Osman Can: Tüsiad’In Yeni Anayasa Çalışmasında Halk Yok

Eski Anayasa Mahkemesi raportörü Doç. Dr. Osman Can, Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından hazırlanan yeni anayasa çalışmasını eleştirdi.

Eski Anayasa Mahkemesi raportörü Doç. Dr. Osman Can, Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından hazırlanan yeni anayasa çalışmasını eleştirdi.

Anayasa konusunda herkesin bir şeyler yapmaya çalıştığını ifade eden Can, “En son TÜSİAD bir rapor ortaya koydu. Bu rapora bir bakıyoruz. Anayasada yer alması gerekenlerle ilgili olarak bütün becerikli, becerili çok iyi bilen uzman ne varsa hepsi var. Ama orada bir türlü halkı bulamıyoruz.” dedi.

Yeni anayasanın uzlaşmacı ve halk iradesini yansıtan bir şekilde yapılması için gayret gösteren Yeni Anayasa Platformu, ‘Anayasa Toplantıları’na Antalya’da devam etti. Antalya Dayanışma Platformu tarafından Kepez Belediyesi Nikah Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya, Doç. Dr. Yücel Sayman, Doç. Dr. Osman Can, Gazeteci Avni Özgürel ve Mehmet Uçum konuşmacı olarak katıldı.

Toplantıda konuşan eski Anayasa Mahkemesi raportörü Doç. Dr. Osman Can, 1924 yılında tek partili meclis tarafından yapılan anayasada birçok temel hak ve özgürlüklerin kullanıldığını, ancak Şeyh Sait İsyanı’ndan sonra Atatürk’ün 1925 yılında çıkardığı kanunla 1945 yılına kadar bu hakların askıya alındığını söyledi. 1960 yılında darbe yapılarak yeniden bir anayasa oluşturulduğunu ifade eden Can, şöyle devam etti: “1980 yılına kadar bu sistem devam etti. Bu süre zarfında ‘kimisi becerili kimisi becerikliler’ kendi iktidarlarını pekiştirdiler. 1980 yılına geldiğimizde yine aynı güçler önceki yaptıkları anayasayı beğenmediler. Problem var dediler. Yeniden sistemi kendilerine göre dizayn ettiler. Buna göre yasalar çıkarttılar. Yeni bir anayasa oluşturdular. Bu anayasayla da 2011 yılına kadar geldik.”

1980 Anayasası ile yarının Türkiye’sini inşa edebilmenin mümkün olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Can, “Bütün sistemler kendisini değiştirirken Türkiye’deki yapının halen 1980 tarihinde 5 tane generalin iradesine göre biçimlenmiş haliyle devam edebilmesi çok mümkün değildir. 20 yıl önce 5 generalin iradesine göre hayatımızı sürdüremeyiz. Bundan sonra irade ve karar bize ait olmalı. Türkiye hakkında söz sahibi olmamız lazım. Bize ait olan memleketin hakkında konuşmamız gerekir.” şeklinde konuştu.

Gazeteci-yazar Avni Özgürel de, Anayasa Mahkemesi’nin tarihçesinde yer alan bir cümleye dikkat çekti. Mahkemenin internet sitesindeki tarihçe bölümünde, ‘1961’e kadar hakimiyet kayıtsız şartsız milletindi.’ ifadesinin yer aldığını aktaran Özgürel, Anayasa Mahkemesi’ne şu eleştirileri yöneltti: “1961’de bu bitmiştir diyor. 1961’den sonra kuvvetler ayrılığı ve biz varız. Anayasa Mahkemesi de ‘egemenlikte pay sahibiyiz’ diyor. Hepimiz biliyoruz. ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ diye her yerde asılı bir yazı var. Anayasa Mahkemesi’nin kendisi bunu yok sayıyor.”