Şentop: Ergenekon’Dan Mahkum Olanların Milletvekillikleri Seçilseler Bile Düşer
AK Parti’nin anayasa hukukçusu milletvekili adayı Prof.
AK Parti’nin anayasa hukukçusu milletvekili adayı Prof. Dr Mustafa Şentop, mahkûmiyet kararı çıkması halinde milletvekili seçilen Ergenekon sanıklarının vekilliğinin düşeceğini söyledi. BDP’li Sebahat Tuncel’in durumunun Ergenekon sanıklarından farklı olduğunu anlatan Şentop, “Tuncel’de mahkeme, delili karatma şüphesinden ziyade, kaçma şüphesinden dolayı tutukluluğu kaldırıldı. Ergenekon tutuklularında delillerin karartılması şüphesi söz konusu.” dedi.
Cihan Haber Ajansı (Cihan)’na konuşan Şentop, Ergenekon davasının dokunulmazlık kapsamana girmediğinin altını çizdi. “Ergenekon davası yargılama ve sonuçları, bu kişilerin milletvekili olmasının kapsamı dışındadır.” diyen Şentop, şöyle devam etti: “1982 Anayasası’na göre iki istisnai durum var. Bir, ağır cezalık suçüstü halidir. İki, Anayasa’nın 14. Maddesi kapsamına giren suçlarla ilgili olarak, kişi, milletvekili seçilmeden önce soruşturma başlatılmışsa eğer, milletvekili seçilse de o soruşturma konusu dokunulmazlık kapsamına girmez. Ergenekon davası da milletvekili seçilmeden başladığı için, bu şahıslar milletvekili seçilseler de yargılanmaya devam edilecek. Bu yargılama dokunulmazlık kapsamına girmeyecektir. Var sayalım ki; mahkeme tutukluluk halini kaldırdı ve şahıslar TBMM’ye girdiler, yemin ettiler; milletvekilliğine devam ediyorlar. Bir sene sonra mahkemenin ulaştığı deliller, tutuklanmayı gerektiriyorsa mahkeme tutuklama kararı verebilir. Ayrıca dava sonuçlandığında mahkûmiyet kararı çıkarsa, bu kararı mahkeme infaz edebilir ve bu mahkûmiyet kararı ile milletvekilliğinin düşmesi de otomatik olarak olabilir.”
TUNCEL’E TEPKİ GÖSTERENLER, ŞİMDİ ONU EMSAL GÖSTERİYOR
BDP’li Sebahat Tuncel’in durumuyla Ergenekon tutukluları arasında büyük farklar olduğunu ifade eden Şentop, “Bir kişi milletvekili seçilince onun tutukluluk hali kendiliğinden otomatik olarak kalkmaz. Bunun için mahkemenin tutukluluğun kaldırılmasına dair karar vermesi gerekir. Mahkeme değerlendirme üzerine tutukluluğun devamına ya da kaldırılmasına karar verebilir. BDP’li Sebahat Tuncel’in durumu ile kıyaslama yapılıyor. Çok enteresan. Sebahat Tuncel’e tepki gösterenler, şimdi cezaevinde iken Sebahat Tuncel yöntemi ile dışarı çıkmaya çalışıyor. Sebahat Tuncel’de mahkeme, delili karatma şüphesinden ziyade, kaçma şüphesinden dolayı tutukluluğu kaldırıldı. Ergenekon tutukluların da delillerin karartılması şüphesi söz konusu... Dolayısı ile vekil seçildikten sonra tutukluluk halinin kaldırılması doğru değildir. Burada uygulanamaz. Böylece milletvekili olsalar bile cezaevinden çıkamazlar. Yemin etmediği için de milletvekili olamazlar. Çünkü delillerin karartılması olayı belki vekil seçildikten sonra daha da artabilir. “
Şeptop, CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ergenekon sanıklarının adaylıklarının arkasında durmasını ise “Özrü kabahatinden büyük.” şeklinde değerlendirdi. Şentop, “Kılıçdaroğlu, ‘Bunlar hırsızlık, yolsuzluk mu yapmış?’ diyor. Ceza kanununda hırsızlık, yolsuzluk suçtur doğru. Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs de bir suçtur. Anayasal düzen milletin sadece malını değil, her şeyini ortadan kaldıracak bir şeydir. Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, milletin iradesine bir tecavüzdür. Bu, yüz kızartıcı suçlardan daha ağırdır. Anlaşılıyor ki Sayın Kılıçdaroğlu bu davayı bir suç gibi görmüyor veya hafif bir suç gibi telakki ediyor, bu çok vahim bir durum. Aday göstermek bir kabahatse ona gösterdiği özür daha vahimdir.” dedi.
