Dsp Lideri Türker: Chp Siyasi Ahlâksızlık Yapıyor
DSP Genel Başkanı Masum Türker, İzmir‘de seçim gezi ve çalışmalarına katıldı. Adnan Menderes Havalimanı‘ndan parti il binasına kadar seçim otobüsüyle giden Türker, yolda vatandaşların sevgi gösterilerine el sallayarak karşılık verdi. İl başkanlığında basın toplantısı düzenleyen Türker, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘na sert tepki gösterdi.
DSP Genel Başkanı Masum Türker, İzmir‘de seçim gezi ve çalışmalarına katıldı. Adnan Menderes Havalimanı‘ndan parti il binasına kadar seçim otobüsüyle giden Türker, yolda vatandaşların sevgi gösterilerine el sallayarak karşılık verdi. İl başkanlığında basın toplantısı düzenleyen Türker, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘na sert tepki gösterdi.
AK Parti‘nin oy oranının yükselmesi üzerine 2007 yılında bir karşıtlık olmak üzere "cumhuriyet mitingleri" düzenlendiğini hatırlatan DSP Genel Başkanı, "Cumhuriyet elden gitmesin. Türkiye bölünmesin diye, partilerin birleştirilmesi mühendisliği yapıldı. Üzülürek söylüyorum, hem partimiz hem ülkemiz adına bir kayıp olmuştur. DSP, 2007 seçimlerine girmeyerek CHP‘ye destek vermiştir. CHP, Sayın Deniz Baykal‘ın genel başkanlığı döneminde bizim verdiğimiz desteği önemseyerek hiçbir zaman DSP‘nin bünyesine el atmamıştır ama kaset olayından sonra o camiada her şey bozuldu. Sayın Kılıçdaroğlu, daha olay günü ahlâki olmayan bir yaklaşımla, ‘Ben CHP Genel Başkanlığı‘na adayım.‘ dedi. ‘Ordu ve Eskişehir belediye başkanlıklarını istiyorum.‘ dedi. Bu, bir kişinin komşusuna, ‘Senin eşinde gözüm var.‘ demesine benzer ve ahlâksızlıktır, siyasi ahlâksızlıktır. Bunu halen sürdürüyorlar. Bizim bazı belediye başkanlarımızı ve bazı mensuplarımızı seçim sürecinde transfer ederek eriteceklerini düşünüyorlar. Bunun uluslararası bir proje olduğunu, şimdi geriye dönüp baktığımızda daha kolay anlıyoruz." şeklinde konuştu.
‘ASKERLİĞİ KISALTMAK, ÜLKEYİ BÖLMEK DEMEKTİR‘
Er ve erbaşlara sigorta yaptıracaklarını vaadeden Masum Türker, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu‘nun askerliği kısaltma teklifine de atıfta bulundu. Askerliği kısaltma girişimini ülkeyi bölme girişimi olarak nitelendiren Türker, "Bakın, ‘Askerliği kısaltırız‘ demiyoruz. Hele hele askerliği kısaltmak, Türkiye‘nin demokratikleşmesi projesi içinde yer vermek demek, Türkiye‘nin yavaş yavaş gücünü kaybedip bir bölünme aşamasında ortadan kalkması demektir. Şu anda zaten askerliğin fazlasını kısaltmak üzere bir kanun var. Genelkurmay Başkanlığı, aşırı asker sayısını görünce hükümete başvuruyor. Hükümet de bir kararname yayınladıktan sonra askerlik süresi iniyor. Kanunda belirtilmiş bedel veya taksitlerle karşılanabiliyor. Bu para başka amaçla kulanacaksa kanun gerekli. Bunu uygulamış bir milletvekili olarak paylaşıyorum. Hatırlanacağı gibi Marmara depreminde bedelli çıkarıldı, savunma sanayisi yerine deprem harcamalarında bir mutabakatla kullanıldı." dedi.
‘İZMİR, CHP‘NİN KALESİ DEĞİLDİR‘
İzmir‘in CHP‘nin kalesi olarak algılanması ve kamuoyuna lanse edilmesini doğru bulmayan DSP Lideri Türker, merhum Ahmet Piriştina‘nın da CHP‘li değil, DSP‘li olduğunu söyledi. Bu gerçekten yola çıkarak İzmir‘in emaneten CHP tarafından yönetildiğini iddia eden Türker, halkın AK Parti‘nın yaşam tarzlarına müdahalesinden endişe ettiğini, CHP‘ninse belediye‘deki uygulamalarından şikayetçi olduğunu belirtti. Emanet oyların tekrar DSP‘ye geleceğini öne süren Türker, "Konuştuğumuz halk, esnaf, taksici CHP‘den şikayetçi. Bu yalnız bugün değil, dün, evvelki gün de böyle. Bize zaman zaman, ‘Şu sizden devralınan belediyeleri geri alın.‘ diyorlar. Biliyorsunuz CHP, belediyeyi tek başına alamadı. Bizim mevcut belediye başkanımızı transfer ederek, o girdapta kendini güçlü gösterdi. O nedenle biz İzmir‘de daha önce çok yüksek oy almıştık, bu dönemde yüzde 25‘in üzerinde alabileceğimizi düşünüyorum." diye konuştu.
