Eti Gümüş: Siyanürlü Su Sızmadı
Eti Gümüş A.Ş. Genel Müdürü Ergün Kılıç, Kütahya‘da atık siyanürlü su bulunan barajın bir setinde yaşanan çökmeye ilişkin, ‘‘Barajımızın ana gövdesinde sorun bulunmamaktadır ve çevreye herhangi bir atık ya da siyanürlü su sızması olmamıştır‘‘ dedi.
Kılıç, Kütahya‘da düzenlenen basın toplantısında, Kanada merkezli firma tarafından 1985 yılında yapılan barajın 1987‘den itibaren kullanıldığını ve 25 milyon metreküp kapasiteye sahip barajda 18 milyon metreküp suyun bulunduğunu bildirdi.
110 hektar alanda kurulu barajın 1700 metre uzunluğundaki üçüncü setinin yüzde 6‘sının yıkıldığını ve üçüncü havuzdaki suyun yüzde 3‘ünün ikinci havuza kontrolsüz şekilde aktığını belirten Kılıç, 7 Mayıs‘taki çökmenin ardından resmi kuruluşlardan gelen uzman heyetlerin incelemelerini sürekli yaptığını anlattı.
Kılıç, sorunun sadece atık malzemenin bir havuzdan diğerine akmasından ibaret olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
‘‘Uzman heyetlerin raporlarında, ‘alıcı ortama herhangi bir atık su geçmediğinden insan ve sağlığı bakımından herhangi bir risk söz konusu değildir‘ denilmektedir. Barajımızın ana gövdesinde sorun bulunmamaktadır ve çevreye herhangi bir atık ya da siyanürlü su sızması olmamıştır. Zaten olması için barajın ana gövdesinde yırtılma olması gerekir. Bu olmadığına göre dışarıya herhangi bir sızma yoktur.
Yırtılmanın ardından üç önemli önlem alınmıştır. İlk olarak fabrikada üretim durdurulmuş, böylece baraja dışarıdan herhangi bir şekilde atık malzeme gelmesi önlenmiştir. İkincisi, geçen ocak ayında ODTÜ heyetine barajla ilgili bir inceleme yaptırmıştık. O çerçevede barajlarda bazı iyileştirmeler söz konusuydu. O rapor maalesef kış şartlarından dolayı baraj çevresinde sondaj yapılamadığı için elimize 9 Mayıs‘ta ulaşmıştır. Bu yırtılma olmasa bile birinci set ve diğer yerlerdeki güçlendirme çalışmasına zaten başlayacaktık. Ancak yırtılmadan dolayı çalışmalarımızı hızlandırdık. Üçüncü önlemimiz ise 5‘inci havuz dediğimiz, daha önce projesi yapılıp inşasına başlanmış bölümdü. Bunun yapımı yüzde 90 oranında bitmiştir ve 27-28 Mayıs‘ta devreye almayı planlıyoruz.‘‘
-KÖYÜN İÇME SUYUNA SİYANÜR KARIŞTIĞI İDDİASI-
Kılıç, bazı basın yayın organlarında, tesise 4.5 kilometre uzaklıktaki Köprüören köyünün içme suyuna siyanür karıştığının iddia edildiğini hatırlattı.
8-18 Mayıs tarihlerinde günde iki kez çevredeki Aliköy beldesi Dulkadir Mahallesi, Gümüş, Köprüören, Karaağaç, Kızılcakaya, Yoncalı köyleri ve fabrikadaki sudan numuneler alınarak analizler yapıldığını ifade eden Kılıç, şunları söyledi:
‘‘Türk standardında kabul edilen sudaki siyanür değeri litrede 0.050 miligramdır. Bu 11 günde yapılan analizlerde sadece bir günde 0.022 miktarı görüldü, diğer günlerin tamamında en fazla 0.050 olması gerekirken 0.010 ve altında çıktı. Köprüören‘den 12 Mayıs‘ta numune almışlar ve siyanür miktarının olması gerekenden 40 kat fazla olduğunu iddia ediyorlar. Aynı günün raporu şu anda elimde. Bu resmi raporda 0.010‘in altında, yani 5 kat altında görünüyor. Bunlar devletimizin resmi raporlarıdır. Tabi ki bizim laboratuvarımız var. Orada yaptığımız analizler de benzer değerleri içeriyor. Yanlış bilgi aktarımıyla ilgili yasal haklarımızı kullanacağız.‘‘
-‘‘TÜRKİYE‘NİN GÜMÜŞ İHTİYACININ TAMAMINI KARŞILIYORUZ‘‘-
Kılıç, Eti Gümüş A.Ş. hakkında basında yer verilen olumsuz haberlerin nedenlerini anlamaya çalıştıklarına işaret ederek, halkın galeyana getirilmesine ve üretimin engellenmesine çalışıldığını savundu.
