Yeni Anayasa Taslağını Mardin’De Anlattılar
AK Parti ve TÜSİAD’a anayasa taslağı hazırlayan anayasa hukukçuları, çalışmalarını Mardinlilere paylaştı.
AK Parti ve TÜSİAD’a anayasa taslağı hazırlayan anayasa hukukçuları, çalışmalarını Mardinlilere paylaştı.
Mardin Barosu tarafından düzenlenen panelin ilk oturumunda “Neden Yeni bir anayasa ve yeni anayasanın içeriği” konusu üzerinde Anayasa Profesörleri Ergün Özbudun, Serap Yazıcı, Levent Köker ve İstanbul Barosu eski başkanlarından Doç. Dr. Yücel Sayman birer sunum yaptı. Panelin ikinci oturumda ise “Kürt sorunu ve yeni anayasa konuları” üzerine Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Doç. Dr. Vahap Coşkun ve Doç. Dr. Bekir Beraat Özipek birer sunum yaptı.
Panelin açılışında konuşan Baro Başkanı Azat Yıldırım, “Neden bir yeni anaysa. Bir ülkede çocuk, kadın erkek kimlik, inanç, çevre, özgürlük, yargı, adaletsiz gelir dağılımı, gibi sayısız sorun varsa ve bu sorun büyük bir kesimi kaplıyorsa topluma kendini ifade eden yeni bir anayasayı isteme hakkı doğmuştur. Mevcut anayasanın görmeyi reddettiği, ötekileştirdiği bütün kesimler bu tartışmayı, canlı tutma gayreti içindedir. Herkeste bu çabada ortaklaşmalıdır. Yeni anaysa talebi aynı zamanda bir hak ve özgürlük ifadesidir. Hiçbir ileri demokratik ülkede görmediğimiz yüzde 10 seçim barajı bu ülkede ötekileştirilen kesimlerin kendilerini temsil etmesi yönünde ciddi bir sorundur.” dedi.
Prof. Dr. Serap Yazıcı, yeni bir anayasa taslağını hazırlamasında yer almaktan coşkusuz ve mutsuz olduğunu söyledi. Türkiye’de olumlu bir sonuca varamayan yeni anayasa çalışmalarının kişisel azmini tükettiğini belirten Yazıcı, “Hukuk fakültesi 3. sınıf öğrencisiyken yeni anayasa çalışmaları konuşuluyordu. Üniversiteyi bitirdim. Yüksek lisansımı yaptım. Doçent ve profesör oldum. Mesleğe veda ederken Türkiye’de halen bu tartışmanın devam etmesi bizi hüsrana uğrattı. 12 eylül 2010 referandumu bize umut verdi. Ama bunu daha ileriye götüremedik." eleştirisinde bulundu.
Köklü bir hukuk reformuna ihtiyaçları olduklarını söyleyen Yazıcı, hukuk fakültesi müfredatının da değişmesi gerektiğini, yüzde 10 barajının ise ülkenin temel sorunlarından biri olduğunu ifade etti.
İstanbul Barosu eski başkanlarından Yücel Sayman ise mevcut anayasanın ilk üç maddesinin de değiştirilmesi gerektiğini belirterek, “İlk maddesinde cumhuriyet deniliyor. Ama bu İslami bir cumhuriyette olabilir, komünist, faşist veya demokratik cumhuriyet de olabilir. Demokratik cumhuriyet diye değiştirebiliriz. Ama hiçbir zaman değiştirilemez olmasın.” önerisinde bulundu.
Prof. Dr. Levent Köker ise seçim öncesi siyasi partilerin seçim beyannameleri ve açıklamaları ile söylemlerinde yeni anayasanın topyekun değişimi üzerine yeteri derecede sahiplenmemeleri konusuna tepki gösterdi.