AK Parti‘nin oy oranının yükselmesi üzerine 2007 yılında bir karşıtlık olmak üzere "cumhuriyet mitingleri" düzenlendiğini hatırlatan DSP Genel Başkanı, "Cumhuriyet elden gitmesin. Türkiye bölünmesin diye, partilerin birleştirilmesi mühendisliği yapıldı. Üzülürek söylüyorum, hem partimiz hem ülkemiz adına bir kayıp olmuştur. DSP, 2007 seçimlerine girmeyerek CHP‘ye destek vermiştir. CHP, Sayın Deniz Baykal‘ın genel başkanlığı döneminde bizim verdiğimiz desteği önemseyerek hiçbir zaman DSP‘nin bünyesine el atmamıştır ama kaset olayından sonra o camiada her şey bozuldu. Sayın Kılıçdaroğlu, daha olay günü ahlâki olmayan bir yaklaşımla, ‘Ben CHP Genel Başkanlığı‘na adayım.‘ dedi. ‘Ordu ve Eskişehir belediye başkanlıklarını istiyorum.‘ dedi. Bu, bir kişinin komşusuna, ‘Senin eşinde gözüm var.‘ demesine benzer ve ahlâksızlıktır, siyasi ahlâksızlıktır. Bunu halen sürdürüyorlar. Bizim bazı belediye başkanlarımızı ve bazı mensuplarımızı seçim sürecinde transfer ederek eriteceklerini düşünüyorlar. Bunun uluslararası bir proje olduğunu, şimdi geriye dönüp baktığımızda daha kolay anlıyoruz." şeklinde konuştu.
‘ASKERLİĞİ KISALTMAK, ÜLKEYİ BÖLMEK DEMEKTİR‘
Er ve erbaşlara sigorta yaptıracaklarını vaadeden Masum Türker, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu‘nun askerliği kısaltma teklifine de atıfta bulundu. Askerliği kısaltma girişimini ülkeyi bölme girişimi olarak nitelendiren Türker, "Bakın, ‘Askerliği kısaltırız‘ demiyoruz. Hele hele askerliği kısaltmak, Türkiye‘nin demokratikleşmesi projesi içinde yer vermek demek, Türkiye‘nin yavaş yavaş gücünü kaybedip bir bölünme aşamasında ortadan kalkması demektir. Şu anda zaten askerliğin fazlasını kısaltmak üzere bir kanun var. Genelkurmay Başkanlığı, aşırı asker sayısını görünce hükümete başvuruyor. Hükümet de bir kararname yayınladıktan sonra askerlik süresi iniyor. Kanunda belirtilmiş bedel veya taksitlerle karşılanabiliyor. Bu para başka amaçla kulanacaksa kanun gerekli. Bunu uygulamış bir milletvekili olarak paylaşıyorum. Hatırlanacağı gibi Marmara depreminde bedelli çıkarıldı, savunma sanayisi yerine deprem harcamalarında bir mutabakatla kullanıldı." dedi.
‘İZMİR, CHP‘NİN KALESİ DEĞİLDİR‘
İzmir‘in CHP‘nin kalesi olarak algılanması ve kamuoyuna lanse edilmesini doğru bulmayan DSP Lideri Türker, merhum Ahmet Piriştina‘nın da CHP‘li değil, DSP‘li olduğunu söyledi. Bu gerçekten yola çıkarak İzmir‘in emaneten CHP tarafından yönetildiğini iddia eden Türker, halkın AK Parti‘nın yaşam tarzlarına müdahalesinden endişe ettiğini, CHP‘ninse belediye‘deki uygulamalarından şikayetçi olduğunu belirtti. Emanet oyların tekrar DSP‘ye geleceğini öne süren Türker, "Konuştuğumuz halk, esnaf, taksici CHP‘den şikayetçi. Bu yalnız bugün değil, dün, evvelki gün de böyle. Bize zaman zaman, ‘Şu sizden devralınan belediyeleri geri alın.‘ diyorlar. Biliyorsunuz CHP, belediyeyi tek başına alamadı. Bizim mevcut belediye başkanımızı transfer ederek, o girdapta kendini güçlü gösterdi. O nedenle biz İzmir‘de daha önce çok yüksek oy almıştık, bu dönemde yüzde 25‘in üzerinde alabileceğimizi düşünüyorum." diye konuştu.