Sarkozy Libya'da demokrasinin güvencesi mi oldu?
Sabah Gazetesi Başyazarı Mehmet Barlas, bugünkü köşe yazısında, ABD önderliğindeki koalisyon güçlerinin Libya'ya yönelik başlattığı hava ve deniz operasyonunu kaleme aldı.
Libya‘ya Askeri Müdahale (Son Detaylar)
Barlas, İngiltere'nin Genelkurmay Başkanı General Sir David Richards'ın "Hedefimiz kesinlikle Kaddafi değildir" şeklindeki açıklamasını eleştirerek, "Asıl amaç Avrupa'ya en yakın olan Libya'daki petrolü korumak olmasın?" dedi.
İşte Barlas'ın bugünkü köşe yazısı:
Sarkozy Libya'da demokrasinin güvencesi mi oldu?
Ortadoğu'nun despotik yönetimlerine baş kaldıran halklar "Artık demokrasi gelsin" diye eylem koymaya başlamışlardı...
Mesela Mısır'da Mübarek gitti ve yerine askeri yönetim geldi.
Meğer olayların itici gücü sadece Ortadoğu'nun demokrasi isteyen halklarından ibaret değilmiş.
Meğer Fransa'nın Sarkozy'si de, NATO'nun uçakları ve füzeleri de demokrasiden yanaymışlar.
Ama sadece Libya'da...
Gazze'deki demokrasi şu anda kimsenin umurunda değil.
Kuzey Kore'deki ve Küba'daki halklar sokağa dökülmediklerine göre onlar henüz demokrasi istemiyorlar.
Bahreyn'deki halklar ise galiba ne istediklerini bilmiyorlar.
Bu kadar kafa karışıklığı herhalde 21'inci yüzyılı sürüklemeye yetecektir.
Hedef Kaddafi değilmiş...
Dün İngiltere'nin Genelkurmay Başkanı General Sir David Richards'ın "Hedefimiz kesinlikle Kaddafi değildir" şeklindeki açıklaması vardı...
Amaç Libyalı sivilleri korumakmış.
Asıl amaç Avrupa'ya en yakın olan Libya'daki petrolü korumak olmasın?
Ama bu da açık ve seçik söylenilemez ki.
Çünkü dış siyasette yüksek idealler seslendirilir.
İşin acı olan yanı, Kaddafi'nin ilk bombalanması değil ki bu.
Berlin'de bir diskotek 1986'da Libyalıların koyduğu bombalarla havaya uçurulduktan sonra da, Kaddafi'yi Amerikan uçakları evinden vurmamışlar mıydı?
O zaman Başkan Reagan'dı şimdi Obama var.
Ambargo nasıl bitti?
Veya 1988'de Lockerbee'de Libyalıların koydukları bomba ile düşürülen Pan Am yolcu uçağı olayından sonra Kaddafi 20 yıl Libya dışına çıkamadı.
Libya'ya ambargo uygulandı.
Hatta Erbakan'ın ambargolu Kaddafi'yi ziyaret ettiği için Amerika'nın kara listesine girdiği de iddia edilmez mi?
Erbakan-Çiller koalisyon hükümetinin ilk firesi Mehmet Ağar'ın Libya ziyaretini gerekçe göstererek bakanlıktan istifa etmesi olmamış mıydı?
Sonra nasıl oldu da, Sarkozy Kaddafi'nin çadırının Paris saraylarının bahçesine kurulmasına izin verdi?
Avrupa başkentleri Kaddafi geliyor diye neden o tatlı heyecanları yaşadılar?
Onların Kaddafi'yi yeniden bağırlarına basmaları için, demek Libya'nın Lockerbee-zedelere birkaç milyar dolar ödemesi yetiyormuş.
Tatsız bir yemek
Onların yeniden uyanmaları için Libya halkının sokağa dökülmesi mi gerekiyordu?
Gerçekten NATO uçakları neden bombalıyor Libya'yı?
Bu işi zaten Kaddafi'nin kendisi yapmıyor mu?
Amaç yeni bir Ömer Muhtar yaratmak ve Kaddafi'yi kendi küllerinden bir ulusal kahraman olarak çıkartmak mı?
Ne kadar süre ile bombalayacaklar Libya'yı?
Füzelerde Kaddafi karşıtlarına ve sivillere zarar verilmemesini sağlayacak GPS'ler mi var acaba?
Şimdi Kaddafi'nin eline muhaliflerini "Dış düşmanın işbirlikçileri" diyerek tasfiye etmek için gerekçe verilmedi mi?