‘LAPTOP KULLANAMAYAN HÂKİM VE SAVCILAR, EMEKLİLİĞİNİ İSTEDİ’
Yargı kökenli hukukçuların dünyayı, Türkiye’yi iyi okuyamadıklarını ve teknolojik gelişmeleri iyi takip edemediğini belirten Mustafa Şentop, UYAP’a geçiş sürecinde bazı yargı mensuplarının laptop kullanamadığı için emekliliklerini istediğini aktardı. Şentop, şunları kaydetti: “Yargı kökenli hukukçularımızın dünyayı, Türkiye’yi, teknik gelişmeleri iyi takip edemiyorlar. Bunu çok net olarak gördük. Adalet Bakanlığı’nın başlattığı ulusal yargı ağı projesi olan UYAP var. Bu proje kapsamında hâkim ve savcılara laptop dağıtıldı zimmetli olarak. Bundan sonra kararlarını, işlemlerini doğrudan bu ulusal yargı ağına girecek hâkim ve savcılar. Hâkimler, savcılar arasında çok enteresan, ciddi ölçüde sırf laptop kullanma mecburiyetinden dolayı emekliliğini isteyenler oldu.”
‘PROFESÖR OLDUĞUM GÜN, BAŞBAKAN ADAYLIK TEKLİF ETTİ’
Adaylık süreciyle ilgili soruları cevaplandıran Mustafa Şentop, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın profesör olduğu gün aramasının etkili olduğunu ifade etti. Şentop, “Temmuz ayı civarında ilk defa önümüzdeki dönemde beraber çalışacağımıza yönelik bir temenni dile getirilmişti. Başbakan’dan temenniyi getiren Adalet Bakanı Sadullah Bey’di. Son olarak da Sayın Başbakan beni. 9 Mart‘ta profesör olduktan birkaç saat sonra aradı ve üniversiteden istifa edip adaylık için başvurmamı istedi. Ben de bunun üzerine ertesi gün istifa ettim. Başbakan aramasaydı re’sen gidip aday olmazdım.” dedi.
Cihan Haber Ajansı (Cihan)’na konuşan Şentop, Ergenekon davasının dokunulmazlık kapsamana girmediğinin altını çizdi. “Ergenekon davası yargılama ve sonuçları, bu kişilerin milletvekili olmasının kapsamı dışındadır.” diyen Şentop, şöyle devam etti: “1982 Anayasası’na göre iki istisnai durum var. Bir, ağır cezalık suçüstü halidir. İki, Anayasa’nın 14. Maddesi kapsamına giren suçlarla ilgili olarak, kişi, milletvekili seçilmeden önce soruşturma başlatılmışsa eğer, milletvekili seçilse de o soruşturma konusu dokunulmazlık kapsamına girmez. Ergenekon davası da milletvekili seçilmeden başladığı için, bu şahıslar milletvekili seçilseler de yargılanmaya devam edilecek. Bu yargılama dokunulmazlık kapsamına girmeyecektir. Var sayalım ki; mahkeme tutukluluk halini kaldırdı ve şahıslar TBMM’ye girdiler, yemin ettiler; milletvekilliğine devam ediyorlar. Bir sene sonra mahkemenin ulaştığı deliller, tutuklanmayı gerektiriyorsa mahkeme tutuklama kararı verebilir. Ayrıca dava sonuçlandığında mahkûmiyet kararı çıkarsa, bu kararı mahkeme infaz edebilir ve bu mahkûmiyet kararı ile milletvekilliğinin düşmesi de otomatik olarak olabilir.”
