Bahçeli Engin Alan'ı içine sindirebildi mi?
Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce,MHP Lideri Bahçeli'ye seslenerek “Başbakana kendi ordusundan korkar korkaklar diyen bu insanı içinize sindire sindire aday yaptığınıza şimdi inanıyor musunuz?” dedi.
Beyaz Tv ekranlarında her hafta Cuma günleri haftanın kısa bir değerlendirmesini yapan Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, MHP’nin Balyoz davasından tutuklu sanığı Engin Alan’ın Başbakan Erdoğan’ı görünce ayağa kalkmamasının yanlış olduğunu savunarak “Engin Alan, hal diliyle Başbakana “Ben seni tanımıyorum” diyor. Halk diliyle “Ben seni takmıyorum” diyor.” diye konuştu.
BEN SENİ TAKMIYORUM DİYOR
Çanakkale’de ki törenlerde Engin Alan’ın başbakan karşısında kasın tılı bir şekilde oturmasın saygısızlık olduğunu dile getiren Gülerce “Çanakkale’de ki törenlerde Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı gelmiş, herkes ayağa kalkmış, bir korgeneral kasıntılı bir şekilde oturuyor. Hal diliyle Başbakana “Ben seni tanımıyorum” diyor. Halk diliyle “Ben seni takmıyorum” diyor. Takmadığı da oturuşundan belli. Şimdi bu çok ayıp bir şey, sözünü ettiğimiz kişi bu ülkenin başbakanı. Fikrini beğenmeyebilirsiniz, oy da vermeyebilirsiniz ama siz 657’ye tabi bir memursunuz ve böyle bir tavır sergileme hakkınız yok.” dedi.
BAŞBAKANA SAYGISIZLIK EDİLEMEZ
Başbakanın sözlerinin bir takım medya tarafından bilerek farklı noktalara çekilmeye çalışıldığını kaydeden Gülerce “Başbakan bunu söyledi “Bedelini ödedi” dedi. Malum medya Kılıçdaroğlu ile birlikte “Ben geldiğimde ayağa kalkmayan generali Silivri’ye gönderdim. Ne haber..” diye algıladı. Bu çok ayıp bir şey. Başbakanın kast ettiği şey bu değil. Başbakanın kast ettiği “Biz onu emekli ettik” diyor. Ülkenin başbakanına saygısızlık eden memur emekli edilmesi lazım, çok güzel bir şey olmuş.” diye konuştu.
ÇOK ÇİRKİN BİR ŞEY
Gülerce sözlerini şöyle sürdürdü;
2 gün önce Silivri’de tutuklu bulunan bu general, rahatsızlığı sebebiyle hastaneye kaldırılıyor. Emin Çölaşan ve Saygı Öztürk fırsattan istifade oraya gidiyorlar ve Çanakkale meselesini ona soruyorlar. Ve Alan’da “Bana vali aracılığı ile haber gönderiyor. 2 saat geç gelecekmiş. Benden töreni 2 saat geç başlatmamı istediler. Bende emir değişmez deyip kabul etmedim. O da zamanında gelmek zorunda kaldı. Konuşması bitti, ayağa kalkmadım, alkışlamadım” demiş. Şimdi bu kabadayılık uslübü ile verilen cevaptan sonra Emin Çölaşan soruyor “Bunlar özellikle özel kuvvetlerden korkuyor mu?” Cevap şöyle “Hepimizden korkuyorlar. Çok korkaklar. Ama en büyük korkuları denizcilerin SAS ve SAT komandolarıdır. Onun için denizcilerin üzerine gidiyorlar.” demiş.
Bu çok çirkin bir şey. Başbakan TSK personelinden korkmaz, fakat cuntacılardan şikayet ederi. Engin Alan burada bir emekli personel gibi değil de, bir cuntacı gibi konuşuyor. TSK sadece vatanı korumak ve kollamakla görevli olmalıdır. Ben buradan Devlet Bahçeli’ye sesleniyor. Bahçeli kendisini ciddi bir devlet adamı olarak takdim ediyor. Başbakana kendi ordusundan korkar korkaklar diyen bu insanı içinize sindire sindire aday yaptığınıza şimdi inanıyor musunuz?
