Mhp Grup Başkanvekili Şandır Silifke‘de
MHP Grup Başkanvekili, Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, "Leyla Zana gibi dağda teröristlik yapan PKK‘lıların hepsi Meclis‘e taşınacak" dedi.
Seçim çalışmaları kapsamında Mersin‘in Silifke ilçesinde bulunan Şandır, MHP Mersin Milletvekili 8. sıra adayı Ali Rıza Bozkurt, Silifke Belediye Başkanı Bayram Ali Öngel, Atayurt Belediye Başkanı Sedat Yeğiner, Taşucu Belediye Başkanı Yaşar Açıkbaş, Atakent Belediye Başkanı Hasan Uslu ve işçilerle birlikte Silifke Belediyesi‘ne ait Garaj Amirliği Sosyal Tesisleri‘nde yemek yedi. Şandır, yemekten sonra yaptığı konuşmada, 12 Haziran seçimlerinde vatandaşların vereceği oylarla ülkenin ve milletin geleceği
için karar vereceğini kaydetti. 12 Haziran‘daki seçimde vatandaşların vereceği kararın büyük önem taşıdığını ifade eden Şandır, "Bugün yaşananları televizyonlardan izliyorsunuz. Hem ülkemizin, hem ülkemizin dışında maalesef insanlar birbirleriyle savaşıyorlar, kan gövdeyi götürüyor. Bu bir sonuç. Bu sonucu oluşturan siyasetlere, bu siyasetin sahibi iktidarlara bu seçimde bir şey söylememiz lazım. Ülkemizi etnik temelde ayrıştıran, kamplaştıran ve çatıştıran bu siyasetin bu gidişi durdurmak gerekir" diye
konuştu.
Başlatılan açılım politikalarının insanları ayrıştırdığını iddia eden Şandır, bu ayrışmanın kimseye faydasının olmayacağını belirterek, "Ahmet, Mehmet milletvekili olsun diye siyaset yapmamalıyız" dedi. Çevremizde yaşananların görmemezlikten gelinmeyeceğini ifade eden Şandır, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İşte Irak, Irak‘ın Şiisi de, Sünnisi de Arap ama birbirlerini boğazlıyorlar. Kürdü de, Türkmeni de, Arabı da Müslüman. Suriye‘yi, Libya‘yı görüyorsunuz. Nedir bu hadise? Büyük Ortadoğu Projesi dediğimiz; bu ülkeyi kontrol altında tutmak isteyen güçlerin projesi. Maalesef insanları birbirine kırdırarak dostlukları bitiriyorlar. Kapı komşumuz, duvar dostluğumuz eğer bitmişse, sizin için bir tehdide dönüşmüşse o yaşadığımız mahalle size zindana dönüşür. Ya kendiniz göçersiniz ya da komşunuzu göçürürsünüz.
Türkiye‘yi şimdi bu duruma sürüklemeye çalışıyorlar."
Başbakan Erdoğan‘ın ‘Anayasayı değiştireceğiz, başlattığımız Kürt açılımını devam ettireceğiz, sonuca eriştireceğiz. Kürt sorununu siyaset üreterek çözeceğiz‘ dediğini söyleyen Şandır, "Bu Kürt sorunu ne? Kürt sorunu; Kürt devleti kurma sorunudur. Yoksa Kürt kökenli vatandaşlarımızın sizden, bizden başka bir sorunu yok. Ekmek sorunu hepimizin sorunu, işsizlik hepimizin sorunu, asayiş hepimizin sorunu. Demokraside milletvekili olamıyorlar mı, bakan, başbakan olamıyorlar mı? Bu işin özü bir Kürt devleti
kurmak istemeleridir. Bu Kürtlerin sorunu değildir, bu İngilizlerin sorunudur. Bu bölgede ikinci bir İsrail mahiyetinde, ileri bir karakol mahiyetinde bir Kürt devleti kurmayı küresel güçler, dün İngilizler, bugün Amerikalılar kendi çıkarları için mutlaka gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bunun için Amerika, Irak‘ta 1,5 milyon Müslümanı katletti ama başaramadılar. PKK 25 yılda 40 bin insanımızı katletti, başaramadılar. Şimdi maalesef Sayın Başbakan diyor ki ‘Ben bunu siyaset üreterek başaracağım, demokrasi
içerisinde başaracağım. Silahları bırakın, dağdan inin masaya oturun, gelin siyaset yapın‘ diyor. Ne zaman dedi bunu? 17 Ağustos 2005 tarihinde Diyarbakır‘a yaptığı bir ziyarette meydanda söyledi. Şimdi PKK silahları bırakmadı, dağdan indi şehirlerde teröristlik yapıyor. Bugün 3 gün yas ilan ettiler. Doğunun tüm şehirlerinde hayatı felç ettiler. PKK‘lı teröriste şehit diyor, askere hain diyor. Hiç bugünden dünü göremiyorsak, geleceği göremiyorsak yarın keşke, tüh daha önceden tedbir alsaydık deriz. Eğer
bugün PKK daha çok azmışsa, şehirlere inmişse daha farklı istekler istiyorlar. Bayrak istiyor, devlet istiyor, özerk yönetim istiyor, Apo‘ya af istiyor, kendi dilinde eğitim istiyor, özerk Kürdistan diyor. İki başbakan olmalı diyor, tek başbakan olmaz diyor. Bu bir sonuç, bu sonucu oluşturan siyaset maalesef ülkemizi yöneten AKP iktidarının zaafından kaynaklanıyor. Onun korumasında, onun desteğiyle bu noktaya gelindi" dedi.
