Devlet Bakanı Ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan:
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi‘nin toplantısına katılan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Kriz öncesi dünya ile kriz sonrasındaki dünya arasında büyük fark olacak" dedi.
Kayseri Organize Sanayi Bölgesi‘ndeki toplantıya Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Kayseri Valisi Mevlüt Bilici, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, TBMM Başkan Vekili Sadık Yakut ile sanayiciler katıldı.
Devlet Bakanı Babacan, "Türkiye ekonomisi, dünyanın büyük sarsıntılar geçirdiği kriz ortamından iyi bir şekilde çıktı. 2009 yılındaki daralmayı, 2011 yılının ilk aylarında atlattık. Toplam üretim hacmi artıyor ve bu senenin Ocak ayındaki sanayi üretimi de geçen senenin aynı ayına göre yüzde 18 oranında artmış" dedi.
Babacan, "Şu anda pek çok ülkede yüzde yarım ekonomik büyüme çok büyük bir başarı olarak görünüyor. Böyle virgüller ile uğraşıyorlar. G-20 zirvesi Kanada‘da gerçekleştirildi. 20 ülkenin liderleri ve bakanları vardı. OECD genel sekreteri geldi. 20 ülke arasında tek bizim yüzümüzün güldüğünü söyledi" ifadesinde bulunarak, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Dünyada işler halen çok çok zor. Bankacılık ile ilgili ciddi sorunlar var. Bankalar devletten aldıkları destek ile ayakta duruyorlar. Devletler desteği çekse çalışamayacaklar. Destek veren devletlerin de kredisi sorgulanmaya başlandı. Kefilim diyenin attığı imzanın durumu eskisi gibi değil. Bırakın bankaları ‘Bu ülke borcunu ödeyebilir mi?‘ bunlar konuşulmaya başlandı. Hesabına kitabına dikkat etmeyen ülkeler çok ciddi bir problemin içinde.
Bu kriz öncesi dünya ile kriz sonrası dünya çok farklı olacak. Güç dengesi değişiyor. Bizim Dünya Bankası üzerindeki kredimiz ikiye katlandı. Kriz yönetimi sonrasında.
Uluslar arası kuruluşların yönetimi artık seçimle iş başına gelecek. Avrupalılara özel koltuklar ayrılmıştı şimdi bunların rezerve olan koltukları değişti. Böyle bir yapıda, Türkiye‘nin artık çok önemli sorunları ve görevleri var. Artık dünyanın neresinde ne olursa olsun, bizi ilgilendirmez diyemiyoruz. Türkiye‘nin resmi dış yardımları 1 milyar doları geçti. Türkiye 2002‘ye kadar dışarıdan yardım alırdı. 2004 yılından itibaren dışarı yardım yapılmaya başlandı. Afrika‘da 32 Büyük Elçilik olacak, daha çok
varlık gösterelim diye.
Sanayi açısından iç pazar ve dış Pazar çok önemli. Ama öte yandan ihracat da ekonomik yapımızın temel direği, Türkiye‘nin ihracatı 132 milyar dolara çıkmıştı 2008‘de, kriz sonrasında 102 milyara geriledi. Bu yıl içinde 132 milyar liraya yaklaşacağımız görünüyor. Olumsuz bir rüzgar esmezse. Ancak fiyatlar 2008‘e göre çok farklı. Sanayicimiz Türkiye‘de taşın altına elini en çok koyan bir kesim. Türkiye‘nin kendine has sorunları var. Türkiye‘yi daha kolay yatırım yeri haline getirmeye çalışıyoruz. Ama
istediğimiz yere gelmiş değil. Adım adım bunlara ulaşıyoruz. Yatırım Teşvik Programı da gayet iyi bir konumda çalışıyor".
Kaynak: İHA
Devlet Bakanı Babacan, "Türkiye ekonomisi, dünyanın büyük sarsıntılar geçirdiği kriz ortamından iyi bir şekilde çıktı. 2009 yılındaki daralmayı, 2011 yılının ilk aylarında atlattık. Toplam üretim hacmi artıyor ve bu senenin Ocak ayındaki sanayi üretimi de geçen senenin aynı ayına göre yüzde 18 oranında artmış" dedi.
Babacan, "Şu anda pek çok ülkede yüzde yarım ekonomik büyüme çok büyük bir başarı olarak görünüyor. Böyle virgüller ile uğraşıyorlar. G-20 zirvesi Kanada‘da gerçekleştirildi. 20 ülkenin liderleri ve bakanları vardı. OECD genel sekreteri geldi. 20 ülke arasında tek bizim yüzümüzün güldüğünü söyledi" ifadesinde bulunarak, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Dünyada işler halen çok çok zor. Bankacılık ile ilgili ciddi sorunlar var. Bankalar devletten aldıkları destek ile ayakta duruyorlar. Devletler desteği çekse çalışamayacaklar. Destek veren devletlerin de kredisi sorgulanmaya başlandı. Kefilim diyenin attığı imzanın durumu eskisi gibi değil. Bırakın bankaları ‘Bu ülke borcunu ödeyebilir mi?‘ bunlar konuşulmaya başlandı. Hesabına kitabına dikkat etmeyen ülkeler çok ciddi bir problemin içinde.
Bu kriz öncesi dünya ile kriz sonrası dünya çok farklı olacak. Güç dengesi değişiyor. Bizim Dünya Bankası üzerindeki kredimiz ikiye katlandı. Kriz yönetimi sonrasında.
Uluslar arası kuruluşların yönetimi artık seçimle iş başına gelecek. Avrupalılara özel koltuklar ayrılmıştı şimdi bunların rezerve olan koltukları değişti. Böyle bir yapıda, Türkiye‘nin artık çok önemli sorunları ve görevleri var. Artık dünyanın neresinde ne olursa olsun, bizi ilgilendirmez diyemiyoruz. Türkiye‘nin resmi dış yardımları 1 milyar doları geçti. Türkiye 2002‘ye kadar dışarıdan yardım alırdı. 2004 yılından itibaren dışarı yardım yapılmaya başlandı. Afrika‘da 32 Büyük Elçilik olacak, daha çok
varlık gösterelim diye.
Sanayi açısından iç pazar ve dış Pazar çok önemli. Ama öte yandan ihracat da ekonomik yapımızın temel direği, Türkiye‘nin ihracatı 132 milyar dolara çıkmıştı 2008‘de, kriz sonrasında 102 milyara geriledi. Bu yıl içinde 132 milyar liraya yaklaşacağımız görünüyor. Olumsuz bir rüzgar esmezse. Ancak fiyatlar 2008‘e göre çok farklı. Sanayicimiz Türkiye‘de taşın altına elini en çok koyan bir kesim. Türkiye‘nin kendine has sorunları var. Türkiye‘yi daha kolay yatırım yeri haline getirmeye çalışıyoruz. Ama
istediğimiz yere gelmiş değil. Adım adım bunlara ulaşıyoruz. Yatırım Teşvik Programı da gayet iyi bir konumda çalışıyor".