Demokrat Yargı: Yargı Çalışanlarının Terfi Ve İş Yükü Sorunları Çözülmeli
Demokrat Yargı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)‘nun aylık yıpranma payı, terfi ve iş yükü gibi acil yargı sorunlarını çözmesini istedi.
Demokrat Yargı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)‘nun aylık yıpranma payı, terfi ve iş yükü gibi acil yargı sorunlarını çözmesini istedi.
Yazılı bir açıklama yapan Demokrat Yargı, HSYK tarafından "Yargıda Durum Analizi Toplantıları" adı altında düzenlenen toplantı ve çalışma serisinin sonuncusunun, 27-29 Nisan 2011 tarihleri arasında Sapanca‘da gerçekleştirileceğini hatırlattı.
Yargı ile yargı idaresinin buluşmasına ilişkin bu girişimin olumlu yanlarının inkâr edilemeyeceğinin belirtildiği açıklamada, ancak bugüne kadar uygulanan çalışma biçimi, tarzı ve üslubu itibariyle toplantıların bir ‘ünite-küme çalışması‘nın ötesine geçemediği, hâkim savcıların vaat edilen diyaloğun bir parçası olmak yerine kümelerin ‘etkisiz elemanı‘ olarak ancak bir ‘varlık‘ gösterebildikleri, HSYK tarafından izin verilen alan ve sınırlar dışında, toplantı ve çalışmanın biçim, içerik ve gündemlerini belirleme haklarının dışlandığı, gelinen noktada toplantıların yanlış ve sorunlu bir biçimde formüle edildiğini iddia edildi.
‘Yargıda Durum Analizi Sapanca Toplantısı‘nın tüm bu sorunları aşacak şekilde yeni, işlevsel ve diyaloğa açık bir biçimde yeniden yapılandırılması için; yargının acil ve birincil sorunlarının dışındaki ‘ünite-küme‘ çalışmasının terk edilerek, iki temel noktada görüşme ve çalışmaların yürütülmesinin istendiği açıklamada, çalışma ve görüşmeler neticesinde hâkim ve savcılar tarafından belirlenen ilke ve eğilimlerin temel bir metne bağlanması, bu metnin bir sözleşme olarak kabul edilmesi ve toplantı sonrasındaki süreçte, HSYK‘nın eylem ve uygulamalarının bu sözleşme üzerinden denetlenmesi gerektiği kaydedildi.
HSYK‘nın, özellikle geçmiş 6 aylık süreçteki performansı, eylem ve uygulamaları ile zihniyetinin sorgulanmasına ilişkin atama kararnamelerinin hazırlanma süreci başta olmak üzere terfi, yetki, disiplin meselelerinde temel ilkelerin oluşturulması ve bu ilkelere uygun hareket edilip edilmediğinin yargı ve ülke kamuoyu tarafından denetlenmesi yollarının tartışılması, 12 Haziran sonrası yapılacak yeni anayasada bunları sağlayacak yeni bir HSYK‘nın yapısı gibi konular toplantıların ana gündemini oluşturması gerektiğinin savunulduğu açıklamada, "Aylık, yıpranma payı, terfi ve iş yükü vb. gibi acil yargı sorunlarına ilişkin şimdiki hükümet ve gelecek meclis nezdinde girişimlerde bulunmak konusunda bir program ve takvim oluşturulmalı, HSYK üyeleri ile hakim ve savcılar tarafından seçilecek temsilcilerin katılımı sonucu, bu süreci örgütleyecek bir heyet oluşturulmalıdır. Bu çağrımız, hem 12 Eylül 2010 referandumu ile arzulanan hakim-savcı temsilinin kaçınılmaz bir sonucu, hem de HSYK seçimlerinin geç kalmış, ama vazgeçilmez bir unsurudur." denildi.
Yazılı bir açıklama yapan Demokrat Yargı, HSYK tarafından "Yargıda Durum Analizi Toplantıları" adı altında düzenlenen toplantı ve çalışma serisinin sonuncusunun, 27-29 Nisan 2011 tarihleri arasında Sapanca‘da gerçekleştirileceğini hatırlattı.
Yargı ile yargı idaresinin buluşmasına ilişkin bu girişimin olumlu yanlarının inkâr edilemeyeceğinin belirtildiği açıklamada, ancak bugüne kadar uygulanan çalışma biçimi, tarzı ve üslubu itibariyle toplantıların bir ‘ünite-küme çalışması‘nın ötesine geçemediği, hâkim savcıların vaat edilen diyaloğun bir parçası olmak yerine kümelerin ‘etkisiz elemanı‘ olarak ancak bir ‘varlık‘ gösterebildikleri, HSYK tarafından izin verilen alan ve sınırlar dışında, toplantı ve çalışmanın biçim, içerik ve gündemlerini belirleme haklarının dışlandığı, gelinen noktada toplantıların yanlış ve sorunlu bir biçimde formüle edildiğini iddia edildi.
‘Yargıda Durum Analizi Sapanca Toplantısı‘nın tüm bu sorunları aşacak şekilde yeni, işlevsel ve diyaloğa açık bir biçimde yeniden yapılandırılması için; yargının acil ve birincil sorunlarının dışındaki ‘ünite-küme‘ çalışmasının terk edilerek, iki temel noktada görüşme ve çalışmaların yürütülmesinin istendiği açıklamada, çalışma ve görüşmeler neticesinde hâkim ve savcılar tarafından belirlenen ilke ve eğilimlerin temel bir metne bağlanması, bu metnin bir sözleşme olarak kabul edilmesi ve toplantı sonrasındaki süreçte, HSYK‘nın eylem ve uygulamalarının bu sözleşme üzerinden denetlenmesi gerektiği kaydedildi.
HSYK‘nın, özellikle geçmiş 6 aylık süreçteki performansı, eylem ve uygulamaları ile zihniyetinin sorgulanmasına ilişkin atama kararnamelerinin hazırlanma süreci başta olmak üzere terfi, yetki, disiplin meselelerinde temel ilkelerin oluşturulması ve bu ilkelere uygun hareket edilip edilmediğinin yargı ve ülke kamuoyu tarafından denetlenmesi yollarının tartışılması, 12 Haziran sonrası yapılacak yeni anayasada bunları sağlayacak yeni bir HSYK‘nın yapısı gibi konular toplantıların ana gündemini oluşturması gerektiğinin savunulduğu açıklamada, "Aylık, yıpranma payı, terfi ve iş yükü vb. gibi acil yargı sorunlarına ilişkin şimdiki hükümet ve gelecek meclis nezdinde girişimlerde bulunmak konusunda bir program ve takvim oluşturulmalı, HSYK üyeleri ile hakim ve savcılar tarafından seçilecek temsilcilerin katılımı sonucu, bu süreci örgütleyecek bir heyet oluşturulmalıdır. Bu çağrımız, hem 12 Eylül 2010 referandumu ile arzulanan hakim-savcı temsilinin kaçınılmaz bir sonucu, hem de HSYK seçimlerinin geç kalmış, ama vazgeçilmez bir unsurudur." denildi.