İzmirli Mühendis Libya’dan Askeri Uçakla Döndü
Torbalı’nın Karakuyu Mahallesi’nden beş ay önce Libya’ya çalışmaya giden ve çıkan iç karışıklık nedeniyle bu ülkede mahsur kalan 25 yaşındaki Güneş Bardakçı, yaşanan sıkıntılı günlerin ardından memleketine döndü. Genç mühendis Güneş Bardakçı, Libya’nın Zı
Beş ay önce Libya’ya giden Bardakçı’nın Karakuyu Mahallesi’nde yaşayan ailesi, ülkede çıkan isyan ve çatışmalar nedeniyle tedirgin olmuş ve oğulları ile uzun süre iletişim kuramamıştı. Önceki gün askeri kargo uçağı ile Libya’dan Türkiye’ye giriş yapan Bardakçı, ailesine kavuşmanın mutluluğunu yaşadı.
Günlerce yiyecek ve içecek bulmakta zorluk çektiklerini söyleyen Bardakçı, Libya’da büyük sıkıntı yaşadıklarını dile getirdi. Zor şartlar altında hayatlarını sürdürmeye çalıştıklarını ve Türkiye’ye dönmekten dolayı çok mutlu olduğunu ifade eden genç mühendis Bardakçı, yaşadığı zor günleri anlattı. Yaşadığı sıkıntı ve tedirginliği hayatı boyunca asla unutmayacağını belirten Bardakçı, şöyle konuştu: "Şantiyedeki işçilerimi tahliye etmeden oradan ayrılmak istemedim. 10 gün boyunca çok zor günler yaşadık.
Son 15 kişi kaldıktan ve şantiyede gerekli güvenlik önlemleri alındıktan sonra Libya Tripoli Havalimanı’na doğru hareket ettik. Yoldaki kontrol noktalarına denk gelmemek için dağ yolundan ilerledik. Buna rağmen 10 kilometrelik yolda 5 defa bizi aradılar. Daha sonra havalimanına geldik. Ancak, oradaki durumu anlatmak imkansız. Herkes sefalet içinde kurtarılmayı bekliyor."
SIRAYI BOZDUK DİYE BİZİ KIRBAÇLADILAR
Libya’da yaşayan Avrupalı vatandaşların ellerinde kendi ülkelerinin bayraklarını taşıyıp tek sıra halinde ilerlediğini ifade eden Bardakçı, şunları söyledi: "Müslümanlara karşı yapılan eziyet ve işkenceyi orada olmayan bilemez. Beklememiz için bizi bir yere götürdüler. Ama adım atmak imkansız. Bütün askerlerin elinde sopa, kırbaç veya cop bulunuyor. Sırayı bozan ve taşkınlık yapanlar anında dövülüyor. Birkaç defa bavulum ortada kaldı diye bana da kırbaç vurdular." Havalimanında tuvaletlerin yapılması
için sadece bir adet büyük bir baraka kurulduğunu anlatan Bardakçı, "Herkes aynı yerde yatıyor. Stresten insanlar birbirine giriyordu. 11 gün boyunca savaşın içinde kaldık ama havalimanında yaşadıklarıma asla değişmem. Tam bir insanlık ayıbı. Birçok askeri silahı Libya’da tanıdım. Askeri kargo uçağı bölgeye geldiğinde çok sevindik. Hiç kimse uçağa binmeden tam olarak kurtulmuş sayılamazdı. Uçaktaki yerlerimizi almamız ile birlikte yaşanılan sevinç ve birbirine sarılan insanların mutluluğu görülmeye değer
bir manzaraydı. Bizi Dalaman Havalimanına getirdiler ve otobüslerle evimize gönderdiler. Çok zor şartlarda geldik. Ancak, sonunda evimize ve ailemize kavuştuk. Çok mutluyuz. Bizi kurtaranlara teşekkür ederiz" dedi.
BAŞLADIĞIM PROJEYİ TAMAMLAMAK İSTİYORUM
Olayların son bulması halinde geriye dönmeyi çok istediğini ifade eden genç mühendis Bardakçı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Orada kurulan dostlukların çok büyük faydasını gördük. Bölgede yaşayan masum insanların çektikleri acılar beni üzüyor. Belki de geride kalan yerli halkın bir çoğu bir süre sonra idam edilecek. Bunu hiç kimse bilemez. Ama ben olayların yatışması ve şirketimin de projeyi tekrar sürdürmeye karar vermesi halinde yeniden Libya’ya gidip projeyi tamamlamak istiyorum. Ben Zıntan kentindeki bu
projeyi bitireceğime orada yaşayan halka söz verdim. Bu sözümü de tutmak istiyorum."
MUTLULUK GÖZYAŞLARI
Oğlunun Libya’da olmasından dolayı büyük sıkıntı yaşadıklarını söyleyen baba Memduh Bardakçı, sözlerine şöyle devam etti: "Bir haftadır diken üzerinde idik. Sağ salim kavuştuk, çok mutluyuz. Güneş’in anlattığına göre orada zor günler yaşamış. Kendisi ile Libya’da iken irtibatta oldukça zorlandık. İnternet aracılığıyla görüşüyorduk. Sağ salim geriye döndüğü için çok mutluyuz."