"NE BİR TANE ÇAKIL TAŞIMIZDAN NE DE BİR TEK İNSANIMIZDAN VAZGEÇEMEYİZ"
Bugünün dünden daha iyi olmadığını söyleyen Şandır, konuşması şöyle sürdürdü:
"Dün PKK vardı kan akıtıyordu, bugün KCK şehirlerde siyaset yapıyor. Leyla Zana gibi dağda teröristlik yapan PKK‘lıların hepsi Meclis‘e taşınacak. Bütün gayretleri MHP‘nin Meclis‘e gelmemesi, girmemesi. Bu kaset maset dedikleri hadisenin tamamının sebebi budur. Nedir yaşadığımız? Seçimde eğer bu gidişi durduramaz, AKP iktidarını ülke yönetiminden uzaklaştıramazsak yaşadığımız hadise Irak‘ta yaşanan, şu anda yaşanan hadisenin öncesidir. Suriye‘de yaşanan hadisenin öncesidir. Bugünden yarını göremezsek,
yarın bize çok pahalıya mal olacaktır. Bu sebeple vereceğiniz karar sizin ve çocuklarınızın kaderini belirleyecek. Bu memlekette iki milletli bir devlet, iki dilli bir millet, Allah esirgesin Irak‘tan beter hale geliriz. Kolay mı ayrışmak. Hangimizin ailesinde Kürt yok, Alevi yok, hangisizin dostu, arkadaşı yok. Nasıl ayrışırız? O nedenle bu seçim Ahmet‘in, Mehmet‘in milletvekili olması meselesi değil, A partisinin B partisinin iktidar olması değil, bu sürecin durdurulması meselesidir. Bu bir milli
mücadeledir. Atalarımız bu toprakları kan dökerek aldılar, bize emanet ettiler. Şimdi bu toprakları bölmeye çalışıyorlar. Vereceğimiz oylarla ya buna katkı vereceğiz, ya bu süreci durduracağız. MHP olarak ülkemizi böldürtmeyeceğiz. Ne bir tane çakıl taşımızdan ne de bir tek insanımızdan vazgeçemeyiz."
Kaynak: İHA
için karar vereceğini kaydetti. 12 Haziran‘daki seçimde vatandaşların vereceği kararın büyük önem taşıdığını ifade eden Şandır, "Bugün yaşananları televizyonlardan izliyorsunuz. Hem ülkemizin, hem ülkemizin dışında maalesef insanlar birbirleriyle savaşıyorlar, kan gövdeyi götürüyor. Bu bir sonuç. Bu sonucu oluşturan siyasetlere, bu siyasetin sahibi iktidarlara bu seçimde bir şey söylememiz lazım. Ülkemizi etnik temelde ayrıştıran, kamplaştıran ve çatıştıran bu siyasetin bu gidişi durdurmak gerekir" diye
konuştu.
Başlatılan açılım politikalarının insanları ayrıştırdığını iddia eden Şandır, bu ayrışmanın kimseye faydasının olmayacağını belirterek, "Ahmet, Mehmet milletvekili olsun diye siyaset yapmamalıyız" dedi. Çevremizde yaşananların görmemezlikten gelinmeyeceğini ifade eden Şandır, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İşte Irak, Irak‘ın Şiisi de, Sünnisi de Arap ama birbirlerini boğazlıyorlar. Kürdü de, Türkmeni de, Arabı da Müslüman. Suriye‘yi, Libya‘yı görüyorsunuz. Nedir bu hadise? Büyük Ortadoğu Projesi dediğimiz; bu ülkeyi kontrol altında tutmak isteyen güçlerin projesi. Maalesef insanları birbirine kırdırarak dostlukları bitiriyorlar. Kapı komşumuz, duvar dostluğumuz eğer bitmişse, sizin için bir tehdide dönüşmüşse o yaşadığımız mahalle size zindana dönüşür. Ya kendiniz göçersiniz ya da komşunuzu göçürürsünüz.
Türkiye‘yi şimdi bu duruma sürüklemeye çalışıyorlar."
