Bakan Yazıcı'dan 'kaset' ve 'mail' açıklaması
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, MHP'de istifalara neden olan kaset iddialarıyla ilgili olarak, "Bu kasetlerle ilgili olarak, bunların öznesi konumundaki siyasetçilerden hiçbirinin 'montajdır' şeklinde bir iddiası olmadı. Onu da ilginç buluyorum" dedi.
Bakan Yazıcı, perakende sektörüyle ilgili yeni uygulamaları anlattığı Swiss Otel‘deki toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Yazıcı, tartışılan mail ile ilgili bir soruları yanıtlayarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘na tepki gösterdi. Yazıcı, "Hiç kimsenin değiştirmesi, birisini alıp başka bir yere vermesi mümkün değil. Onlar elektronik ortamda olur, kaydı var. Birisinin öyle bir talepte bulunması için aklen malul olması lazım. O mailde bu içerik, bu talep var. Bunu gördüğü
zaman bu kağıdı kenara atması gerekirdi. Ama atmadı, siyasi argüman olarak kullandı. Ben ‘üzülüyorum‘ dediğim de bunun için üzülüyorum. Bir ana muhalefet partisinin genel başkanı bu tür konularda daha ciddi olması lazım. Bu çok büyük projeymiş, önemli bir açık yakalamış gibi bunu taksitlere böldü, bir gün bir cümle söyledi, ertesi gün başka bir cümle söyledi, daha sonra ‘bunda bir bakan var‘ dedi, el altından basına benim ismimi verdiler. Ben de çıktım hukukumu korudum. Hukukumu korurken de çok özenli
davrandım. Çok farklı şeyler söyleyebilirdim, söylemedim" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu‘nun şimdi de ‘niye ben söyledikten sonra açıkladı‘ şeklinde eleştirilerde bulunduğunu anlatan Bakan Yazıcı, "Benim işim gücüm var. Ben ülke yönetimiyle meşgulüm. Bana bilgi ulaştığında ayın 10‘unda avukatıma talimat verdim, suç duyurusu yaptırdım, ertesi gün devam edince basın açıklaması yaptım. Bekledim ki özür beyan etsin ama etmedi. Daha sonra başbakanımızla polemiğe girdi. Dedi ki ‘o bakan açıkladı.‘ Halbuki ben yanılgıya düştüm. Onu da demedi. Sürdürünce ben tazminat davası açtım.
Mahkeme yarın da tazminat değerlendirmesi yapacak" dedi.
Yazıcı, kendisinin ismini kullanarak mail atan şahısla ilgili son gelişmelerin sorulması üzerine de, "Bilmiyorum. Ülke üzerinde bakan olarak görevlerimi sürdürüyorum. Bugün buradayım, önemli bir projeyi devreye soktuk. Bunun ötesinde ben şikayet konusunu yapmışım, yetkili görevli makam savcılık tahkikatını yapıyor. O bir işlem yapar, sonuçlarını ortaya koyar o zaman doğrudur veya yanlıştır deriz. Süreç devam ediyor. Benim bildiğim kadarıyla 3 kişinin ismi üzerinde duruluyormuş. Birisini izlediler. Bu
olup bitenleri, diğer kasetlerle irtibatlandırılarak ‘bunda fail bulundu, diğerinde neden bulunmuyor.‘ Benimle ilgili olan yurt içinde yapılmış. İşetişimde görevli emniyet ve savcılık bunu tespit etti, buldu" şeklinde konuştu.
