Bakan Çağlayan Mersin‘de
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, "Cumhuriyet‘in 100. yılında Türkiye‘yi dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi içine sokacağız" dedi.
Seçim çalışmaları kapsamında Mersin‘de bulunan Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Mersin Şubesi‘nin Mayıs Ayı Toplantısı‘na katıldı. Toplantıya Bakan Çağlayan‘ın yanı sıra Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Meclis Başkanı Faik Burakgazi, AK Parti İl Başkanı Mekin Merter Salt ve MÜSİAD İl Başkanı Servet Özkaya ve çok sayıda işadamının katıldı
Burada konuşan Çağlayan 12 Haziran‘da genel seçimlerin yapılacağını hatırlatarak, AK Parti Hükümeti‘nin yaptığı ve yapacağı hizmetler hakkında bilgi vererek, ‘Hizmete Hazırız" mesajı verdi. Türkiye‘de istikrarlı ve kararlı bir hükümetin bulunduğunu kaydeden Çağlayan, bu kakarlılığı ve istikrarı rakamlarda görmenin mümkün olduğunu söyledi. 2009 yılında yaşanan küresel krize değinen Çağlayan, "Türkiye 2009 krizine 2001‘in şartlarında yakalanmış olsaydı, ülkenin iki yakası bir araya gelmezdi" ifadesini
kullandı. Ak Parti Hükümeti öncesinde Türkiye‘nin iç ve dış borçlarının toplamının, ülke milli gelirinin yüzde 75‘ine denk geldiğine dikkat çeken Bakan Çağlayan, Türkiye‘de bütçe açıklarının 2 haneli rakamlara kadar ulaşmış olduğunu belirtti.
Türkiye Ekonomisi‘nin AK Parti‘nin 8,5 yıllık iktidarıyla birlikte çok büyük performans kaydettiğini anlatan Çağlayan, 8,5 yıl önce Merkez Bankası‘nın kasasında 25 milyar dolar para olduğunu, bugünse kasada altın rezervi dahil 94 milyar dolar dövizin bulunduğunu açıkladı. "2001 yılı şartlarında İMF‘den kredi almak için takla atmadığımız kalmıştı" diyen Çağlayan, 2002 yılında geçmiş iktidarların İMF‘ye olan 27 milyar dolar borcun 22 milyar dolarını ödediklerini, kalan 5 milyar dolarlık borcunda en kısa
sürede ödeneceğinin altını çizdi. Çağlayan, "2009 küresel krizi meydana geldiğinde birçok işadamının, sivil toplum kuruluşları, ‘Sayın bakanım sen bizim içimizden geldin. Bu şartları bilirsin. Aman İMF‘nin sırasına çabuk girelim, para kalmayabilir. İMF Türkiye‘ye daha yüksek faizlerle para kullandırır. Amerika, İngiltere, Yunanistan ciddi sıkıntı içinde. Biran önce bu işe girelim‘ diye telkinde bulundular. Ama biz İMF‘yi resmen elimizin tersiyle ittik. Çünkü Türkiye‘nin İMF‘ye veya başkasının kazanına
küreğine ihtiyacı yok, ülkemiz kendisine rahatça yetebilecek duruma gelmiştir" ifadelerini kullandı.
İMF‘ye karşı olmadığını da dile getiren Çağlayan, Türkiye‘yi İMF‘nin boyunduruğu altına sokanlara karşı olduğunu anlattı.
Türkiye‘ye ve Türk sanayicisine, tüccarına güvendiklerini vurgulayan Çağlayan, "Türkiye‘nin gücünü biliyor, sıkıntılı durumlarda yaşanan dayanışmayı görüyoruz. Başbakanımız kriz dönemlerinde sorumlu bir başbakan olarak çıkıp, krizden ilk çıkacak olan ülkenin Türkiye olacağını ve krizin, ülkeyi teğet geçeceğini söyledi. Birileri de gülerek ‘Nasıl teğet geçecekmiş‘ söylemleriyle alay etti. Alay edenlerin gönlünden geçen ülkenin gerçekten krize sürüklenmesi ve AK Parti‘yi iktidardan bu şekilde indirmekti. Aç
tavuk kendini darı ambarında zannedermiş. Krizin sonuçları açıklandı ve sonuçlara göre ülkemizde bulunan bankaların bir tanesinin bile burnunun kanamadığı görüldü. Avrupa‘da Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, bankaların mevduatına yüzde 100 devlet güvencesi verirken, biz tek kuruş güvence vermedik. Türkiye‘yi 2010‘da, Avrupa‘nın en fazla büyüyen ülkesi yaparak, Avrupa Şampiyonluğu ünvanını almasını sağladık, bu şekilde Türkiye Avrupa‘da büyüyen tek ülke oldu. Bizler, ülkemizi tanıyor ve biliyoruz. Ülkenin
gideceği yönü çok net bir şekilde kestiriyoruz" diye konuştu.