Başbakan Erdoğan‘ın ‘Anayasayı değiştireceğiz, başlattığımız Kürt açılımını devam ettireceğiz, sonuca eriştireceğiz. Kürt sorununu siyaset üreterek çözeceğiz‘ dediğini söyleyen Şandır, "Bu Kürt sorunu ne? Kürt sorunu; Kürt devleti kurma sorunudur. Yoksa Kürt kökenli vatandaşlarımızın sizden, bizden başka bir sorunu yok. Ekmek sorunu hepimizin sorunu, işsizlik hepimizin sorunu, asayiş hepimizin sorunu. Demokraside milletvekili olamıyorlar mı, bakan, başbakan olamıyorlar mı? Bu işin özü bir Kürt devleti
kurmak istemeleridir. Bu Kürtlerin sorunu değildir, bu İngilizlerin sorunudur. Bu bölgede ikinci bir İsrail mahiyetinde, ileri bir karakol mahiyetinde bir Kürt devleti kurmayı küresel güçler, dün İngilizler, bugün Amerikalılar kendi çıkarları için mutlaka gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bunun için Amerika, Irak‘ta 1,5 milyon Müslümanı katletti ama başaramadılar. PKK 25 yılda 40 bin insanımızı katletti, başaramadılar. Şimdi maalesef Sayın Başbakan diyor ki ‘Ben bunu siyaset üreterek başaracağım, demokrasi
içerisinde başaracağım. Silahları bırakın, dağdan inin masaya oturun, gelin siyaset yapın‘ diyor. Ne zaman dedi bunu? 17 Ağustos 2005 tarihinde Diyarbakır‘a yaptığı bir ziyarette meydanda söyledi. Şimdi PKK silahları bırakmadı, dağdan indi şehirlerde teröristlik yapıyor. Bugün 3 gün yas ilan ettiler. Doğunun tüm şehirlerinde hayatı felç ettiler. PKK‘lı teröriste şehit diyor, askere hain diyor. Hiç bugünden dünü göremiyorsak, geleceği göremiyorsak yarın keşke, tüh daha önceden tedbir alsaydık deriz. Eğer
bugün PKK daha çok azmışsa, şehirlere inmişse daha farklı istekler istiyorlar. Bayrak istiyor, devlet istiyor, özerk yönetim istiyor, Apo‘ya af istiyor, kendi dilinde eğitim istiyor, özerk Kürdistan diyor. İki başbakan olmalı diyor, tek başbakan olmaz diyor. Bu bir sonuç, bu sonucu oluşturan siyaset maalesef ülkemizi yöneten AKP iktidarının zaafından kaynaklanıyor. Onun korumasında, onun desteğiyle bu noktaya gelindi" dedi.
"NE BİR TANE ÇAKIL TAŞIMIZDAN NE DE BİR TEK İNSANIMIZDAN VAZGEÇEMEYİZ"
Bugünün dünden daha iyi olmadığını söyleyen Şandır, konuşması şöyle sürdürdü:
"Dün PKK vardı kan akıtıyordu, bugün KCK şehirlerde siyaset yapıyor. Leyla Zana gibi dağda teröristlik yapan PKK‘lıların hepsi Meclis‘e taşınacak. Bütün gayretleri MHP‘nin Meclis‘e gelmemesi, girmemesi. Bu kaset maset dedikleri hadisenin tamamının sebebi budur. Nedir yaşadığımız? Seçimde eğer bu gidişi durduramaz, AKP iktidarını ülke yönetiminden uzaklaştıramazsak yaşadığımız hadise Irak‘ta yaşanan, şu anda yaşanan hadisenin öncesidir. Suriye‘de yaşanan hadisenin öncesidir. Bugünden yarını göremezsek,
yarın bize çok pahalıya mal olacaktır. Bu sebeple vereceğiniz karar sizin ve çocuklarınızın kaderini belirleyecek. Bu memlekette iki milletli bir devlet, iki dilli bir millet, Allah esirgesin Irak‘tan beter hale geliriz. Kolay mı ayrışmak. Hangimizin ailesinde Kürt yok, Alevi yok, hangisizin dostu, arkadaşı yok. Nasıl ayrışırız? O nedenle bu seçim Ahmet‘in, Mehmet‘in milletvekili olması meselesi değil, A partisinin B partisinin iktidar olması değil, bu sürecin durdurulması meselesidir. Bu bir milli
mücadeledir. Atalarımız bu toprakları kan dökerek aldılar, bize emanet ettiler. Şimdi bu toprakları bölmeye çalışıyorlar. Vereceğimiz oylarla ya buna katkı vereceğiz, ya bu süreci durduracağız. MHP olarak ülkemizi böldürtmeyeceğiz. Ne bir tane çakıl taşımızdan ne de bir tek insanımızdan vazgeçemeyiz."