Bir basın mensubunun "MHP ile ilgili kaset istifaları var. Bununla ilgili partinize yönelik suçlamalar var. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?" şeklindeki sorusuna da karşılık veren Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, şunları söyledi;
"Bizim örtülü, kapaklı hiçbir işimiz olmaz. Biz her alanda şeffaflıktan yanayız. Bakın biz karanlık odaları aydınlatıyoruz. İktidarımız süresince faili meçhulleri ortaya çıkartıyoruz ve bu konuda çok kararlı bir duruşumuz var. Elbette kamuda görevli olan birimler görevlerini yapıyor. Siyaset gönüllü bir iştir. Siyasete insanlar kendi rızalarıyla girerler. Herhangi bir partide görev yapan zorla oraya getirilmez. Bu bir meziyettir. Siyasetçi bana göre kendi rızasıyla, gönüllü olarak siyasete girmekle,
kendisine siyasi bir alan belirlemekle hak ve özgürlüğünü kendi rızasıyla sınırlayan adam demektir. Ben siyasete girdim, bütün hobilerimi icra ederim gibi bir lüksün yok. Ya girmeyeceksin, ya da buna özen göstereceksin. Toplumun yadırgadığı, eleştirdiği alanlardan uzak duracaksın, bu bir. İkincisi elbette ki kişilerin görev alanları dışındaki faaliyetleriyle ilgili davranışlarının izlenmesi bir yasa ile mümkün, bir yasa çerçevesinde olması lazım. Dolayısıyla bu kasetlerin elde edilişinde öyle bir yasal
dayanak olmadığını, teknik takibin bir yasgısal işleme tabi olmadığı anlaşılıyor. Her ne kadar siyasetçinin özel alanını kendi rızasıyla sınırladığını ifade ediyor olsam da bu tür konuların kayda alınmasının üzerinde titizlikle durulması gerektiğini düşünüyorum."
"Kaset içerikleri montajda olabilir" diyen Yazıcı, bu olayda dikkatini çeken bir konuya değindi. Yazıcı, "Benim dikkatimi çeken şu; bu güne kadar hiç kimse kendisi ile ilgili servis yapılan bu kasetlere yönelik montaj iddiasında bulunmadı. Hatta bazıları sinyal almak suretiyle istifa etti. Şayet montaj iddiası olursa üzerinde durulması gerekir. Bu kayıtların bir şantaj aracı olarak kullanılması da son derece yanlış ve tehlikeli. Türkiye‘de siyaseti millet dizayn eder. Onun dışında hiçbir güç, hiçbir
örgüt böyle bir alanı düzenleme hak ve yetkisine sahip değildir. Bu konuyla alakalı gerçekten bu kasetlerin öznesi durumundaki siyasi partilerin sözcülerinin partimizi veya hükümeti suçluyor olmaları gerçekten mesnetsiz ve dayanaksız. Ben yine yorum olarak söylüyorum; bir kişiyle alakalı, herhangi bir mekanın değişik yerlerinde görüntülerin aynı kasette yer alması orada birlikte hareket edildiği yönünde bir kanaatte de yol açıyor" dedi.
Bakan Yazıcı, "Görüntüler sizce montaj mı?" sorusuna ise, "Ben uzman değilim, ben söylemem. Bu tür montajlama yöntemiyle de servis edilmiş olabilir. Birisiyle alakalı bir kaset ayarlayıp, montaj ve servis yapabilirsiniz. Ama piyasaya sürülen bu kasetlerle ilgili olarak, bunların öznesi konumundaki siyasetçilerden hiçbirinin montajdır şeklinde bir iddiası olmadı. Onu da ilginç buluyorum" karşılığını verdi. "Nereye yarayıp, yaramadığı ayrı bir konu" diyen Hayati Yazıcı, bu tartışmaları doğru bulmadığını
vurguladı. Yazıcı, "Bunun bir şantaj aracı olarak kullanılmasının üzerinde durulması gerekir. Benim kanaatim, Türkiye‘yi şekillendirmeye çalışılan mühendislik çalışması içerisinde olanların bir planı diye düşünüyorum" diye konuştu.
Bir basnvli emniyet ve savcılık bunu tespit etti, buldu" şeklinın mensubunun, "Kaset iddiaları sürerken bağımsız milletvekili adayı Altan Tan ‘Başbakan dikkat etsin, kendi bakanlarının da kaseti çıkabilir‘ diye bir açıklama yapmıştı. Bu konuyla ilgili neler söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine de Yazıcı, şöyle karşılık verdi;
"Bu iş dikkatle olmaz. Birisinin kaseti varsa, birisi servis yapacaksa yapsın. Başbakan neye dikkat edecek? Başbakanımız zaten söyledi ‘bizde öyle biri varsa barındırmayız‘ diye. Bu çok boyutlu sorgulanması gereken bir şey. Bunların yasalara uygun olmadan elde edilişinin, içeriğinin doğru olup olmadığının, şantaj amaçlı olarak servis yapılıyor olması ve bu siyaseti dizayn etme amacı taşıyor bunların üzerinde durulması gerekir."
