Erdoğan: Kılıçdaroğlu sen namertsin, dürüst değilsin

Partisinin Yozgat mitinginde vatandaşlara seslenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında zehir zemberek açıklamalarda bulundu.

Erdoğan: Kılıçdaroğlu sen namertsin, dürüst değilsin
2. Milli şef dediği Süleyman Demirel üzerinden muhalefete yüklenen Erdoğan, "bunlar çete kardeşi" dedi. Kılıçdaroğlu'na seslenen Erdoğan, "Siz alevi kültüründen geliyorsunuz Sayın Kılıçdaroğlu. Yıllarca Çorum, Maraş olaylarından dolayı bu zattı suçlamadınız mı? Şimdi alevi kardeşlerinize bunu nasıl açıklayacaksınız" dedi.

Erdoğan CHP liderinin, 'Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kızının düğün davetiyesini devletin uçağıyla Ürdün'e gönderdi.' sözlerine çok sinirlendi ve, "Bunlarda ne ar ne namus kalmış, durmadan saldırıyorlar" dedi.

İşte Erdoğan'ın Yozgat mitinginde yaptığı konuşmadan satırbaşları;


12 Eylül'de Yozgat yiğitliği bir kez daha gösterdiği için şükranlarımı sunuyoruz, bizim ilimiz Yozgat, biz Yozgat'ı biliriz, Yozgat bize sevdalıdır, bizde Yozgat'a. Biz Yozgat'ın nasıl öksüz bırakıldığını iyi biliriz, 3 Kasım 2002'de siz bu harekete sahip çıktınız, siz AK Parti'yi bağrınıza bastınız. Yozgat bu bakımdan bizim gözbebeğimiz ve canımızdır. Yozgat'a hizmet etmekte bizim gururmuzdur, bozkırın ortasında, bozok ovasında bir marka kent oluşturmak için çok daha fazla ter dökeceğiz. AK Parti'nin rotasını kasetler çizemez, yolsuzluklar çizemez.

Bakınız sayın Kılıçdaroğlu, 12 Eylül'de bu millette dersini aldı ama ezberleyemedi, sen akıl hocandan CHP'nin 2. milli şefinden dersini almaya devam et. Dersini güzelce ezberle önce bir çırak ol, çırak. Şimdi CHP'nin akıl hocası 87 yaşında ki o zat, çıkıyor gazetelerde röportajlarada başladı yeniden siyasete soyunacak belli. Bizim hakkımızda çıkıp evham yapıyor ben milli şefleri değilim diyor. CHP listelerinde sizin yol arkadaşlarınız yok mu? listelere kefil olmuyor musunuz? Dün bir gazeteci şunu yazdı; CHP'de listeler belirlenmeden önce Demirel, Kılıçdaroğlu'nu aradı CHP'ye Haberal baskısı yaptı, bu telefon görüşmelerinin birine tanık oldum' diyor. Bunu görünce yazmamam istendi diyor bugün o isteğin bittiğini düşünüyorum ve bunu yapmam gerektiğini düşünüyorum diyor. Bay Kemal ben yalan söylemem diyor dolaşıyor da meğer nerelerden talimat alıyor, ne dolaplar çeviriyor.

Bazıları diyor ki yok Cumhurbaşkanı yaptı, yok Başbakanlık yaptı o zaman otur oturduğun yerde de bey zannetsinler oturda bey zannetsinler. Şu partinin listesi, bu partinin listesi diye uğraşıyorsun oturda bizde saygı gösterelim, herkeste saygı göstersin. Aynı kişi diyor ki 'CHP herşeyi bırakıp kaçmıştır, bunlara kalsa ülke yüz defa batmıştır çünkü aynı şeyi yüz defa söylediler. Bitmedi devam ediyor yine aynı kişi CHP ile kalkınma yanyana gelmez diyor, CHP ile anarşi yanyana gelir diyor ve bunlar birbirine yakışır diyor. Son bir alıntı daha CHP'nin seçmenine sesleniyor Demirel, 'Yolda altın bulsanız CHP ile bölüşmeyin, CHP iktidarında ineklerin sütü kurur, sütü' diyor. Peki bunlara şimdi ne oldu, bunları biraraya ne getirdi? Bayram değil seyran değil. Bunlar statükonun iki bekçisi CHP 27 Mayıs darbesine çanak tuttu, Menderes ve iki arkadaşının idam sehpasına götürülmesine seyirci kaldılar, bu emekli beyefendi de 28 Şubat müdahalesine kol kanat gerdi bu statükocular şimdi çete kardeşliğinde buluştular.

