İçinde samimiyet olmayan eser beni etkilemez
'Âşıklar Kabilesi' adlı resim sergisiyle adından söz ettiren Arkın Ilıcalı Allen nam-ı diğer Mercan Dede, "Gerek hayatımda gerekse resimlerimde samimiyet çok önemli. Samimiyet içermeyen hiçbir eser beni etkilemez" dedi.
Arkın Ilıcalı Allen, sanatın çok farklı dallarında uğraş veren bir sanatçı... Ancak en çok neyzen ve tekno müzik sanatçısı sıfatlarıyla ve Mercan Dede adıyla tanınıyor. Şimdilerde ise adından, yaptığı resimlerle söz ettiriyor. Geçtiğimiz ay Ekavart Gallery'de 'Âşıklar Kabilesi' adlı sergi açan Allen; resimlerini ve yaşamını Şamdan Plus dergisinden Soner Gömleksiz'e anlattı...
DOKUZ AYRI İSİMLE ÇALIŞIYORUM
Ben, değişik isimler altında çalışmalar yapmanın, projeler üretirken insanı özgürleştiren bir yönü olduğuna inanıyorum. Bilinen ve bilinmeyen dokuz ayrı isim altında uzun yıllardır sanatın değişik dallarında üretim yapıyorum. Bu isimlerden Arkın Allen; DJ'likle uğraşan bir müzisyen, Mercan Dede ise; daha ziyade kendi köklerinden hareketle Doğu müziği ile çağdaş müzik akımları arasında paralellikler kuran bir sanatçı. Tabii Mercan Dede biraz da yaşlı bir karakter olduğu için müziği daha ağır ve içinde huzur var. İLHAM
İÇİN UZAKLAŞTIM!
Türkiye bence tam bir kültür hazinesi, boydan boya büyüleyici bir ülke. Her bir köşesinde, insana ilham veren bir tat, doku ve zenginlik var. Ama bu ilhamı içselleştirmek, sindirmek sürecinde biraz da kendinizle baş başa kalmanız gerekiyor. Tam bu noktada 22 yıldır yaşadığım Kanada; inanılmaz güzellikteki tabiatı, doğa zenginlikleri ve son derece açık görüşlü insanları ile kendimle baş başa kalabildiğim çok özel bir ülke. Kanada'da yaşadığım Montreal şehri Kuzey Amerika'nın en Avrupalı şehri... Orada kediler, köpekler ve çiçeklerle bir aradayız.
Eskiden resim yapardım. Son beş yılda kendi kendime Montreal'deki evimde tekrar resim çalışmaları yaptım. Bu yıl da yakın dostlarım ve komşularımın da desteği ile binamızın ilk katında tuttuğum dokuz metre tavanlı, 'Studio 112'de bu çalışmalar yoğunlaştı ve Ekavart Gallery'de sergilediğim 'Âşıklar Kabilesi' projesi ortaya çıktı.
VARSIN BENİ ANLAMASINLAR
Sergideki her bir resmin benim için ayrı bir değeri var. Bunların içinden birisini seçmek zor... Ancak bu sergi içinde; benim için ayrı bir yeri olan eser, sanırım içerisinde King Kong'ların (ki ben onları egolarımız olarak görüyorum) bir dünyayı yıkmaya çalışırken, orada öylece duran dervişlerin olduğu resim olduğunu söyleyebilirim. Bu resmin ileride çok özel bir yerde olacak.
Eserlerimde ve hayatımda olmazsa olmaz dediğim tek kavram samimiyet. İçinde samimiyet olmayan hiçbir sanat eseri, beni etkilemiyor ve çok da ilgilendirmiyor. Küçük bir çocuğun çöp adamdan yapıp size hediye ettiği resim sizi etkiler. Neden? Çünkü oradaki çöp adamda samimiyet vardır. Samimiyet, gönül bahçesinin ilkbaharıdır.
Bu sergideki resimler beni en yalın, en içten, kelimelerle hatta belki müzikle dahi ifade edemeyeceğim yalınlıkla anlatıyor. Ama benim bu resimleri insanlarla paylaşmaktaki amacım beni anlamaları değil, kendi kendilerini daha iyi anlamaları ve tanımaları...
