Devrimci Karargah Davalarının Birleştirilmesi Talep Edildi
Devrimci Karargah davasında eski emniyet müdürü Hanefi Avcı’nın da aralarında bulunduğu sanıkların yargılanmasına başlandı.
Devrimci Karargah davasında eski emniyet müdürü Hanefi Avcı’nın da aralarında bulunduğu sanıkların yargılanmasına başlandı. Duruşmada savcı, davanın İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davayla birleştirilmesini istedi. Sanıklardan Tuncay Yılmaz, Avcı’nın işkenceci ve devrimci katili olduğunu ileri sürerek, “Onun davasının buradan ayrıştırılmasını istiyorum. Çıkarın, cemaatçilikten yargılayın, Ergenekon’dan yargılayın, işkencecilikten yargılayın.” diye konuştu. Diğer sanık Necdet Kılıç ise, 12 Eylül’de kendisini sorgulayan Avcı’nın mert bir insan olduğunu söyledi. Avcı da, diğer davanın sanıkları ile bu davanın sanıklarının bir ilgisi bulunmadığını savundu.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya eski emniyet müdürü Hanefi Avcı ile Necdet Kılıç’ın da aralarında olduğu 14 tutuklu sanık ile 4 tutuksuz sanık katıldı. Davanın sanıklarından olan Hanefi Avcı’nın eşi Şenay Avcı ise duruşmaya katılmadı. Avukatı Refik Ali Uçarcı, müvekkilinin raporunu mahkemeye iletti. Uyuşturucu davaları kapsamında tutuklu olan Urfi Çetinkaya’nın avukatı Arzu Yılmaz ise davaya müdahil olarak katılmak istediklerini belirten dilekçesini mahkemeye verdi.
Duruşmada sanıkların kimlik tespiti yapıldı. Mahkeme başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Devrimci Karargah örgütüne ilişkin birleşen iki davanın iddianamelerinin ve duruşma tutanaklarının dosyaya girdiğini belirterek Savcı Nuri Ahmet Saraç’a görüşünü sordu. Savcı Saraç, iki dosyanın içerik, kapsam ve deliller yönünden usul ve yargılama ekonomisi açısından birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. İki dosya arasında fiili ve hukuki irtibat olduğunu kaydeden Saraç, iki davanın birleştirilmesini talep etti. Tutuklu sanıkların, tutukluluk hallerinin devamını talep eden Saraç, Urfi Çetinkaya’nın müdahillik talebinin “suçtan zarar görme vasfı olmadığı” gerekçesiyle reddini istedi.
Savcı Saraç’ın birleştirme talebine ilişkin görüşü sorulan avukatlardan Ergin Cinmen, sanıkların savunmalarının birleştirme kararı verilmeden önce alınmasını istedi. Sanıkların 8 aydır tutuklu olduğunu hatırlatan Cinmen, “Bu davada bugüne kadar savunma hakkı ayaklar altına alındı. Savunma alınmadan birleştirme kararı verilmesinin tüm hukuk kurallarına aykırı olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Hanefi Avcı ve Şenay Avcı’nın avukatı Refik Ali Uçarcı da, müvekkilinin bu davaya konu edilmesine neden olan durumlar ile İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın hiçbir ilgisi olmadığını savunarak, “O davada, öldürme ve patlama olayları vardır. Halbuki bu davada hiçbir eylemsel faaliyet söz konusu değildir. Birleştirme ile bu davanın sanıklarının o davadaki eylemlerle ilişkilendirilmesi söz konusu olacaktır.” diye konuştu. Avcı’nın Ergenekon terör örgütü üyeliği ile tutuklandığını ve yapılan itirazın reddedilmesi kararına muhalefet eden mahkeme başkanının karşı oyunun dikkate alınması gerektiğinin altını çizen Uçarcı, “Mahkeme başkanının 5 sayfalık gerekçesi dikkate alındığında müvekkilimin bu davaya dahlinin söz konusu olmadığı ortaya çıkacaktır.” diye konuştu.
Avcı’nın diğer avukatı Armağan Gayretli ise, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın örgütle ilgili olduğunu, ancak müvekkilinin örgütle hiçbir ilgisi olmadığını savundu.