Ergun Özbudun ise yeni anayasanın dayatmacı değil uzlaşma ile ittifak edilen konuların Meclis‘ten geçirilmesi gerektiğini söyledi. Özbudun yeni anayasanın siyasilerin süzgecinden geçtikten sonra geniş çapta tartışmaya açılması gereğine işaret ederek, yeni anayasa hazırlanırken en geniş anlamda toplumsal uzlaşmanın sağlanmasının önemini vurguladı. Bir anayasanın ideolojiye bağlı olmasının doğru olmadığına işaret eden Özbudun, “Anayasa siyasi yarışmayı belirleyen bir belgedir. Belirli bir ideolojiyi yansıttığı takdirde o ideolojiyi yansıtmayanları gayrimeşru durumda bırakır. Bu nedenle renksiz bir anayasa yapılması görüşlerinde haklılık vardır.” şeklinde konuştu.
Özbudun, yeni anayasanın “Temel hakların standartlarının yükseltilmesi, evrensel insan hakları belgelerindeki güvencelere sahip olması, güvencelerinin güçlendirilmesi, hukuk devleti üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması” ilkelerine dayandığını anlattı.
Panelin soru cevap kısmında anayasanın değiştirilemez maddelerine atıfta bulunan Vali Turhan Ayvaz da Japonya’dan örnek vererek, “Allah etmesin Ankara’da olası bir nükleer faciası yaşandığında Anayasa‘nın ilk üç maddesi arasında olan başkent Ankara’dır maddesi var. Burada yaşam olmayacağına göre bu anayasanın maddesinin hükmü ne olacak?” sorusunu sordu.
Vali Ayvaz’ın sorusuna cevap veren Anayasa Profesörü Ergün Özbudun, maddelerin değişemeyeceği vurgusuna tepki göstererek, “Bugüne kadar hiç kimse başkentin Sivas veya Konya olması için bir teklifte bulunmadı. Milli Marş‘ın değişmesine destek veren kimse olmadı. Bizim milli marşına olan bağlılığımız kadar Fransızların da Paris’e olan bağlılığı var. Ama Fransa bunu değiştirilemez hükmüne bağlamamıştır. Herşey değişebilir. Anayasa yapımı ölülerin işi değildir. Her anayasayı o anı yaşayan nesil yapacaktır. Hiçbir nesil de kendisinden sonra gelecek nesilleri ebediyen bağlayacak hukuki, ahlaki, siyasi bir hakka sahip değildir.” dedi.
Mardin Barosu tarafından düzenlenen panelin ilk oturumunda “Neden Yeni bir anayasa ve yeni anayasanın içeriği” konusu üzerinde Anayasa Profesörleri Ergün Özbudun, Serap Yazıcı, Levent Köker ve İstanbul Barosu eski başkanlarından Doç. Dr. Yücel Sayman birer sunum yaptı. Panelin ikinci oturumda ise “Kürt sorunu ve yeni anayasa konuları” üzerine Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Doç. Dr. Vahap Coşkun ve Doç. Dr. Bekir Beraat Özipek birer sunum yaptı.
Panelin açılışında konuşan Baro Başkanı Azat Yıldırım, “Neden bir yeni anaysa. Bir ülkede çocuk, kadın erkek kimlik, inanç, çevre, özgürlük, yargı, adaletsiz gelir dağılımı, gibi sayısız sorun varsa ve bu sorun büyük bir kesimi kaplıyorsa topluma kendini ifade eden yeni bir anayasayı isteme hakkı doğmuştur. Mevcut anayasanın görmeyi reddettiği, ötekileştirdiği bütün kesimler bu tartışmayı, canlı tutma gayreti içindedir. Herkeste bu çabada ortaklaşmalıdır. Yeni anaysa talebi aynı zamanda bir hak ve özgürlük ifadesidir. Hiçbir ileri demokratik ülkede görmediğimiz yüzde 10 seçim barajı bu ülkede ötekileştirilen kesimlerin kendilerini temsil etmesi yönünde ciddi bir sorundur.” dedi.
