CHP'li Tanrıkulu bu kez de canlı yayını terk etti
Beyaz TV ekranlarında yayınlanan 'Basın Kulisi' programına telefonla bağlanarak gazeteci Mehmet Faraç'ı tehdit eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, bu kez de Beyaz Ana Haber bültenini terk ederek bir olaya daha imza attı. Mehmet Faraç'ın canlı yayının sonunda CHP ile yaptığı açıklama ise parti içi dengelere alt üst edecek türden.
Sunuculuğunu Özge Özsağman'ın yaptığı ve gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı ile Mehmet Faraç’ın yorumlarıyla gündem oluşturan ‘Basın Kulisi’ programına dün akşam CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun söylediği sözler damgasını vurdu.
Tanrıkulu, kendisi hakkında haksız eleştirilerde bulunduğu gerekçesiyle gazeteci Mehmet Faraç’a ‘Benim olmadığım bir ortamda bir daha konuşursan…” sözleriyle gözdağı verdi.
Bu gelişmelerin ardından Beyaz TV Ana Haber bültenine katılan Faraç, yaşanan tartışma ile ilgili canlı yayında açıklamalarda bulundu. Mehmet Faraç’ın açıklamaların ardından yayına telefonla bağlanan Sezgin Tanrıkulu ise sunucu Ferda Yıldırım’ın sorularına yanıt vermekten kaçındı ve yaptığı açıklamanın ardından telefonu kapattı.
Mehmet Faraç o gecede yaşananları şöyle açıkladı:
CHP tarihinde ilk kez Genel Başkan koltuğunda oturan bir kişi canlı yayında CHP üyesi olan bir gazeteciyi tehdit etti. Bugün benim telefonum kilitlendi mail yağdı bana ve birçok sitede ‘Tanrıkulu Mehmet Faraç’ı tehdit etti’ diye haberler yapıldı. Bu utanç benim değil bu utanç dün beni canlı yayında tehdit eden ve o kişiyi oraya getirenlerin utancıdır. Yaptığımız programda konu CHP’ye gelmişken ve pati içi unsurlara değinirken, adından hiç bahsetmediğim Tanrıkulu canlı yayına telefonla bağlandı ve hayatını Atatürk’ün partisini katkı sağlamış birini tehdit etti”
Siyasi bir beklentisi olmadığın belirten Faraç, “ CHP yönetimi tercihini yapmıştır. Bir dönem parti meclisinde çalışan Faraç’ı alıp yerine Tanrıkulu’yu koymuştur. Burada mesele Atatürk’ün partisinde yönetici konumunda olan ve üstelik insan haklarından sorumlu birisinin açıp gazeteciyi tehdit etmesidir” diye konuştu.
Ferda Yıldırım’ın ‘Siz Tanrıkulu’nun adını anmadınız ama Yılmaz Özdil’in yazısını bir atıfta bulundunuz’ sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “ Evet Sayın Yılmaz Özdil’in kurultaydan bir gün önceki yani 17 Aralık’taki yazısında delegeleri uyarmak için Tanrıkulu’nun Habur’dan giren bazı teröristlerin avukatı olduğuna dikkat çekmiş ve ‘Habur otobüsünden indi CHP otobüsüne bindi’ demişti. Ben bunu bile anımsatırken Tanrıkulu’nun adını anmadım. Mesele burada nedir Sayın Tanrıkulu buna kızmıştır. Açıp burada o PKK’lılar avukatlığını reddetmedi kendisi tek gerekçesi var benim olmadığım bir ortamda beni konuşamaz diyor. Biz bu programda birçok siyasiyi konuşuyoruz onların hepsi burada mı? CHP tabanı bugün infial halindedir ben Sayın Tanrıkulu’nun çıkıp özür dilemesini beklerdim”
Mehmet Faraç’ın bu açıklamalarının ardından telefonla yayına katılan Tanrıkulu, sunucu Ferda Yıldırım’ın sorularına cevap vermeyi kabul etmedi ve ‘İlk önce beni bir dinleyin’ diyerek sözü aldı.