TUNCEL’E TEPKİ GÖSTERENLER, ŞİMDİ ONU EMSAL GÖSTERİYOR
BDP’li Sebahat Tuncel’in durumuyla Ergenekon tutukluları arasında büyük farklar olduğunu ifade eden Şentop, “Bir kişi milletvekili seçilince onun tutukluluk hali kendiliğinden otomatik olarak kalkmaz. Bunun için mahkemenin tutukluluğun kaldırılmasına dair karar vermesi gerekir. Mahkeme değerlendirme üzerine tutukluluğun devamına ya da kaldırılmasına karar verebilir. BDP’li Sebahat Tuncel’in durumu ile kıyaslama yapılıyor. Çok enteresan. Sebahat Tuncel’e tepki gösterenler, şimdi cezaevinde iken Sebahat Tuncel yöntemi ile dışarı çıkmaya çalışıyor. Sebahat Tuncel’de mahkeme, delili karatma şüphesinden ziyade, kaçma şüphesinden dolayı tutukluluğu kaldırıldı. Ergenekon tutukluların da delillerin karartılması şüphesi söz konusu... Dolayısı ile vekil seçildikten sonra tutukluluk halinin kaldırılması doğru değildir. Burada uygulanamaz. Böylece milletvekili olsalar bile cezaevinden çıkamazlar. Yemin etmediği için de milletvekili olamazlar. Çünkü delillerin karartılması olayı belki vekil seçildikten sonra daha da artabilir. “
Şeptop, CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ergenekon sanıklarının adaylıklarının arkasında durmasını ise “Özrü kabahatinden büyük.” şeklinde değerlendirdi. Şentop, “Kılıçdaroğlu, ‘Bunlar hırsızlık, yolsuzluk mu yapmış?’ diyor. Ceza kanununda hırsızlık, yolsuzluk suçtur doğru. Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs de bir suçtur. Anayasal düzen milletin sadece malını değil, her şeyini ortadan kaldıracak bir şeydir. Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs, milletin iradesine bir tecavüzdür. Bu, yüz kızartıcı suçlardan daha ağırdır. Anlaşılıyor ki Sayın Kılıçdaroğlu bu davayı bir suç gibi görmüyor veya hafif bir suç gibi telakki ediyor, bu çok vahim bir durum. Aday göstermek bir kabahatse ona gösterdiği özür daha vahimdir.” dedi.
‘LAPTOP KULLANAMAYAN HÂKİM VE SAVCILAR, EMEKLİLİĞİNİ İSTEDİ’
Yargı kökenli hukukçuların dünyayı, Türkiye’yi iyi okuyamadıklarını ve teknolojik gelişmeleri iyi takip edemediğini belirten Mustafa Şentop, UYAP’a geçiş sürecinde bazı yargı mensuplarının laptop kullanamadığı için emekliliklerini istediğini aktardı. Şentop, şunları kaydetti: “Yargı kökenli hukukçularımızın dünyayı, Türkiye’yi, teknik gelişmeleri iyi takip edemiyorlar. Bunu çok net olarak gördük. Adalet Bakanlığı’nın başlattığı ulusal yargı ağı projesi olan UYAP var. Bu proje kapsamında hâkim ve savcılara laptop dağıtıldı zimmetli olarak. Bundan sonra kararlarını, işlemlerini doğrudan bu ulusal yargı ağına girecek hâkim ve savcılar. Hâkimler, savcılar arasında çok enteresan, ciddi ölçüde sırf laptop kullanma mecburiyetinden dolayı emekliliğini isteyenler oldu.”
‘PROFESÖR OLDUĞUM GÜN, BAŞBAKAN ADAYLIK TEKLİF ETTİ’
Adaylık süreciyle ilgili soruları cevaplandıran Mustafa Şentop, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın profesör olduğu gün aramasının etkili olduğunu ifade etti. Şentop, “Temmuz ayı civarında ilk defa önümüzdeki dönemde beraber çalışacağımıza yönelik bir temenni dile getirilmişti. Başbakan’dan temenniyi getiren Adalet Bakanı Sadullah Bey’di. Son olarak da Sayın Başbakan beni. 9 Mart‘ta profesör olduktan birkaç saat sonra aradı ve üniversiteden istifa edip adaylık için başvurmamı istedi. Ben de bunun üzerine ertesi gün istifa ettim. Başbakan aramasaydı re’sen gidip aday olmazdım.” dedi.