Bto Genel Sekreteri Dur Uluslararası Ticaret Akademisini Tamamladı

Balıkesir Ticaret Odası (BTO) Genel Sekreteri Erdoğan Dur, Eurochambers Uluslararası Ticaret Akademisini tamamladı. Belçika‘nın Başkenti Brüksel‘de gerçekleşen akademiye dünyanın 26 değişik ülkesinden 36 üst düzey oda temsilcisi katıldı.

Bto Genel Sekreteri Dur Uluslararası Ticaret Akademisini Tamamladı
Brüksel‘deki akademiyle alakalı bilgi veren BTO Genel Sekreteri Erdoğan Dur, değişen ticari hareketin anlatılması, değişen kuralların anlaşılması ve değişik ülkelerde yapılan uygulamaların paylaşılarak, ticari hayata katkı sağlayacak şekle dönüştürülmesi hedeflenen akademiden mezun olan yöneticilerin bulundukları bölge ticari hayatına katkı yapmalarının beklendiğini, bu paralelde Balıkesir Ticaret Odası Genel Sekreteri olarak bu çalışmalarla edindiği bilgi ve tecrübeyi yeni projelerle birleştirerek Balıkesir ekonomisinin hizmetine sunmayı hedeflediğini bildirdi.

BRÜKSEL‘DEN TÜRKİYE ANALİZİ

DUR: "TÜRKİYE PARLAYAN YILDIZ, İSTANBUL DÜNYANIN MERKEZİ"

BTO Genel Sekreteri Erdoğan Dur, 26 ülkeden temsilcilerin katıldığı uluslararası ticaret akademisindeki konuşmalar ve görüşmelerin dünyanın yeni ticari şekillenmesi ve Türkiye‘nin bu perspektiften konumunun ne olduğu ile ilgili ipuçları vermesinden dolayı program boyunca edindiği izlenimleri Balıkesir iş dünyasına aktarmak istediğini anlattı. Uçakta AB Komisyon Toplantıları için Brüksel‘e giden Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Çağrı Erhan ile birlikte yolculuk eden BTO Genel Sekreteri Erdoğan Dur, Brüksel havalimanına inerken edindiği intibaı ve Brüksel izlenimlerini şöyle aktarıyor;

