Hrant Dink cinayeti davasına yeni savcı

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal ile 3 tutuksuz sanık hazır bulundu. Dink Ailesi‘nin de izlediği duruşmada, TÜBİTAK tarafından mahkemeye gönderilen bir bankaya ait güvenlik kamerasına ilişkin "silinmiş videoya rastlanmadı" yönündeki rapor okundu. Rapor hem Dink Ailesi avukatları, hem de sanık Erhan Tuncel‘in avukatı tarafından kabul edilmedi. Dink Ailesi‘nin avukatlarından Fethiye Çetin, güvenlik kameralarında görüntülerin birkaç gün

sonra başka görüntülere yer açmak için silindiğini belirterek, "Olay anına ilişkin görüntüler de banka tarafından başka görüntülere yer açmak için banka tarafından silinmiştir. Bu çelişkinin giderilmesini istiyoruz" diye konuştu.

Duruşmada söz alan tutuklu sanık Erhan Tuncel‘in avukatı Erdoğan Soruklu ise, müvekkilinin olaydan önce olayın önlenebilmesi için yeteri derecede emniyeti bilgilendirdiğini, ancak soruşturma kapsamında delilerin ortadan kaldırılarak farklı şekilde yapılan yönlendirmeler sonucunda Tuncel‘in ‘büyük ağabey‘ olarak lanse edildiğini ifade etti. Avukat Soruklu şöyle konuştu:

"Kafes eylem planında, yaşanan acı olaydan ‘Dink operasyonu‘ olarak söz edilmekte. Yine Zirve Yayınevi cinayetlerinden de benzer şekilde söz edilmekte ve Zirve Yayınevi cinayetleri soruşturması Ergenekon ana soruşturması ile beraber yürütülmeye başlandı. Ergenekon davası sanıklarından Kemal Kerinçsiz‘in ‘Hrant Dink‘e yönelik yürüttükleri eylemlerinde bundan sonra öfkemiz ve kinimizin hedefisin‘ dediği emniyet kayıtlarında da ortada. Müvekkilim iddia edildiği gibi bu olayı organize edebilecek çapta biri

değildir. Kendisi emniyet muhbiri olarak gerekli bilgilendirmeleri yapmıştır. Bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde olayın Ergenekon‘la doğrudan bağlantılı olduğu ortaya çıkmıştır. Bütün bunların gerçeği farklı bir yöne yöneltme çabası olduğunu düşünüyoruz. Banka kamera kayıtlarının Emniyet Müdürlüğü denetimindeyken silinmesi konusunda Dink Ailesi‘nin avukatı Fethiye Çetin‘e katılıyoruz. İşletim sistemine ait silinen dosyanın isminin H. Dink olması hayatın olağan akışına aykırı. Eğer bu işletim

sistemine ait bir dosya ise neden ismi H. Dink. Delil karartma olayının maalesef TÜBİTAK raporuna kadar uzandığını görüyoruz ve raporu bu nedenle kabul etmiyoruz. Delil karartma operasyonları telefon döküm kayıtlarına kadar uzanmıştır. Müvekkilinin 13-14 Ocak tarihinde kendisi ile irtibatlı olan emniyet görevlisi ile görüşme talebine ilişkin bir kaydın olması gerekirdi. Ama bu kayıt yok."