En Az Gelişmiş Ülkelerin Sayısı 10 Yılda Yarıya Düşürülecek

İstanbul’un ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu‘ndan sonra ikinci en fazla katılımlı BM toplantısı olan 4. En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’nda (LDC-IV) kabul edilen İstanbul Deklerasyonu ve Eylem Planı ilan edildi.

İstanbul’un ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve Birleşmiş Milletler Genel Kurulu‘ndan sonra ikinci en fazla katılımlı BM toplantısı olan 4. En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’nda (LDC-IV) kabul edilen İstanbul Deklerasyonu ve Eylem Planı ilan edildi.

Deklerasyonda şu an 48 olan en az gelişmiş ülke sayısının 2020’ye kadar yarıya düşürülmesinin hedeflendiği açıklandı. Yetkililer, eylem planında güçlü taahhütler bulunduğunu belirterek, fakirliğin azaltılması konusunda umutlu konuştu. Bir önceki En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’nın düzenlendiği Brüksel’de sosyal kalkınmaya odaklanıldığı; ancak İstanbul zirvesinde üretim kapasitesinin artırılmasına ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasına ağırlık verildiği kaydedildi. İlk etapta Tuvalu, Samoa, Ekvator Ginesi, Angola, Timor Leste, Bangladeş ve Nepal gibi ülkelerin LDC ülkeleri arasından çıkması öngörülürken, Temmuz ayından sonra ise gelişmelere göre grubun yeni üyesinin Güney Sudan olabileceğine işaret edildi. LDC’ye katılması gündeme gelen Filistin’in ise önce BM üyesi olması gerektiği vurgulandı.

İstanbul’da gerçekleştirilen 4. Birleşmiş Milletler En Az gelişmiş Ülkeler Konferansı’nda kabul edilen İstanbul Deklerasyonu ve Eylem Planı, LDC-IV Başkanı seçilen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e vekalet eden Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Nepal Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı ve LDC-IV Koordinasyon Bürosu Başkanı Upendra Yadav, Finlandiya’nın Daimi BM temsilcisi ve LDC-IV Hükümetlerarası Hazırlık Komitesi Başkanı Jarmo Viinamen, LDC-IV Genel Sekreteri Cheick Sidi Diarra tarafından açıklandı. Davutoğlu ve diğer yetkililer, İstanbul Deklerasyonu’nu ve Eylem Planı’nı konferansın düzenlendiği Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Salonu’nun yanında bulunan Hilton Oteli’nde düzenlenen bir basın toplantısıyla duyurdu.

KATILIMCI SAYISI 10 BİNİ GEÇTİ

Konuşmasında konferansa geniş bir katılım olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, 8 bin 900 civarı akredite olmak üzere katılımcıların sayısının 10 bini aştığını belirtti. Toplantıya üst düzeyde katılım olduğunu ve bunun uluslararası toplumun en az gelişmiş ülkelere gösterdiği önceliğin bir işareti olduğunu söyleyen Davutoğlu, konferansı izleyen basın mensuplarına da teşekkür etti.

Ancak konferansın başarısını sayılara bağlamanın doğru olmayacağını belirten Davutoğlu, İstanbul Deklerasyonu ve Eylem Planı’nın hazırlandığını dile getirdi. Bu planın 2020 yılına kadar yapılması öngörülen eylemleri içerdiğini aktaran Davutoğlu, eylem planında hem en az gelişmiş ülkelere hem de uluslararası topluma görevler verildiğini vurguladı.

EYLEM PLANI 50 SAYFADAN, 150 MADDEDEN OLUŞUYOR

Planda güçlü taahhütler bulunduğunu ifade eden Bakan Davutoğlu, amacın yoksulluğun ortadan kaldırılması olduğunu da sözlerine ekledi. Davutoğlu, eylem planının en az gelişmiş ülkelerin uluslalarası toplum tarafından işbirliği ve taahhütlerin güçlendirilmesini sağlayacağını vurguladı. Eylem planında Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası kuruluşların yanı sıra en az gelişmiş ülkelerin yerine getirmesi gereken görevlerini net bir şekilde ortaya koyulduğunu kaydeden Davutoğlu, turizmden sağlığa, eğitimden yatırımlara kadar birçok alanda maddenin yer aldığını bildirdi. Türkiye’nin de eylem planındaki hedeflerin öncüsü olacağını ve çözümüne yardımcı olacağını belirten Davutoğlu, Türkiye’nin bir anlamda en az gelişmiş ülkelerin de sesi olacağını kaydetti.

Eylem planındaki en önemli unsuru üretim kapasitesinin artırılması hedefi olarak açıklayan Bakan Davutoğlu, bir önceki Brüksel LDC zirvesinde sosyal kalkınmanın ön planda tutulduğunu hatırlattı. Ancak Brüksel toplantısının ‘alınan kararlar takip edilmedi‘ diye eleştirildiğini belirten Davutoğlu, İstanbul programında ise izlemeye önem verildiğini kaydetti.

Basın toplantısında konuşan Nepal Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Upendra Yadav da eylem planının konferanstaki kapsamlı tartışmaların sonucu olarak ortaya çıktığını ve çok önemli bir belge olduğunu söyledi. “Ancak uluslararası kuvvetli destek ve işbirliği olmazsa yeterli olmaz, faydalı olmaz.” uyarısında bulunan Yadav, eylem planında bir takım öncelik alanlarının belirlendiğini ve küresel ortaklığın altı çizildiğini dile getirdi. Nepal Dışişleri Bakanı, “Amaçlar sürdürülebilir kalkınma sağlanması ve üretim kapasitesinin artırılmasıdır. Kimse birbirinden bağımsız hayatta kalamaz. Sürdürülebilir bir yaşam için bu şarttır.” dedi. Yadav, bütün tarafların etkili bir şekilde bu programı uygulaması gerektiğini vurguladı.

