Okü‘de ‘Liderlik Ve Marka Yönetimi‘ Konferansı
Profilo A.Ş.‘nin Türkiye Satış Direktörü Semir Kuseyri, Türkiye‘nin ekonomik trentte düzlüğe girdiğini söyledi.
Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi (OKÜ) tarafından İİBF Günleri ‘Liderlik ve Marka Yönetimi‘ konulu konferans düzenlendi. OKÜ Karacaoğlan Yerleşkesi Alper Akınoğlu Amfisi‘nde düzenlenen konferansa konuşmacı olarak Profilo A.Ş.‘nin Türkiye Satış Direktörü Semir Kuseyri katıldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan OKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aykut Gül de üniversite hakkında tanıtıcı bilgiler verdi.
Konferansının başında markanın yükselen bir değer olduğunu kaydederek, bu değeri değer yapmanın ürün, ürün fiyatı, dağıtım ve pazarlama faaliyetlerini iyi organize etmekten geçtiğini ifade eden Semir Kuseyri, 1970‘li yıllarda ticarette malların altın gibi satıldığını, bugün ise artık insanların seçici olduğunu vurguladı.
Semir Kuseyri konuşmasına şöyle devam etti:
"70‘li yıllarda ticaret; esnafın oturduğu yerden hiçbir şekilde yerinden kalkmadan, sanki altın satar gibi yapılırdı. 1980‘li yıllarda bu durum biraz daha değişti. 1990‘lı yıllarda ise Türkiye enflasyon denilen canavarla boğuştu. Ülke çok kötü bir sürece girdi. Bu arada enflasyonist tüccarlar ortaya çıktı. Aylık vade farkı oranları bizim sektör için söylüyorum dokuzlara onlara çıktı. Malı peşin ve erken alan, mal indiği zaman yüzde 15-20 daha fazlaya satıyordu. Malı satana kadar yüzde 40-50 üzerine
koyuyordu. Özellikle 1994 yılı Türkiye için önemli bir sürecin dönüm noktalarından biriydi. Elimizi avucumuzu açmışız; ‘IMF gelsin bizi kurtarsın‘ istedik. Başbakanlarımız aracı koyarak ABD‘deki devlet başkanlarının kapısında randevu beklemiştir. Bu yılları Türkiye gerçekten hem AB, hem de ABD pazarında yüz kızartıcı bir şekilde geçirmiştir. Adeta bir kuruşa muhtaç olduk. Türkiye her 7 yılda bir kriz yaşamıştır. 2002 yılında artık ülkemizde enflasyon tekli rakamlara düşülmek üzere ölçülüyordu. Ekonomik
trentte düzlüğe giren Türkiye, artık Gerçek Perakendecilik Satışı ve Uzman Mağazacılık Sistemi‘ne geçiyor. Bu dönemler gerçekten dönüm noktalarıdır. 2005 yılına kadar bu sistem başlıyor ve artık Türkiye‘deki siyasi ve ekonomik istikrarı gören yabancı firmalar Türkiye‘ye ilgi duymaya başlıyorlar. 2009 ve 2010 bu trentte çok büyük önem taşımaktadır. Artık insanlar tamamen seçicidir. Pazar haznemiz genişliyor, enerji verimliliği yüksek teknolojik ürünler ön plana çıkıyor. Dünyadaki enerji kayıpları firmaları
AR-GE yani araştırma geliştirmelerle enerji verimliliği yüksek teknolojik ürünlere sevk etti. Şu anda 7 litre su ile bir günlük bulaşık yıkanıyor. Oysa elle yıkandığında ise 120 litre kullanılıyor."
Profilo markasının geçen sene değişim süreci yaşadığını belirten Kuseyri, "Bu süreçte 30-40 senelik satış ve bayi teşkilatımız yüzde 40 oranında değişerek, bu yılı Türkiye‘nin en performanslı markası olarak bitirdi. Pazarı lider olarak bitirdi. Bunu ben ve arkadaşlarım değişim sürecini çok iyi yöneterek başardık" diye konuştu.
Konferansın sonunda OKÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Büyükalaca, katılımından dolayı Semir Kuseyri‘ye teşekkür plaketi verdi.
Kaynak: İHA
Konferansının başında markanın yükselen bir değer olduğunu kaydederek, bu değeri değer yapmanın ürün, ürün fiyatı, dağıtım ve pazarlama faaliyetlerini iyi organize etmekten geçtiğini ifade eden Semir Kuseyri, 1970‘li yıllarda ticarette malların altın gibi satıldığını, bugün ise artık insanların seçici olduğunu vurguladı.
Semir Kuseyri konuşmasına şöyle devam etti:
"70‘li yıllarda ticaret; esnafın oturduğu yerden hiçbir şekilde yerinden kalkmadan, sanki altın satar gibi yapılırdı. 1980‘li yıllarda bu durum biraz daha değişti. 1990‘lı yıllarda ise Türkiye enflasyon denilen canavarla boğuştu. Ülke çok kötü bir sürece girdi. Bu arada enflasyonist tüccarlar ortaya çıktı. Aylık vade farkı oranları bizim sektör için söylüyorum dokuzlara onlara çıktı. Malı peşin ve erken alan, mal indiği zaman yüzde 15-20 daha fazlaya satıyordu. Malı satana kadar yüzde 40-50 üzerine
koyuyordu. Özellikle 1994 yılı Türkiye için önemli bir sürecin dönüm noktalarından biriydi. Elimizi avucumuzu açmışız; ‘IMF gelsin bizi kurtarsın‘ istedik. Başbakanlarımız aracı koyarak ABD‘deki devlet başkanlarının kapısında randevu beklemiştir. Bu yılları Türkiye gerçekten hem AB, hem de ABD pazarında yüz kızartıcı bir şekilde geçirmiştir. Adeta bir kuruşa muhtaç olduk. Türkiye her 7 yılda bir kriz yaşamıştır. 2002 yılında artık ülkemizde enflasyon tekli rakamlara düşülmek üzere ölçülüyordu. Ekonomik
trentte düzlüğe giren Türkiye, artık Gerçek Perakendecilik Satışı ve Uzman Mağazacılık Sistemi‘ne geçiyor. Bu dönemler gerçekten dönüm noktalarıdır. 2005 yılına kadar bu sistem başlıyor ve artık Türkiye‘deki siyasi ve ekonomik istikrarı gören yabancı firmalar Türkiye‘ye ilgi duymaya başlıyorlar. 2009 ve 2010 bu trentte çok büyük önem taşımaktadır. Artık insanlar tamamen seçicidir. Pazar haznemiz genişliyor, enerji verimliliği yüksek teknolojik ürünler ön plana çıkıyor. Dünyadaki enerji kayıpları firmaları
AR-GE yani araştırma geliştirmelerle enerji verimliliği yüksek teknolojik ürünlere sevk etti. Şu anda 7 litre su ile bir günlük bulaşık yıkanıyor. Oysa elle yıkandığında ise 120 litre kullanılıyor."
Profilo markasının geçen sene değişim süreci yaşadığını belirten Kuseyri, "Bu süreçte 30-40 senelik satış ve bayi teşkilatımız yüzde 40 oranında değişerek, bu yılı Türkiye‘nin en performanslı markası olarak bitirdi. Pazarı lider olarak bitirdi. Bunu ben ve arkadaşlarım değişim sürecini çok iyi yöneterek başardık" diye konuştu.
Konferansın sonunda OKÜ Rektörü Prof. Dr. Orhan Büyükalaca, katılımından dolayı Semir Kuseyri‘ye teşekkür plaketi verdi.