Türker‘den Ygs İçin Çözüm Önerisi
Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, Yüksek Öğretime Geçiş sınavıyla ilgili bir öneri ortaya atarak, "Bu dönem ortaya çıkan arızaları giderebilmek, psikolojik sıkıntıları giderebilmek için tüm sınava giren öğrencilerin üniversiteye yerleştirme programı hazırlanmalı ve tamamı bu sınavlarla yalnız kabiliyet testine tabi tutularak puana göre yerleştirilmelidir" dedi..
DSP Genel Başkanı Masum Türker, seçim çalışmaları kapsamında Manisa‘da partililerle bir araya geldi. Türker, parti il binasında gerçekleşen ziyarette basın mensuplarının gündeme yönelik sorularını yanıtladı. Başkan Türker, MHP‘de yaşanan kaset olayları ile ilgili olarak, "Şu anda Türkiye‘de en çok konuşulan konulardan bir tanesi kasetler konusudur. Biz yaptığımız propagandada parlamentoda mevcut olan 3 partiye ilaveten başka partilerin de olması gerektiğini söylerken ve buna talip olurken maalesef dış
güçler birbiriyle karşı karşıya gelip aynada yüzleşen iki farklı AK Parti oluşturmaya çalışıyor. O nedenle şu anda parlamentoda bulunan Milliyetçi Hareket Partisi‘nin mensuplarına yönelik kasetleri ortaya çıkararak Türkiye‘de herkesi iki partili sisteme zorlamaya çalışıyorlar. İki partili sistem demek, Türkiye‘nin geleceği hakkında kararı bundan sonra birilerinin vermesi demektir" diye konuştu.
"YÜKSEK ÖĞRETİME GEÇİŞ SINAVI ŞAİBELİDİR"
Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı‘yla (YGS) ilgili konuşan Türker, yaşananları "rezalet" olarak niteledi. Türker, "Bu rezaletlerde özellikle görüyoruz ki bu üniversite sınavları şaibelidir. Bu şaibe önce memur alımında ortaya çıktı, şimdi üniversite sınavlarında görülüyor. Bu işi kabullenenlerin haklarını kim arayacak? Bu nedenle buradan YÖK ve hükümet temsilcilerine sesleniyorum. Bu Yüksek Öğretimi Giriş Sınavı‘nın şaibeli olduğunu, öğrencilerin psikolojik olarak rahatsızlanmalarına yol açacak sonuçlarla
dolu olduğunu görüyoruz. O zaman yapılması gereken şey, bu sınav yapılmamış gibi bütün öğrencilerin şu anda yapılmak istenen LYS‘ye alınmasıdır. Hatta ben biraz daha ileri gitmek istiyorum. Bu dönem ortaya çıkan arızaları giderebilmek, psikolojik sıkıntıları giderebilmek için tüm sınava giren öğrencilerin üniversiteye yerleştirme programının hazırlanması ve tamamının bu sınavlarla yalnız kabiliyet testine tabii tutularak puana göre yerleştirilmesi yapılmalıdır. Bu işlem maalesef yapılmak istenmemekte ve
düne kadar Türkiye‘nin tek teminat müessesesi olan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Kurumu bugün şaibeli bir kurum haline gelmiştir. Öğrenciler siyaset malzemesi yapılıyor. Hem iktidar partisi hem muhalefet partileri bu konuda birbirleriyle atışıp Türkiye‘yi nasıl şekillendireceğini unutup yalnız sınavlar üzerinden siyaset yapıyor. Bu konuyu doğru bulmadığımızı ve diğer parti liderlerine birbirleriyle bu şekilde konuşacaklarına Türkiye için ne düşündüklerini sormak istiyoruz" ifadelerini kullandı.