Prof. Dr. Serap Yazıcı, yeni bir anayasa taslağını hazırlamasında yer almaktan coşkusuz ve mutsuz olduğunu söyledi. Türkiye’de olumlu bir sonuca varamayan yeni anayasa çalışmalarının kişisel azmini tükettiğini belirten Yazıcı, “Hukuk fakültesi 3. sınıf öğrencisiyken yeni anayasa çalışmaları konuşuluyordu. Üniversiteyi bitirdim. Yüksek lisansımı yaptım. Doçent ve profesör oldum. Mesleğe veda ederken Türkiye’de halen bu tartışmanın devam etmesi bizi hüsrana uğrattı. 12 eylül 2010 referandumu bize umut verdi. Ama bunu daha ileriye götüremedik." eleştirisinde bulundu.
Köklü bir hukuk reformuna ihtiyaçları olduklarını söyleyen Yazıcı, hukuk fakültesi müfredatının da değişmesi gerektiğini, yüzde 10 barajının ise ülkenin temel sorunlarından biri olduğunu ifade etti.
İstanbul Barosu eski başkanlarından Yücel Sayman ise mevcut anayasanın ilk üç maddesinin de değiştirilmesi gerektiğini belirterek, “İlk maddesinde cumhuriyet deniliyor. Ama bu İslami bir cumhuriyette olabilir, komünist, faşist veya demokratik cumhuriyet de olabilir. Demokratik cumhuriyet diye değiştirebiliriz. Ama hiçbir zaman değiştirilemez olmasın.” önerisinde bulundu.
Prof. Dr. Levent Köker ise seçim öncesi siyasi partilerin seçim beyannameleri ve açıklamaları ile söylemlerinde yeni anayasanın topyekun değişimi üzerine yeteri derecede sahiplenmemeleri konusuna tepki gösterdi.
Ergun Özbudun ise yeni anayasanın dayatmacı değil uzlaşma ile ittifak edilen konuların Meclis‘ten geçirilmesi gerektiğini söyledi. Özbudun yeni anayasanın siyasilerin süzgecinden geçtikten sonra geniş çapta tartışmaya açılması gereğine işaret ederek, yeni anayasa hazırlanırken en geniş anlamda toplumsal uzlaşmanın sağlanmasının önemini vurguladı. Bir anayasanın ideolojiye bağlı olmasının doğru olmadığına işaret eden Özbudun, “Anayasa siyasi yarışmayı belirleyen bir belgedir. Belirli bir ideolojiyi yansıttığı takdirde o ideolojiyi yansıtmayanları gayrimeşru durumda bırakır. Bu nedenle renksiz bir anayasa yapılması görüşlerinde haklılık vardır.” şeklinde konuştu.
Özbudun, yeni anayasanın “Temel hakların standartlarının yükseltilmesi, evrensel insan hakları belgelerindeki güvencelere sahip olması, güvencelerinin güçlendirilmesi, hukuk devleti üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması” ilkelerine dayandığını anlattı.
Panelin soru cevap kısmında anayasanın değiştirilemez maddelerine atıfta bulunan Vali Turhan Ayvaz da Japonya’dan örnek vererek, “Allah etmesin Ankara’da olası bir nükleer faciası yaşandığında Anayasa‘nın ilk üç maddesi arasında olan başkent Ankara’dır maddesi var. Burada yaşam olmayacağına göre bu anayasanın maddesinin hükmü ne olacak?” sorusunu sordu.
Vali Ayvaz’ın sorusuna cevap veren Anayasa Profesörü Ergün Özbudun, maddelerin değişemeyeceği vurgusuna tepki göstererek, “Bugüne kadar hiç kimse başkentin Sivas veya Konya olması için bir teklifte bulunmadı. Milli Marş‘ın değişmesine destek veren kimse olmadı. Bizim milli marşına olan bağlılığımız kadar Fransızların da Paris’e olan bağlılığı var. Ama Fransa bunu değiştirilemez hükmüne bağlamamıştır. Herşey değişebilir. Anayasa yapımı ölülerin işi değildir. Her anayasayı o anı yaşayan nesil yapacaktır. Hiçbir nesil de kendisinden sonra gelecek nesilleri ebediyen bağlayacak hukuki, ahlaki, siyasi bir hakka sahip değildir.” dedi.