişikliği, gıda güvenliği, barış ve güvenlik sorunları ve ekonomik kriz gibi sorunların kendilerini etkilediğini ama en çok en az gelişmiş ülkeleri etkilediğini belirten Barrosso, “Kürseel eylemlere ihtiyaç var. Bazı en az gelişmiş ülkeler son 10 yılda bazı başarı elde ettiler ama bu yeterli olmadı. Sahra altı ülkelerde savaş sonrası dönemlerini yaşayan ülkelerde sorunlar var.” dedi.
Yarım ve yatırım yapılacak ülkelerde gelişmenin esas mesulünün bu ülkeler olması gerektiğini belirten Barrosso, bu ülkelerin taahhüt vermeleri ve ellerinden geleni yapmaları gerektiğini kaydetti. Barrosso, kalkınmanın sağlanmasının bu ülkelerin iç poltikalarını değiştirmelerine de bağlı olduğunu dile getirdi.
Barrosso, İstanbul konferansında 3 önemli konunun ele alınacağını belirterek bu konuları “Ülkelerin kırılganlığının ve hassasiyetlerinin giderilmesi, sürdürülebilir kalkınmaların imkan dahiline getirilmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması” olarak açıkladı.
İnsan hakları, kadın-erkek eşitliği barış ve güvenliği de çok önemsediklerini belirten Komisyon Başkanı “Her ülke kendi hassas kırılgan durumunu koruyabilmek için eşitsizlikleri gidermelidir. Özel sektör burada çok önemli. Özel sektör insanların hayatlarını geliştirebilir. Ticaret politikaları da önemlidir. Bunların hepsi tutarlı bir şekilde gitmeli ve sinerji içinde çalışmalıdır. AB bu ülkelere giden kaynağı 3 katına çıkarmıştır.” ifadelerini kullandı.
“Sorunun tek çözümü kalkınma yardımları olamaz. Yardımın niteliği ve niceliği de dikkate alınmalıdır.” diyen Barrosso, kurumsal ortamın da oluşturulması gerektiğini kaydetti.
Uluslararası kalkınma tablosunun değiştiğine de dikkat çeken Barrosso, “Kalkınma ortak bir hedeften oluşmalıdır.” dedi. AB’nin konferanstan çok şey beklediğini söyleyen Barrosso, fakirlikle mücadelenin hızlanacağını, kalkınma yardımının yeniden yapılandırılacağını düşündüklerini kaydetti.