Yenişehir Osmanlı‘nın İlk Başkenti
Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Sezai Sevim, Yenişehir‘in Osmanlı tarafından kurulan ilk şehir olduğunu söyledi.
"Osmanlı Devleti‘nin kuruluşunda Yenişehir" konulu panel, belediye meclisi salonunda yapıldı. Yenişehir Kaymakamlığı, Yenişehir Belediyesi, Uludağ Üniversitesi İbrahim Orhan Meslek Yüksek Okulu ve yeni kurulan Yenişehir Kültür Sanat ve Tanıtım Derneği tarafından organize edilen panel, Kaçkar TV‘den naklen yayınlandı.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Enver Konukçu, Orhan Gazi‘nin oğlu Süleyman Paşa‘yı anlattı. "Yenişehir‘in kurulmasından önce Söğüt-Domaniç çevresinde yaşayan Osmanlı Beyliği konar göçer bir hayat sürmekteydi" diyen Konukçu, "Fakat bu bildiğiniz bir göçebe hayatı değildi. Yazın yaşlı, kışın kışlaklara çıkarlardı" dedi.
Yenişehir‘de Süleyman Paşa türbesi olduğunu, fakat içinin boş olduğunu belirten Konukçu, Süleyman Paşa‘nın Yenişehir‘i çok sevdiğini bildirdi. Yenişehir‘in o zamanlar bölge olarak stratejik bir önemi haiz olduğunu ve burada birçok mühim şahsiyet yetiştiğini anlatan Konukçu, birçok padişahın yolunun Yenişehir‘den geçtiğini, bunun için seyahatnamelerin taranması gerektiğini ifade etti.
"TÜRKLER TAM ANLAMIYLA GÖÇEBE BİR HAYAT SÜRMEDİLER"
Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Sezai Sevim de, "Payitaht Yenişehir" konulu bir konuşma anlattı. Ertuğrul Gazi‘nin Selçuklu ordusunda bir uç beyi olduğunu söyleyen Sevim, Ertuğrul Gazi‘nin Selçuklu askeri düzenini, stratejisini ve manevralarını çok iyi bildiğini anlattı. Bazı askerlerin savaşa hazırlanmasından Ertuğrul Gazi‘nin sorumlu olduğunu kaydeden Sevim, ". Ertuğrul Gazi Söğüt-Domaniç‘e gelince, burada ölümüne kadar verilen görevleri yerine başarı ile getirdi. Ertuğrul Gazi‘nin oğlu Osman Gazi de babasından devraldığı görevi başarı ile yerine getirmeye devam etti" diye konuştu..
Türklerin genelde batılıların gözünde şehircilikten anlamayan, dağlı insanlar olarak değerlendirildiğine dikkat çeken Sevim, bunun doğru olmadığını belirterek, "Türkler tam bir göçebe hayat sürmedi. Göçebelik demek, geniş coğrafyalar üzerinde sürekli hareketlilik demektir. Türkler ise yazın yayla, kışın kışlaklarda yaşardı. Bunun en güzel delillerinden biri de, en eski halı kalıntılarının Türklere ait olmasıdır. Göçebe bir toplum, o halı tezgahlarını nasıl taşısın?" diye sordu.
Sevim, o dönemlerde Türklerin çok gelişmiş olmasa da deri işlediklerini kaydetti.
"BURSA VE İZNİK‘İN ALINMASININ PLANLARI YENİŞEHİR‘DE YAPILDI"
Yenişehir‘in neden kurulduğunu ve o dönemdeki önemini de anlatan Sezai Sevim, şunları söyledi:
"Türklerde tam anlamıyla olmasa bile bir şehircilik kavramı var. Az önce belirttiğim gibi yayla ve kışlıklarda yaşamaları ve büyük coğrafya dolaşmamaları. O zamanlar ipek yolu Yenişehir‘in çok yakınlarından geçiyordu. Bursa ve İznik‘in alınmasında stratejik bir öneme sahip olduğu için Yenişehir kuruldu".
Yenişehir‘in yerleşik olarak kurulan ilk Osmanlı şehri olduğunu ve Bursa alınana kadar başkentlik yaptığını altını çizen Sevim, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yenişehir kurulduktan sonra Bursa‘nın alınmasının planları burada yapıldı. İznik‘in 1326 yılına kadar kuşatma altında tutulmasının planları, temelleri burada atıldı. O zamanlar burası bir başkent görevi görmekteydi".