‘3 kuruşa 5 köfte olmaz‘ tezini ortadan kaldırdıklarını savunan Çağlayan, 2002 yılına kadar Türkiye‘ye 1 milyar dolardan fazla uluslararası sermaye gelmediğini anlattı. Çağlayan, Cumhuriyet‘in kuruluşundan 2002 yılına kadar ülkeye gelen toplam yabancı yatırımın 14,5 milyar dolar olduğunu, AK Parti‘nin iktidar olmasından sonra Türkiye‘de 94 milyar dolan yatırım yapıldığını açıkladı. Yatırımların yüzde 75‘inin Avrupa‘dan geldiğini bildiren Bakan Çağlayan, "Bu yatırımlar AK Parti İktidarı‘na olan istikrar
ve Türk Hükümeti‘ne olan güven nedeniyle geldi" dedi.
Türkiye‘nin önünde büyük hedefler olduğuna dikkat çeken Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023 tarihine kitlenmiş olduklarını kaydeden Bakan Çağlayan şunları söyledi:
"Bu ülke için canlarını seve seve veren kanlarını akıtanların torunları olarak ecdadımıza olan görevimizi yerine getireceğiz. Ülkemizi Cumhuriyet‘in 100. kuruluş yıldönümünde dünya üzerinde çok dana önemli hale getireceğiz. Biz iktidara gelmeden önce Türkiye Ekonomisi 27. sıradaydı. AK Parti İktidarı‘yla Avrupa‘nın en büyük 6. ekonomisi haline geldik. Hızımızı kesmeyeceğiz, 2023‘de ülkemizi dünyanın en iyi ilk 10 ekonomisi içine sokacağız. Türkiye 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirecek ve 2 trilyon
doları aşan bir milli gelire sahip olacak. Cumhuriyetimizin 100. ülkemizde 84 milyona yakın insan olacak ve kişi başına düşen milli gelirimiz de 25 bin dolara yükselecek. Dünyanın en büyük 10 limanından birisini ülkemiz sınırları içerisinde barındıracağız. Sadece bunlarla yetinmeyeceğiz. 2023 yılına kadar bazı ideallerimizi de gerçekleştireceğiz. 2020‘de Türkiye kendi helikopterlerini ve uçaklarını üretecek ve Türk Sanayisi otomobil üreterek marka haline gelecek. İşte Türkiye‘nin haritası bu."
Kaynak: İHA
Burada konuşan Çağlayan 12 Haziran‘da genel seçimlerin yapılacağını hatırlatarak, AK Parti Hükümeti‘nin yaptığı ve yapacağı hizmetler hakkında bilgi vererek, ‘Hizmete Hazırız" mesajı verdi. Türkiye‘de istikrarlı ve kararlı bir hükümetin bulunduğunu kaydeden Çağlayan, bu kakarlılığı ve istikrarı rakamlarda görmenin mümkün olduğunu söyledi. 2009 yılında yaşanan küresel krize değinen Çağlayan, "Türkiye 2009 krizine 2001‘in şartlarında yakalanmış olsaydı, ülkenin iki yakası bir araya gelmezdi" ifadesini
kullandı. Ak Parti Hükümeti öncesinde Türkiye‘nin iç ve dış borçlarının toplamının, ülke milli gelirinin yüzde 75‘ine denk geldiğine dikkat çeken Bakan Çağlayan, Türkiye‘de bütçe açıklarının 2 haneli rakamlara kadar ulaşmış olduğunu belirtti.
Türkiye Ekonomisi‘nin AK Parti‘nin 8,5 yıllık iktidarıyla birlikte çok büyük performans kaydettiğini anlatan Çağlayan, 8,5 yıl önce Merkez Bankası‘nın kasasında 25 milyar dolar para olduğunu, bugünse kasada altın rezervi dahil 94 milyar dolar dövizin bulunduğunu açıkladı. "2001 yılı şartlarında İMF‘den kredi almak için takla atmadığımız kalmıştı" diyen Çağlayan, 2002 yılında geçmiş iktidarların İMF‘ye olan 27 milyar dolar borcun 22 milyar dolarını ödediklerini, kalan 5 milyar dolarlık borcunda en kısa
sürede ödeneceğinin altını çizdi. Çağlayan, "2009 küresel krizi meydana geldiğinde birçok işadamının, sivil toplum kuruluşları, ‘Sayın bakanım sen bizim içimizden geldin. Bu şartları bilirsin. Aman İMF‘nin sırasına çabuk girelim, para kalmayabilir. İMF Türkiye‘ye daha yüksek faizlerle para kullandırır. Amerika, İngiltere, Yunanistan ciddi sıkıntı içinde. Biran önce bu işe girelim‘ diye telkinde bulundular. Ama biz İMF‘yi resmen elimizin tersiyle ittik. Çünkü Türkiye‘nin İMF‘ye veya başkasının kazanına
küreğine ihtiyacı yok, ülkemiz kendisine rahatça yetebilecek duruma gelmiştir" ifadelerini kullandı.
