Bağış: Türkiye Basın Tarihinin En Özgür Dönemini Yaşıyor"
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye‘de basın tarihinin en özgür döneminin yaşanmakta olduğunu söyledi.
Bağış, "Türkiye‘de basın özgürlüğünü kısıtlamaya çalışan herhangi birileri olursa karşılarında herkesten önce bizi, devleti, hükümeti, iktidar partisini, Sayın Başbakanımızı bulurlar" dedi.
Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) ve Türk Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA) tarafından düzenlenen "Türk Amerikan Ulusal Liderlik Konferansı"na katılmak üzere Washington‘a gelen Bağış, konferans sonrasında gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Türkiye‘deki basın özgürlüğüne ilişkin bir soru üzerine Bağış, "Sayın Başbakanımızın bir zamanlar şiir okuduğu için hapis yatmış bir kişi olduğunu lütfen unutmayalım. Basın özgürlüğü konusunda bizler en az sizler kadar hassasız. Ancak hiçbir sektör mensuplarına suç işleme özgürlüğü tanıyamayaz" dedi.
Bağış, "Türkiye‘de bağımsız bir yargımız var. Bütün demokratik ülkelerde olduğu gibi. Aynı bağımsız yargı 3 yıl evvel partimizi kapama girişiminde bulundu. Aynı bağımsız yargı bundan 3 yıl evvel açtığı davada ben dahil, Sayın Başbakan dahil Türkiye‘nin 71 siyasetçisine yasak getirme girişiminde bulundu. Biz bağımsız yargıda savunmamızı yaptık ve neticeye de saygı duyduk" şeklinde konuştu.
Bakan Bağış konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızın bile hassasiyetini dile getirdiği bir konuda, bir Cumhuriyet Savcımız, gözaltına alınan gazetecilerin göz altına alınma sebeplerinin meslekleriyle hiçbir alakasının olmadığını açıkladı. Şu anda yapmamız gereken iddianamenin ortaya çıkmasını beklemek ve bu arkadaşların neden gözaltına alındığını anlamka olacaktır. Eğer ifade özgürlügünü kısıtlamaya yönelik, basın özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik herhangi bir girişim varsa, dediğim gibi onun ilk önce karşısında biz dururuz.
Ama eğer bir suç işleme, çete kurma, demokratik yollarla iktidara gelmiş bir hükümeti, demokratik olmayan yöntemlerle, darbeyle görevden alma girişimleri olmuşsa, bir takım ele geçirilen patlayıcıların, silahların, yasak ve kanunsuz bir şekilde kaydedilmiş görüşme tutanaklarının bulunduğu bir ortamda bunun bir parçası olmuşlarsa, bir suç işlenmisse, onların yargılanmasını talep etmek de hepimizin gelecek nesillere en büyük borcudur. Çünkü Türkiye‘nin artık faili meçhullerle anılan bir ülke olması, hiç
birimizin isteidği birşey değil. Türkiye‘nin artık darbeci zihniyetle anılan bir ülke olması hiç birimizin arzu edeceği birşey değildir" dedi.
Bu konuda sabırlı olunması çağrısında bulunan Bağış, "Önce şu iddianameyi bir görelim. Ondan sonra değerlendirelim. Biz bütün bu süreçleri aşabilecek bir toplum, ülke olduğumuza inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
Ayrıca Türkiye‘de benzer problemleri yaşayan farklı gazetelerin yazarlarıyla ilgili aynı sorunlar varken konunun gündeme gelmediğini vurgulayan Bağış, "Yeni Şafak, Star, Zaman gazetesinin yazarlarının başına aynı şeyler gelince Türkiye‘de sorun olmuyordu, ABD‘de Washington Post‘da konu olmuyordu da, şimdi başka bir gazeteye gelince mi oluyor? Tabi ister istemez Türkiye‘deki bazı çevrelerde bu soru işareti oluşturuyor. Ama bunun çaresi nedir? Yasalarımızda eğer gözaltına alınma ve tutulma sürelerine
ilişkin bir düzenleme yapılması gerekiyorsa, çare buysa, bunu mutlaka yapmalıyız. Benim de basından takip ettiğim kadarıyla, her iki cenahtan da, yani farklı konularda, farklı şekilde, itham altında bulunan gazetecilerin de bir sonraki seçimlerde farklı siyasi partilerden milletvekili olacağı ortaya çıkmaya başladı. Demek ki bu mağdurlar, arkadaşlarımız, bizzat meclis kürsüsünden bu sorunu gündeme getirip, gerekli yasal değişiklikleri yapmak için bize öncülük edebilecekler" dedi.
