1. Dış Ticaret Müşavirleri Konferansı

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, seçim sürecinde bütün ekonomik göstergelerin istikrara işaret ettiğini belirterek, "Bugün Türkiye‘de reel faizler tarihinde bu kadar düşük olmamıştı.

Babacan, Dış Ticaret Müsteşarlığı‘nda gerçekleştirilen 1. Dış Ticaret Müşavirleri Konferansı‘nda konuştu. Hükümet olarak popülist söylemlerden uzak durdukları ve 2023 yılı için hedefler koyduklarını belirten Babacan, "2023‘e hedef koyan siyasi bir anlayış, 1.5 aylık hesaplarla ekonomi yönetimini götürürse bu zaten tutarlı bir yaklaşım olmaz" dedi.

Dolayısıyla sanki bir seçim yokmuş gibi ileriye baktıklarını ve Türkiye için doğru neyse onu yaptıklarını vurgulayan Babacan, "Zaten iş dünyası, yatırımcılar bunu görüyor. Seçime gidiyoruz ama ekonomik bütün göstergeler istikrara işaret ediyor. Bugün Türkiye‘de reel faizler tarihinde bu kadar düşük olmamıştı. Hazinenin borçlanma faizi şu anda yüzde 8 kadar. Enflasyona bakıyorsunuz, bu yıl için beklenen enflasyon, o da belki 5.5 hedef ama biraz üzerinde çıkacak diye bekliyoruz. Aradaki farka bakınız, bir

puan, iki puan" diye konuştu.

"MEVCUT YARGI SİSTEMİ AYAĞIMIZA PRANGA"

Babacan, 2023 hedefleri arasında, 500 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmak ve dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmenin yer aldığına işaret ederek, şunları kaydetti:

"Bu hedefler için yeni bir Anayasa, yargı reformu şart. Türkiye‘nin gerçek anlamda bir hukuk devleti olması gerekiyor. Yoksa mevcut yargı düzenimizde, mevcut hukuk sistemimizde açıkça söyleyeyim o hedeflere ulaşmamız sadece bir hayal. Bizi geri tutuyor, ayağımıza pranga vuruyor. Türkiye‘de demokrasinin daha iyi işliyor olması, hak ve özgürlüklerin gerçek anlamda Türkiye‘de yaşanıyor olması ve Türkiye‘nin hukuk devleti olması, ekonomik büyümemizin temeli. Bunları öncelikle sağlamanız gerekiyor."

İş dünyasının ihtiyacı olan kalifiye iş gücünün oluşturulmamasında yıllarca YÖK ile yaşanılan sorunların etkili olduğunu vurgulayan Babacan, "YÖK‘ün iki üç tane ideolojik konuya takılıp kalması, YÖK ile diyalog kopukluğu maalesef bizim üniversite sistemimizi çok geride bıraktı. Dünya ilk 10 diyoruz ama dünyada ilk 500‘e giren üniversite sayımız ya bir ya iki. Dünyanın en büyük 16.ekonomisinde ilk 500‘e en az 30-40 tane üniversitenin girmesi lazımdı. Niye giremedi? ‘YÖK bağımsız, dokunulmaz‘ ne oldu?

Bağımsız gitti gitti işte böylesine yanlış bir sistemle bizi karşı karşıya bıraktılar. Türkiye‘deki işsizliğin en önemli kaynaklardan birisi de budur. Ben açıkça söyleyeyim."

CHP‘YE GÖNDERME

Başbakan Yardımcısı Babacan, 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmadan, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmenin mümkün olmadığını işaret ederek, CHP‘ye ‘seçim vaadi‘ göndermesinde bulundu. Babacan, "Gerçi bazı muhalefet partilerine bakıyoruz, seçim beyannamesi çıkarıyorlar. Programda tamamen birbiriyle uyumsuz hedefler...Sen bunu diyorsan, öbürü olmaz. ‘Önemli değil şu anda, ne kadarını kandırırsak‘ gibi bir seçim kampanyası devam ediyor" şeklinde konuştu.

Konuşmasında, ABD‘de baş gösteren finansal kriz ve sonrasında dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizin öncesi ve sonrasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Babacan, "Dünyada kamu borç stoğu büyük risk ama, büyük ekonomilerin başında zayıf ve ne yapacağını bilmeyen hükümetlerin işbaşında olması da ayrı bir risk kaynağı" dedi.

Türkiye‘nin ekonomik krizi reformlarını tamamlayarak karşıladığını ve herhangi bir finansal kriz yaşamadığını hatırlatan Babacan, Türkiye‘nin dünyada kriz ortamından hızla çıkan birkaç ülkeden biri olduğunu vurguladı. Kriz döneminde, bazı sektörlere vergi indirimi yapıldığını hatırlatan Babacan, şunları kaydetti:

"Vergi indirimiyle sektörlere moral gelsin istedik. Bunun bir miktar etkisi oldu. Daha fazla etkisi olabilirdi ancak maalesef, yeni yeni ortaya çıkıyor, bizim vergileri düşürelim dediğimiz sektörlerde maalesef biraraya gelip, o vergi düşüşünün bir kısmını kendi kar hanelerine yazacak şekilde ortak fiyat davranışları olmuş. Bu üzücü bir şey. Keşke olmasaydı ama olmuş. Bunun etkisi piyasaya daha fazla olabilirdi. Zaten bu hareketleri o dönemde biraz sezdiğimiz için verdiğimiz teşvikleri kısa sürede geri

çektik. 3 ay sonra yarı yarıya azalttık, 6 ay sonra ise tamamen bitirdik. Teşvikleri kaldırıyoruz dememizde o sektörlere ayrı bir canlılık getirdi, enteresan bir şekilde."

Babacan, ekonomide güven ortamının önemine işaret ederek, "Biz Orta Vadeli Programla 3 yıllık hedeflerimizi açıkladık. Bunu açıkladıktan sonra Türkiye, bütün göstergelerle Avrupa‘dan olumlu bir şekilde ayrışmaya başladı" diye konuştu.

Babacan, 2010 yılında özel sektör eliyle büyümeyi gerçekleştirdiklerini ifade ederek, "2010 yılı hem enflasyondaki hedefin bir miktarda olsa altında kalabildiğimiz, biliyorsunuz 6.4 dedik, hem de büyüme de hedefin üzerinde çok çok üzerinde bir başarıyı yakaladığımız bir yıl oldu ki, gelişmiş ülkelerde yine bir enflasyon riski var. Türkiye‘de bu yok" diye konuştu.

Kaynak: İHA