Yazıcı, Fenerbahçe‘nin şampiyonluğunun ardından Trabzonlu taraftarların taşkınlık yaptıkları iddiaları üzerine de, "Türkiye‘nin gidişatından, 8.5 yıldır yönetiminde sergilediği performansa, her alanda yaptığımız değişim ve dönüşümü gören, büyük hizmet alan Trabzon‘un spor bahanesiyle tercihlerinde değişiklik olacağı kanısında değilim. Trabzonlular akıllı insanlardır" dedi.
Kaynak: İHA
zaman bu kağıdı kenara atması gerekirdi. Ama atmadı, siyasi argüman olarak kullandı. Ben ‘üzülüyorum‘ dediğim de bunun için üzülüyorum. Bir ana muhalefet partisinin genel başkanı bu tür konularda daha ciddi olması lazım. Bu çok büyük projeymiş, önemli bir açık yakalamış gibi bunu taksitlere böldü, bir gün bir cümle söyledi, ertesi gün başka bir cümle söyledi, daha sonra ‘bunda bir bakan var‘ dedi, el altından basına benim ismimi verdiler. Ben de çıktım hukukumu korudum. Hukukumu korurken de çok özenli
davrandım. Çok farklı şeyler söyleyebilirdim, söylemedim" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu‘nun şimdi de ‘niye ben söyledikten sonra açıkladı‘ şeklinde eleştirilerde bulunduğunu anlatan Bakan Yazıcı, "Benim işim gücüm var. Ben ülke yönetimiyle meşgulüm. Bana bilgi ulaştığında ayın 10‘unda avukatıma talimat verdim, suç duyurusu yaptırdım, ertesi gün devam edince basın açıklaması yaptım. Bekledim ki özür beyan etsin ama etmedi. Daha sonra başbakanımızla polemiğe girdi. Dedi ki ‘o bakan açıkladı.‘ Halbuki ben yanılgıya düştüm. Onu da demedi. Sürdürünce ben tazminat davası açtım.
Mahkeme yarın da tazminat değerlendirmesi yapacak" dedi.
Yazıcı, kendisinin ismini kullanarak mail atan şahısla ilgili son gelişmelerin sorulması üzerine de, "Bilmiyorum. Ülke üzerinde bakan olarak görevlerimi sürdürüyorum. Bugün buradayım, önemli bir projeyi devreye soktuk. Bunun ötesinde ben şikayet konusunu yapmışım, yetkili görevli makam savcılık tahkikatını yapıyor. O bir işlem yapar, sonuçlarını ortaya koyar o zaman doğrudur veya yanlıştır deriz. Süreç devam ediyor. Benim bildiğim kadarıyla 3 kişinin ismi üzerinde duruluyormuş. Birisini izlediler. Bu
olup bitenleri, diğer kasetlerle irtibatlandırılarak ‘bunda fail bulundu, diğerinde neden bulunmuyor.‘ Benimle ilgili olan yurt içinde yapılmış. İşetişimde görevli emniyet ve savcılık bunu tespit etti, buldu" şeklinde konuştu.
Bir basın mensubunun "MHP ile ilgili kaset istifaları var. Bununla ilgili partinize yönelik suçlamalar var. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?" şeklindeki sorusuna da karşılık veren Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, şunları söyledi;
"Bizim örtülü, kapaklı hiçbir işimiz olmaz. Biz her alanda şeffaflıktan yanayız. Bakın biz karanlık odaları aydınlatıyoruz. İktidarımız süresince faili meçhulleri ortaya çıkartıyoruz ve bu konuda çok kararlı bir duruşumuz var. Elbette kamuda görevli olan birimler görevlerini yapıyor. Siyaset gönüllü bir iştir. Siyasete insanlar kendi rızalarıyla girerler. Herhangi bir partide görev yapan zorla oraya getirilmez. Bu bir meziyettir. Siyasetçi bana göre kendi rızasıyla, gönüllü olarak siyasete girmekle,
kendisine siyasi bir alan belirlemekle hak ve özgürlüğünü kendi rızasıyla sınırlayan adam demektir. Ben siyasete girdim, bütün hobilerimi icra ederim gibi bir lüksün yok. Ya girmeyeceksin, ya da buna özen göstereceksin. Toplumun yadırgadığı, eleştirdiği alanlardan uzak duracaksın, bu bir. İkincisi elbette ki kişilerin görev alanları dışındaki faaliyetleriyle ilgili davranışlarının izlenmesi bir yasa ile mümkün, bir yasa çerçevesinde olması lazım. Dolayısıyla bu kasetlerin elde edilişinde öyle bir yasal
dayanak olmadığını, teknik takibin bir yasgısal işleme tabi olmadığı anlaşılıyor. Her ne kadar siyasetçinin özel alanını kendi rızasıyla sınırladığını ifade ediyor olsam da bu tür konuların kayda alınmasının üzerinde titizlikle durulması gerektiğini düşünüyorum."