RESSAMLIĞIMA ŞAŞIRMIŞLAR
Mercan Dede, sergisinin hayranları tarafından nasıl karşılandığı sorusunu şöyle cevaplıyor: "Beklediklerinden çok daha önemli ve güçlü bir sergi ile karşılaştıkları için şaşırdıklarını söyleyenler çoğunlukta. Hatta resimlerimi satın alanlar var. Beni müzisyenliğimle tanıyorlar ama asıl ironik olan benim müzisyenlik eğitimi değil, resim eğitimi almam. Belki de eserleri, 'resim dersi alayım' diye maddi destek vermek için alıyorlardır..."
DOKUZ AYRI İSİMLE ÇALIŞIYORUM
Ben, değişik isimler altında çalışmalar yapmanın, projeler üretirken insanı özgürleştiren bir yönü olduğuna inanıyorum. Bilinen ve bilinmeyen dokuz ayrı isim altında uzun yıllardır sanatın değişik dallarında üretim yapıyorum. Bu isimlerden Arkın Allen; DJ'likle uğraşan bir müzisyen, Mercan Dede ise; daha ziyade kendi köklerinden hareketle Doğu müziği ile çağdaş müzik akımları arasında paralellikler kuran bir sanatçı. Tabii Mercan Dede biraz da yaşlı bir karakter olduğu için müziği daha ağır ve içinde huzur var. İLHAM
İÇİN UZAKLAŞTIM!
Türkiye bence tam bir kültür hazinesi, boydan boya büyüleyici bir ülke. Her bir köşesinde, insana ilham veren bir tat, doku ve zenginlik var. Ama bu ilhamı içselleştirmek, sindirmek sürecinde biraz da kendinizle baş başa kalmanız gerekiyor. Tam bu noktada 22 yıldır yaşadığım Kanada; inanılmaz güzellikteki tabiatı, doğa zenginlikleri ve son derece açık görüşlü insanları ile kendimle baş başa kalabildiğim çok özel bir ülke. Kanada'da yaşadığım Montreal şehri Kuzey Amerika'nın en Avrupalı şehri... Orada kediler, köpekler ve çiçeklerle bir aradayız.
Eskiden resim yapardım. Son beş yılda kendi kendime Montreal'deki evimde tekrar resim çalışmaları yaptım. Bu yıl da yakın dostlarım ve komşularımın da desteği ile binamızın ilk katında tuttuğum dokuz metre tavanlı, 'Studio 112'de bu çalışmalar yoğunlaştı ve Ekavart Gallery'de sergilediğim 'Âşıklar Kabilesi' projesi ortaya çıktı.
VARSIN BENİ ANLAMASINLAR
Sergideki her bir resmin benim için ayrı bir değeri var. Bunların içinden birisini seçmek zor... Ancak bu sergi içinde; benim için ayrı bir yeri olan eser, sanırım içerisinde King Kong'ların (ki ben onları egolarımız olarak görüyorum) bir dünyayı yıkmaya çalışırken, orada öylece duran dervişlerin olduğu resim olduğunu söyleyebilirim. Bu resmin ileride çok özel bir yerde olacak.
Eserlerimde ve hayatımda olmazsa olmaz dediğim tek kavram samimiyet. İçinde samimiyet olmayan hiçbir sanat eseri, beni etkilemiyor ve çok da ilgilendirmiyor. Küçük bir çocuğun çöp adamdan yapıp size hediye ettiği resim sizi etkiler. Neden? Çünkü oradaki çöp adamda samimiyet vardır. Samimiyet, gönül bahçesinin ilkbaharıdır.
Bu sergideki resimler beni en yalın, en içten, kelimelerle hatta belki müzikle dahi ifade edemeyeceğim yalınlıkla anlatıyor. Ama benim bu resimleri insanlarla paylaşmaktaki amacım beni anlamaları değil, kendi kendilerini daha iyi anlamaları ve tanımaları...
RESSAMLIĞIMA ŞAŞIRMIŞLAR
Mercan Dede, sergisinin hayranları tarafından nasıl karşılandığı sorusunu şöyle cevaplıyor: "Beklediklerinden çok daha önemli ve güçlü bir sergi ile karşılaştıkları için şaşırdıklarını söyleyenler çoğunlukta. Hatta resimlerimi satın alanlar var. Beni müzisyenliğimle tanıyorlar ama asıl ironik olan benim müzisyenlik eğitimi değil, resim eğitimi almam. Belki de eserleri, 'resim dersi alayım' diye maddi destek vermek için alıyorlardır..."