Bazı sanıkların avukatı olan Ercan Kanar, birleştirme talebinin hukuki ve bilimsel gerçeklikle örtüşmediğini savunarak, “Bu yargılama yükünden kurtulma amacı taşımaktadır. Bu dava ile diğer dava arasında isim benzerliği dışında bir bağ yoktur.” dedi. Sanıkların birçoğunun Sosyalist Demokrat Parti (SDP) üyesi olduğunu belirten Kanar, “Ergenekon tipi örgütlenmelere karşı olan SDP, Ergenekon iddiasıyla ilişkilendirilmek isteniyor ve bir emniyet müdürü ile bu sanıklar bir araya toplanıyor.” şeklinde konuştu.
Sanıklardan Tuncay Yılmaz, Devrimci Karargah örgütü ile bu davanın sanıklarının siyasal faaliyetlerinin hiçbir şekilde örtüşmediğini ileri sürdü. Yılmaz, “Evet, buradaki sanıkların hepsi devrimci ve sosyalist. Ama bu arkadaşların hiçbirinin örgütle ilgisi yok.” dedi. Normal yaşantısında asla üst üste konulamayacağı Hanefi Avcı ile bir araya getirildiğini anlatan Yılmaz, “Hanefi Avcı işkencecidir, devrimci katilidir. Onun davasının buradan ayrıştırılmasını istiyorum. Çıkarın, cemaatçilikten yargılayın, Ergenekon’dan yargılayın, işkencecilikten yargılayın.” diye konuştu.
12 Eylül döneminde 8 yıl hapis yattığını, işkence gördüğünü hatırlatan sanıklardan Necdet Kılıç, “12 Eylül’de 3,5 ay sorgumda Hanefi Avcı vardı. Benim kinim Hanefi Avcı’ya değil, sistemedir. Benim nazarımda o mert bir insandır. Çünkü bunun devlet politikası olduğunu söylemiştir. Bu davanın özü, Avcı’nın yazdığı Simon kitabıdır. Bu komplo davasıdır. Davanın özü, Hanefi Avcı’dan dolayı SDP’nin itibarsızlaştırılmasıdır.” iddiasında bulundu.
Sanıklardan Sultan Kubilay da “Ben zaten cezalandırıldım bir işkenceci ile aynı sanık sandalyesine oturtularak.” şeklinde tepkisini dile getirdi.
Dosyada bugüne kadar gizlilik kararı olduğunu söyleyen Hanefi Avcı ise, “Biz bir meçhule karşı kendimizi savunmaya çalıştık. Evraklar içinde maddi hatalar olan evraklar vardı. Biz bunları ortaya koyalım ki, siz ona göre birleştirme talebini değerlendirin. Ben 35 yıllık emniyetçiyim. Hayatım terör örgütleri ile mücadelede geçti. Kimin ne olduğunu bilirim. Diğer dava ile bu arkadaşların bir bağı yok. Hiçbir irtibat yok. O bakımdan bizi dinlemenizi rica ediyorum.” dedi.
Mahkeme, birleştirme talebini değerlendirmek için duruşmaya 1,5 saat ara verdi.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya eski emniyet müdürü Hanefi Avcı ile Necdet Kılıç’ın da aralarında olduğu 14 tutuklu sanık ile 4 tutuksuz sanık katıldı. Davanın sanıklarından olan Hanefi Avcı’nın eşi Şenay Avcı ise duruşmaya katılmadı. Avukatı Refik Ali Uçarcı, müvekkilinin raporunu mahkemeye iletti. Uyuşturucu davaları kapsamında tutuklu olan Urfi Çetinkaya’nın avukatı Arzu Yılmaz ise davaya müdahil olarak katılmak istediklerini belirten dilekçesini mahkemeye verdi.
Duruşmada sanıkların kimlik tespiti yapıldı. Mahkeme başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Devrimci Karargah örgütüne ilişkin birleşen iki davanın iddianamelerinin ve duruşma tutanaklarının dosyaya girdiğini belirterek Savcı Nuri Ahmet Saraç’a görüşünü sordu. Savcı Saraç, iki dosyanın içerik, kapsam ve deliller yönünden usul ve yargılama ekonomisi açısından birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. İki dosya arasında fiili ve hukuki irtibat olduğunu kaydeden Saraç, iki davanın birleştirilmesini talep etti. Tutuklu sanıkların, tutukluluk hallerinin devamını talep eden Saraç, Urfi Çetinkaya’nın müdahillik talebinin “suçtan zarar görme vasfı olmadığı” gerekçesiyle reddini istedi.