Anne Sema Bardakçı ise oğlu ile her zaman gurur duyduğunu söyleyerek şöyle konuştu: "Aklımıza çok kötü şeyler geldi. Şantiyede çalışanlardan kimseyi geride bırakmaması ve yükümlülüklerinin sonuna kadar farkında olması beni çok duygulandırdı. Sorumluluğunun son derece bilincinde olan bir evlat sahibi olduğum için gurur duyuyorum."
Kaynak: İHA
Günlerce yiyecek ve içecek bulmakta zorluk çektiklerini söyleyen Bardakçı, Libya’da büyük sıkıntı yaşadıklarını dile getirdi. Zor şartlar altında hayatlarını sürdürmeye çalıştıklarını ve Türkiye’ye dönmekten dolayı çok mutlu olduğunu ifade eden genç mühendis Bardakçı, yaşadığı zor günleri anlattı. Yaşadığı sıkıntı ve tedirginliği hayatı boyunca asla unutmayacağını belirten Bardakçı, şöyle konuştu: "Şantiyedeki işçilerimi tahliye etmeden oradan ayrılmak istemedim. 10 gün boyunca çok zor günler yaşadık.
Son 15 kişi kaldıktan ve şantiyede gerekli güvenlik önlemleri alındıktan sonra Libya Tripoli Havalimanı’na doğru hareket ettik. Yoldaki kontrol noktalarına denk gelmemek için dağ yolundan ilerledik. Buna rağmen 10 kilometrelik yolda 5 defa bizi aradılar. Daha sonra havalimanına geldik. Ancak, oradaki durumu anlatmak imkansız. Herkes sefalet içinde kurtarılmayı bekliyor."
SIRAYI BOZDUK DİYE BİZİ KIRBAÇLADILAR
Libya’da yaşayan Avrupalı vatandaşların ellerinde kendi ülkelerinin bayraklarını taşıyıp tek sıra halinde ilerlediğini ifade eden Bardakçı, şunları söyledi: "Müslümanlara karşı yapılan eziyet ve işkenceyi orada olmayan bilemez. Beklememiz için bizi bir yere götürdüler. Ama adım atmak imkansız. Bütün askerlerin elinde sopa, kırbaç veya cop bulunuyor. Sırayı bozan ve taşkınlık yapanlar anında dövülüyor. Birkaç defa bavulum ortada kaldı diye bana da kırbaç vurdular." Havalimanında tuvaletlerin yapılması
için sadece bir adet büyük bir baraka kurulduğunu anlatan Bardakçı, "Herkes aynı yerde yatıyor. Stresten insanlar birbirine giriyordu. 11 gün boyunca savaşın içinde kaldık ama havalimanında yaşadıklarıma asla değişmem. Tam bir insanlık ayıbı. Birçok askeri silahı Libya’da tanıdım. Askeri kargo uçağı bölgeye geldiğinde çok sevindik. Hiç kimse uçağa binmeden tam olarak kurtulmuş sayılamazdı. Uçaktaki yerlerimizi almamız ile birlikte yaşanılan sevinç ve birbirine sarılan insanların mutluluğu görülmeye değer
bir manzaraydı. Bizi Dalaman Havalimanına getirdiler ve otobüslerle evimize gönderdiler. Çok zor şartlarda geldik. Ancak, sonunda evimize ve ailemize kavuştuk. Çok mutluyuz. Bizi kurtaranlara teşekkür ederiz" dedi.
BAŞLADIĞIM PROJEYİ TAMAMLAMAK İSTİYORUM
Olayların son bulması halinde geriye dönmeyi çok istediğini ifade eden genç mühendis Bardakçı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Orada kurulan dostlukların çok büyük faydasını gördük. Bölgede yaşayan masum insanların çektikleri acılar beni üzüyor. Belki de geride kalan yerli halkın bir çoğu bir süre sonra idam edilecek. Bunu hiç kimse bilemez. Ama ben olayların yatışması ve şirketimin de projeyi tekrar sürdürmeye karar vermesi halinde yeniden Libya’ya gidip projeyi tamamlamak istiyorum. Ben Zıntan kentindeki bu
projeyi bitireceğime orada yaşayan halka söz verdim. Bu sözümü de tutmak istiyorum."
MUTLULUK GÖZYAŞLARI
Oğlunun Libya’da olmasından dolayı büyük sıkıntı yaşadıklarını söyleyen baba Memduh Bardakçı, sözlerine şöyle devam etti: "Bir haftadır diken üzerinde idik. Sağ salim kavuştuk, çok mutluyuz. Güneş’in anlattığına göre orada zor günler yaşamış. Kendisi ile Libya’da iken irtibatta oldukça zorlandık. İnternet aracılığıyla görüşüyorduk. Sağ salim geriye döndüğü için çok mutluyuz."
Anne Sema Bardakçı ise oğlu ile her zaman gurur duyduğunu söyleyerek şöyle konuştu: "Aklımıza çok kötü şeyler geldi. Şantiyede çalışanlardan kimseyi geride bırakmaması ve yükümlülüklerinin sonuna kadar farkında olması beni çok duygulandırdı. Sorumluluğunun son derece bilincinde olan bir evlat sahibi olduğum için gurur duyuyorum."
