17 Mayıs Dünya Telekomünikasyon Günü
Uluslararası Telekomünikasyon Birliği‘nin (ITU) 17 Mayıs 1865‘teki kuruluşunun yıl dönümü olan 17 Mayıs Dünya Telekomünikasyon Günü nedeniyle İzmir Hilton Oteli‘nde bir panel düzenlendi.
Panel "Bilgi ve İletişim Teknolojileri ile Kırsalda Daha İyi Bir Yaşam" ana temasıyla düzenlendi. Panelde konuşan eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Türkiye‘nin son sekiz yılda attığı adımların her vatandaşın eşit ölçüde erişim ve ulaşım imkanına ulaşması için gerçekleştiğini ve Afrika seviyesinden Avrupa‘nın ilk 10 ülkesi arasına girdiğini" söyledi.
BTK Başkanı Tayfun Acarer ise "Baz istasyonlarını yaşam yerlerinden sökelim, tepelere koyalım. Dünyada nerede böyle bir sistem var. Bunun kararını alanların tüketicilerin haberleşme haklarını engellediklerini bilmeleri gerekir" dedi.
Bundan sonraki hedeflerinin ‘Az düzenleme, çok denetleme‘ olduğunu bildiren Yıldırım şunları söyledi: "Düzenleme yaptıkça başın derde giriyor. Onun için düzenlemeyi bırak, denetlemeye bak. Kimsenin öğrenmek gibi bir derdi yok. Millet bu işi kullanıyor, bir imkanı, bir işi, bir hizmeti sağladın mı ondan sonra geriye gidecekmiş gibi bir algılamaya bile milletin tahammülü yok. İnternetin Türkiye‘de rekor seviyede kullanımını sağlamak için çok önemli işler yaptık. Şüphesiz açıkça bir daha söylüyorum,
internete yasak masak koymaya kalkan olursa, önce beni bulur karşısında. Öyle bir şey olmaz. Bunu asla kabul etmiyoruz. Ama interneti en iyi şekilde kullanmalıyız. Başkalarının hayatını karartmak için asla ve asla kullanmaya teşebbüs edilmemesi lazım. Bu konuda kimse çifte standart içinde olmaması lazım. "Bana değmezse varsın olsun. Bana değerse iş değişir" anlayışını terk etmek lazım."
Sektörü bekleyen en önemli sıkıntılardan birinin de subjektif yaklaşımlar ve ekonomik çıkara yönelik yaklaşımlar olduğunu belirten Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer şöyle devam etti: "Üzülerek görüyorum İzmir‘e ne zaman gelsem ana caddede telefonlarım kesiliyor. Konuşurken kesiliyor. İzmir, en çok baz istasyonu sökülen illerden bir tanesi. Baz istasyonu bu tempoda sökülmeye devam ederse, bırakın ana caddeyi hiçbir şekilde bizim mobil haberleşme yapmamız mümkün olmayacak.
‘Baz istasyonlarını yaşam yerlerinden sökelim tepelere koyalım‘. Dünyada nerede böyle bir sistem var. Bunun kararını alanların tüketicilerin haberleşme haklarını engellediklerini bilmeleri gerekir."
Kaynak: İHA
BTK Başkanı Tayfun Acarer ise "Baz istasyonlarını yaşam yerlerinden sökelim, tepelere koyalım. Dünyada nerede böyle bir sistem var. Bunun kararını alanların tüketicilerin haberleşme haklarını engellediklerini bilmeleri gerekir" dedi.
Bundan sonraki hedeflerinin ‘Az düzenleme, çok denetleme‘ olduğunu bildiren Yıldırım şunları söyledi: "Düzenleme yaptıkça başın derde giriyor. Onun için düzenlemeyi bırak, denetlemeye bak. Kimsenin öğrenmek gibi bir derdi yok. Millet bu işi kullanıyor, bir imkanı, bir işi, bir hizmeti sağladın mı ondan sonra geriye gidecekmiş gibi bir algılamaya bile milletin tahammülü yok. İnternetin Türkiye‘de rekor seviyede kullanımını sağlamak için çok önemli işler yaptık. Şüphesiz açıkça bir daha söylüyorum,
internete yasak masak koymaya kalkan olursa, önce beni bulur karşısında. Öyle bir şey olmaz. Bunu asla kabul etmiyoruz. Ama interneti en iyi şekilde kullanmalıyız. Başkalarının hayatını karartmak için asla ve asla kullanmaya teşebbüs edilmemesi lazım. Bu konuda kimse çifte standart içinde olmaması lazım. "Bana değmezse varsın olsun. Bana değerse iş değişir" anlayışını terk etmek lazım."
Sektörü bekleyen en önemli sıkıntılardan birinin de subjektif yaklaşımlar ve ekonomik çıkara yönelik yaklaşımlar olduğunu belirten Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Tayfun Acarer şöyle devam etti: "Üzülerek görüyorum İzmir‘e ne zaman gelsem ana caddede telefonlarım kesiliyor. Konuşurken kesiliyor. İzmir, en çok baz istasyonu sökülen illerden bir tanesi. Baz istasyonu bu tempoda sökülmeye devam ederse, bırakın ana caddeyi hiçbir şekilde bizim mobil haberleşme yapmamız mümkün olmayacak.
‘Baz istasyonlarını yaşam yerlerinden sökelim tepelere koyalım‘. Dünyada nerede böyle bir sistem var. Bunun kararını alanların tüketicilerin haberleşme haklarını engellediklerini bilmeleri gerekir."