"ÇILGIN PROJELER RANT AMAÇLI"
İktidar ve muhalefet partilerinin projeleri hakkında da yorum yapan Türker, şöyle konuştu: "İki parti sözde çılgın projelerle Türkiye‘nin gündemini işgal etmeye çalışıyor. Aslında proje işi belediye başkanlarının işidir. Siyasi partilerin programı ve seçim bildirgesinde geleceğe yönelik eylem planı yer alır. Biz bu çılgın projelerin aslında rant oluşturmaya yönelik olduğunu düşünüyoruz ve bizim bir zamanlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde bir yerel yönetim seçim bildirgesi olarak sunduğumuz
kanal projesini bir çılgın proje olarak getiriyorlar. Akla şu soru geliyor: Bu bir kanalsa su seviyesi düşük olacak çünkü toprak yarılarak içerisinden geçilecek, o zaman etrafında o villalar, o gökdelenler nasıl dikilecek, nasıl bir yapı oluşacak? Şimdi de göçü önlemek, şehirlerin ve köylerin büyümesini sağlayarak yalnız belli bölgelere vatandaşların yollanmasına önlem alınması gerekirken görüyoruz ki hükümet bu sefer iki yeni İstanbul oluşturamaya çalışıyor ve bu iki yeni İstanbul‘a da inanmıyorum."
Türkiye‘nin yaşanan süreçte Atatürk milliyetçiliğinden uzaklaştırılarak bölünmek istendiğini iddia eden Türker, "Türkiye‘nin bölünmek istendiğini görüyoruz. Türkiye‘de hem iktidarın hem ana muhalefet partisinin göz yumduğu demokratik özerkleşmenin Türkiye‘nin her bölgesine yayılarak ulusal bütünlüğü bozacağı endişemizi vatandaşlarımız ile paylaşmak istiyoruz. Görüntüde demokratik özerklik talebi sadece Güneydoğu için gözükmekle birlikte aslında bu talep bütün yöreler ve bölgeler için söz konusudur"
dedi.
Son olarak Demokratik Sol Parti‘nin seçim bildirgesi hakkında partililere bilgi veren Türker, "Demokratik Sol Parti‘nin seçim bildirgesinde biz 12 Eylül‘den sonra getirilmiş yasakçı bütün düzenlemeleri kaldıracağız. İşçi haklarını tekrar geri vereceğiz. Her gün değiştirilmiş olan sosyal güvenlik ile ilgili vatandaşımızın hak kaybına neden olan bütün düzenlemeleri değiştireceğiz. YÖK kaldırılacaktır. Gerek liselere gerekse üniversitelere giriş sınavı söz konusu olmayacak, yalnız yetenek belirlemede bu
sınav kullanılacaktır. Dileyen herkes üniversite eğitimini sınavsız tamamlayacaktır. Bütün öğrenciler liseye başladıktan sonra sigortalı olacaktır" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
güçler birbiriyle karşı karşıya gelip aynada yüzleşen iki farklı AK Parti oluşturmaya çalışıyor. O nedenle şu anda parlamentoda bulunan Milliyetçi Hareket Partisi‘nin mensuplarına yönelik kasetleri ortaya çıkararak Türkiye‘de herkesi iki partili sisteme zorlamaya çalışıyorlar. İki partili sistem demek, Türkiye‘nin geleceği hakkında kararı bundan sonra birilerinin vermesi demektir" diye konuştu.