TÜRKİYE BİRBİRİNDEN FARKLI KÜLTÜR VE ÜLKELERİ BİR KEZ DAHA BİR ARAYA GETİRDİ

Türkiye’nin bu konferansta çok önemli bir rol oynadığını, hem organizasyonda hem de eylem planının ortaya çıkmasında önemli rolü olduğunu kaydeden Nepal Başbakan Yardımcısı, “Türk siyasi liderliğine çok teşekkür ediyorum. Bütün çalışmalar işbirliği ve dayanışma için müteşekkiriz.” diye ekledi. Nepal, “Türkiye bir kez daha birbirinden farklı kültür ve ülkeleri bir kez daha bir araya getirdi.” ifadelerini kullandı.

Finlandiya‘nın BM Daimi Temsilcisi Jarmo Viinamen de konuşmasında profesyonel bir organizasyon gerçekleştirdiğini vurguladığı Türkiye’ye misafirperverliğinden dolayı da teşekkür etti. Eylem planının gerçekçi, sonuç odaklı ve tutarlı olmasının istendiğini belirten Viinamen, bu amaçlara ulaşıldığını düşündüğünü aktardı. En az gelişmiş ülkelerin sayısının 2020’de yarıya düşürülmesi hedefinin, en az gelişmiş ülkelerin kendi istekleri olduğunu söyleyen Viinamen, “Zor bir hedef ama gerçekleştirilebilir. Bunun için politika ve eylemlere bakılması gerekiyor. Eskiye göre çok net bir şekilde uluslararası toplumun bu ülkeleri desteklediği görülmektedir. Müzakerelerde zorluğumuz bunları nasıl eylem planında bir araya getireceğimiz oldu. Eylem planında ne yapacağımız değil neyin kim tarafından da yapılacağı çok önemliydi.” diye ekledi.

Finlandiyalı yetkili “Dünyanın Brüksel eylem planından bu yana çok değiştiğini gördük. İstanbul’da bir mutabakata vardık ve bence sağlam bir sonuca ulaştık.” şeklinde konuştu. Eylem planında bazı somut noktalar bulunduğunu ve plan doğru bir şekilde uygulandığında en az gelişmiş ülkelerde yaşayan halkların hayatında büyük bir fark oluşturacağını vurgulayan Viinamen, “2011-2020 yılları arasındaki 10 yıl bir başarı hikayesi olsun.” dedi.

LDC GRUBUNDAN KISA VADEDE 5 – 6 ÜLKE ÇIKACAK

LDC-IV Genel Sekreteri Cheick Sidi Diarra ise Türkiye’ye teşekkür ettiği konuşmasında en az gelişmiş ülkelerde genç nüfusun çok olduğunu bu yüzden gençlere odaklanmak istediklerini de ekledi. Bir gazetecinin LDC grubundan ilk çıkacak ülkelerin hangileri olacağına ilişkin bir soruyu cevaplandıran Diarra, 5 ya da 6 ülkenin zaten sırada olduğunu söyledi. İki yıl içerisinde de bu kategoriden çıkacaklarını belirten Diarra, bu süreci daha da hızlı olacağını vurguladı. LDC Genel Sekreteri; Tuvalu, Samoa, Ekvator Ginesi, Angola, Timor Leste, Bangladeş ve Nepal gibi ülkelerin terfi edeceklerini tahmin ettiğini dile getirdi.

48 LDC ülkesini oluşturan 33 Afrika ülkesine özel bir öncelik verilip verilmeyeceği sorulan Diarra “Eylem planında kaçındığımız şey kategorize etmekti. Mesela ada ülkeleri var. Karasal ülkeler var. Yeni çatışmadan çıkan ülkeler var. Ama bölgesel tanımlar yapmak istemedik. Afrika ülkelerinin ‘NEPAT‘ adında kendi platformlar var . Kendi eylem planları var. Bunun hedeflerini İstanbul hedefleriyle uyuşturmayı öngörüyoruz.” dedi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu da Afrika’daki ülkelerin çoğunun birbirine komşu olduğunu belirterek, bir araya gelip bölgesel olarak hızlandırıcı süreçler başlatabilmelerinin mümkün olduğuna değindi.

Filistin’in de LC ülkeleri arasına katılıp katılmayacağı sorulan Diarra, bu listeye BM’ye tam üye olan ülkelerin girdiğini, Filistin’in ise gözlemci olduğunu ve bu nedenle listeye dahil olmadığını ifade etti. Diarra, BM’ye üye olmak dışında 3 kriter daha olduğunu ve bu kriterlerin de Filistin tarafından karşılanmadığını kaydetti. LDC grubuna yeni girecek ülkeler için de 9 Temmuz’dan sonra yeni bir düzenleme ve değerlendirme yapılacağını dile getirdi. İlk açıklamasında bu ülkenin ismini vermeyen Diarra, daha sonra bir başka soru üzerine bu ülkenin Güney Sudan olacağını kaydetti.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu da “Filistin BM üyelik konusunu da gündeme getirdi. Filistin’in talebi umarım kabul görür ve Filistin devlet olarak tanınır. Filistin BM tarafından tanınırsa diğer teknik kriterlere bakılır. İnşallah kriterler onu LDC grubuna sokmaz. Filistin’in devlet olarak tanınmasının vakti gelmiştir.” dedi.