Toptan‘dan Basın Özgürlüğü Yorumu
Eski TBMM Başkanı Köksal Toptan, cezaevlerinde fazla sayıda gazeteci olduğunu söyleyerek "Bu tablo bizi hoşnut etmiyor" dedi.
Seçim bölgesi Zonguldak‘ta seçim turlarını sürdüren eski TBMM Başkanı Köksal Toptan, gazetecilerin Anayasa Mahkemesi‘nin basılmış eserler yoluyla işlenen suçlarla ilgili ceza davalarının açmasında getirilen 2 aylık süre sınırını iptal etmesi kararı ile ilgili sorusunu yanıtladı.
Basın özgürlüğünün demokrasilerin olmazsa olmaz şartların başında geldiğini ifade eden Toptan, "Basın özgürlüğü demokrasilerin olmazsa olmaz şartlarının başında gelir, Cezaevlerinde oldukça fazla sayıda gazeteci var. Bu tablo bizi hoşnut etmiyor. Ancak basın özgürlüğü ile basın aracılığı ile suç işlemeyi birbirinden ayırmamız lazım. Başka ülkelerde çok fazla görmediğimiz basın yoluyla suç işleme keyfiyetini hep birlikte ortadan kaldırmak lazım. Burada basın meslek örgütlerine, basın mensuplara,
parlamentoya ve siyasi parti temsilcilerine önemli görevler düşüyor. Bir an önce bu konuyu aşmamız lazım. Herkes kendi sorumluluğunun idraki içerisinde davranırsa bunu aşarız diye düşünüyorum. Ama bir basın yayın organı bana hakaret ediyorsa benim başvuracağım bir yer olmalıdır. Benim müracaat edebileceğim, benim hukukumu koruyan bir mekanizma olmalıdır, Basın özgürdür, basın hakaret de edebilir, suç da işleyebilir noktasına getirirsek başka problemlerle karşı karşıya kalırız. Hayır bu olmamalıdır. O
nedenle neyse Batı‘da basın özgürlüğü anlayışı bunu Türkiye‘ye getirme noktasında şahsen benim zerre kadar tereddüdüm yok. Zaten benim komisyon başkanı olduğum dönemde, biz basın kanunu çıkardık. Basın kanununu biz basın meslek örgütleri ile beraber çıkardık. Onlar ne dediyse onu yaptık. Sonrasında ceza kanunu görüşülürken basın konseyi başkanı, gazeteciler cemiyeti başkanı ile birlikte yaptık. Ama zaman zaman uygulamalarda sorunlar yaşanıyor ya da suç işleme ile basın özgürlüğü birbirine karıştırılıyor.
Zaman zaman basın mensupları ile basın örgütleri ile birlikte bu sorunu çözmeliyiz" dedi.
TSK‘nin İç Hizmet Kanunu‘nun 35. maddesinin kaldırılması ile ilgili soruya ise Toptan, "Parlamento gerek görürse kaldırır" yanıtını verdi.
Kaynak: İHA
Basın özgürlüğünün demokrasilerin olmazsa olmaz şartların başında geldiğini ifade eden Toptan, "Basın özgürlüğü demokrasilerin olmazsa olmaz şartlarının başında gelir, Cezaevlerinde oldukça fazla sayıda gazeteci var. Bu tablo bizi hoşnut etmiyor. Ancak basın özgürlüğü ile basın aracılığı ile suç işlemeyi birbirinden ayırmamız lazım. Başka ülkelerde çok fazla görmediğimiz basın yoluyla suç işleme keyfiyetini hep birlikte ortadan kaldırmak lazım. Burada basın meslek örgütlerine, basın mensuplara,
parlamentoya ve siyasi parti temsilcilerine önemli görevler düşüyor. Bir an önce bu konuyu aşmamız lazım. Herkes kendi sorumluluğunun idraki içerisinde davranırsa bunu aşarız diye düşünüyorum. Ama bir basın yayın organı bana hakaret ediyorsa benim başvuracağım bir yer olmalıdır. Benim müracaat edebileceğim, benim hukukumu koruyan bir mekanizma olmalıdır, Basın özgürdür, basın hakaret de edebilir, suç da işleyebilir noktasına getirirsek başka problemlerle karşı karşıya kalırız. Hayır bu olmamalıdır. O
nedenle neyse Batı‘da basın özgürlüğü anlayışı bunu Türkiye‘ye getirme noktasında şahsen benim zerre kadar tereddüdüm yok. Zaten benim komisyon başkanı olduğum dönemde, biz basın kanunu çıkardık. Basın kanununu biz basın meslek örgütleri ile beraber çıkardık. Onlar ne dediyse onu yaptık. Sonrasında ceza kanunu görüşülürken basın konseyi başkanı, gazeteciler cemiyeti başkanı ile birlikte yaptık. Ama zaman zaman uygulamalarda sorunlar yaşanıyor ya da suç işleme ile basın özgürlüğü birbirine karıştırılıyor.
Zaman zaman basın mensupları ile basın örgütleri ile birlikte bu sorunu çözmeliyiz" dedi.
TSK‘nin İç Hizmet Kanunu‘nun 35. maddesinin kaldırılması ile ilgili soruya ise Toptan, "Parlamento gerek görürse kaldırır" yanıtını verdi.