Mehmet Faraç’ın kendisini iyi bildiğini söyleyen Tanrıkulu, “ Ben Sayın Faraç Bey’i tanıyorum. Benim hayatım tehditlerle mücadele ile geçmiştir. Kim şiddete maruz kalmışsa ben büyük bir mücadele ile onlara savunmuşumdur. Sayın Faraç’ı tehdit etmek gibi bir düşüncem ve niyetim yok bu yanlış anlaşılma ortadan kaldırılsın” diye konuştu.
Ferda Yıldırım’ın ısrarlı soruları karşısında ‘Dinleyin beni’ diyerek karşılık veren Tanrıkulu, “ Partimizin üyesi olan Faraç ile ben medya önünde tartışmam ve konuşmam. Biz iki dost gibi konuşuruz. Faraç bir gazetecinin yaptığı bir atıfla imada bulunmasını doğru bulmadığımı ifade ettim. Sayın Yılmaz Özdil’in yazısına atıfta bulunarak gazetecilikten önce bir partili olarak doğru değil” dedi.
Mehmet Faraç’ı tehdit ettiğinize Beyaz TV izleyicileri şahit oldu ‘konuşursan…’ şeklindeki sözünüz ile ne demek istediniz sorusunu Tanrıkulu’ya yönelten Ferda Yıldırım istediği cevabı alamadı. Tanrıkulu soruya yanıt vermekten kaçındı ve canlı yayını bağlantısını terk etti.
Tanrıkulu’nun aracılar araya koyarak bu olayı kapatalım dediğini söyleyen Faraç, “ Kendisi parti üyelerinden özür dilemelidir. Telefonu kapatarak gösterdiği davranış nedeniyle kınanacaktır. CHP tarihinde olmamış bir şey yaptı” diye konuştu.
Ahmet Türk’ün ‘Bu bölgeye Mehmet Faraç gibi kişiler yerine Sezgin Tanrıkulu gibi kişiler gelmeli’ şeklindeki mektubuna da değinen Faraç, “ CHP beni deneyiminden dolayı PM’ye aldı. Kürt komisyonuna seçildim orada içli dışlı olduk o bölgede insanlar sevdi bizi. Biz bu çalışmaları yaparken bu sözleri söyledi Sayın Ahmet Türk. Bu demokratik bir duruş değil. CHP yönetimi çok ilginçtir Ahmet Türk’ün bu çıkışının ardından beni bir kenara bıraktı ve Sayın Tanrıkulu’yu PM’ye aldı, insan haklarından sorumlu kişi yaptı” dedi.
Tanrıkulu, kendisi hakkında haksız eleştirilerde bulunduğu gerekçesiyle gazeteci Mehmet Faraç’a ‘Benim olmadığım bir ortamda bir daha konuşursan…” sözleriyle gözdağı verdi.
Bu gelişmelerin ardından Beyaz TV Ana Haber bültenine katılan Faraç, yaşanan tartışma ile ilgili canlı yayında açıklamalarda bulundu. Mehmet Faraç’ın açıklamaların ardından yayına telefonla bağlanan Sezgin Tanrıkulu ise sunucu Ferda Yıldırım’ın sorularına yanıt vermekten kaçındı ve yaptığı açıklamanın ardından telefonu kapattı.
Mehmet Faraç o gecede yaşananları şöyle açıkladı:
CHP tarihinde ilk kez Genel Başkan koltuğunda oturan bir kişi canlı yayında CHP üyesi olan bir gazeteciyi tehdit etti. Bugün benim telefonum kilitlendi mail yağdı bana ve birçok sitede ‘Tanrıkulu Mehmet Faraç’ı tehdit etti’ diye haberler yapıldı. Bu utanç benim değil bu utanç dün beni canlı yayında tehdit eden ve o kişiyi oraya getirenlerin utancıdır. Yaptığımız programda konu CHP’ye gelmişken ve pati içi unsurlara değinirken, adından hiç bahsetmediğim Tanrıkulu canlı yayına telefonla bağlandı ve hayatını Atatürk’ün partisini katkı sağlamış birini tehdit etti”
Siyasi bir beklentisi olmadığın belirten Faraç, “ CHP yönetimi tercihini yapmıştır. Bir dönem parti meclisinde çalışan Faraç’ı alıp yerine Tanrıkulu’yu koymuştur. Burada mesele Atatürk’ün partisinde yönetici konumunda olan ve üstelik insan haklarından sorumlu birisinin açıp gazeteciyi tehdit etmesidir” diye konuştu.