Savcı Saraç’ın birleştirme talebine ilişkin görüşü sorulan avukatlardan Ergin Cinmen, sanıkların savunmalarının birleştirme kararı verilmeden önce alınmasını istedi. Sanıkların 8 aydır tutuklu olduğunu hatırlatan Cinmen, “Bu davada bugüne kadar savunma hakkı ayaklar altına alındı. Savunma alınmadan birleştirme kararı verilmesinin tüm hukuk kurallarına aykırı olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Hanefi Avcı ve Şenay Avcı’nın avukatı Refik Ali Uçarcı da, müvekkilinin bu davaya konu edilmesine neden olan durumlar ile İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın hiçbir ilgisi olmadığını savunarak, “O davada, öldürme ve patlama olayları vardır. Halbuki bu davada hiçbir eylemsel faaliyet söz konusu değildir. Birleştirme ile bu davanın sanıklarının o davadaki eylemlerle ilişkilendirilmesi söz konusu olacaktır.” diye konuştu. Avcı’nın Ergenekon terör örgütü üyeliği ile tutuklandığını ve yapılan itirazın reddedilmesi kararına muhalefet eden mahkeme başkanının karşı oyunun dikkate alınması gerektiğinin altını çizen Uçarcı, “Mahkeme başkanının 5 sayfalık gerekçesi dikkate alındığında müvekkilimin bu davaya dahlinin söz konusu olmadığı ortaya çıkacaktır.” diye konuştu.
Avcı’nın diğer avukatı Armağan Gayretli ise, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın örgütle ilgili olduğunu, ancak müvekkilinin örgütle hiçbir ilgisi olmadığını savundu.
Bazı sanıkların avukatı olan Ercan Kanar, birleştirme talebinin hukuki ve bilimsel gerçeklikle örtüşmediğini savunarak, “Bu yargılama yükünden kurtulma amacı taşımaktadır. Bu dava ile diğer dava arasında isim benzerliği dışında bir bağ yoktur.” dedi. Sanıkların birçoğunun Sosyalist Demokrat Parti (SDP) üyesi olduğunu belirten Kanar, “Ergenekon tipi örgütlenmelere karşı olan SDP, Ergenekon iddiasıyla ilişkilendirilmek isteniyor ve bir emniyet müdürü ile bu sanıklar bir araya toplanıyor.” şeklinde konuştu.
Sanıklardan Tuncay Yılmaz, Devrimci Karargah örgütü ile bu davanın sanıklarının siyasal faaliyetlerinin hiçbir şekilde örtüşmediğini ileri sürdü. Yılmaz, “Evet, buradaki sanıkların hepsi devrimci ve sosyalist. Ama bu arkadaşların hiçbirinin örgütle ilgisi yok.” dedi. Normal yaşantısında asla üst üste konulamayacağı Hanefi Avcı ile bir araya getirildiğini anlatan Yılmaz, “Hanefi Avcı işkencecidir, devrimci katilidir. Onun davasının buradan ayrıştırılmasını istiyorum. Çıkarın, cemaatçilikten yargılayın, Ergenekon’dan yargılayın, işkencecilikten yargılayın.” diye konuştu.
12 Eylül döneminde 8 yıl hapis yattığını, işkence gördüğünü hatırlatan sanıklardan Necdet Kılıç, “12 Eylül’de 3,5 ay sorgumda Hanefi Avcı vardı. Benim kinim Hanefi Avcı’ya değil, sistemedir. Benim nazarımda o mert bir insandır. Çünkü bunun devlet politikası olduğunu söylemiştir. Bu davanın özü, Avcı’nın yazdığı Simon kitabıdır. Bu komplo davasıdır. Davanın özü, Hanefi Avcı’dan dolayı SDP’nin itibarsızlaştırılmasıdır.” iddiasında bulundu.
Sanıklardan Sultan Kubilay da “Ben zaten cezalandırıldım bir işkenceci ile aynı sanık sandalyesine oturtularak.” şeklinde tepkisini dile getirdi.
Dosyada bugüne kadar gizlilik kararı olduğunu söyleyen Hanefi Avcı ise, “Biz bir meçhule karşı kendimizi savunmaya çalıştık. Evraklar içinde maddi hatalar olan evraklar vardı. Biz bunları ortaya koyalım ki, siz ona göre birleştirme talebini değerlendirin. Ben 35 yıllık emniyetçiyim. Hayatım terör örgütleri ile mücadelede geçti. Kimin ne olduğunu bilirim. Diğer dava ile bu arkadaşların bir bağı yok. Hiçbir irtibat yok. O bakımdan bizi dinlemenizi rica ediyorum.” dedi.
Mahkeme, birleştirme talebini değerlendirmek için duruşmaya 1,5 saat ara verdi.