YSK'nın istediği belgeyi mahkemeden aldılar

Bağımsız adaylar Gültan Kışanak, Leyla Zana ve Hatip Dicle, YSK'nın istediği belgeyi mahkemeden aldı. Sebahat Tuncel'in de adaylığına engel olan 1,5 yıllık hapis cezası 6 aya çevrilip ertelendi.

YSK'nın istediği belgeyi mahkemeden aldılar
YSK‘dan bağımsız adaylara veto (Son Detaylar)

Yüksek Seçim Kurulu'nun adaylıklarını veto ettiği BDP'liler, milletvekili seçilmelerinin önünde engel olmadığına dair belgelerini tamamlamak üzere.12 Haziran'da yapılacak seçimlerde bağımsız aday olan Gültan Kışanak, Leyla Zana ve Hatip Dicle YSK'nın mahkemeden istediği belgeyi alarak YSK'ya sundu. İsa Gürbüz ise mahkemeden gerekli belgeyi alamadı.

Bağımsız milletvekili adayı Gülten Kışanak'ın avukatı, müvekkilinin memnu haklarının iadesine ilişkin belgeyi Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) sundu.

Bu arada İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi, BDP Milletvekili Sebahat Tuncel'in avukatlarının başvurusunu değerlendirerek, milletvekilliği adaylığına engel teşkil ettiği bildirilen 1 yıl 6 aylık hapis cezasını, 6 ay hapse çevirip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.

Yüksek Seçim Kurulu, BDP'nin desteklediği Hatip Dicle, Leyla Zana, Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanak'ın da aralarında bulunduğu 12 bağımsız milletvekili adayının adaylıklarını iptal etmişti.

"YSK'NIN İTİRAZ GEREKÇESİ KALMADI"


BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel'in avukatı Baran Doğan, müvekkilinin 6 ay olan cezası nedeniyle ve bu ceza hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına da karar verildiği için ''seçilme yeterliliğinin olmadığının'' hiçbir şekilde iddia edilemeyeceğini söyledi.

Sultanahmet'teki İstanbul Adalet Sarayı önünde bir basın açıklaması yapan Sebahat Tuncel'in avukat Baran Doğan, müvekkili hakkında daha önce verilen ve ertelenen 1 yıl 6 aylık hapis cezası bulunduğunu belirtti.

Doğan, ''Ertelenen hüküm nedeniyle Yüksek Seçim Kurulu (YSK) seçilme yeterliğinin olmadığını iddia etmişti. Biz bu kararın da hukuka aykırı olduğunu söylüyoruz. Yani erteleme kararı olan bir cezanın hiçbir şekilde seçilme yeterliliğine engel olmadığını düşünüyoruz. Bugün İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesine bu konuyla ilgili bir başvuru yaptık. Bu konuyla ilgili yeni bir karar ortaya çıktı. Yeni bir hukuki statü, yeni bir durum ortaya çıktı'' dedi.

Sebahat Tuncel'in 1 yıl 6 aylık hapis cezasını ''2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu''nun 32. maddesi kapsamında aldığını anımsatan avukat Doğan, söz konusu kanunda, ''6008 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'' ile bazı değiklikler yapıldığını ve öngörülen ceza miktarının da 6 aya indiğini kaydetti.

Bu kapsamda Tuncel hakkındaki ertelenen 1 yıl 6 aylık hapis cezasının 6 ay hapis cezasına dönüştüğünü belirten Avukat Doğan, şunları söyledi:

''Bu nedenle, mahkemeye başvurup, müvekkilimin cezasının, yeni kanuna göre uyarlanmasını talep ettik ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ettik. Mahkeme, bu talebimiz doğrultusunda müvekkilimin cezasının yeni kanuna uyarlanarak 6 ay olarak tespitine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Bu yeni hukuki durum, yeni hukuki statü karşısında, müvekkilim 2839 sayılı Milletvekili Seçim Kanunu'nun 11. maddesine göre, 1 yıl ve altında bir ceza almış olduğu için, yani 1 yıl ve üstü olmadığı için bu ceza, seçilme yeterliliğine sahiptir. Artık Sabahat Tuncel'in 6 ay olan cezası nedeniyle ve bu ceza hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına da karar verildiği için 2 nedenle seçilme yeterliliğinin olmadığı hiçbir şekilde iddia edilemez. Hem ceza miktarı yönünden, ceza miktarı 6 aydır, bu yönüyle yeterliliği tartışma konusu yapılamaz hem de hükmün açıklanmasının geri bırakılmış olması nedeniyle seçilme yeterliliği tartışma konusu yapılamaz.''

