Türkiye‘nin ‘2023‘ Hedefi
Adana Sanayi Odası (ADASO) Yönetim Kurulu Başkanı Sadi Sürenkök, Türkiye‘nin 2023 yılı için ortaya konulan hedeflere ulaşabilmesi için üretime ağırlık verilerek büyük yatırımların ardı ardına hayata geçirilmesi, ekonomiye de sanayi aracılığıyla sıcak para akışının sağlanması gerektiğini söyledi.
Krizlerin, kolay kolay fırsata çevrilmediğine dikkat çeken Sürenkök, bu noktada bir takım fırsat ve avantajların elde tutulması, devletin de bu konuda sanayici ve işadamlarına katkıda bulunması gerektiğini hatırlattı. Türkiye‘de sanayicilere devletin yeteri kadar destek vermediğini anlatan Sürenkök, "Bugün, Avrupa‘da sanayicilere sunulan fırsatlar, Türk sanayicisine sunulması halinde Türkiye bir numara haline gelir" dedi.
Türkiye Cumhuriyeti‘nin kuruluşunun 100. yıldönümüne denk gelen 2023 yılı için ortaya konulan; 500 milyar dolarlık ihracat hedefine dikkat çeken Sürenkök, söz konusu hedefe ulaşılabilmesi için sanayiciye gereken desteğin verilmesinin bir zorunluluk olduğunu ve bunun sağlanması halinde Türkiye‘nin 2023 yılından da önce 500 milyar dolarlık bir ihracat rakamına ulaşabileceğinin altını çizdi.
İŞ DÜNYASI OLARAK DEVLETTEN ‘TEŞVİK‘ GİBİ BİR BEKLENTİMİZ YOK
İstihdamın üzerindeki yüklerin düşürülmesi gerektiğini vurgulayan Sürenkök, dünya piyasalarında Türk sanayicileri olarak eşit şartlar altında rekabet edemediklerini ve kendi deyimiyle de sanayicinin ayağına adeta pranga bağlandığını dile getirdi. Bu prangalardan kurtulunca koşmaya başlayacaklarını anlatan Sürenkök, şöyle konuştu: "Üzerimize o kadar yük binmiş, ayaklarımıza prangalar vurulmasına rağmen yine de rakiplerimizle rekabet etmeye çalışıyoruz. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Türkiye, bugün dünyanın
en büyük 17. ekonomisi konumunda. Eşit şartlar altında rekabet etme fırsatımız olsaydı tablo çok daha farklı olabilirdi."
İş dünyası olarak devletten ‘teşvik‘ gibi bir beklentilerinin olmadığını ifade eden Sürenkök, beklentilerinin dünya piyasalarında rakipleriyle eşit şartlarda rekabet edebilecekleri bir ortamın sağlanması olduğunu açıkladı.
Uygulanan ‘yanlış teşvik politikaları‘ nedeniyle Adana‘da sanayinin gerilediğini ve işsizliğin de arttığını öne süren Sadi Sürenkök, ürün ve bölge bazında verilen teşviklerin doğru olmadığını, verilecek olan teşvikin de sektörel bazda olması gerektiğini söyledi. Türkiye‘de üretilemeyen bir mala teşvik verilmesi, dışarıdan ithal edilen mallara ise teşvik verilmemesi gerektiğini vurgulayan Sürenkök, yanlış kur politikası başta olmak üzere düşük döviz, aşırı değerli TL politikalarının doğal bir sonucu
olarak Türkiye‘nin bir dönem ihraç etmiş olduğu ürünleri bugün ithal eder hale geldiğini söyledi. Hiçbir ülkenin sadece alım satım yaparak ekonomide bir yere varamayacağı uyarısında bulunan Sürenkök, mutlaka üretim yapılması ve ekonomiye sanayi aracılığıyla sıcak para akışının olması gerektiğini bildirdi.
BUGÜN BU KAPASİTEYLE 500 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT YAPAMAYIZ
Sürenkök, 2023 yılı için konulan 500 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşılabilmesi için Türkiye‘de büyük yatırımların ardı ardına hayata geçirilmesi, üretime önem verilmesi gerektiğini söyledi. Söz konusu yatırımların gerçekleşebilmesi için de devletin sanayiciler olarak bize, rekabet ettiğimiz ülkelerde sanayicilere sunulan fırsatları önümüze koyması gerektiğini anlatan Sürenkök, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Hangi bölgeye ya da ülkeye mal satıyorsak, o bölge veya ülkeyle aynı şartlara sahip olmamız
gerekiyor. Bu konuda da gereken adımların bir an önce atılması gerekiyor."
Türkiye‘nin bugünkü mevcut ekonomik yapısıyla belirlenen hedefe ulaşmasının da zor olduğunu öne süren Sürenkök, 2010 yılında Türkiye‘nin toplam ihracatının 107 milyar dolar olarak açıklandığını ve mevcut kapasiteyle de bunun 5 katı oranında artırılamayacağını dile getirdi.
Türkiye‘de hangi bölgede hangi alanda ve hangi yatırımın gerçekleştirileceğinin en kısa sürede belirlenerek buna göre adım atılması ve doğru politika izlenmesi gerektiğini belirten Sürenkök, hedefe uygun yatırımların gerçekleştirilmesinin de bir zorunluluk olduğunu söyledi. Bugün dünyada hiçbir ülkenin, enerjide bizim kadar dışa bağımlı olmadığını anlatan Sürenkök, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu an üretilen enerjinin yüzde 50‘lik bir bölümü doğalgazdan karşılanıyor. Ama ne yazık ki, doğalgaz da dışarıya
bağımlıyız. İki gün sonra doğalgazı keserlerse rekabet ettiğimiz ülkelerin de gerisinde kalacağız. Bu nedenle tüm yatırımlarımızın bu hedefe uygun olması gerekiyor. Yoksa kuru lafla ‘2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi haline geleceğiz, 500 milyar dolar da ihracat yapacağız. Gayrisafi Yurtiçi Milli Hasılamız 2 milyon TL‘ye çıkacak‘ gibi söylemleri dile getirmekle bunu yapamazsınız. Bunun için çok çalışmamız gerek."