Yenişehir‘in Selçuklu tipi bir şehircilik anlayışı ile kurulduğunu dile getiren Sezai Sevim, "Selçuklularda cami ve medreseler şehrin tam ortasında olurdu. Yenişehir de bu şekilde kurulmuş. Bayramların, şenliklerin kutlandığı meydanlar ise şehrin dışına kurulmuştur. Çarşı denilen yerler de şehir merkezine, yani mabede yakın yerlerde. Osman Gazi‘nin kurduğu Yenişehir‘de elbette kervansaraylar, hamamlar, camiler, medreseler vardı. Fakat tarihte yaşanan büyük depremler ve Yenişehir‘in şansızlığından dolayı bu yapılar günümüze intikal edemedi" diye konuştu.
"MUHTEŞEM YÜZYIL GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR"
Panelin son bölümü soru cevap şeklinde geçti. Bir soru üzerine konuşan Prof. Dr. Enver Konukçu, tarihimize yeteri kadar sahip çıkılmamasından şikayet etti. Muhteşem Yüzyıl gibi gerçeği yansıtmayan dizilerle insanlara yanlış bilgiler aktarıldığını söyleyen Konukçu, "Biz diziyi yazanları uyardık, fakat her hangi bir değişikliğe gidilmedi" dedi.
Nobel Ödüllü Yazar Orhan Pamuk‘a da tepkisini dile getiren Konukçu, "Orhan Pamuk, Türklerin 1,5 milyon Ermeni‘yi katlettiği yalanını söyleyeceğine bunları araştırıp gündeme getirsin" diye konuştu.
Konukçu, yapılacak arkeolojik kazılarla Osman Gazi tarafından kurulan Yenişehir‘den kalıntılar bulunabilirse, Osmanlı‘nın kuruluşunun büyük ölçüde aydınlanabileceğine işaret etti.
Çok sayıda insanın ilgiyle dinlediği panelde Kaymakam Samet Ercoşkun ve Yenişehir Belediye Başkanı Bülent Hamdi Cingil de kısa bir konuşma yaptı. Cingil, bu tür faaliyetleri desteklediklerini, Yenişehir‘in tarihini ön plana çıkartmak için yapılan çalışmaların daha da artarak süreceğini kaydetti.
Kaynak: İHA
Erzurum Atatürk Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Enver Konukçu, Orhan Gazi‘nin oğlu Süleyman Paşa‘yı anlattı. "Yenişehir‘in kurulmasından önce Söğüt-Domaniç çevresinde yaşayan Osmanlı Beyliği konar göçer bir hayat sürmekteydi" diyen Konukçu, "Fakat bu bildiğiniz bir göçebe hayatı değildi. Yazın yaşlı, kışın kışlaklara çıkarlardı" dedi.
Yenişehir‘de Süleyman Paşa türbesi olduğunu, fakat içinin boş olduğunu belirten Konukçu, Süleyman Paşa‘nın Yenişehir‘i çok sevdiğini bildirdi. Yenişehir‘in o zamanlar bölge olarak stratejik bir önemi haiz olduğunu ve burada birçok mühim şahsiyet yetiştiğini anlatan Konukçu, birçok padişahın yolunun Yenişehir‘den geçtiğini, bunun için seyahatnamelerin taranması gerektiğini ifade etti.
"TÜRKLER TAM ANLAMIYLA GÖÇEBE BİR HAYAT SÜRMEDİLER"
Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Sezai Sevim de, "Payitaht Yenişehir" konulu bir konuşma anlattı. Ertuğrul Gazi‘nin Selçuklu ordusunda bir uç beyi olduğunu söyleyen Sevim, Ertuğrul Gazi‘nin Selçuklu askeri düzenini, stratejisini ve manevralarını çok iyi bildiğini anlattı. Bazı askerlerin savaşa hazırlanmasından Ertuğrul Gazi‘nin sorumlu olduğunu kaydeden Sevim, ". Ertuğrul Gazi Söğüt-Domaniç‘e gelince, burada ölümüne kadar verilen görevleri yerine başarı ile getirdi. Ertuğrul Gazi‘nin oğlu Osman Gazi de babasından devraldığı görevi başarı ile yerine getirmeye devam etti" diye konuştu..