Türkiye hukuk tarihinde, yerel mahkemelerde, ''cesur hakimlerin'' olduğunu da tarihe bir not olarak düşmek istediklerini belirten Doğan, ''Çok cesur bir karardır. Siyasi iktidarın, egemen yargı erki olarak kendisini tanımlayan YSK'nın topu yerel mahkemelere atarak bu konuda çözüm üretmesini bekleyen anlayışına, yerel mahkeme cevap verdi. Şimdi top YSK'da. Ben YSK'ya giderek, Ankara'ya giderek, mahkeme kararını sunacağım. Gerekçesi ne olursa olsun, ben artık bu aşamadan sonra bunun reddedilemeyeceğini düşünüyorum. Kanun hükümleri açık, ama siyaseten müdahale etmek istiyorlarsa da artık bu ülkeye zarar verir. Artık YSK'nın hiçbir itiraz gerekçesi kalmamıştır'' dedi.

-YSK'YA SUNULACAK DİLEKÇE-

Avukat Baran Doğan, basın mensuplarının talebi üzerine YSK'ya sunacakları dilekçeden de bir örnek verdi.

Dilekçede, Sebahat Tuncel'in İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 25 Mayıs 2006 tarihinde 1 yıl 6 ay hapis ve 91 TL adli para cezasına çarptırıldığı, bu cezanın 647 sayılı yasanın 6. maddesi uygulanarak ertelendiği belirtilerek, buna rağmen Tuncel'in seçilme yeterliğinin olmadığına karar verildiği hatırlatılıyor.

Tuncel'in mahkumiyetine esas olan 2911 sayılı yasanın 32. maddesinin 6008 sayılı kanun ile değiştirildiği, ceza miktarının 6 aya indirildiği belirtilen dilekçede, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesine hükmün uyarlanması amacıyla yapılan başvurununu ilgili mahkemece, Tuncel'in 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdiği kaydediliyor.

Dilekçede şu görüşlere yer veriliyor:

''2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 11. maddesine göre mahkum olunan ceza miktarı 1 yıl ve üstü olduğu takdirde seçilme yetersizliği tartışılabilir. Gerek müvekkilin cezasının 6 aya inmiş olması, gerekse hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle seçilme yeterliği tartışma konusu dahi edilemez. Kurulunuzun, daha önceki yerleşik içtihatlarınızda kullandığınız hukuk diliyle 'tam kanunsuzluk' nedeniyle yok hükmündeki müvekkile ilişkin adaylığının iptali kararının, itirazen kaldırılmasını ve kesin aday listesine müvekkilin alınmasını arz ve talep ederiz.''

TÜSİAD'DAN VETO YORUMU: KARMAŞA ÇÖZÜLMELİ

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) bağımsız adayları veto etmesiyle ilgili bir açıklama yaptı.

Açıklamada, YSK'nın, Barış ve Demokrasi Partisi'nin desteklediği bilinen bazı bağımsız milletvekili adaylarının başvurularını geri çevirmesinin, kamuoyunda yaygın tartışmalara yol açtığı kaydedildi.

Açıklamada, ''Kurulun son kararı, mevcut ve çoğu 12 Eylül 1980 sonrası dönemde yapılmış yasalardan oluşan hukuk sistemimizle çağdaş demokratik standartlar arasındaki uçurumu bir kez daha göstermiştir. İçinde bulunduğumuz duruma, yasal ve toplumsal barışa hizmet edecek bir çözüm bulunması ve her durumda anayasa, siyasi partiler ve seçim yasalarının çağdaş, katılımcı demokrasiye uygun olarak yeniden yapılandırılması şarttır ve tüm partilerimizin öncelikli ortak hedefi olmalıdır'' ifadelerine yer verildi.