Antalya'da daha önce yayınlanmış afişlerden sizlere örnek vereceğim, orada CHP'nin belediye başkan adayı söylüyor, aklına ne gelirse vat ediyor. Elektrik bedava, 10 bin kadına iş, 5 bin gence iş vereceğiz dedi, her çocuğa her sabah süt dağıtacağız dediler. Milli Eğitim müdürünü aradım böyle birşey varmı diye 'nerede Başbakanım yok öyle birşey' dedi. Ne yaptı CHP'li belediye başkanı şimdi sorulunca diyor ki 'elimde sihirli değnek yok ki' diyor. Ben belgelerle konuşuyorum bunlar Kılıçdaroğlu belgelerine benzemez. Ben size açıklıyorum, yaptın mı diyorum yok, şimdi akıl hocası takıştığı zaman öyle diyordu kim ne verirse ben 5 vereceğim diyordu, geldi soruldu kendisine hani nerede diye 'dün dündür, bugün bugündür' dedi. Milli şefleri geldi zamanında 'iki konut, araba anahtarı' dedi. Bizim konutlarımız geldi, 4 yüz 90 bin konut şuanda inşa ediliyor büyük bölümü sahiplerine teslim edildi. Bizim farkımız bu, ne dedik? Ne aldatan olacağız, ne de aldanan olacağız.

ERDOĞAN'DAN KILIÇDAROĞLU'NA YENİ BENZETME 'KOŞAN YALAN'


Kılıçdaroğlu siz dürüstsünüz öylemi? Siz Gandisiniz ya, Antalya'ya verdiğiniz sözler ne oldu? O gün Antalya'yı nasıl aldattılarsa bugün tüm Türkiye'yi aldatmak istiyorlar. Ben sayın Kılıçdaroğlu'na yürüyen yalan dedim, gördüm ki hafif kalır. Şimdi nedir bunlar 'Koşan yalan' işte Antalya'da ki afişler, belgeli yalancı bunlar. Güya ben büyük kızımın evlilik davetiyesini özel uçakla Ürdün Kralı'na göndermişim, böyle yalan mı olur? Hangi çağda yaşıyorsun, davetiye uçakla gönderilir mi hiç, işte söyleyince bazı yayın organları böyle söylenmemeli diyor ama çık bunu açıkla Kılıçdaroğlu ama açıklayamazsın çünkü namertsin. Şimdi dosyalarını açıklayacağım diyor, bak seninle aynı şekilde meraklı biri daha var Bahçeli, onuda yanına al beraber çalışın. Beni Yüce Divan'a gönderecekmiş, nereye istersen oraya yolla ama sen bu ülkede iktidarı beklersen daha çok beklersin Bahçeli, daha çok beklersin. Yozgat'lı kardeşlerim gelin bu MHP'ye gereken dersi verin 12 Haziran'da.

Bu süreçi bu hızla sürdürürken, CHP ile ilgili bir belge daha yayınlayacağım ondan sonra diğer boyutlara geçeceğiz. 4 Mart 1949 tarihli bir Bakanlar Kurulu kararı CHP'nin; Bolu'da ki karakadı camisinin bakım ve onarım giderleri devlet bütçesinden ödenmek ve kitaplık olarak kullanılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığına tahsisi kararlaştırılmıştır. Altında imzalar var, belgeler konuşuyor. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, CHP Başbakanı ve Bakanların imzaları, CHP'nin cami kapattığının, camileri ahır olarak kullandığının ispatıdır bu. Atatürk sağlığı zamanında cami restorasyonları ile ilgili İnönü'ye restore edilmesi ile ilgili talimat veriyor süratle yapılsın diye ama ömrü yetmiyor, kime kalıyor onları restore edilmesi, bize kalıyor bize.

