Kılıçdaroğlu, Ordu‘da Halka Hitap Etti
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Şimdi bunlar (eski bakanlar) geliyor bana ‘Kemal Bey bizim dürüst olduğumuzu sen söyle‘ diyorlar. Böyle şey olur mu? Başbakan‘dan korkuyorlar, gelip bana söylüyorlar" dedi.
Ordu Cumhuriyet Meydanı‘nda halka hitap eden Kılıçdaroğlu, Türkiye‘nin fındıkta dünyada bir numara olduğunu belirterek, "Fındık borsasını Karadeniz‘de kurarak, fındık fiyatını Karadeniz‘den belirleyeceğiz" dedi. "Hükümetin duyması için telefonda konuşun" diyen Kılıçdaroğlu, "‘Don paralarını alamadık‘ deyin. Onlar telekulak hükümeti, o zaman duyarlar. Bizim bütün milletvekillerimiz sizin çıkarlarınızı sonuna kadar savunacaktır" şeklinde konuştu.
Başbakan‘ın "Parayı nerden bulacaksın?" dediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Söz veriyorum, AK Parti Genel Merkezi‘ne bağlanan hortumları keseceğim, parayı da bulacağım. Niye o 600 lirayı veriyoruz? Hiç kimseyi bu ülkede, hele de yoksul insanların onurunu koruyacağım. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek" ifadelerini kullandı.
"Recep‘in ezberini bozdum, kimyasını bozdum ama şifresini de çözdüm" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Recep Tayyip Erdoğan itiraflara başladı. Geçen gün bir itirafı var. 11 Mayıs 20011 Lüleburgaz‘da dedi ki; ‘Kılıçdaroğlu sen benim bakanlarımla, yolsuzluklarıyla niye uğraşıyorsun. Ben bazı bakanları milletvekili listesine bu yüzden koymuyorum‘ dedi. İlk kez çıktı ‘benim bakanlarım yolsuzluk yaptı, ben de onları milletvekili listesine koymadım‘ dedi. Ben de milletvekili listelerinde yer almayan bakanların listesini açıkladım; Hilmi Güler, Kemal Unakıtan, Kürşat Tüzmen, Sami Güçlü. Şimdi bunlar geliyor
bana ‘Kemal Bey bizim dürüst olduğumuzu sen söyle‘ diyorlar. Böyle şey olur mu? Gelip bana söylüyorlar. Sana ‘yolsuzluk yaptı‘ diyen senin Başbakanın. Ona bir şey söylemekten korkuyorlar. Onlar bile gelip bize yalvarıyorlar. ‘Kılıçdaroğlu sen bizim partinin niye iç işine karışıyorsun‘ diyorlar. Ben karışmıyorum. Ben sana ‘sende zerre kadar onur varsa çıkarsın yolsuzluk yapan bakanların isimlerini söylersin‘ dedim. O bakanlara da sesleniyorum. Siz de zerre kadar onur varsa çıkarsınız ‘ey Başbakan benim hangi
yolsuzluğum var. Çık adamsan anlat‘ dersiniz. Söylemezlerse yolsuzluğa boğazlarına kadar batmışlardır demektir. Ben bunu her yerde söyleyeceğim. Öyle kolay kolay bizim elimizden kurtulamazlar" diye konuştu.
Konuşmasında ‘2-B‘ konusuna değinen Kılıçdaroğlu, "‘Bu bizim projemizdi, niye Anayasa Mahkemesi‘ne gittiniz iptal ettirdiniz‘ dediler. Size gerçekleri söyleyeyim, 2-B‘ye itiraz ettik ve iptal ettirdik. 2-B arazilerini rayiç bedelden millete satacaklardı. Biz şunu yaptık; 2-B‘de esnafın şehir içinde yeri varsa emlak bedeli üzerinden vereceksin. Emlak vergisi bedeli neyse o. Orman köylüsünün 2-B arazisi varsa hiçbir bedel almadan orman köylüsüne vereceksin" şeklinde konuştu.
"Recep Tayip Erdoğan meydanlara çıkıp benim SSK‘da bir sürü şey yaptığımı açıklıyor" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Ben kendisine bir çağrıda bulundum. Dedim ki ‘vali senin emrinde, kaymakamlar senin emrinde, genel müdürler, müsteşarlar senin emrinde. Savcısı, hakimi de senin elinde. Gel beraber bir televizyonda, kanalı sen tercih et çık karşıma sen bana sor, ben cevap vereyim, ben sorayım sen cevap ver‘. Recep Bey karşıma çıkabilir mi? Geçmişinin temiz olması, kul hakkı yememesi, mangal gibi yürek lazım karşıma çıkabilmesi için. Diyor ki, ‘ben ustayım, o çırak‘. Ona da eyvallah. Gel karşıma çık, ben göstereyim kim
usta kim çırak. Ben bütün mitinglerde konuşmamı camlardan değil, yürekten, samimi olarak söylüyorum. Bu güzel ülkede insanların dinlenmemesi lazım. Polisin kapıyı vurup içeriye girmemesi lazım. Huzurlu bir Türkiye istiyoruz."