Kaynak: İHA
Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) ve Türk Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA) tarafından düzenlenen "Türk Amerikan Ulusal Liderlik Konferansı"na katılmak üzere Washington‘a gelen Bağış, konferans sonrasında gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Türkiye‘deki basın özgürlüğüne ilişkin bir soru üzerine Bağış, "Sayın Başbakanımızın bir zamanlar şiir okuduğu için hapis yatmış bir kişi olduğunu lütfen unutmayalım. Basın özgürlüğü konusunda bizler en az sizler kadar hassasız. Ancak hiçbir sektör mensuplarına suç işleme özgürlüğü tanıyamayaz" dedi.
Bağış, "Türkiye‘de bağımsız bir yargımız var. Bütün demokratik ülkelerde olduğu gibi. Aynı bağımsız yargı 3 yıl evvel partimizi kapama girişiminde bulundu. Aynı bağımsız yargı bundan 3 yıl evvel açtığı davada ben dahil, Sayın Başbakan dahil Türkiye‘nin 71 siyasetçisine yasak getirme girişiminde bulundu. Biz bağımsız yargıda savunmamızı yaptık ve neticeye de saygı duyduk" şeklinde konuştu.
Bakan Bağış konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızın bile hassasiyetini dile getirdiği bir konuda, bir Cumhuriyet Savcımız, gözaltına alınan gazetecilerin göz altına alınma sebeplerinin meslekleriyle hiçbir alakasının olmadığını açıkladı. Şu anda yapmamız gereken iddianamenin ortaya çıkmasını beklemek ve bu arkadaşların neden gözaltına alındığını anlamka olacaktır. Eğer ifade özgürlügünü kısıtlamaya yönelik, basın özgürlüğünü kısıtlamaya yönelik herhangi bir girişim varsa, dediğim gibi onun ilk önce karşısında biz dururuz.
Ama eğer bir suç işleme, çete kurma, demokratik yollarla iktidara gelmiş bir hükümeti, demokratik olmayan yöntemlerle, darbeyle görevden alma girişimleri olmuşsa, bir takım ele geçirilen patlayıcıların, silahların, yasak ve kanunsuz bir şekilde kaydedilmiş görüşme tutanaklarının bulunduğu bir ortamda bunun bir parçası olmuşlarsa, bir suç işlenmisse, onların yargılanmasını talep etmek de hepimizin gelecek nesillere en büyük borcudur. Çünkü Türkiye‘nin artık faili meçhullerle anılan bir ülke olması, hiç
birimizin isteidği birşey değil. Türkiye‘nin artık darbeci zihniyetle anılan bir ülke olması hiç birimizin arzu edeceği birşey değildir" dedi.
Bu konuda sabırlı olunması çağrısında bulunan Bağış, "Önce şu iddianameyi bir görelim. Ondan sonra değerlendirelim. Biz bütün bu süreçleri aşabilecek bir toplum, ülke olduğumuza inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
Ayrıca Türkiye‘de benzer problemleri yaşayan farklı gazetelerin yazarlarıyla ilgili aynı sorunlar varken konunun gündeme gelmediğini vurgulayan Bağış, "Yeni Şafak, Star, Zaman gazetesinin yazarlarının başına aynı şeyler gelince Türkiye‘de sorun olmuyordu, ABD‘de Washington Post‘da konu olmuyordu da, şimdi başka bir gazeteye gelince mi oluyor? Tabi ister istemez Türkiye‘deki bazı çevrelerde bu soru işareti oluşturuyor. Ama bunun çaresi nedir? Yasalarımızda eğer gözaltına alınma ve tutulma sürelerine
ilişkin bir düzenleme yapılması gerekiyorsa, çare buysa, bunu mutlaka yapmalıyız. Benim de basından takip ettiğim kadarıyla, her iki cenahtan da, yani farklı konularda, farklı şekilde, itham altında bulunan gazetecilerin de bir sonraki seçimlerde farklı siyasi partilerden milletvekili olacağı ortaya çıkmaya başladı. Demek ki bu mağdurlar, arkadaşlarımız, bizzat meclis kürsüsünden bu sorunu gündeme getirip, gerekli yasal değişiklikleri yapmak için bize öncülük edebilecekler" dedi.