Ferda Yıldırım’ın ‘Siz Tanrıkulu’nun adını anmadınız ama Yılmaz Özdil’in yazısını bir atıfta bulundunuz’ sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “ Evet Sayın Yılmaz Özdil’in kurultaydan bir gün önceki yani 17 Aralık’taki yazısında delegeleri uyarmak için Tanrıkulu’nun Habur’dan giren bazı teröristlerin avukatı olduğuna dikkat çekmiş ve ‘Habur otobüsünden indi CHP otobüsüne bindi’ demişti. Ben bunu bile anımsatırken Tanrıkulu’nun adını anmadım. Mesele burada nedir Sayın Tanrıkulu buna kızmıştır. Açıp burada o PKK’lılar avukatlığını reddetmedi kendisi tek gerekçesi var benim olmadığım bir ortamda beni konuşamaz diyor. Biz bu programda birçok siyasiyi konuşuyoruz onların hepsi burada mı? CHP tabanı bugün infial halindedir ben Sayın Tanrıkulu’nun çıkıp özür dilemesini beklerdim”
Mehmet Faraç’ın bu açıklamalarının ardından telefonla yayına katılan Tanrıkulu, sunucu Ferda Yıldırım’ın sorularına cevap vermeyi kabul etmedi ve ‘İlk önce beni bir dinleyin’ diyerek sözü aldı.
Mehmet Faraç’ın kendisini iyi bildiğini söyleyen Tanrıkulu, “ Ben Sayın Faraç Bey’i tanıyorum. Benim hayatım tehditlerle mücadele ile geçmiştir. Kim şiddete maruz kalmışsa ben büyük bir mücadele ile onlara savunmuşumdur. Sayın Faraç’ı tehdit etmek gibi bir düşüncem ve niyetim yok bu yanlış anlaşılma ortadan kaldırılsın” diye konuştu.
Ferda Yıldırım’ın ısrarlı soruları karşısında ‘Dinleyin beni’ diyerek karşılık veren Tanrıkulu, “ Partimizin üyesi olan Faraç ile ben medya önünde tartışmam ve konuşmam. Biz iki dost gibi konuşuruz. Faraç bir gazetecinin yaptığı bir atıfla imada bulunmasını doğru bulmadığımı ifade ettim. Sayın Yılmaz Özdil’in yazısına atıfta bulunarak gazetecilikten önce bir partili olarak doğru değil” dedi.
Mehmet Faraç’ı tehdit ettiğinize Beyaz TV izleyicileri şahit oldu ‘konuşursan…’ şeklindeki sözünüz ile ne demek istediniz sorusunu Tanrıkulu’ya yönelten Ferda Yıldırım istediği cevabı alamadı. Tanrıkulu soruya yanıt vermekten kaçındı ve canlı yayını bağlantısını terk etti.
Tanrıkulu’nun aracılar araya koyarak bu olayı kapatalım dediğini söyleyen Faraç, “ Kendisi parti üyelerinden özür dilemelidir. Telefonu kapatarak gösterdiği davranış nedeniyle kınanacaktır. CHP tarihinde olmamış bir şey yaptı” diye konuştu.
Ahmet Türk’ün ‘Bu bölgeye Mehmet Faraç gibi kişiler yerine Sezgin Tanrıkulu gibi kişiler gelmeli’ şeklindeki mektubuna da değinen Faraç, “ CHP beni deneyiminden dolayı PM’ye aldı. Kürt komisyonuna seçildim orada içli dışlı olduk o bölgede insanlar sevdi bizi. Biz bu çalışmaları yaparken bu sözleri söyledi Sayın Ahmet Türk. Bu demokratik bir duruş değil. CHP yönetimi çok ilginçtir Ahmet Türk’ün bu çıkışının ardından beni bir kenara bıraktı ve Sayın Tanrıkulu’yu PM’ye aldı, insan haklarından sorumlu kişi yaptı” dedi.