Kaynak: İHA
Türkiye Cumhuriyeti‘nin kuruluşunun 100. yıldönümüne denk gelen 2023 yılı için ortaya konulan; 500 milyar dolarlık ihracat hedefine dikkat çeken Sürenkök, söz konusu hedefe ulaşılabilmesi için sanayiciye gereken desteğin verilmesinin bir zorunluluk olduğunu ve bunun sağlanması halinde Türkiye‘nin 2023 yılından da önce 500 milyar dolarlık bir ihracat rakamına ulaşabileceğinin altını çizdi.
İŞ DÜNYASI OLARAK DEVLETTEN ‘TEŞVİK‘ GİBİ BİR BEKLENTİMİZ YOK
İstihdamın üzerindeki yüklerin düşürülmesi gerektiğini vurgulayan Sürenkök, dünya piyasalarında Türk sanayicileri olarak eşit şartlar altında rekabet edemediklerini ve kendi deyimiyle de sanayicinin ayağına adeta pranga bağlandığını dile getirdi. Bu prangalardan kurtulunca koşmaya başlayacaklarını anlatan Sürenkök, şöyle konuştu: "Üzerimize o kadar yük binmiş, ayaklarımıza prangalar vurulmasına rağmen yine de rakiplerimizle rekabet etmeye çalışıyoruz. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Türkiye, bugün dünyanın
en büyük 17. ekonomisi konumunda. Eşit şartlar altında rekabet etme fırsatımız olsaydı tablo çok daha farklı olabilirdi."
İş dünyası olarak devletten ‘teşvik‘ gibi bir beklentilerinin olmadığını ifade eden Sürenkök, beklentilerinin dünya piyasalarında rakipleriyle eşit şartlarda rekabet edebilecekleri bir ortamın sağlanması olduğunu açıkladı.
Uygulanan ‘yanlış teşvik politikaları‘ nedeniyle Adana‘da sanayinin gerilediğini ve işsizliğin de arttığını öne süren Sadi Sürenkök, ürün ve bölge bazında verilen teşviklerin doğru olmadığını, verilecek olan teşvikin de sektörel bazda olması gerektiğini söyledi. Türkiye‘de üretilemeyen bir mala teşvik verilmesi, dışarıdan ithal edilen mallara ise teşvik verilmemesi gerektiğini vurgulayan Sürenkök, yanlış kur politikası başta olmak üzere düşük döviz, aşırı değerli TL politikalarının doğal bir sonucu
olarak Türkiye‘nin bir dönem ihraç etmiş olduğu ürünleri bugün ithal eder hale geldiğini söyledi. Hiçbir ülkenin sadece alım satım yaparak ekonomide bir yere varamayacağı uyarısında bulunan Sürenkök, mutlaka üretim yapılması ve ekonomiye sanayi aracılığıyla sıcak para akışının olması gerektiğini bildirdi.
BUGÜN BU KAPASİTEYLE 500 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT YAPAMAYIZ
Sürenkök, 2023 yılı için konulan 500 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşılabilmesi için Türkiye‘de büyük yatırımların ardı ardına hayata geçirilmesi, üretime önem verilmesi gerektiğini söyledi. Söz konusu yatırımların gerçekleşebilmesi için de devletin sanayiciler olarak bize, rekabet ettiğimiz ülkelerde sanayicilere sunulan fırsatları önümüze koyması gerektiğini anlatan Sürenkök, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Hangi bölgeye ya da ülkeye mal satıyorsak, o bölge veya ülkeyle aynı şartlara sahip olmamız
gerekiyor. Bu konuda da gereken adımların bir an önce atılması gerekiyor."
Türkiye‘nin bugünkü mevcut ekonomik yapısıyla belirlenen hedefe ulaşmasının da zor olduğunu öne süren Sürenkök, 2010 yılında Türkiye‘nin toplam ihracatının 107 milyar dolar olarak açıklandığını ve mevcut kapasiteyle de bunun 5 katı oranında artırılamayacağını dile getirdi.
Türkiye‘de hangi bölgede hangi alanda ve hangi yatırımın gerçekleştirileceğinin en kısa sürede belirlenerek buna göre adım atılması ve doğru politika izlenmesi gerektiğini belirten Sürenkök, hedefe uygun yatırımların gerçekleştirilmesinin de bir zorunluluk olduğunu söyledi. Bugün dünyada hiçbir ülkenin, enerjide bizim kadar dışa bağımlı olmadığını anlatan Sürenkök, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şu an üretilen enerjinin yüzde 50‘lik bir bölümü doğalgazdan karşılanıyor. Ama ne yazık ki, doğalgaz da dışarıya
bağımlıyız. İki gün sonra doğalgazı keserlerse rekabet ettiğimiz ülkelerin de gerisinde kalacağız. Bu nedenle tüm yatırımlarımızın bu hedefe uygun olması gerekiyor. Yoksa kuru lafla ‘2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi haline geleceğiz, 500 milyar dolar da ihracat yapacağız. Gayrisafi Yurtiçi Milli Hasılamız 2 milyon TL‘ye çıkacak‘ gibi söylemleri dile getirmekle bunu yapamazsınız. Bunun için çok çalışmamız gerek."