"Havalimanına inerken bir şey takılıyor gözümüze. Avrupa Birliğinin merkezi Brüksel havalimanı ve az sayıda park halindeki uçaklar. İnsanın aklına hemen geliveriyor, burası Avrupa Birliğinin merkezi ise İstanbul herhalde dünyanın merkezi. Benzetme bir yana, katılmış olduğum akademide 36 katılımcı 26 değişik ülkeden geliyordu. Dünyanın dört bir köşesinden insanlar vardı. Gelişler hakkında konuşurken, Ermenistan, Hindistan, Beyaz Rusya, Ürdün temsilcileri aynı şeye işaret ediyordu. İstanbul üzerinden aktarma ile Brüksel‘e gelmişlerdi. İstanbul bugün itibarı ile gerçekten hava yolculuğu için lojistik bir üst haline geldi. Ve bu özelliğini her geçen gün geliştirecek gibi gözüküyor. Tunus ve Ürdün temsilcileri ile konuşuyorum. Konuştuğum temsilciler 25 yıl üstü uluslararası deneyime sahip, ülkelerinin konuları ile ilgili önde gelen kişileri. Bu kişilerin üstüne basa basa söyledikleri tespitler; Balıkesir Ticaret Odası olarak son üç yıldır gittiğimiz; Fransa, Almanya, Bosna-Hersek, Katar, Suriye deki izlenimlerimizle aynı şeyler. Ülke içinden belli olmuyor. Görüşler farklı olabilir. Ama bir gerçek var. Fotoğrafın tümüne dışarıdan bakıldığında Türkiye‘nin tüm Arap dünyasının ve etkileşim halindeki pek çok ülkenin yükselen yıldızı, saygı duyulan ülkesi olduğu anlaşılıyor. Saydığım ülkelere fuarlar dolayısı ile gidip stand kurduğumuzda ziyaretçilere bir hatıra olarak Türk bayrağı rozeti dağıtıyoruz. Fransa‘da da, Suriye‘de de durum aynı, bizim Türk bayrağı rozetleri kapış kapış gidiyor. Lütfen kendinize sorun. Siz bir başka ülkenin rozet bayrağına ilgi duyar mısınız? Yakanıza takar mısınız? Akademiye geri döndüğümüzde Fransız odasının Ürdün‘deki Ürdünlü temsilcisi giymiş olduğu pantolonu gösteriyor ve bunu gururla söylüyor, ‘Türk malı‘ diye. Teknolojik ürünler ve marka ürünler dışında tekstilde kaç ülkenin ürünü gösterilir ve şu ülkenin ürünü diye söylenir? Ortadoğu, Afrika değişiyor. Muhtemelen yeni planlamalar çoktan yapıldı, liderler belirlendi. Kaybedilen zamanın karşısında yeni fırsatlar duruyor. Bütün konuşmalardan şu ortaya çıkıyor. Avrupa Birliği merkez ülkeleri gelişmiş ülkeler, ama yorgunlar, yavaşlar, hantallar ve hedefleri zayıflıyor. Çin‘den korkuyorlar. Hindistan‘dan, Brezilya‘dan, Rusya‘dan, Türkiye‘den tedirginler. Eğitim için hazırlanan pek çok slaytta sık sık 3-4 ülkeden örnek veriliyordu. Bu ülkelerin içinde Türkiye hep vardı. Hollandalı hoca dünyanın her bir yanını gezmişti. Son 15-20 yılını gelişen pazarlara ayırmış. Türkiye deyince gözleri parlıyordu. Pek çok kez geldiği Türkiye için ‘İnanılmaz, genç, girişken, saldırgan KOBİ‘ler, aktif‘ diyerek ülke ekonomisinin geleceği için duymaktan son derece memnun olduğum değerlendirmelerde bulunuyordu. Alternatif olanaklar konuşulurken Sırbistan temsilcisi ‘Nasıl olacak? Tatil yapmayı düşünüyorum. Benim bile aklıma ilk Türkiye geliyor. Bu durumda biz nasıl diyeceğiz insanlara tatilinizi Sırbistan‘da geçirin diye.‘ Fikrini dile getirirken Türkiye‘nin hızla potansiyelini artırabileceği bir sektöre işaret ediyordu. Son günlerin gelişen pazarlar ile birlikte moda bir deyim ortaya atıldı. BRIC ülkeleri ( Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) diye kısaca tarif ediliyorlar. Dünya Ticaret Örgütü gibi birkaç uluslar arası kuruluşun bir araya gelerek hazırladığı indikatöre göre 2010 yılında dünyanın en hızlı gelişen 27 pazarı arasında, Çin, Hindistan, Ruya, Meksika, Brezilya‘nın ardından 6. sırada Türkiye geliyor. Tarun Khanna Harvard Business School‘un gözde profesörü. Bütün dünyada ilgiyle takip edilen yeni kitabında, (How Companies Break Into Emerging Markets) katıldığı televizyon programlarında ticaretin yeni dengeleri ile ilgili işaret ettiği birkaç ülkeden biri olan Türkiye‘yi anlatıyor insanlara. ‘A traveller without knowledge is a bird without wings‘ yani ‘bilgisiz seyahat eden kanatsız kuşa benzer‘, 13. Yüzyılda Sa‘di Gulistan‘a ait bir söz. Gelecek için yapılması gerekenlere 13. Yüzyıldan yol gösteriyor. Yeni bir pazara, yeni bir işe girerken kendimize hangi soruları sormalıyız? Bu soruların cevaplarına hangi kaynaklardan ulaşmalıyız? Hollanda gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 80‘ini ihracattan meydana getiriyor. Bu inanılmaz yükseklikte bir oran. Ama aynı Hollanda pek çok ülke gibi bugün Çin‘den korkuyor. Çini anlamaya çalışıyor. Hollanda‘nın başkenti Amsterdam‘ın nüfusu yaklaşık 800 bin, Çin‘de 150 şehrin nüfusu 1 milyonun üzerinde. 30 şehrin nüfusu 4 milyonun üzerinde. Hollandalı ihracatçı bütün ihracat kabiliyetine rağmen maliyetle ilgili pek çok analiz yaparken, Çinli ihracatçı ilk girdiği pazarda; istenilen ürünü istenilen fiyata göre üretiyor ve satıyor. Ve bütün engelleme, argümanlarına rağmen Çin‘in pazara girişi engellenemiyor. Hollandalı oda temsilcileri bu sorunları çözmek için son 10 yılda 60 ülkeyi ziyaret ettiklerini ifade ediyor. Türkiye olarak önümüze çıkan yeni fırsatları çok iyi değerlendirmeliyiz. Mevcut dinamiklerin doğru kullanılması halinde ülkemizin dünya üzerinde çok büyük ekonomik bir güç olacağı açıktır. Önümüzdeki dönemde başarının ve ilerlemenin anahtarı iletişim olacak. Başarılı bir iletişim için daha çok sosyalleşmeye ihtiyacımız var. Daha çok sosyalleşme için daha az televizyon seyredip, etrafımızdakilere daha çok zaman ayırmalı, daha çok kitap okuyup, basılı yayın takip etmeliyiz diye düşünüyorum. Balıkesir Ticaret Odası olarak bizler de değişen ticari şartlar doğrultusunda üyelerimize rehber olmamız gerektiği, başarılı bir yol haritası çizilmesi için destek olunması gerektiğinin farkındayız. Oda yönetimimizin üzerinde çalıştığı ve yakın zamanda açıklanacak olan birkaç proje ile Odamız üstlendiği farkındalığın örneklerini sunmaya çalışacaktır."

Kaynak: İHA