Dünyadaki gümüş üretiminin yıllık ortalama 22 bin ton olduğunu bildiren Kılıç, ‘‘Geçen yıl 356 ton üretmiştik. Dünyadaki gümüş üretiminin yüzde 1.7‘sini karşılıyoruz. Eti Gümüş‘ün bir ay üretime geç girmesinin maliyeti, 25 milyon dolar dövizin Türkiye dışına gitmesi demektir. Çünkü Türkiye‘nin yıllık gümüş ihtiyacı 350 ton civarındadır. Bunun tamamını Eti Gümüş karşılıyor‘‘ diye konuştu.
Yıldızlar SSS Holding Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Grup Başkanı Sertaç Nuri Gücüyener ise Eti Gümüş A.Ş‘nin, setteki yırtılmadan önce de Çevre ve Orman Bakanlığının görevlendirdiği kuruluşlarca denetlendiğini söyledi.
Teknik ve bilimsel çalışmalar yapan ve bu konuda gerçekten ehil olan odalar dışında Çevre Mühendisleri Odasının ciddi anlamda provokasyonlara yol açmak için hamasi ve siyasi açıklamalar yaptığını öne süren Gücüyener, şunları kaydetti:
‘‘Kütahya, termal turizm kaynakları bakımından gelişmiş bir ilimiz. Tesisimizdeki olay kullanılarak Kütahya‘daki termal turizm baltalanmak istenmektedir. Kütahya halkı, yer altı ve yer üstü zenginliklerinin farkında olan, çevresel açıdan bilinçli bir halktır. Bilimsel ve teknik çalışmalardan uzak, halkın huzurunu ve kamu düzenini bozmaya yönelik bir tehlike söz konusudur. Buna halkımızın itibar etmeyeceğine inanıyoruz.‘‘
Kaynak: AA
110 hektar alanda kurulu barajın 1700 metre uzunluğundaki üçüncü setinin yüzde 6‘sının yıkıldığını ve üçüncü havuzdaki suyun yüzde 3‘ünün ikinci havuza kontrolsüz şekilde aktığını belirten Kılıç, 7 Mayıs‘taki çökmenin ardından resmi kuruluşlardan gelen uzman heyetlerin incelemelerini sürekli yaptığını anlattı.
Kılıç, sorunun sadece atık malzemenin bir havuzdan diğerine akmasından ibaret olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
‘‘Uzman heyetlerin raporlarında, ‘alıcı ortama herhangi bir atık su geçmediğinden insan ve sağlığı bakımından herhangi bir risk söz konusu değildir‘ denilmektedir. Barajımızın ana gövdesinde sorun bulunmamaktadır ve çevreye herhangi bir atık ya da siyanürlü su sızması olmamıştır. Zaten olması için barajın ana gövdesinde yırtılma olması gerekir. Bu olmadığına göre dışarıya herhangi bir sızma yoktur.