Bunlar geçmişte de dini, milli, manevi hiç bir şeye tahammül edemediler. Ben bu belgeleri, katıldığım heryerde açıklamaya devam edeceğim. Beni izlemeye devam edin, istiyorum ki CHP milletin bu zulüm altında inim inim inletildiğini bugün ki gençlerde görsün, hafızanızı ne kadar diri tutarsanız ileriyi o kadar iyi görürsünüz.

Bizden önceki dönemde bankaların istifa ettiği, 21 banka iflas etti o zaman devlete zararı 41 milyar dolardı, bunu benim çiftçim, köylüm, memurum ödedi. Dünya küresel finans krizi yaşadı, bir tane bankamız battımı? Bir tane sigorta şirketimiz battı mı?

Erdoğan'ın bu sorusuna meydanı dolduran yüzlerce Yozgatlı 'hayır' diye cevap verdi.

Ardından Başbakan Erdoğan konuşmasına şu şekilde devam etti;

MHP 23,5 milyar dolar borçla devretti Türkiye'yi bize, şuanda 5 milyar dolar var 18,5 milyar dolar biz ödedik, yüce divana senin mi gitmen lazım benim mi gitmem lazım? Milliyetçilik kafatasçılıkmıdır? Irçılıkmıdır? Milliyetçilik; Vatanını, milletini sevmektir bu millete efendilik değildir, biz milletimize efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Ne dedik partimizi kurduğumuzda? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, bu vatanın üzerinde biz ameliyat yaptırmayız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan hepimizin bu vatan, kalkıp birilerinin şurası şöyle burası böyle, şurayı ayıralım kusura bakmayın böyle birşeye asla müsade edemeyiz. Bu topraklar öyle kuru sıkı sıkanlarla alınmadı, bu topraklarda şehitlerimizin kanı var ve onun için dördüncüsü de tek devlet. Bu yolda böyle yürüdük, böyle yürümeye de devam edeceğiz. Bizim milli bankamız hangi banka? Merkez Bankası, kasasında MHP hükümeti bırakıp kaçtı, 3,5 yıl bu hükümeti yönetemeyenin 2023 hedefi olabilir mi? Merkez Bankası'nı bize 27,5 milyar dolarla bıraktılar, şimdi kasada ne var biliyor musunuz? 95,3 milyar dolar var, nereden nereye geldik. Sayın Bahçeli bize bıraktığı zaman milli gelir 230 milyar dolardı şimdi 740 milyar dolar oldu. Yüzde 63'le borçlanıyordun Bahçeli şimdi ise bu rakam yüzde 7,8 oldu aradaki farkı benim Yozgatlı kardeşim, milletim ödüyordu. Enflasyon yüzde 30'du şimdi ise yüzde 4, aradaki fark vatandaşımın cebinde kalıyor. Utanmadan asgari ücreti 825 lira yapacağız diyor, şuanda bizim asgari ücretimiz 630 lira sen bize bıraktığında 184 liraydı.

Biz aşkla, sevgiyle bağlı olduğumuz bu ülke için büyük hedeflerimiz var inşallah CHP, MHP, BDP, terör örgütü hepsi aynı izaya geçtiler fakat AK Parti karşısına geçen bu gruba 12 Haziran'da gereken dersi verecektir. Bu ülkede yaşayan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan gurur duyacak, çetelerle mücadelemizde Yozgat bizimle mi? Büyük Türkiye mücadelemizde Yozgat bizimle mi?

Erdoğan'ın bu sorusuna meydanı dolduran vatandaşlar coşkuyla 'evet' diyerek cevap verdi.

Ardından Başbakan Erdoğan konuşmasına şu şekilde devam etti;

Bugün mitingimizden sonra üniversitemizin burada eğitim fakültesi açılışını yapacağız, Yozgat'ta bizden önce 43 kilometre duble yol vardı, biz geldik ve 278 kilometre bölünmüş yol ilave ettik. Yozgat'ı Kayseri, Sivas, Çorum ve Kırıkkale'ye böylece bağladık. Yolun varsa, uçakların varsa medenisin, şimdi Ankara- Sivas hızlı tren hattı biliyorsunuz. Yozgat'ın en batısından girip çıkarak kat ediyor.