Türklerin genelde batılıların gözünde şehircilikten anlamayan, dağlı insanlar olarak değerlendirildiğine dikkat çeken Sevim, bunun doğru olmadığını belirterek, "Türkler tam bir göçebe hayat sürmedi. Göçebelik demek, geniş coğrafyalar üzerinde sürekli hareketlilik demektir. Türkler ise yazın yayla, kışın kışlaklarda yaşardı. Bunun en güzel delillerinden biri de, en eski halı kalıntılarının Türklere ait olmasıdır. Göçebe bir toplum, o halı tezgahlarını nasıl taşısın?" diye sordu.
Sevim, o dönemlerde Türklerin çok gelişmiş olmasa da deri işlediklerini kaydetti.
"BURSA VE İZNİK‘İN ALINMASININ PLANLARI YENİŞEHİR‘DE YAPILDI"
Yenişehir‘in neden kurulduğunu ve o dönemdeki önemini de anlatan Sezai Sevim, şunları söyledi:
"Türklerde tam anlamıyla olmasa bile bir şehircilik kavramı var. Az önce belirttiğim gibi yayla ve kışlıklarda yaşamaları ve büyük coğrafya dolaşmamaları. O zamanlar ipek yolu Yenişehir‘in çok yakınlarından geçiyordu. Bursa ve İznik‘in alınmasında stratejik bir öneme sahip olduğu için Yenişehir kuruldu".
Yenişehir‘in yerleşik olarak kurulan ilk Osmanlı şehri olduğunu ve Bursa alınana kadar başkentlik yaptığını altını çizen Sevim, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yenişehir kurulduktan sonra Bursa‘nın alınmasının planları burada yapıldı. İznik‘in 1326 yılına kadar kuşatma altında tutulmasının planları, temelleri burada atıldı. O zamanlar burası bir başkent görevi görmekteydi".
Yenişehir‘in Selçuklu tipi bir şehircilik anlayışı ile kurulduğunu dile getiren Sezai Sevim, "Selçuklularda cami ve medreseler şehrin tam ortasında olurdu. Yenişehir de bu şekilde kurulmuş. Bayramların, şenliklerin kutlandığı meydanlar ise şehrin dışına kurulmuştur. Çarşı denilen yerler de şehir merkezine, yani mabede yakın yerlerde. Osman Gazi‘nin kurduğu Yenişehir‘de elbette kervansaraylar, hamamlar, camiler, medreseler vardı. Fakat tarihte yaşanan büyük depremler ve Yenişehir‘in şansızlığından dolayı bu yapılar günümüze intikal edemedi" diye konuştu.
"MUHTEŞEM YÜZYIL GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR"
Panelin son bölümü soru cevap şeklinde geçti. Bir soru üzerine konuşan Prof. Dr. Enver Konukçu, tarihimize yeteri kadar sahip çıkılmamasından şikayet etti. Muhteşem Yüzyıl gibi gerçeği yansıtmayan dizilerle insanlara yanlış bilgiler aktarıldığını söyleyen Konukçu, "Biz diziyi yazanları uyardık, fakat her hangi bir değişikliğe gidilmedi" dedi.
Nobel Ödüllü Yazar Orhan Pamuk‘a da tepkisini dile getiren Konukçu, "Orhan Pamuk, Türklerin 1,5 milyon Ermeni‘yi katlettiği yalanını söyleyeceğine bunları araştırıp gündeme getirsin" diye konuştu.
Konukçu, yapılacak arkeolojik kazılarla Osman Gazi tarafından kurulan Yenişehir‘den kalıntılar bulunabilirse, Osmanlı‘nın kuruluşunun büyük ölçüde aydınlanabileceğine işaret etti.
Çok sayıda insanın ilgiyle dinlediği panelde Kaymakam Samet Ercoşkun ve Yenişehir Belediye Başkanı Bülent Hamdi Cingil de kısa bir konuşma yaptı. Cingil, bu tür faaliyetleri desteklediklerini, Yenişehir‘in tarihini ön plana çıkartmak için yapılan çalışmaların daha da artarak süreceğini kaydetti.