Yırtılmanın ardından üç önemli önlem alınmıştır. İlk olarak fabrikada üretim durdurulmuş, böylece baraja dışarıdan herhangi bir şekilde atık malzeme gelmesi önlenmiştir. İkincisi, geçen ocak ayında ODTÜ heyetine barajla ilgili bir inceleme yaptırmıştık. O çerçevede barajlarda bazı iyileştirmeler söz konusuydu. O rapor maalesef kış şartlarından dolayı baraj çevresinde sondaj yapılamadığı için elimize 9 Mayıs‘ta ulaşmıştır. Bu yırtılma olmasa bile birinci set ve diğer yerlerdeki güçlendirme çalışmasına zaten başlayacaktık. Ancak yırtılmadan dolayı çalışmalarımızı hızlandırdık. Üçüncü önlemimiz ise 5‘inci havuz dediğimiz, daha önce projesi yapılıp inşasına başlanmış bölümdü. Bunun yapımı yüzde 90 oranında bitmiştir ve 27-28 Mayıs‘ta devreye almayı planlıyoruz.‘‘
-KÖYÜN İÇME SUYUNA SİYANÜR KARIŞTIĞI İDDİASI-
Kılıç, bazı basın yayın organlarında, tesise 4.5 kilometre uzaklıktaki Köprüören köyünün içme suyuna siyanür karıştığının iddia edildiğini hatırlattı.
8-18 Mayıs tarihlerinde günde iki kez çevredeki Aliköy beldesi Dulkadir Mahallesi, Gümüş, Köprüören, Karaağaç, Kızılcakaya, Yoncalı köyleri ve fabrikadaki sudan numuneler alınarak analizler yapıldığını ifade eden Kılıç, şunları söyledi:
‘‘Türk standardında kabul edilen sudaki siyanür değeri litrede 0.050 miligramdır. Bu 11 günde yapılan analizlerde sadece bir günde 0.022 miktarı görüldü, diğer günlerin tamamında en fazla 0.050 olması gerekirken 0.010 ve altında çıktı. Köprüören‘den 12 Mayıs‘ta numune almışlar ve siyanür miktarının olması gerekenden 40 kat fazla olduğunu iddia ediyorlar. Aynı günün raporu şu anda elimde. Bu resmi raporda 0.010‘in altında, yani 5 kat altında görünüyor. Bunlar devletimizin resmi raporlarıdır. Tabi ki bizim laboratuvarımız var. Orada yaptığımız analizler de benzer değerleri içeriyor. Yanlış bilgi aktarımıyla ilgili yasal haklarımızı kullanacağız.‘‘
-‘‘TÜRKİYE‘NİN GÜMÜŞ İHTİYACININ TAMAMINI KARŞILIYORUZ‘‘-
Kılıç, Eti Gümüş A.Ş. hakkında basında yer verilen olumsuz haberlerin nedenlerini anlamaya çalıştıklarına işaret ederek, halkın galeyana getirilmesine ve üretimin engellenmesine çalışıldığını savundu.
Dünyadaki gümüş üretiminin yıllık ortalama 22 bin ton olduğunu bildiren Kılıç, ‘‘Geçen yıl 356 ton üretmiştik. Dünyadaki gümüş üretiminin yüzde 1.7‘sini karşılıyoruz. Eti Gümüş‘ün bir ay üretime geç girmesinin maliyeti, 25 milyon dolar dövizin Türkiye dışına gitmesi demektir. Çünkü Türkiye‘nin yıllık gümüş ihtiyacı 350 ton civarındadır. Bunun tamamını Eti Gümüş karşılıyor‘‘ diye konuştu.
Yıldızlar SSS Holding Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Grup Başkanı Sertaç Nuri Gücüyener ise Eti Gümüş A.Ş‘nin, setteki yırtılmadan önce de Çevre ve Orman Bakanlığının görevlendirdiği kuruluşlarca denetlendiğini söyledi.
Teknik ve bilimsel çalışmalar yapan ve bu konuda gerçekten ehil olan odalar dışında Çevre Mühendisleri Odasının ciddi anlamda provokasyonlara yol açmak için hamasi ve siyasi açıklamalar yaptığını öne süren Gücüyener, şunları kaydetti:
‘‘Kütahya, termal turizm kaynakları bakımından gelişmiş bir ilimiz. Tesisimizdeki olay kullanılarak Kütahya‘daki termal turizm baltalanmak istenmektedir. Kütahya halkı, yer altı ve yer üstü zenginliklerinin farkında olan, çevresel açıdan bilinçli bir halktır. Bilimsel ve teknik çalışmalardan uzak, halkın huzurunu ve kamu düzenini bozmaya yönelik bir tehlike söz konusudur. Buna halkımızın itibar etmeyeceğine inanıyoruz.‘‘