Adıyaman‘da ‘Demokratikleşme Ve Kamu Yönetimi‘ Sempozyumu
Adıyaman Üniversitesi tarafından KAYSEM-6 sempozyumları kapsamında ‘Demokratikleşme ve Kamu Yönetimi‘ sempozyumu gerçekleştirildi.
Adıyaman Üniversitesi Rektörlük konferans salonunda iki gün sürecek olan sempozyum açılış konuşmalarıyla başladı. Vali Ramazan Sodan, Milletvekilleri Ahmet Aydın, Şevket Gürsoy, çeşitli kurum müdürleri, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı‘nın okunmasıyla başlayan sempozyumun açılış konuşmasını Adıyaman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fikret Mazı yaparak, demokratikleşmenin bireysel özgürlükler lehine bir ilerleme sağlanması gerektiğine dikkat çekti.
Mazı, "Türkiye‘de kurumların yeniden yapılandırılmasına ve kurumsal kapasitenin oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Kurumsal kapasite oluşturamayan devletler, siyasal ve ekonomik olarak başarılı olamayacaklardır. Artık demokratikleşiyormuş gibi yapamayız. Tüm sistemimizi demokratikleştirmek zorundayız. Bu zorunluluğa, kurucu etkisinden dolayı Anayasadan başlanılması kaçınılmazdır" dedi.
Üniversiteler Arası Kurul toplantısına katılmasından dolayı Rektör Vekili Prof. Dr. Fatih Doğanoğlu, Rektör Prof. Dr. Talha Gönüllü‘nün sempozyuma ilişkin mesajını okudu.
Prof. Dr. Gönüllü mesajında, bir zihniyet dönüşümü gerçekleşmeden gelişimin önünün açılması ve terakkinin ivme kazanmasının mümkün olmadığına işaret etti.
Vali Ramazan Sodan, sivil ve askeri bürokratik kurumların hukuk kuralları içinde tutulamaması halinde demokratik bir idare tarzının olmayacağını ifade etti.
Vali Sodan, Cumhuriyet tarihinin askeri müdahalelerle dolu olduğunu belirterek, "Askeri bürokrasi zaman zaman hukuk dışına çıkmıştır. İyi bir idareye kavuşmanın yolu tam demokratik bir idare tarzının tesis edilmesine bağlıdır. Hukukun üstünlüğünün, hukuk devletinin hayata geçirilmesine bağlıdır. Hazırlanacak yeni Anayasa‘da demokratik olmayan temel hak ve özgürlükleri ve halk iradesini sınırlayan engeller kaldırılmalıdır" dedi.
Açılış konuşmalarının ardından sempozyum öncesi Devlet konservatuarı Sanatcıları tarafından müzik dinletisi sunuldu. Sempozyumun ilk oturumunda ‘Demokratikleşme ve Kamu Yönetimi‘ konusu konuşuldu.
Prof. Dr. Ruşen Keleş‘in yönettiği sempozyumda Prof. Dr. Kemal Görmez, Merkez Valisi Kayhan Kavas ve Gazeteci-Yazar Mehmet Metiner konuştu.
Oturum Başkanı Prof. Dr. Ruşen Keleş, demokrasiyi halkın özümsemesi gerektiğini ve halkı bu konuda bilinçlendirmek ve hazırlamak gerektiğini işaret etti.
Daha sonra konuşan Gazeteci-Yazar Mehmet Metiner ise, kendisini seçkin gören kişilerin toplumu inşa etme çabalarının sonuç vermeyeceğini ve devlet büyürken bireylerin küçülmesinin doğru olmadığına dikkat çekti.
Devletin her bireye aynı mesafede durması, hepsinin aynı hakka sahip olması gerektiğini ve
kamu alanlarının herkese açık olması gerektiğini söyleyen Metiner, yeni Anayasa‘nın yapılması gerektiğini kaydetti.
Merkez Valisi Kayhan Kavas ise, Türkiye‘de 2000‘li yılların ortalarına doğru demokratikleşme sürecinin başladığını ve duraksadığını belirterek, bu duraksamanın ardından yeniden sürecin devam etmesi gerektiğini aktardı.