Yaptığımız hizmetleri teker teker saymaya şu Çamlık'da ki ağaçları saymaya yetmez. Seçim sonrası Çamlık Yozgat'ın en güzel milli park haline getiriyoruz. Yozgat'a kazandırdıklarımızı biraz saymak istiyorum 1100 derslik yaptık buralarda bilişim sınıfları yoktu yaklaşık 9000 bilgisayar gönderdik. Sıralarınızın üzerinde kitaplarımız bulunuyor mu? Hepsi şu anda kitapları ücretsiz alıyorlar. Sosyal güvencesi olmayan aillelere erkek öğrenciye ilköğretimde erkeğe 40 kıza 45 lira veriyoruz. Erzak kömür buralara gönderiyoruz.

Bugün ben sizlere bir müjde vereceğim, bizden önce burs 45 lira veriliyordu, biz şimdi 240 lira veriyoruz. Bakınız okullardan artık kara tahtaları kaldırıyoruz, artık akıllı tahtalara geçiyoruz bunlar bilgisayar donanımlı olacak. Her öğrencinin elinede elektronik kitap vereceğiz ve bunları ücretrisiz olarak yapacağız.

Sağlıkta attığımız adımlar, eskiden emekli yada memur devlet hastanesine giderdi, sigortalı, işçi SSK'ya giderdi. Biz dedik ki bütün hastaneleri birleştireceğiz, devlet koordinatör görevi görecek bu Kılıçdaroğlu yapamazsınız dedi çünkü bay Kemal 8 sene SSK müdürlüğü yaptı. Şimdi bunları siz yaşadınız söylüyorum, sigorta kuyruğunda doktor, ilaç kuyruğunda azmı bekledik? İstediğin hastaneye şimdi gidebiliyor musun? İstediğin ilacı alabiliyor musun? Daha ne diyeyim, biz sizin hizmetkarınızız o yüzden hepsini birleştirdik, ister özele, ister diğer hastanelere git. Sayın Bahçeli'nin döneminde ölümüzü bile rehine alıyorlar, ölümüzü bile rehin alanlara nasıl oy vereceksiniz? Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz, bunu iyi bilelim. 6 tane 112 istasyonu vardı Yozgat'ta şimdi 16 tane var, ambulans sayısı 7 araçtı, şimdi 16, ebe sayısı 650, şimdi 886 oldu, halep oradaysa arşın burada ben rakamlarla konuşuyorum. Bunların tabi bunlardan haberi yok, TOKİ 3 bin 992 konut uygulaması yaptı, çoğunu sahiplerine teslim etti. Daha önümüzde 500 binlik bir paket var, fakir fukara evlenenlere şimdi bir uygulama var 50 metrekarelik daireler vereceğiz bunun içinde beyaz eşya, mobilya, çeyizi olacak ve 20 yıl vadeyle vereceğiz. Ayda, 100 lira taksitle olacak nasıl? Bak biz Kılıçdaroğlu gibi bedava dağıtmıyoruz, balık tutmayı öğretiyoruz. Dün Türkiye'de ki işsizlik açıklandı 11,5 'e düştü, daha da düşecek inşallah geldiğimizde 10,7'di şimdi daha aşşağıya düşecek çünkü mevsim bunu gösteriyor.

Şuanda 69 vilayetimiz doğalgaz kullanıyor, tarımda Yozgat'a 62 trilyon kaynak sağlanmıştı 2002'de biz geldik ve 103 trilyon destek verdik, hayvancılık desteğimizde ayrı olarak 27 trilyon, DSİ, Yozgat'ta 231 trilyon yatırımı var, bunlar içinde gölet, sulama tesisi ve 25 adet taşkın koruma tesisi inşa ettik.

Şurada 26 günümüz kaldı şimdi, bu kadar zamanda çok çalışacağız, çok gezeceğiz kapı kapı dolaşacağız ve sandıkları AK Parti ile patlatacağız. Bu benim sadece kendi mücadelem değil, millet olarak milli mücadelemiz. Allah yar ve yardımcımız olsun

Kaynak: İHA