DİN ÜZERİNDEN BÖLÜCÜLÜK YAPIYORLAR
Güneydoğu’da BDP tarafından başlatılan sivil itaatsizlik eylemlerini de değerlendiren Gülerce “Seçime yaklaştıkça Cuma namazları ile bir gösteri bir bölücülük yapılıyor. Alternatif bir Cuma namazı icat ettiler. Halbuki din birlik için var. Bunlar bu topraklarda din üzerinde bugüne kadar görülmemiş çok tehlikeli bir bölücülük hamlesi yapıyorlar. Murat Karayılan’ın ifadeleri aslında PKK’ya ve bölücülük yapan zihniyetin ne olduğunu anlatması bakımından çok önemli. PKK’nın gerçek düşüncelerini ortaya koyması bakımından bu kitapta yazılanları çok önemsedim. Ergenekon davasında asıl açıklığa kavuşması gereken şey PKK ile derin devlet arasında ki bağlantıdır. Türkiye’de seçimlerden sonra solda ciddi bir siyasal tartışma başlayacak, ikinci siyasal tartışmada kürt hareketinde yaşanacaktır.” dedi.
SEÇİMLER PROVOKE EDİLİYOR
Seçimlerin provoke edilmek istendiğini kaydeden Gülerce “BDP’nin Kürt Milliyetçiliği yaptığını, PKK’yı kınamadığını ve PKK aile iç içe olduğunu görüyoruz. Başbakan “Bizim asıl büyük projemiz yeni anayasa” dedi. Bunun içinde güç verin dedi. Ben yeni anayasanın referanduma götürülmesinde sakınca görmüyorum. Halk referandumda demokratikleşme yönünde karar veriyor çünkü. Güneydoğu’da çocukları sokağa dökerek birilerinin seçimleri provoke ettiğini görüyoruz.” diye konuştu.
TANSEL ÇÖLAŞAN İCRALIK OLDU
Tansel Çölaşan’ın kaybettiği dava için Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e tazminat ödeyecek olmasını da gündemine alan Hüseyin Gülerce “Geçen yıl Tansel Çölaşan referandumda “Evet” diyenlere “hain” dedi. Sağ olsun Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek “Bu evet diyenlerden biride benim” diyerek tazminat davası açmış ve bu davada lehine sonuçlanmış. Ve edemedikleri için şimdi icra yoluna gidiliyor. Tansel Çölaşan’ı bir de şöyle hatırlamamız lazım. 5 yıl önce Danıştay’ı bastı ve bir üyeyi vurarak öldürdü. Orada çok enteresan bir şey oldu. O gün Türkiye Ak Parti aleyhine bir olağanüstü rejime davetiye çıkarma atmosferi estirildi. Ve canlı yayınlara belli insanlar ardı ardına bağlanmaya başladı ve rejimin tehlikede olduğu söylenildi. Hatırlayınız yargı mensupları Anıtkabir’e yürüdüler, cenaze töreninde 2 bakana saldırıda bulunuldu bunları unutuyoruz. Sonra bu saldırının ardından başkanvekili olarak Tansel Çölaşan televizyonlara şu açıklamayı yaptı “ Saldırıdan tekbir getirerek “Allah’ın askeriyiz” diyerek içeriye girerek, bunlar türban kararından oldu” diye açıklama yapıyor. Tansel Çölaşan sanki o saldırı anında o odadaymış gibi konuşuyor. Yangına benzin döker bir uslüple konuşuyor. Alpaslan Aslan ise mahkemede ki ifadelerle bu sözleri yalanladı. Ama asıl önemli olan saldırıya maruz kalan Ayfer Özdemir “Katilin böyle bir şey söylemediğini ,sinirli gözlerle tetiğe bastığını söyledi. O gün yine hatırlayalım dönemin Cumhurbaşkanı A.Necdet Sezer “Bu saldırı Cumhuriyet tarihine kara leke olarak geçecek. Bu saldırıya neden olanlar davranışlarını gözden geçirmelidir.” dedi yani hükümete söylüyor. O dönemde medyanın tavrını da unutmayalım. Mehmet Ali Birand çok güzel bir yazı yazdı Posta gazetesinde. Yüreğine sağlık, eline sağlık, vicdan ve insafını tebrik ederim. O yazıda belli bir medyanın darbeyi teşvik ettiğini, darbe goygoycusu olduğunu söylüyor.” dedi.
