Harkiv’De Doğu Dilleri Konferansı Düzenlendi
Ukrayna’nın başkenti Kiev’in 500 kilometre doğusundaki Harkiv şehrindeki, Harkiv Milli Pedagoji Üniversitesi’nde 13-14 Mayıs tarihleri arasında, Birinci Doğu Dilleri ve Kültürleri konferansı düzenlendi.
Ukrayna’nın başkenti Kiev’in 500 kilometre doğusundaki Harkiv şehrindeki, Harkiv Milli Pedagoji Üniversitesi’nde 13-14 Mayıs tarihleri arasında, Birinci Doğu Dilleri ve Kültürleri konferansı düzenlendi. Yabancı Diller Fakültesi Doğu Dilleri Bölüm Başkanı İrina Alemcanovna’nın açılış konuşmasını yaptığı konferansa Kiev, Odesa ve Harkiv’den çok sayıda akademisyen katıldı.
İlk oturumun ilk konuşmacısı Japonca okutmanı Yukari Kanai, kısa zaman önce tsunami felaketine uğrayan Japonya’dan ve depremlerden bahsetti.
TÜRKİYE’DE VE UKRAYNA’DA İLK GAZETELERİ FRANSIZLAR ÇIKARDI
Daha sonra konferansa Kiev’deki Kievo-Mogiliyanska Akademiya’dan katılan basın tarihi profesörü İgor Vladimiroviç Sribnyak “Osmanlı İmparatorluğu’nda İlk Periyodik Yayınlar” hakkında bilgi verdi. Prof. İgor, Türkiye’de ve Ukrayna’da ilk gazetelerin Fransızlar tarafından Fransızca olarak çıkarıldığını söyledi.
Konferansın Türkçe oturumunda; Odesa Güney Ukrayna Pedagoji Üniversitesi Türk dili okutmanı Tarkan Tekten “Türkçe Öğretiminde Kullanılan Rusça Yazılı Ders Materyalleri Üzerine Düşünceler”, Meçnikof Üniversitesi Türkçe okutmanı Yevgeniya Gaber ise, “Türk Toplumundaki Sosyal ve Siyasi Süreçlerin Dile Yansıtılması: Milli Güvenlik Kavramının Gelişmesi”, Elvira Miniahmetova “Konuşma Hızını İçeren Modern Türkçe’de Fonasyon Deyimlerinin Anlamı”, Dr. Sinan Çitçi “Peyami Safa’nın Romanlarında Rusya ve Ruslar”, G. S. Skovorada Pedagoji Üniversitesi Türkçe okutmanlarından İrina Logvinenko “Renk Öğesini Alan Türk İnsan İsimleri” ve Dr. Selahattin Çitçi de “Namık Kemal, Fedor Dostoyevski Mukayesesi: Benzerlikler ve Farklılıklar” adlı sunumlar yapıldı.
Sunumlarda genellikle globalleşen dünyada ötekini anlamanın en iyi yolunun dil öğreniminden geçtiği, yeni nesillere birlikte yaşama kültürünün öğretilmesi gerektiği, karşılıklı diyalog ve hoşgörü ortamının gelişmesi için ortak çalışmalar yapılması gerektiği üzerinde duruldu.
İki gün süren konferansa Türkçe, Farsça, Çince, Japonca ve İbranice bölümlerinde çalışan akademisyenler hazırladıkları sunumlarla katıldı. Konferansta Çin kültüründen Japonya’daki depremlere, Türk dili öğretiminden İran edebiyatına kadar çok farklı alanlarda konuşmalar yapıldı.
Konferansta Firdevsi’den Peyami Safa’ya Namık Kemal’den Dostoyevski’ye pek çok şair ve yazarın hayatları ve eserleri üzerinde duruldu.
Her hangi bir dil kısıtlaması olmadığı için herkesin kendi dilinde konuşmalar yaptığı konferansta Türk dili ve Edebiyatı oturumu gerek katılımcı gerekse dinleyiciler tarafından ilgi çekici bulundu.
İlk oturumun ilk konuşmacısı Japonca okutmanı Yukari Kanai, kısa zaman önce tsunami felaketine uğrayan Japonya’dan ve depremlerden bahsetti.
TÜRKİYE’DE VE UKRAYNA’DA İLK GAZETELERİ FRANSIZLAR ÇIKARDI
Daha sonra konferansa Kiev’deki Kievo-Mogiliyanska Akademiya’dan katılan basın tarihi profesörü İgor Vladimiroviç Sribnyak “Osmanlı İmparatorluğu’nda İlk Periyodik Yayınlar” hakkında bilgi verdi. Prof. İgor, Türkiye’de ve Ukrayna’da ilk gazetelerin Fransızlar tarafından Fransızca olarak çıkarıldığını söyledi.
Konferansın Türkçe oturumunda; Odesa Güney Ukrayna Pedagoji Üniversitesi Türk dili okutmanı Tarkan Tekten “Türkçe Öğretiminde Kullanılan Rusça Yazılı Ders Materyalleri Üzerine Düşünceler”, Meçnikof Üniversitesi Türkçe okutmanı Yevgeniya Gaber ise, “Türk Toplumundaki Sosyal ve Siyasi Süreçlerin Dile Yansıtılması: Milli Güvenlik Kavramının Gelişmesi”, Elvira Miniahmetova “Konuşma Hızını İçeren Modern Türkçe’de Fonasyon Deyimlerinin Anlamı”, Dr. Sinan Çitçi “Peyami Safa’nın Romanlarında Rusya ve Ruslar”, G. S. Skovorada Pedagoji Üniversitesi Türkçe okutmanlarından İrina Logvinenko “Renk Öğesini Alan Türk İnsan İsimleri” ve Dr. Selahattin Çitçi de “Namık Kemal, Fedor Dostoyevski Mukayesesi: Benzerlikler ve Farklılıklar” adlı sunumlar yapıldı.
Sunumlarda genellikle globalleşen dünyada ötekini anlamanın en iyi yolunun dil öğreniminden geçtiği, yeni nesillere birlikte yaşama kültürünün öğretilmesi gerektiği, karşılıklı diyalog ve hoşgörü ortamının gelişmesi için ortak çalışmalar yapılması gerektiği üzerinde duruldu.
İki gün süren konferansa Türkçe, Farsça, Çince, Japonca ve İbranice bölümlerinde çalışan akademisyenler hazırladıkları sunumlarla katıldı. Konferansta Çin kültüründen Japonya’daki depremlere, Türk dili öğretiminden İran edebiyatına kadar çok farklı alanlarda konuşmalar yapıldı.
Konferansta Firdevsi’den Peyami Safa’ya Namık Kemal’den Dostoyevski’ye pek çok şair ve yazarın hayatları ve eserleri üzerinde duruldu.
Her hangi bir dil kısıtlaması olmadığı için herkesin kendi dilinde konuşmalar yaptığı konferansta Türk dili ve Edebiyatı oturumu gerek katılımcı gerekse dinleyiciler tarafından ilgi çekici bulundu.