"YÜKSEK ÖĞRETİME GEÇİŞ SINAVI ŞAİBELİDİR"
Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı‘yla (YGS) ilgili konuşan Türker, yaşananları "rezalet" olarak niteledi. Türker, "Bu rezaletlerde özellikle görüyoruz ki bu üniversite sınavları şaibelidir. Bu şaibe önce memur alımında ortaya çıktı, şimdi üniversite sınavlarında görülüyor. Bu işi kabullenenlerin haklarını kim arayacak? Bu nedenle buradan YÖK ve hükümet temsilcilerine sesleniyorum. Bu Yüksek Öğretimi Giriş Sınavı‘nın şaibeli olduğunu, öğrencilerin psikolojik olarak rahatsızlanmalarına yol açacak sonuçlarla
dolu olduğunu görüyoruz. O zaman yapılması gereken şey, bu sınav yapılmamış gibi bütün öğrencilerin şu anda yapılmak istenen LYS‘ye alınmasıdır. Hatta ben biraz daha ileri gitmek istiyorum. Bu dönem ortaya çıkan arızaları giderebilmek, psikolojik sıkıntıları giderebilmek için tüm sınava giren öğrencilerin üniversiteye yerleştirme programının hazırlanması ve tamamının bu sınavlarla yalnız kabiliyet testine tabii tutularak puana göre yerleştirilmesi yapılmalıdır. Bu işlem maalesef yapılmak istenmemekte ve
düne kadar Türkiye‘nin tek teminat müessesesi olan Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Kurumu bugün şaibeli bir kurum haline gelmiştir. Öğrenciler siyaset malzemesi yapılıyor. Hem iktidar partisi hem muhalefet partileri bu konuda birbirleriyle atışıp Türkiye‘yi nasıl şekillendireceğini unutup yalnız sınavlar üzerinden siyaset yapıyor. Bu konuyu doğru bulmadığımızı ve diğer parti liderlerine birbirleriyle bu şekilde konuşacaklarına Türkiye için ne düşündüklerini sormak istiyoruz" ifadelerini kullandı.
"ÇILGIN PROJELER RANT AMAÇLI"
İktidar ve muhalefet partilerinin projeleri hakkında da yorum yapan Türker, şöyle konuştu: "İki parti sözde çılgın projelerle Türkiye‘nin gündemini işgal etmeye çalışıyor. Aslında proje işi belediye başkanlarının işidir. Siyasi partilerin programı ve seçim bildirgesinde geleceğe yönelik eylem planı yer alır. Biz bu çılgın projelerin aslında rant oluşturmaya yönelik olduğunu düşünüyoruz ve bizim bir zamanlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde bir yerel yönetim seçim bildirgesi olarak sunduğumuz
kanal projesini bir çılgın proje olarak getiriyorlar. Akla şu soru geliyor: Bu bir kanalsa su seviyesi düşük olacak çünkü toprak yarılarak içerisinden geçilecek, o zaman etrafında o villalar, o gökdelenler nasıl dikilecek, nasıl bir yapı oluşacak? Şimdi de göçü önlemek, şehirlerin ve köylerin büyümesini sağlayarak yalnız belli bölgelere vatandaşların yollanmasına önlem alınması gerekirken görüyoruz ki hükümet bu sefer iki yeni İstanbul oluşturamaya çalışıyor ve bu iki yeni İstanbul‘a da inanmıyorum."
Türkiye‘nin yaşanan süreçte Atatürk milliyetçiliğinden uzaklaştırılarak bölünmek istendiğini iddia eden Türker, "Türkiye‘nin bölünmek istendiğini görüyoruz. Türkiye‘de hem iktidarın hem ana muhalefet partisinin göz yumduğu demokratik özerkleşmenin Türkiye‘nin her bölgesine yayılarak ulusal bütünlüğü bozacağı endişemizi vatandaşlarımız ile paylaşmak istiyoruz. Görüntüde demokratik özerklik talebi sadece Güneydoğu için gözükmekle birlikte aslında bu talep bütün yöreler ve bölgeler için söz konusudur"
dedi.
Son olarak Demokratik Sol Parti‘nin seçim bildirgesi hakkında partililere bilgi veren Türker, "Demokratik Sol Parti‘nin seçim bildirgesinde biz 12 Eylül‘den sonra getirilmiş yasakçı bütün düzenlemeleri kaldıracağız. İşçi haklarını tekrar geri vereceğiz. Her gün değiştirilmiş olan sosyal güvenlik ile ilgili vatandaşımızın hak kaybına neden olan bütün düzenlemeleri değiştireceğiz. YÖK kaldırılacaktır. Gerek liselere gerekse üniversitelere giriş sınavı söz konusu olmayacak, yalnız yetenek belirlemede bu
sınav kullanılacaktır. Dileyen herkes üniversite eğitimini sınavsız tamamlayacaktır. Bütün öğrenciler liseye başladıktan sonra sigortalı olacaktır" şeklinde konuştu.