Kısacası "Dış siyaset" adı verilen bu karmaşa çok su kaldıran bir yemektir.
Şu anda bu yemeğin tadı tuzu yok açıkçası.
Barlas, İngiltere'nin Genelkurmay Başkanı General Sir David Richards'ın "Hedefimiz kesinlikle Kaddafi değildir" şeklindeki açıklamasını eleştirerek, "Asıl amaç Avrupa'ya en yakın olan Libya'daki petrolü korumak olmasın?" dedi.
İşte Barlas'ın bugünkü köşe yazısı:
Sarkozy Libya'da demokrasinin güvencesi mi oldu?
Ortadoğu'nun despotik yönetimlerine baş kaldıran halklar "Artık demokrasi gelsin" diye eylem koymaya başlamışlardı...
Mesela Mısır'da Mübarek gitti ve yerine askeri yönetim geldi.
Meğer olayların itici gücü sadece Ortadoğu'nun demokrasi isteyen halklarından ibaret değilmiş.
Meğer Fransa'nın Sarkozy'si de, NATO'nun uçakları ve füzeleri de demokrasiden yanaymışlar.
Ama sadece Libya'da...
Gazze'deki demokrasi şu anda kimsenin umurunda değil.
Kuzey Kore'deki ve Küba'daki halklar sokağa dökülmediklerine göre onlar henüz demokrasi istemiyorlar.
Bahreyn'deki halklar ise galiba ne istediklerini bilmiyorlar.
Bu kadar kafa karışıklığı herhalde 21'inci yüzyılı sürüklemeye yetecektir.
Hedef Kaddafi değilmiş...
Dün İngiltere'nin Genelkurmay Başkanı General Sir David Richards'ın "Hedefimiz kesinlikle Kaddafi değildir" şeklindeki açıklaması vardı...
Amaç Libyalı sivilleri korumakmış.
Asıl amaç Avrupa'ya en yakın olan Libya'daki petrolü korumak olmasın?
Ama bu da açık ve seçik söylenilemez ki.
Çünkü dış siyasette yüksek idealler seslendirilir.
İşin acı olan yanı, Kaddafi'nin ilk bombalanması değil ki bu.
Berlin'de bir diskotek 1986'da Libyalıların koyduğu bombalarla havaya uçurulduktan sonra da, Kaddafi'yi Amerikan uçakları evinden vurmamışlar mıydı?
O zaman Başkan Reagan'dı şimdi Obama var.
Ambargo nasıl bitti?
Veya 1988'de Lockerbee'de Libyalıların koydukları bomba ile düşürülen Pan Am yolcu uçağı olayından sonra Kaddafi 20 yıl Libya dışına çıkamadı.
Libya'ya ambargo uygulandı.
Hatta Erbakan'ın ambargolu Kaddafi'yi ziyaret ettiği için Amerika'nın kara listesine girdiği de iddia edilmez mi?
Erbakan-Çiller koalisyon hükümetinin ilk firesi Mehmet Ağar'ın Libya ziyaretini gerekçe göstererek bakanlıktan istifa etmesi olmamış mıydı?
Sonra nasıl oldu da, Sarkozy Kaddafi'nin çadırının Paris saraylarının bahçesine kurulmasına izin verdi?
Avrupa başkentleri Kaddafi geliyor diye neden o tatlı heyecanları yaşadılar?
Onların Kaddafi'yi yeniden bağırlarına basmaları için, demek Libya'nın Lockerbee-zedelere birkaç milyar dolar ödemesi yetiyormuş.
Tatsız bir yemek
Onların yeniden uyanmaları için Libya halkının sokağa dökülmesi mi gerekiyordu?
Gerçekten NATO uçakları neden bombalıyor Libya'yı?
Bu işi zaten Kaddafi'nin kendisi yapmıyor mu?
Amaç yeni bir Ömer Muhtar yaratmak ve Kaddafi'yi kendi küllerinden bir ulusal kahraman olarak çıkartmak mı?
Ne kadar süre ile bombalayacaklar Libya'yı?
Füzelerde Kaddafi karşıtlarına ve sivillere zarar verilmemesini sağlayacak GPS'ler mi var acaba?
Şimdi Kaddafi'nin eline muhaliflerini "Dış düşmanın işbirlikçileri" diyerek tasfiye etmek için gerekçe verilmedi mi?
Kısacası "Dış siyaset" adı verilen bu karmaşa çok su kaldıran bir yemektir.
Şu anda bu yemeğin tadı tuzu yok açıkçası.