İMF‘ye karşı olmadığını da dile getiren Çağlayan, Türkiye‘yi İMF‘nin boyunduruğu altına sokanlara karşı olduğunu anlattı.
Türkiye‘ye ve Türk sanayicisine, tüccarına güvendiklerini vurgulayan Çağlayan, "Türkiye‘nin gücünü biliyor, sıkıntılı durumlarda yaşanan dayanışmayı görüyoruz. Başbakanımız kriz dönemlerinde sorumlu bir başbakan olarak çıkıp, krizden ilk çıkacak olan ülkenin Türkiye olacağını ve krizin, ülkeyi teğet geçeceğini söyledi. Birileri de gülerek ‘Nasıl teğet geçecekmiş‘ söylemleriyle alay etti. Alay edenlerin gönlünden geçen ülkenin gerçekten krize sürüklenmesi ve AK Parti‘yi iktidardan bu şekilde indirmekti. Aç
tavuk kendini darı ambarında zannedermiş. Krizin sonuçları açıklandı ve sonuçlara göre ülkemizde bulunan bankaların bir tanesinin bile burnunun kanamadığı görüldü. Avrupa‘da Fransa, Almanya, İngiltere, İtalya, bankaların mevduatına yüzde 100 devlet güvencesi verirken, biz tek kuruş güvence vermedik. Türkiye‘yi 2010‘da, Avrupa‘nın en fazla büyüyen ülkesi yaparak, Avrupa Şampiyonluğu ünvanını almasını sağladık, bu şekilde Türkiye Avrupa‘da büyüyen tek ülke oldu. Bizler, ülkemizi tanıyor ve biliyoruz. Ülkenin
gideceği yönü çok net bir şekilde kestiriyoruz" diye konuştu.
‘3 kuruşa 5 köfte olmaz‘ tezini ortadan kaldırdıklarını savunan Çağlayan, 2002 yılına kadar Türkiye‘ye 1 milyar dolardan fazla uluslararası sermaye gelmediğini anlattı. Çağlayan, Cumhuriyet‘in kuruluşundan 2002 yılına kadar ülkeye gelen toplam yabancı yatırımın 14,5 milyar dolar olduğunu, AK Parti‘nin iktidar olmasından sonra Türkiye‘de 94 milyar dolan yatırım yapıldığını açıkladı. Yatırımların yüzde 75‘inin Avrupa‘dan geldiğini bildiren Bakan Çağlayan, "Bu yatırımlar AK Parti İktidarı‘na olan istikrar
ve Türk Hükümeti‘ne olan güven nedeniyle geldi" dedi.
Türkiye‘nin önünde büyük hedefler olduğuna dikkat çeken Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023 tarihine kitlenmiş olduklarını kaydeden Bakan Çağlayan şunları söyledi:
"Bu ülke için canlarını seve seve veren kanlarını akıtanların torunları olarak ecdadımıza olan görevimizi yerine getireceğiz. Ülkemizi Cumhuriyet‘in 100. kuruluş yıldönümünde dünya üzerinde çok dana önemli hale getireceğiz. Biz iktidara gelmeden önce Türkiye Ekonomisi 27. sıradaydı. AK Parti İktidarı‘yla Avrupa‘nın en büyük 6. ekonomisi haline geldik. Hızımızı kesmeyeceğiz, 2023‘de ülkemizi dünyanın en iyi ilk 10 ekonomisi içine sokacağız. Türkiye 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirecek ve 2 trilyon
doları aşan bir milli gelire sahip olacak. Cumhuriyetimizin 100. ülkemizde 84 milyona yakın insan olacak ve kişi başına düşen milli gelirimiz de 25 bin dolara yükselecek. Dünyanın en büyük 10 limanından birisini ülkemiz sınırları içerisinde barındıracağız. Sadece bunlarla yetinmeyeceğiz. 2023 yılına kadar bazı ideallerimizi de gerçekleştireceğiz. 2020‘de Türkiye kendi helikopterlerini ve uçaklarını üretecek ve Türk Sanayisi otomobil üreterek marka haline gelecek. İşte Türkiye‘nin haritası bu."