"Kaset içerikleri montajda olabilir" diyen Yazıcı, bu olayda dikkatini çeken bir konuya değindi. Yazıcı, "Benim dikkatimi çeken şu; bu güne kadar hiç kimse kendisi ile ilgili servis yapılan bu kasetlere yönelik montaj iddiasında bulunmadı. Hatta bazıları sinyal almak suretiyle istifa etti. Şayet montaj iddiası olursa üzerinde durulması gerekir. Bu kayıtların bir şantaj aracı olarak kullanılması da son derece yanlış ve tehlikeli. Türkiye‘de siyaseti millet dizayn eder. Onun dışında hiçbir güç, hiçbir
örgüt böyle bir alanı düzenleme hak ve yetkisine sahip değildir. Bu konuyla alakalı gerçekten bu kasetlerin öznesi durumundaki siyasi partilerin sözcülerinin partimizi veya hükümeti suçluyor olmaları gerçekten mesnetsiz ve dayanaksız. Ben yine yorum olarak söylüyorum; bir kişiyle alakalı, herhangi bir mekanın değişik yerlerinde görüntülerin aynı kasette yer alması orada birlikte hareket edildiği yönünde bir kanaatte de yol açıyor" dedi.
Bakan Yazıcı, "Görüntüler sizce montaj mı?" sorusuna ise, "Ben uzman değilim, ben söylemem. Bu tür montajlama yöntemiyle de servis edilmiş olabilir. Birisiyle alakalı bir kaset ayarlayıp, montaj ve servis yapabilirsiniz. Ama piyasaya sürülen bu kasetlerle ilgili olarak, bunların öznesi konumundaki siyasetçilerden hiçbirinin montajdır şeklinde bir iddiası olmadı. Onu da ilginç buluyorum" karşılığını verdi. "Nereye yarayıp, yaramadığı ayrı bir konu" diyen Hayati Yazıcı, bu tartışmaları doğru bulmadığını
vurguladı. Yazıcı, "Bunun bir şantaj aracı olarak kullanılmasının üzerinde durulması gerekir. Benim kanaatim, Türkiye‘yi şekillendirmeye çalışılan mühendislik çalışması içerisinde olanların bir planı diye düşünüyorum" diye konuştu.
Bir basnvli emniyet ve savcılık bunu tespit etti, buldu" şeklinın mensubunun, "Kaset iddiaları sürerken bağımsız milletvekili adayı Altan Tan ‘Başbakan dikkat etsin, kendi bakanlarının da kaseti çıkabilir‘ diye bir açıklama yapmıştı. Bu konuyla ilgili neler söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine de Yazıcı, şöyle karşılık verdi;
"Bu iş dikkatle olmaz. Birisinin kaseti varsa, birisi servis yapacaksa yapsın. Başbakan neye dikkat edecek? Başbakanımız zaten söyledi ‘bizde öyle biri varsa barındırmayız‘ diye. Bu çok boyutlu sorgulanması gereken bir şey. Bunların yasalara uygun olmadan elde edilişinin, içeriğinin doğru olup olmadığının, şantaj amaçlı olarak servis yapılıyor olması ve bu siyaseti dizayn etme amacı taşıyor bunların üzerinde durulması gerekir."
Yazıcı, Fenerbahçe‘nin şampiyonluğunun ardından Trabzonlu taraftarların taşkınlık yaptıkları iddiaları üzerine de, "Türkiye‘nin gidişatından, 8.5 yıldır yönetiminde sergilediği performansa, her alanda yaptığımız değişim ve dönüşümü gören, büyük hizmet alan Trabzon‘un spor bahanesiyle tercihlerinde değişiklik olacağı kanısında değilim. Trabzonlular akıllı insanlardır" dedi.