BEYAZ GAZETE
BEN SENİ TAKMIYORUM DİYOR
Çanakkale’de ki törenlerde Engin Alan’ın başbakan karşısında kasın tılı bir şekilde oturmasın saygısızlık olduğunu dile getiren Gülerce “Çanakkale’de ki törenlerde Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı gelmiş, herkes ayağa kalkmış, bir korgeneral kasıntılı bir şekilde oturuyor. Hal diliyle Başbakana “Ben seni tanımıyorum” diyor. Halk diliyle “Ben seni takmıyorum” diyor. Takmadığı da oturuşundan belli. Şimdi bu çok ayıp bir şey, sözünü ettiğimiz kişi bu ülkenin başbakanı. Fikrini beğenmeyebilirsiniz, oy da vermeyebilirsiniz ama siz 657’ye tabi bir memursunuz ve böyle bir tavır sergileme hakkınız yok.” dedi.
BAŞBAKANA SAYGISIZLIK EDİLEMEZ
Başbakanın sözlerinin bir takım medya tarafından bilerek farklı noktalara çekilmeye çalışıldığını kaydeden Gülerce “Başbakan bunu söyledi “Bedelini ödedi” dedi. Malum medya Kılıçdaroğlu ile birlikte “Ben geldiğimde ayağa kalkmayan generali Silivri’ye gönderdim. Ne haber..” diye algıladı. Bu çok ayıp bir şey. Başbakanın kast ettiği şey bu değil. Başbakanın kast ettiği “Biz onu emekli ettik” diyor. Ülkenin başbakanına saygısızlık eden memur emekli edilmesi lazım, çok güzel bir şey olmuş.” diye konuştu.
ÇOK ÇİRKİN BİR ŞEY
Gülerce sözlerini şöyle sürdürdü;
2 gün önce Silivri’de tutuklu bulunan bu general, rahatsızlığı sebebiyle hastaneye kaldırılıyor. Emin Çölaşan ve Saygı Öztürk fırsattan istifade oraya gidiyorlar ve Çanakkale meselesini ona soruyorlar. Ve Alan’da “Bana vali aracılığı ile haber gönderiyor. 2 saat geç gelecekmiş. Benden töreni 2 saat geç başlatmamı istediler. Bende emir değişmez deyip kabul etmedim. O da zamanında gelmek zorunda kaldı. Konuşması bitti, ayağa kalkmadım, alkışlamadım” demiş. Şimdi bu kabadayılık uslübü ile verilen cevaptan sonra Emin Çölaşan soruyor “Bunlar özellikle özel kuvvetlerden korkuyor mu?” Cevap şöyle “Hepimizden korkuyorlar. Çok korkaklar. Ama en büyük korkuları denizcilerin SAS ve SAT komandolarıdır. Onun için denizcilerin üzerine gidiyorlar.” demiş.
Bu çok çirkin bir şey. Başbakan TSK personelinden korkmaz, fakat cuntacılardan şikayet ederi. Engin Alan burada bir emekli personel gibi değil de, bir cuntacı gibi konuşuyor. TSK sadece vatanı korumak ve kollamakla görevli olmalıdır. Ben buradan Devlet Bahçeli’ye sesleniyor. Bahçeli kendisini ciddi bir devlet adamı olarak takdim ediyor. Başbakana kendi ordusundan korkar korkaklar diyen bu insanı içinize sindire sindire aday yaptığınıza şimdi inanıyor musunuz?