Kaynak: İHA
Başbakan‘ın "Parayı nerden bulacaksın?" dediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Söz veriyorum, AK Parti Genel Merkezi‘ne bağlanan hortumları keseceğim, parayı da bulacağım. Niye o 600 lirayı veriyoruz? Hiç kimseyi bu ülkede, hele de yoksul insanların onurunu koruyacağım. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek" ifadelerini kullandı.
"Recep‘in ezberini bozdum, kimyasını bozdum ama şifresini de çözdüm" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Recep Tayyip Erdoğan itiraflara başladı. Geçen gün bir itirafı var. 11 Mayıs 20011 Lüleburgaz‘da dedi ki; ‘Kılıçdaroğlu sen benim bakanlarımla, yolsuzluklarıyla niye uğraşıyorsun. Ben bazı bakanları milletvekili listesine bu yüzden koymuyorum‘ dedi. İlk kez çıktı ‘benim bakanlarım yolsuzluk yaptı, ben de onları milletvekili listesine koymadım‘ dedi. Ben de milletvekili listelerinde yer almayan bakanların listesini açıkladım; Hilmi Güler, Kemal Unakıtan, Kürşat Tüzmen, Sami Güçlü. Şimdi bunlar geliyor
bana ‘Kemal Bey bizim dürüst olduğumuzu sen söyle‘ diyorlar. Böyle şey olur mu? Gelip bana söylüyorlar. Sana ‘yolsuzluk yaptı‘ diyen senin Başbakanın. Ona bir şey söylemekten korkuyorlar. Onlar bile gelip bize yalvarıyorlar. ‘Kılıçdaroğlu sen bizim partinin niye iç işine karışıyorsun‘ diyorlar. Ben karışmıyorum. Ben sana ‘sende zerre kadar onur varsa çıkarsın yolsuzluk yapan bakanların isimlerini söylersin‘ dedim. O bakanlara da sesleniyorum. Siz de zerre kadar onur varsa çıkarsınız ‘ey Başbakan benim hangi
yolsuzluğum var. Çık adamsan anlat‘ dersiniz. Söylemezlerse yolsuzluğa boğazlarına kadar batmışlardır demektir. Ben bunu her yerde söyleyeceğim. Öyle kolay kolay bizim elimizden kurtulamazlar" diye konuştu.
Konuşmasında ‘2-B‘ konusuna değinen Kılıçdaroğlu, "‘Bu bizim projemizdi, niye Anayasa Mahkemesi‘ne gittiniz iptal ettirdiniz‘ dediler. Size gerçekleri söyleyeyim, 2-B‘ye itiraz ettik ve iptal ettirdik. 2-B arazilerini rayiç bedelden millete satacaklardı. Biz şunu yaptık; 2-B‘de esnafın şehir içinde yeri varsa emlak bedeli üzerinden vereceksin. Emlak vergisi bedeli neyse o. Orman köylüsünün 2-B arazisi varsa hiçbir bedel almadan orman köylüsüne vereceksin" şeklinde konuştu.
"Recep Tayip Erdoğan meydanlara çıkıp benim SSK‘da bir sürü şey yaptığımı açıklıyor" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Ben kendisine bir çağrıda bulundum. Dedim ki ‘vali senin emrinde, kaymakamlar senin emrinde, genel müdürler, müsteşarlar senin emrinde. Savcısı, hakimi de senin elinde. Gel beraber bir televizyonda, kanalı sen tercih et çık karşıma sen bana sor, ben cevap vereyim, ben sorayım sen cevap ver‘. Recep Bey karşıma çıkabilir mi? Geçmişinin temiz olması, kul hakkı yememesi, mangal gibi yürek lazım karşıma çıkabilmesi için. Diyor ki, ‘ben ustayım, o çırak‘. Ona da eyvallah. Gel karşıma çık, ben göstereyim kim
usta kim çırak. Ben bütün mitinglerde konuşmamı camlardan değil, yürekten, samimi olarak söylüyorum. Bu güzel ülkede insanların dinlenmemesi lazım. Polisin kapıyı vurup içeriye girmemesi lazım. Huzurlu bir Türkiye istiyoruz."