Prof. Dr. Kemal Görmez, Osmanlı ve Türkiye tarihinden bahsedip, üstünlerin hukukuna değinerek, Türkiye‘de aydınların sicillerinin bozuk olduğunu vurguladı.
Kaynak: İHA
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı‘nın okunmasıyla başlayan sempozyumun açılış konuşmasını Adıyaman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Fikret Mazı yaparak, demokratikleşmenin bireysel özgürlükler lehine bir ilerleme sağlanması gerektiğine dikkat çekti.
Mazı, "Türkiye‘de kurumların yeniden yapılandırılmasına ve kurumsal kapasitenin oluşturulmasına ihtiyaç vardır. Kurumsal kapasite oluşturamayan devletler, siyasal ve ekonomik olarak başarılı olamayacaklardır. Artık demokratikleşiyormuş gibi yapamayız. Tüm sistemimizi demokratikleştirmek zorundayız. Bu zorunluluğa, kurucu etkisinden dolayı Anayasadan başlanılması kaçınılmazdır" dedi.
Üniversiteler Arası Kurul toplantısına katılmasından dolayı Rektör Vekili Prof. Dr. Fatih Doğanoğlu, Rektör Prof. Dr. Talha Gönüllü‘nün sempozyuma ilişkin mesajını okudu.
Prof. Dr. Gönüllü mesajında, bir zihniyet dönüşümü gerçekleşmeden gelişimin önünün açılması ve terakkinin ivme kazanmasının mümkün olmadığına işaret etti.
Vali Ramazan Sodan, sivil ve askeri bürokratik kurumların hukuk kuralları içinde tutulamaması halinde demokratik bir idare tarzının olmayacağını ifade etti.
Vali Sodan, Cumhuriyet tarihinin askeri müdahalelerle dolu olduğunu belirterek, "Askeri bürokrasi zaman zaman hukuk dışına çıkmıştır. İyi bir idareye kavuşmanın yolu tam demokratik bir idare tarzının tesis edilmesine bağlıdır. Hukukun üstünlüğünün, hukuk devletinin hayata geçirilmesine bağlıdır. Hazırlanacak yeni Anayasa‘da demokratik olmayan temel hak ve özgürlükleri ve halk iradesini sınırlayan engeller kaldırılmalıdır" dedi.
Açılış konuşmalarının ardından sempozyum öncesi Devlet konservatuarı Sanatcıları tarafından müzik dinletisi sunuldu. Sempozyumun ilk oturumunda ‘Demokratikleşme ve Kamu Yönetimi‘ konusu konuşuldu.
Prof. Dr. Ruşen Keleş‘in yönettiği sempozyumda Prof. Dr. Kemal Görmez, Merkez Valisi Kayhan Kavas ve Gazeteci-Yazar Mehmet Metiner konuştu.
Oturum Başkanı Prof. Dr. Ruşen Keleş, demokrasiyi halkın özümsemesi gerektiğini ve halkı bu konuda bilinçlendirmek ve hazırlamak gerektiğini işaret etti.
Daha sonra konuşan Gazeteci-Yazar Mehmet Metiner ise, kendisini seçkin gören kişilerin toplumu inşa etme çabalarının sonuç vermeyeceğini ve devlet büyürken bireylerin küçülmesinin doğru olmadığına dikkat çekti.
Devletin her bireye aynı mesafede durması, hepsinin aynı hakka sahip olması gerektiğini ve
kamu alanlarının herkese açık olması gerektiğini söyleyen Metiner, yeni Anayasa‘nın yapılması gerektiğini kaydetti.
Merkez Valisi Kayhan Kavas ise, Türkiye‘de 2000‘li yılların ortalarına doğru demokratikleşme sürecinin başladığını ve duraksadığını belirterek, bu duraksamanın ardından yeniden sürecin devam etmesi gerektiğini aktardı.
Prof. Dr. Kemal Görmez, Osmanlı ve Türkiye tarihinden bahsedip, üstünlerin hukukuna değinerek, Türkiye‘de aydınların sicillerinin bozuk olduğunu vurguladı.