DİN ÜZERİNDEN BÖLÜCÜLÜK YAPIYORLAR
Güneydoğu’da BDP tarafından başlatılan sivil itaatsizlik eylemlerini de değerlendiren Gülerce “Seçime yaklaştıkça Cuma namazları ile bir gösteri bir bölücülük yapılıyor. Alternatif bir Cuma namazı icat ettiler. Halbuki din birlik için var. Bunlar bu topraklarda din üzerinde bugüne kadar görülmemiş çok tehlikeli bir bölücülük hamlesi yapıyorlar. Murat Karayılan’ın ifadeleri aslında PKK’ya ve bölücülük yapan zihniyetin ne olduğunu anlatması bakımından çok önemli. PKK’nın gerçek düşüncelerini ortaya koyması bakımından bu kitapta yazılanları çok önemsedim. Ergenekon davasında asıl açıklığa kavuşması gereken şey PKK ile derin devlet arasında ki bağlantıdır. Türkiye’de seçimlerden sonra solda ciddi bir siyasal tartışma başlayacak, ikinci siyasal tartışmada kürt hareketinde yaşanacaktır.” dedi.
SEÇİMLER PROVOKE EDİLİYOR
Seçimlerin provoke edilmek istendiğini kaydeden Gülerce “BDP’nin Kürt Milliyetçiliği yaptığını, PKK’yı kınamadığını ve PKK aile iç içe olduğunu görüyoruz. Başbakan “Bizim asıl büyük projemiz yeni anayasa” dedi. Bunun içinde güç verin dedi. Ben yeni anayasanın referanduma götürülmesinde sakınca görmüyorum. Halk referandumda demokratikleşme yönünde karar veriyor çünkü. Güneydoğu’da çocukları sokağa dökerek birilerinin seçimleri provoke ettiğini görüyoruz.” diye konuştu.
TANSEL ÇÖLAŞAN İCRALIK OLDU
Tansel Çölaşan’ın kaybettiği dava için Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e tazminat ödeyecek olmasını da gündemine alan Hüseyin Gülerce “Geçen yıl Tansel Çölaşan referandumda “Evet” diyenlere “hain” dedi. Sağ olsun Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek “Bu evet diyenlerden biride benim” diyerek tazminat davası açmış ve bu davada lehine sonuçlanmış. Ve edemedikleri için şimdi icra yoluna gidiliyor. Tansel Çölaşan’ı bir de şöyle hatırlamamız lazım. 5 yıl önce Danıştay’ı bastı ve bir üyeyi vurarak öldürdü. Orada çok enteresan bir şey oldu. O gün Türkiye Ak Parti aleyhine bir olağanüstü rejime davetiye çıkarma atmosferi estirildi. Ve canlı yayınlara belli insanlar ardı ardına bağlanmaya başladı ve rejimin tehlikede olduğu söylenildi. Hatırlayınız yargı mensupları Anıtkabir’e yürüdüler, cenaze töreninde 2 bakana saldırıda bulunuldu bunları unutuyoruz. Sonra bu saldırının ardından başkanvekili olarak Tansel Çölaşan televizyonlara şu açıklamayı yaptı “ Saldırıdan tekbir getirerek “Allah’ın askeriyiz” diyerek içeriye girerek, bunlar türban kararından oldu” diye açıklama yapıyor. Tansel Çölaşan sanki o saldırı anında o odadaymış gibi konuşuyor. Yangına benzin döker bir uslüple konuşuyor. Alpaslan Aslan ise mahkemede ki ifadelerle bu sözleri yalanladı. Ama asıl önemli olan saldırıya maruz kalan Ayfer Özdemir “Katilin böyle bir şey söylemediğini ,sinirli gözlerle tetiğe bastığını söyledi. O gün yine hatırlayalım dönemin Cumhurbaşkanı A.Necdet Sezer “Bu saldırı Cumhuriyet tarihine kara leke olarak geçecek. Bu saldırıya neden olanlar davranışlarını gözden geçirmelidir.” dedi yani hükümete söylüyor. O dönemde medyanın tavrını da unutmayalım. Mehmet Ali Birand çok güzel bir yazı yazdı Posta gazetesinde. Yüreğine sağlık, eline sağlık, vicdan ve insafını tebrik ederim. O yazıda belli bir medyanın darbeyi teşvik ettiğini, darbe goygoycusu olduğunu söylüyor.” dedi.
BEYAZ GAZETE